Ankara Cumhurbaşkanı Erdoğan Hollanda Ve Almanya'yı Sert Bir Dille Eleştirdi

Cumhurbaşkanı Erdoğan Hollanda Ve Almanya'yı Sert Bir Dille Eleştirdi

14.03.2017 - 15:26 | Son Güncellenme:

.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Hollanda Ve Almanyayı Sert Bir Dille Eleştirdi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Hollanda’nın bu haydutluğuna sahip çıkan ülkeler, tüm itibarlarını yitirmişlerdir. Çıkmış Almanya’nın Şansölyesi, ‘Ben Hollanda’nın yanındayım’ diyor. Senin ondan zaten farkının olmadığını biliyoruz. Başka şey de beklemiyoruz zaten. O da atlarıyla, itleriyle saldırıyor, sende atlarınla, itlerinle saldırıyorsun. Farkınız yok, aynısınız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen 14 Mart Tıp Bayramı Programında konuştu. Türkiye’nin, yıllardır Batı’ya garnizonluk yapan, İMF kapılarında birkaç milyon dolara el açan bir ülkeye alışanları şaşırttığını kaydeden Erdoğan, “Görev geldik, 23.5 milyar dolar İMF’ye borç var. Adam parasının hesabını bize sormuyor, ülkeyi nasıl yöneteceğimizi soruyor. Kendisine son Davos’a gidişimde, ‘Sen paranın hesabını sor. Türkiye’yi nasıl yöneteceğimizi bize sorma. O iş bizim işimiz’ dedim. Sen şu anda paranı alıyor musun dediğimde ses yok. Bundan sonra da böyle. Sen taksitlerini alacaksın, faizi ile beraber alıyorsun zaten ama bize siyaset noktasında akıl vermeye kalkma. 2013’te borcu sıfırladık. Onlar bizden borç istemeye kalktılar, verebiliriz dedik. Aynı şekilde 27.5 milyar dolar Merkez Bankasında vardı. Ama şimdi Merkez Bankamızın rezervi de hamdolsun 120 milyar dolardır. Bu güç onları ürkütüyor. Artık Türkiye kaynaklarını çeşitlendirdi. Ekonomide yok şöyle, yok böyle falan. Yok şöyle, yok böyle olsa gelip şuanda Çanakkale Köprüsüne yaklaşık 11 milyar doları bağlamak üzere küresel sermaye Türkiye’ye gelir mi? Şimdi 11 milyar doların yüzde 50’sini Kore girişimcisini, yüzde 50’sini de Türk girişimciler buraya yatırıyor ve bizim cebimizden para çıkmıyor. Onlar yapacak ve belli bir süre kendilerine verildi. İş bilenin kılıç kuşananındır” diye konuştu.
Eski Türkiye’ye alışanların, bugünkü Türkiye’nin duruşunu kabul edemediklerini belirten Erdoğan, “Aynen zücaciye dükkanına girmiş fil gibi kendi değerlerini, insan haklarını, uluslar arası hukuku çiğnemeye, her şeyi kırıp dökmeye başladılar. Bazı Avrupa ülkeleri bugün ırkçı ve faşist partilerin oyuncağı haline dönüşmüştür. Bizim, uzun zamandır, Avrupa’da yükselen ırkçılığa, İslam ve yabancı düşmanlığına dikkat çekiyor, her yerde muhataplarımızı bu konuda ikaz ediyorduk. Mülteciler üzerinden yürütülen tartışmaların sınır kapılarında bu insanlara yapılan muamelelerin orta ve uzun vadede en büyük zararı yine Avrupa ülkelerine vereceğini defalarca söyledik. Avrupa ülkelerini, meydanı faşistlere ve yabancı düşmanlarına bırakmamaları gerektiğini çok ciddi zararlar göreceklerini defalarca söyledik. Son bir haftadır yaşadıklarımız maalesef endişelerimizin haklılığını ortaya çıkartmıştır” ifadelerini kullandı.

