Gündem Demirel şapkayı alıp gitti

Demirel şapkayı alıp gitti

23.08.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

›› Demokrat Parti’nin devamı Adalet Partisi’nin genç lideri Süleyman Demirel, 1965 ve 1969 seçimlerini kazandı ama zor günler onu bekliyordu. Org. Tural’ı 1969’da darbe yapamadan emekli etmeyi başarmıştı. Ama 12 Mart’ta ilk kez şapkasını alıp gitmek zorunda kalacaktı

Demirel şapkayı alıp gitti

Kurmay Albay Talat Aydemir’in idamı, ordu içindeki cuntacılık faaliyetlerini azaltmadı. 1965 seçimlerini Demokrat Parti’nin devamı Adalet Partisi’nin kazanması, cuntalardaki hareketliliği arttırdı. General Madanoğlu 27 Mayıs ekibine ancak darbenin başarısını ‘garanti’ görünce dâhil olmuştu. 1961’de emekli oldu ama ordudaki genç subaylarla irtibatı hep devam etti. ‘Sol eğlimli’ bir ihtilâl peşindeydiler. İhtilâlin fikriyatını örgütleyecek ‘sivil-aydın’ bir ekip arıyorlardı...
1961 Anayasası sol ve sosyalist fikir hareketleri için nispeten uygun bir ortam sağlamıştı. Türkiye’de sosyalist devrim ile iktidarı devirmeyi amaçlayan gruplar da türemişti. Doğan Avcıoğlu, İlhami Soysal ve İlhan Selçuk’tan müteşekkil ‘Yön Hareketi’ de bunlardan biriydi. Sosyalizmin askerlerin desteği olmadan kurulamayacağına inanıyor, bu maksatla askerlere yanaşmak için fırsat kolluyorlardı.
MİT takipte
Bu iki grup 1969 yılında birbirini buldu ve birlikte hareket etmeye karar verdiler. Madanoğlu, cuntanın tüzüğünü İttihat Terakki’den kopya etmişti. ‘Devrim Genel Kurulu’ oluşturuldu, yeminler edildi. Parlamenter düzen ordu ile yıkılacak, sivil-asker aydın kişilerden oluşan bir iktidar kurulacaktı. Gizli toplantılara üzerleri aranarak giriyorlardı. Genç akademisyen Mahir Kaynak’a Madanoğlu çok güveniyordu. Herkesin üzerini o arıyordu. Ama toplantıları kaydeden teyp de onun üzerindeydi. Madanoğlu ekibi 12 Mart’tan sonra Kaynak sayesinde deşifre edilecek ve yargılanacaktı.
Demirel’in manevrası
Başbakan Demirel, ekonomik ve siyasi problemlerle uğraşırken, ordu ile de baş etmek zorundaydı. Genelkurmay Başkanı Cemal Tural kamu kurumlarında denetleme yapıyor, raporlar istiyordu. Hükümet hakkında ulu orta konuşuyor, TSK’nın ‘vazifesinden’ bahsediyordu. MİT de rapor vermişti. Demirel erken davrandı. Cumhurbaşkanı Sunay’a ‘Beklersek bu bizi torbaya koyacak’ diyerek ikna etti. Tural, görevinden alındı. Yerine Org. Memduh Tağmaç atandı.
1970 yılına gelindiğinde ordu kaynıyor, neredeyse sabah erken kalkan subay kendi cuntasını kuruyordu. Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur, cuntaların ümit bağladığı güçlü isimlerden biriydi. ‘Şartlar oluştuğunda’ bir müdahaleye ‘hayır’ demezdi. Diğer kuvvet komutanları da Genelkurmay Başkanı Org. Memduh Tağmaç’ın işaretini bekliyordu. Tağmaç, diğerlerine göre sivil iradeye daha sadıktı. Sosyal ve ekonomik reformların TSK’yı ilgilendirmediğini düşünüyordu.
İlk işaret
Batur, 21 generalle yaptığı toplantıdan çıkan görüşleri 25 Ocak 1970’de MGK’ya sundu. Hükümetin alması gereken sosyal ve siyasi tedbirleri içeren ve ‘Birinci Batur Muhtırası’ niteliğindeki bu görüşler rapor halinde Başbakan Demirel’e de sunuldu. Aynı toplantıda MİT Müsteşarı Fuat Doğu, ordudaki cuntaların üst düzey komutanlarla irtibatlı olduğunu anlattı. Batur pervasızdı, ‘Haberim var, bana da geldiler, şartlar uygun değil diye kabul etmedim’ dedi. Kimse de gelenlerin kim olduğunu sormadı.
