Gündem Deniz Harp Okulu Komutanını rehin alan askerlere müebbet istendi

Deniz Harp Okulu Komutanını rehin alan askerlere müebbet istendi

20.01.2017 - 13:19 | Son Güncellenme:

15 Temmuz darbe girişiminde Deniz Harp Okulu Komutanı Tümamiral Mesut Özel'in rutbesini  söküp, ellerini kelepçeledikleri, ağzını bantladıkları ve zorla cezaevine kapattıkları belirlenen 9 subay hakkında dava açıldı. Subayların üçer kez  ağırlaştırılmış müebbet ve 29 yıla kadar hapis isteniyor.Deniz Harp Okulu Komutanı Mesut Özel’in ellerinin darbe girişimcileri tarafından kelepçelenmesinin fotoğrafları ortaya çıktı. Sanıklarda ifadelerinde tugay karargahında pembe gömlekli bir sivilin emirler verdiğini anlattı.

Deniz Harp Okulu Komutanını rehin alan askerlere müebbet istendi

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 15 Temmuz darbe girişiminde Deniz Harp Okulu Komutanı Tümamiral Mesut Özel'in kaçırılmasına ilişkin 5'i tutuklu 2'si firari 9 subay hakkında 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet ve 29 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırladı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarınca hazırlanan 190 sayfalık iddianamede, şüpheliler Kurmay Binbaşı Cüneyt Aydoğan, Üsteğmen İbrahim Halil Tekatlı, Üsteğmen İsa Demirbilek, Yüzbaşı Semih Barbaros Üstün, Kurmay Binbaşı Zafer Gümüş'ün tutuklu olduğu, şüpheliler Binbaşı Mustafa Köroğlu ve Kurmay Albay Uğur Yıldız'ın firari olduğu, Üsteğmen Orhan Arı ile Yüzbaşı Ertürk Murat Cansaran'ın ise tutuksuz şüpheli olarak yer aldı. Tümamiral Mesut Özel de müşteki sıfatıyla yer aldı.

Haberin Devamı

İŞTE O GÖRÜNTÜLER

"KELEPÇELEYİP AĞZINI BANTLADILAR"

İddianamede, şüphelilerden Zafer Gümüş'ün kalkışma öncesi 2. Zırhlı Tugay Komutanlığında gerçekleştirilen toplantıya katıldığı, burada kalkışmaya iştirak etmeyecek ya da karşı faaliyette bulunacakları değerlendirilen üst rütbeli askerleri etkisiz hale getirmek için yapılacak planların ele alındığı, bu çerçevede de, Tümamiral Mesut Özel'in konutundan zorla alınarak 1. Ordu Komutanlığı 2. Sınıf Askeri Ceza ve Tutukevine kapattırıldığı kaydedildi.

Şüphelilerden Zafer Gümüş, Ertürk Murat Cansaran ve Orhan Arı'nın ellerinde uzun namlulu silahlarla 1. Ordu Komutanlığı 2. Sınıf Askeri Ceza ve Tutukevine giderek, ceza ve tutukevi personeline baskı yaptıkları koğuşu boşalttıkları, diğer şüpheliler Mustafa Köroğlu, İbrahim Halil Tekatlı, İsa Demirbilek ve Semih Barbaros Üstün'ün de müştekiyi cebir ve şiddet kullanarak konutunda derdest ettikleri, rütbesini söktükleri, ellerini kelepçeledikleri ve ağzını bantlayarak cezaevine götürdükleri belirtildi.

Tümamiral Mesut Özel'in derdest edilerek cezaevine kapatılması planını da Deniz Harp Okulu Öğrenci Alay Komutanı olan şüpheli Uğur Yıldız ile Deniz Harp Okulu Akdeniz Öğrenci Tabur Komutanı şüpheli Cüneyt Aydoğan'ın organize ettikleri, diğer şüphelilere bu yönde emir ve talimat verdiklerinin anlaşıldığı kaydedildi.