“Hollanda’nın bu haydutluğuna sahip çıkan ülkeler, tüm itibarlarını yitirmişlerdir”
Hollanda ve Almanya’nın tutumunu çok sert bir dille eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Cumartesi gecesi, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımıza sergilenen saygısızlık, sadece Türkiye’ye, Türk milletine, bu milletin bir ferdine değil; uluslararası hukuka ve diplomasiye yapılmıştır. Devletler arası münasebetleri düzenleyen tüm teamüller, Viyana Sözleşmesi, AB Kriterleri Hollanda yönetimi tarafından ayaklar altına alınmıştır. Avrupa’nın savunduğu, iddia ettiği demokrasi, ifade özgürlüğü, toplanma hürriyeti, kadına ve insana saygı gibi değerlerin milyarlarca insanın gözünde artık bir hükmü kalmamıştır. Hollanda’nın bu haydutluğuna sahip çıkan ülkeler de, tüm itibarlarını yitirmişlerdir” dedi.

“Farkınız yok aynısınız”
Almanya Başbakanı Angela Merkel’in, Hollanda’ya destek açıklamalarını da eleştiren Erdoğan, “Çıkmış Almanya’nın Şansölyesi, ‘Ben Hollanda’nın yanındayım’ diyor. Senin ondan zaten farkının olmadığını biliyoruz. Başka şey de beklemiyoruz zaten. O da atlarıyla, itleriyle saldırıyor, sende atlarınla, itlerinle saldırıyorsun. Farkınız yok, aynısınız. Trabzonlu Hüseyin Kurt yavrumuzun üzerine köpeği saldırtıyor ve baldırından ısırmak suretiyle yaralanıyor. Doktorlar kendisine işe 3 ay gidemezsin diyor. Kendisini aradım ve görüştüm. Acil şifalar diledim. Buna benzer 7 kardeşimiz, toplam 32 darp yiyen diğer kardeşlerimiz var. Bütün bunlar ortadayken hala Avrupa’nın bazı ülkelerinin, buna bu şekilde destek veriyor olması manidardır. Mesele ne? Yarın orada seçim varmış” diye konuştu.

“Oylarınızı verirken sakın ha bu ikiliye oy vermeyin”
Hollanda ve Almanya’ya seslenen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Türkiye’ye düşmanlık güdenlere, oralardaki tüm yabancılara, Müslüman kardeşlerime, Türklere diyorum ki; gelin oylarınızı verirken sakın ha bu ikiliye oy vermeyin. Açık ve net söylüyorum. Her ne kadar burada hayır kampanyası için oralara gidenler varsa da o tuzağa düşmeyin. Türkiye’ye, Türk milletine, Türkiye’nin bakanına orada bu şekilde hareket edenler, bizim konsolosluğumuz bizim toprağımızdır. Oraya, o ülke müdahale edemez. Sen öyle yapıyorsun. O zaman Türkiye’deki büyükelçiliklerine de, konsolosluklarına da mütekabiliyetle giriş çıkışı yasaklamış vaziyetteyiz. Dün, Bakanlar Kurulumuz aldığı kararları açıkladı ama daha çalışacağız. Yapmamız gereken başka şeyler de var. Bu millet, sıradan bir millet değil, tanıyacaklar. Yapılan yanlışların bedelini öyle özürle falan bu geçiştirilemez. Yapılacak daha çok şeyler var. Bundan sonra Hollanda başta olmak üzere, Neonaziz zihniyetine esir olan, birkaç oy için en temel insani değerleri yok sayan ülkelerin hiçbir inandırıcılığı olmayacaktır. Hollanda, Cumartesi gecesi sergilediği devlet terörüyle en büyük zararı Avrupa’ya ve Avrupa Birliğine vermiştir. Artık Avrupa Birliği, kendisiyle iş birliği yapmak isteyenler için hukukun, insan haklarının, özgürlüklerin sembolü olmaktan da çıkmıştır. Avrupa, haydut devletlerin insafına terk edilemeyecek kadar önemli bir kıtadır. Bunun için tüm dünyayı, Avrupa’daki endişe verici gelişmeler karşısında daha duyarlı olmaya, kararlı bir duruş sergilemeye davet ediyoruz. Biz yapılanların hesabını hukuk, mütekabiliyet ve diplomasi çerçevesinde soracağız. Kuru bir özürle paçayı kurtaracaklarını sananlara nasıl bir yanlış içerisine düştüklerini muhakkak göstereceğiz. Bakanlar Kurulumuzdaki adımlar, sıra adımlarla devam edecektir” şeklinde konuştu.