Cumhurbaşkanı Erdoğan, İnce'nin adaylığını yorumladı: Çıldırtamadılar ama şaşırttılar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP’nin Muharrem İnce’yi cumhurbaşkanı adayı göstermesini “Bir sıkıntımız var; CHP’nin başındaki zata mı yoksa öne sürdüğü garibana mı bakacağız? Ortada bir aslı var bir de kuklası. Bizi, ‘çıldırtacaklarını’ söyleyerek yola çıkmışlardı. Haklarını vermek lazım, çıldırtmasalar da şaşırtmayı başardılar” dedi. Erdoğan, partisinin grup toplantısında özetle şu mesajları verdi:

PARTİSİNİ YÖNETMEK DAHA CAZİP: Ana muhalefet partisinin genel başkanı her nedense Cumhurbaşkanı adayı olmak istemedi. Partisini yönetmek, Türkiye’yi yönetmeye talip olmaktan daha cazip gelmiş olacak ki, bir başka ismi aday olarak öne sürdü. Bu isim öyle uzun zamandır lafını ettikleri, ‘çatı adayı’ filan da değil. CHP kongrelerinde genel başkanlık için aday olan ama bir türlü seçilemeyen bir ismi, Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı için önerdiler.

MİMİKLERİ İLE ORTAYA KOYDU: Ana muhalefetin gözünde CHP genel başkanlığı’, ‘Cumhurbaşkanlığı’ndan daha önemli ve kritik bir görev. Zaten Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayını tanıtırkenki tavrı, ifadeleri, takdim şekli bu konuya bakışını açıkça ortaya koyuyor. CHP kendi adayları için başarı hikayesinden ekonomi bilmeye kadar pek çok vasıf saymıştı. İsim açıklanan adayda belirtilen vasıflar arasında pek ilişki kurabilen çıkmadı.

CHP’NİN TOPTAN SATIŞINA GİDER: Dün 15 milletvekillerini ağlata ağlata başka bir partiye göndermişlerdi. Şimdi de seçmenlerine, başka partilerin adayları için seçim kurullarında görev çıkartmışlar. Bunu da ‘demokrasi’ ile açıklıyorlar. Dünyanın hiçbir yerinde siyaset mühendisliği hesapları için vekili ve seçmen pazarlamak, demokrasi kuralı değil. Korkarım bunun sonu CHP’nin toptan satışına kadar gider.

GARİBANA MI BAKAKACAĞIZ?: Bir sıkıntımız var; CHP’nin başındaki zata mı yoksa öne sürdüğü garibana mı bakacağız. Ortada bir aslı var bir de kuklası. Şimdi kimle uğraşacağız? Doğrusu şaşırdık. Bizi ‘çıldırtacaklarını’ söyleyerek yola çıkmışlardı. Haklarını vermek lazım, çıldırtmasalar da şaşırtmayı başardılar. Sürekli bize meydan okuyan, ‘hadi bakalım işte er meydanı’ dediğimizde köşe bucak kaçan bu yalancı pehlivan, hiçbir işe yaramasa da milletimizi eğlendiriyor. Bu karikatür tipin ve adayının maceralarını izlemeye devam edeceğiz. En büyük hayıflanmam sıkletimize uygun bir ana muhalefet bulamayışımızdır.

CÜCE POLİTİKA: Muhalefetin vaatlerine baktığımızda, karşımıza şöyle bir manzara çıkıyor: biri Cumhurbaşkanlığı Külliyesini, öteki devletin uçaklarını, beriki yönetim sistemini kestirmiş, illa ‘biz bunları yıkacağız, yok edeceğiz’ diyorlar.. Bu nasıl bir cüce politikadır. Çok basit, popülist politikalar. Bunlar artık mazide kaldı.

YIKACAK MISINIZ?: Gelen muhalefete şunları sorun; 284 bin derslik yaptı, yıkacak mısınız? 585 bin yeni öğretmen göreve başlattı, atacak mısınız? 817 bin konut yaptık, yollar yaptık, Marmaray, Avrasya nice dev eserleri ülkeye kazandırdık yerle bir mi edeceksiniz? Garip gurebaya verilenleri geri mi isteyeceksiniz? Ak Parti terör örgütlerinini eziyor, siz yeniden bunlara ülkeyi teslim mi edeceksiniz? Zeytin Dalı Harekatı ile son rakamı söylüyorum, 4 bin 423 teröristi etkisiz hale getirdi.