Kafalar karışık
1970’in sonlarına doğru komutanlar arasında ‘müdahale’ konusunda fikir birliği olmaması Demirel için tek ‘iyi’ durumdu. Batur ise ağzındaki baklayı 10 Aralık’ta Genelkurmay Başkanı ve diğer kuvvet komutanlarıyla yaptığı toplantıda çıkardı: ‘İşler iyi gitmiyor, bir müdahale gerekebilir.’ Batur, müdahalenin esaslarını da açıkladı. Sivil bir hükümet kurulacak, yarısı seçilmiş yarısı atanmışlardan oluşan bir de ‘Kurucu Meclis’ teşkil edilecekti. Tağmaç ise anarşi ve diğer problemlere demokratik sistem içinde çözüm bulunabileceğini düşünüyordu. Sunay da benzer görüşteydi.
28 Aralık 1970’teki MGK’da Genelkurmay Başkanı Tağmaç sıkıyönetim istiyordu. Kara Kuvvetler Komutanı Org. Gürler ise buna karşıydı. Askerin ‘iktidarın emrinde’ gibi görüneceğini, bunun da alt rütbeli subayları rahatsız edeceğini söylüyordu. Başbakan Demirel ise şaşkındı, ‘Ya kimin emrinde olacaktı?’ diyordu. 1971’in ilk aylarında bir grup subay, Org. Batur’a ‘radikal bir askeri rejim’ kurulmasına dair bir dosya verdiler. Org. Gürler Devlet Başkanı; Org. Batur Başbakan olacaktı. İktidar sadece askerlerden oluşan ‘Devrim Kurulu’na bağlı olacak, bir de ‘Devrim Konseyi’ kurulacaktı. Batur ise emir-komuta zinciri içinde ‘garantili’ bir müdahaleden yanaydı.
Kritik tarih: 9 Mart
9 Mart’ta hava kuvvetleri karargâhında Gürler ve Batur’un idaresinde geniş katılımlı bir toplantı yapıldı. Muhtemel bir müdahalenin kilit isimleri hep oradaydı. Batur toplantıyı açtı, müdahaleden sonra Gürler’in devlet başkanı, kendisinin Başbakan olacağını söyledi. Gürler’in kararını bekliyorlardı. Gürler ise heyecanlı ve tedirgindi. Müdahaleden sonra görev alacak sivil isimlerin isimlerin de okunmasını istedi. Acele bir karar vermek istemiyordu. Kararı sonraki gün yapılacak toplantıya bıraktı. Askerler şaşkındı...
Şapkayı aldı ve gitti
10 Mart’taki toplantıda Genelkurmay Başkanı Tağmaç da vardı. Katılan generallerin çoğu meclisin fesh edilmesini, yeni bir hükümet kurulmasını ve yeni bir anayasa yapılmasını istiyordu. Bazı askerler ise müdahaleye karşıydı, seçimlere gidilerek yeni bir hükümet kurulsun istiyorlardı.
Komutanların aynı fikirde olmadıkları ortaya çıkmıştı. 11 Mart’ta 3 maddelik bir muhtıra hazırlandı: ‘Hükümet ve Meclis görevini yapamıyor, yeni bir hükümet şart, yoksa müdahale edeceğiz’ dediler. Mesaj açık, adres belliydi. 12 Mart’ta muhtırayı alan Demirel önce direnmeyi düşündü ama son madde ürkütücüydü. Şapkayı alıp gitmekten başka çaresi yoktu. Nitekim öyle yaptı. Ama intikamını da yıllar sonra alacaktı...
Ordu sol gösterip sağ vurdu
Muhtıra’nın ‘Devrimci’ cunta tarafından verildiğini düşünen sol kesim, başta muhtırayı destekledi. Ancak 26 Nisan’da sıkıyönetim ilan edilip orduda tasfiyeler ve ‘Ziverbey’ operasyonları başlayınca işin hiç de öyle olmadığı anlaşıldı.

Demirel şapkayı alıp gitti

Muhtırayı veren komuta heyeti: Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç, Kara Kuvvetleru Komutanı Faruk Gürler, Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur, Deniz Kuvvetleri Komutanı Celal Eyiceoğlu...

Demirel şapkayı alıp gitti

12 Mart’a giden süreçte tüm yurtta asayiş bozulmuş özellikle büyük şehirlerde olaylar artmıştı.

Okuma listesi
Anılar ve Görüşler
Muhsin Batur
12 Mart’a Beş Kala
Celil Gürkan
9-12 Mart Süreci
Erol Bilbilik
12 Mart Anıları
Nihat Erim

YARIN: 12 EYLÜL 1980 DARBESİ