Gündem Dalgıçlar bile suya giremiyor!

Dalgıçlar bile suya giremiyor!

03.03.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

Ergene’deki kirlilik sorunu gün geçtikçe büyüyor. Nehir suyunda ilk kez siyanür tespit edildi. Bölgede araştırma yapan uzmanlar isyan ediyor: ‘Kirletenler bulunsun ve yargı önüne çıkartılsın’

Dalgıçlar bile suya giremiyor

Milliyet’in geçtiğimiz aylarda gündeme getirdiği Ergene Nehri’ndeki kirlilik sorunu bu kez 17 yaşındaki Doğuş Tavukçu adlı gencin intihar olayıyla yeniden tartışma konusu oldu.

Kirlilik nedeniyle dalgıç polislerin giremediği Ergene nehrinde ilk kez siyanür tespit edildi.

‘Vahşiliğin ötesinde’

Ergene Platformu Sözcüsü Avukat Bülent Kaçar, kirliliğe neden olan işletmelere sadece idari para cezası uygulamanın yetersiz olduğunu dile getirerek, “Ergene’nin kurtarılması için yasal yaptırımlar hayata geçirilmeli. Yapılması gereken geçici ve süreli ruhsat iptallerinin uygulanması. Çevreyi kirleten fabrikaların sorumluları yargı önüne çıkarılmalı. Nehir suyuna kimyasal atık bırakılmadığı sürece su tabakası yağmurlarla birlikte temizlenmeye başlar. Ancak dip çamurunun temizlenmesi için çok uzun yıllar gerekiyor” dedi.

“Ergene’deki kirlilik vahşiliğin de ötesine geçmiştir” diyen Kaçar, şunları söyledi: “Çerkezköy’den, Uzunköprü’ye kadar uzanan bölgede deri, kimya, organize sanayi, tekstil ve ilaç olmak üzere 2 bin 100 civarında sanayi tesisi var. Geçen ekimde Uzunköprü Belediyesi’nin akredite laboratuvarlarda yaptırdığı analizlerde ise Ergene nehrinde siyanür tespit edildi. Ölçüm sonuçları belediyenin internet sitesinde yayınlanıyor. Çevreyi kirleten işletmelere sadece para cezası kesmek caydırıcı olmuyor. Ergene’yi kirleten, ağır metalleri suya bırakanlar yargı önüne çıkarılarak cezalandırılmalı, Cumhuriyet savcıları harekete geçmeli.”

‘Sanayi kanalizasyonu’

Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı eski Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman İnci ise Trakya’da siyanürün ilk kez telaffuz edildiğini belirterek, “Ergene’de her şey vardı. Ancak siyanür ilk kez telaffuz ediliyor. Korkunç bir durum. Siyanür tüm dünyanın bildiği ileri derece toksik bir madde. Ergene’ye siyanür bırakan kaynak neresi, hangi üretim, hangi tesis bu suçu işliyorsa mutlaka bulunsun. Bunun adı halk sağlığına alenen saldırıdır. Ergene siyah bir çamur deryası. Dalgıçlar bile suya giremiyor. Ergene sanayi kanalizasyonu oldu” dedi.

Haberin Devamı

Son yapılan analizin sonuçları

Prof. Dr. Halim Orta tarafından yapılan analiz sonuçları şöyle:

- Kadmiyum 8.44 ppm (Olması gereken değer 0.01-0.05)
- Demir: 706 ppm (Olması gereken değer 5.0)
- Manganez: 1253 ppm (Olması gereken değer 0.2)
- Bakır: 1.2 ppm (Olması gereken değer 0.2)
- Kobalt 7.52 (Olması gereken değer 0.05)
- Molibden 9.3 ppm (Olması gereken değer 0.01)
- Nikel: 19.0 ppm
- Bizmut: 14.9 ppm

‘Kanser hastalarında değerler 3 kat yüksek’

Prof. Dr. Osman İnci, bölgede yapılan bilimsel çalışmalara ilişkin ise şunları söyledi: “Ergene nehri, ağır metaller de içeren endüstriyel atık ve evsel atık suların arıtılmadan verilmesiyle 4. derecede kirli su olmuştur. 196 tümörlü kanser hastasının üzerinde yapılan testler sonucunda bu kişilerin kan değerlerinde normal kanser hastalarından 3 kat fazla kanserojen kadmiyum maddesi tespit edildi. Bilimsel verileri kimse inkar edemez. Çözüm odaklı çok acil eylem planına geçilmelidir. Referans değerlere göre Ergene çevresinde tümörlü ve normal böbrek dokularında kurşun oranı anlamlı yüksek, kadmiyum ise yüksek bulunmuştur. Diğer yerleşimlerde ise kurşun her ikisinde anlamlı yüksek, kadmiyum yalnızca tümörde yüksek bulunmuştur. Bölgede yaşayan ürogenital tümörlü olgularda ağır metal birikimi saptanmıştır. Böbrek tümörlü ve mesane tümörlü olgularımızın tümünün serumunda kadmiyumun normal değerlerin 4 katı olması ürkütücüdür ve kadmiyum alımının devam ettiğini göstermektedir.”

‘Halk büyük bir tehdit altında’

Namık Kemal Üniversitesi Biyosistem Mühendisliği Arazi ve Su Kaynakları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halim Orta, yaptıkları son ölçümler hakkında şu bilgileri verdi: “Geçen eylülde nehrin Uzunköprü lokasyonundan alınan su örneğinde kadmiyum, arsenik, kobalt, manganez kimyasallarına rastlandı. Sudaki tuzluluk oranı ise 3 bin 610 micromhos olarak ölçüldü. Sulama amaçlı nehir sularında bu oranın maksimum 1000 micromhos olması gerekir. Analiz sonuçlarında en dikkat çeken oran arsenik oldu. Normalde 0.1-0.2 olması gereken arsenik oranı, Uzunköprü lokasyonundan alınan su örneğinde 20.8 miligram olarak tespit edildi. Halk büyük bir tehdit altında.”