‘Millet tamam derse çekiliriz’

Manifestoyu paylaştık projelerimizi de paylaşacağız. Muhalefetin daha fazla projesi olması gerekmez mi, yok. Tek bir dertleri var Recep Tayyip Erdoğan’ı yıkmak. Milletimiz şayet ‘tamam’ derse o zaman kenara çekiliriz. 24 Haziran’da da milletimizle yıkım ekibine hak ettiği dersi vereceğimize inanıyorum. Muhalefetin bir projesi var, Türkiye’yi eski sisteme geri döndürmekmiş. Millet iradesine saygısızlık.

GÜLE GÜLE DEDİK: Tayyip Erdoğan bu güne kadar ülke ve halkının aleyhine olacak adım atmamış, hiçbir karar vermemiştir.. Biz ülkemize hizmet edecek herkesle birlikte olmaktan çekinmeyiz. Ne zaman ki; yollar çatallaştı hep milletimize baktık. Onun gösterdiği istikamette yürümeyi sürdürdük. Geçmişte birlikte olduklarımızdan daha sonra kendilerine farklı istikametler, başka yollar, başka hedefler tayin edenlere güle güle demekten başka elimizden bir şey gelmezdi.

ALLAH NAZARDAN SAKLASIN: Aday belirleme sürecini titizlikle sürdürerek, milletimizin karşısına, ‘işte budur’ diyeceği isimlerle çıkmakta kararlıyız. Cumhur İttifakı, nazar değmesin, şu ana kadar gayet iyi gidiyor. Diğer partilerin kurduğu üç benzemez ittifakının tersine biz tek adayla milletimizin çıkacağız.

‘Aşağılık olduğunuzu biliyoruz’

Erdoğan, Kuran-ı Kerim’den bazı ayetlerin çıkarılmasına dair Fransa’daki bildiriye şu sözlerle tepki gösterdi: “Fransa’da kendini bilmez bir grup çıkmış Kuran-ı Kerim’den bazı ayetlerin çıkarılmasını isteyen bildiri yayınlamış. Bunu söyleyenlerin acaba ömürlerinde kendi kitapları İncil’i hiç okumuşlar mı? Tevrat’ı, Zebur’u okumuşlar mı? Okusalar her halde İncil’in de yasaklanmasını isterler. Biz batı ülkelerini İslam düşmanlığı, Türk düşmanlığı konusunda uyardıkça adımız kötüye çıkıyor. Ey batı bak bizim kutsal kitabımıza saldırdıkça şunu bilesiniz ki biz sizin kutsallarınıza saldırmayacağız ama sizi al aşağı edeceğiz. Siz kimsiniz de bizim kutsallarımıza saldırıyorsunuz. Biz sizin ne denli aşağılık olduğunuzu biliyoruz. Yeni tanımadık sizi. Fakat ne kadar siz bunları yapsanız da biz sizin kutsallarınıza aynı dille saldırmayacağız. Çünkü biz sizler gibi aşağılık değiliz.”

Dünkü Ak Parti Meclis grup toplantısına ziyaretçilerin yoğun ilgisi oldu. Çorum’dan annesinin kucağında gelen 9 aylık minik Elif de ziyaretçiler arasındaydı. Annesi fotoğraf çekimi için holde beklerken, uykuya yenik düşen minik Elif, TBMM İdare Amiri Salim Uslu’nun sekreterine emanet edildi. Yoğun kalabalık ve gürültüye rağmen yakasında ziyaretçi kartı takılı Elif, kucakta mışıl mışıl uyumaya devam etti.

'Sabırlı ol'

Erdoğan, konuşmasının ardından bir vatandaşın kendisine Ayasofya ile ilgili seslenmesi üzerine, “Sabırlı ol, sabırlı. Önce mevcut camilerimizi şöyle bir dolduralım, ondan sonra onu konuşuruz” karşılığını verdi.

‘Bir cehalet manifestosu’

Başbakan Yıldırım da aynı bildiriye tepkisini şöyle dile getirdi: “300 kendini bilmez imzasıyla yayımlanan bildiri bir cehalet manifestosudur. İnsanın yaşam hakkı kutsaldır ve dokunulmazdır. Bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir. İslam’da dinin otoritesi şahıslar ve kurumlar değildir, Mukaddes Kitabımızın kendisidir. Hiçbir kimse kitabın bir harfine dahi dokunamaz. Kitap, Allah’ın koruması altındadır. Sözde Fransız aydınları Mukaddes Kitabımızı haşa şiddete cevaz verdiğini iddia etmişlerdir. Bu eylem haysiyetsiz bir tahriktir, bu büyük bir hadsizliktir. Eğer onlar zulmü görmek istiyorlarsa, Yahudi soykırımına dikkat çekmek istiyorlarsa dönüp kendi tarihlerine bakmaları yeterlidir. Kuran’a dil uzatan, açıktan nefret suçu işleyen bu küçük insanları kınıyorum.”