Cumhuriyet’e terör gözaltısı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında dün sabah Cumhuriyet gazetesine yönelik gözaltı dalgası yaşandı. “FETÖ ve PKK terör örgütlerine üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” iddiasıyla gazetenin 17 yöneticisi ve yazarı hakkında gözaltı kararı verildi.

Sabah saatlerinden itibaren gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, Cumhuriyet Kitap eki yöneticisi Turhan Günay, yazarlar Hikmet Çetinkaya, Aydın Engin, Güray Öz ve Hakan Kara, Kadri Gürsel, Karikatürist Musa Kart, Cumhuriyet Vakfı yöneticilerinden Önder Çelik ve Bülent Yener ile avukatlar Bülent Utku, Mustafa Kemal Güngör ve muhasebe müdürü Günseli Özaltay kolluk kuvvetlerince gözaltına alındı.

Dündar’a yakalama

Cumhuriyet Gazetesi Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı ve İmtiyaz sahibi Orhan Erinç ise yaşı sebebiyle gözaltına alınmazken, hakkında gözaltı kararı bulunan Cumhuriyet Gazetesi Vakfı İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay ve Cumhuriyet yazarı Nebil Özgentürk’ün yurtdışında olduğu tespit edildi. Başsavcılık ayrıca gazetenin eski Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar için de yurt dışında yaşadığının bilinmesi nedeniyle yakalama kararı çıkardı.

‘Gülünç bir durum’

Dündar’ın İstanbul’daki evi eşinin gözetiminde polis tarafından aranırken, gözaltına alınan gazetecilerin evlerinde de aramalar yapıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan soruşturmaya ilişkin yapılan açıklamada, Cumhuriyet gazetesinin ve gazetenin imtiyaz sahibi konumundaki vakıf yöneticileri hakıkında PKK/KCK ve FETÖ/PDY terör örgütlerine müzahir olduklarına, 2 Nisan 2013 tarihli yönetim kurulu toplantısında alınan vakıf üyeliğine seçim kararının usulsüz olduğuna, 15 Temmuz darbe girişiminden kısa bir süre önce darbe meşrulaştırıcı yayınlar yapıldığına dair iddia ve tespitler üzerine, “FETÖ ve PKK terör örgütlerine üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” suçlarından bir kısım şüpheliler hakkında 18 Ağustos’ta soruşturma başlatıldığı belirtildi.

Gazetenin yazarı Aydın Engin sağlık kontrolüne götürülürken meslektaşlarının “Neden gözaltına alındınız?” sorusunu “Cumhuriyet’te çalışıyorum, yetmez mi?” diye yanıtladı. Gazetenin çizeri Musa Kart da gözaltı kararını gazetede öğrendi.
Avukatıyla birlikte teslim olmak için emniyet müdürlüğüne giden Kart, “Yıllardır bu ülkede yaşadıklarımızı karikatüre dönüştürmeye çalışıyorum ama şu an kendim bir karikatürün içerisinde yaşıyorum. Yaşanan gülünç bir durum. Bu baskılarla kimseyi korkutamayacaksınız. Bu tabloyu vicdan sahibi insanların kabul etmesi mümkün değildir” dedi.

‘Uydurma suç’

Gazete adına açıklamayı yazar Ayşe Yıldırım ise “Gözaltı kararları büyük bir hukuksuzluk. Ve uydurma bir suç. Cumhuriyet Gazetesinin ne FETÖ ile ne de PKK - KCK ile bir işbirliği olmamıştır olamaz da. Darbeyi meşrulaştırmak gibi komik bir suçlama bunu yöneltenlerin ayıbıdır” şeklinde konuştu. Gözaltılara gazetecilik meslek örgütleri de tepki gösterdi. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nce yapılan açıklamada, operasyonun kabul edilemez olduğu belirtilerek “Gazetecilik suç değildir” denildi.

Gazetecilik meslek örgütleri dün akşam saatlerinde de gazetenin binası önünde bir araya gelerek operasyonu kınadı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Çağdaş Gazeteciler Cemiyeti (ÇGD), DİSK Basın İş, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ve Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) basın açıklaması yaptı.

Karar protesto edildi

Gözaltı kararlarını protesto etmek için Cumhuriyet gazetesinin Şişli’deki binası önünde toplanan kalabalık ellerindeki ‘özgür basın susturulamaz’ yazılı dövizlerle ‘haber alma hakkımız engellenemez’ sloganlarını attı. Gazete çevresinde çok sayıda çevik kuvvet ekibi ve TOMA hazır bulundu. Barış Yarkadaş, Sezgin Tanrıkulu, Mahmut Tanal, Selina Doğan, Ali Şeker, Ali Özcan, Dursun Çiçek ve Erdoğan Toprak’ın da arasında olduğu CHP’li vekiller destek için gazeteye geldi.

‘Her türlü baskı ve tehdidin karşısındayız’?

Başsavcılığın açıklamasındaki 2013 yılı vakıf seçimlerine yönelik itirazı yapan Cumhuriyet Vakfı’nın eski başkanvekili Alev Coşkun ise yaptığı yazılı açıklamada: “Usulsüz seçime ilişkin davamız İstanbul 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde devam etmektedir. Yapılması gereken, usulsüz seçimden önceki yönetim kurulu üyelerinin davet edilerek vakıf seçiminin hukuka uygun olarak yapılmasının sağlanmasıdır. Yaratılan siyasi baskı ve tehdit ortamından yararlanılarak Cumhuriyet Vakfı’nın kayyıma devredilmesine ve Cumhuriyet’in Cumhuriyetçilerce yönetilmesinin engellenmesine karşıyız. Soruşturmanın, siyasal bir nitelik kazanarak Cumhuriyet gazetemizin kapatılması ya da kayyıma devredilmesine yönelik bir adım olduğu konusunda kamuoyunda yoğun kuşkular doğmuştur. Tümüyle bağımsız gazetecilik yapma amaç ve görevi dışında bir hedefi olmayan Cumhuriyetçilerin bir an önce serbest bırakılması, demokratik hukuk devletinde açısından bir zorunluluktur” ifadelerine yer verdi.

‘Bu durumu kabul etmem’?

CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay ise konu ile ilgili olarak, “Cumhuriyet gazetesi bütün darbe dönemlerinden, bütün olağanüstü durumlardan hep payını almıştır. Bu dönemi de atlatacaktır. Bu yapılanların hukuki zemine oturduğuna inanmıyorum. Bu gazetede geçmişte Uğur Mumcuları, Ahmet Taner Kışlalıları şehit verdi. Bizler 5 yıl hapis yattık ve bugün yine Cumhuriyet gazetesi bir operasyona hedef tutuldu.

Bu gazete bir fikir gazetesidir ve herkesin düşüncesini nefret içermediği sürece topluma aktarmaktadır ve aktarmaya devam edecektir. Bugün de karşı karşı bırakıldığı bu durumu kesinlikle kabul etmiyorum” diye konuştu.