Haberin Devamı

TÜMAMİRAL OLAY GECESİNİ ANLATTI

İddianamede, müşteki Tümamiral Mesut Özel'in olaya ilişkin ifadesine de yer verildi. Önce telefonla arandığını ve görmesi gereken önemli bir mesajın olduğunu söyleyen Özel daha sonra da kendisini evden alması için Binbaşı Mustafa Köroğlu'nun geldiğini ve kendisini araca davet ettiğini söyledi. Özel, "Araç hareket ettikten kısa bir süre sonra karanlık bir yerde durdu. Mustafa Binbaşı bana 'Arkadaşlar binecek' dedi. Hemen kapılar açıldı ve Deniz Üsteğmen İsa Demirbilek ve Deniz Piyade Üsteğmen İbrahim Halil Tekatlı araca hızla bindiler. Beni çift taraflı sıkıştırdılar. Bu esnada zannediyorum ki Binbaşı Mustafa Köroğlu arkasına dönerek benim ağzımı bantladı. Aynı anda sağımda ve solumda bulunan üsteğmenler ellerimi plastik kelepçe ile kelepçelediler, başımı eğdiler. Daha sonra araç tekrar hareket etti. Bu sırada Binbaşı Mustafa Köroğlu elinde bulanan bir zarf veya kağıda bakarak bana hitaben 'Komutanım sıkıyönetim ilan edildi, TSK yönetime el koydu ve sizi güvenli bir yere götürme talimatı aldım' dedi. Bir müddet sonra Deniz Harp Okulundan dışarıya çıktık. Kapıdan çıkış esnasında nöbetçilerin görmemesi için başımı elleriyle iyice bastırdılar" dedi.

Haberin Devamı

"CEZAEVİ GİRİŞ TUTANAĞI İMZALATMAK İSTEDİKLER"

Daha sonra cezaevine vardıklarını, araçtan önce Mustafa Binbaşı çıktı ve sonra kendisini çıkarttıklarını anlatan müşteki Özel, "Cezaevi ekibi geldi fakat onlar şaşkın gibilerdi ve ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı. Sanıyorum 1. Ordu Harekat Merkezi ile görüşerek beni oraya tutuklu olarak alacaklarını öğrendiler. Önce beni getiren denizci üsteğmenler rütbelerimi, rozetlerimi söktüler. Pantolon kemerimi çıkardılar. Ağzımdaki bantı açtılar ve ben detektörün diğer tarafına telefon ve diğer eşyalarım bıraktırılarak geçtim. Beni getirenler ayrıldılar" dedi. Kendisine cezaevi giriş tutanağı imzalatmak istediklerini ancak neden alındığını ve avukatı ile görüştürülmediği, tutuklama müzekkeresini görmediğini ve darp raporu alınmadığı için evrakı imzalamadığını söyledi.

Haberin Devamı

"MESUT ORADAN DERHAL ÇIK BİRLİĞİNİN BAŞINA GEÇ"

Gece saat 02.00 sıralarına kadar cezaevinde tutulduktan sonra cezaevinde bulunan bir yarbaydan telefonunu istediğini anlatan Özel, "Telefonumla Koramiral Adnan Özbal'ı arayarak, Maltepe Askeri Cezaevinde tutuklu olduğumu ve salıverilmem için 1. Ordu Komutanlığından emir beklendiğini söyledim. Oda bana 'Merak etme ben görüşüp seni oradan çıkarttıracağım' dedi. Çok kısa süre içerisinde gizli numaradan beni Deniz Kuvvetleri komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu aradı. Cezaevi müdür yardımcısı olan ismini bilmediğim yarbayı telefona istedi ve kendisine benim derhal salıverilmem için emir verdi. Yarbay da 1. Ordu Komutanlığından emir bekliyorum' dedi ve telefonu tekrar bana verdi. Kuvvet komutanı bana 'Mesut oradan derhal çık ve İstanbul Tersanesi Komutanlığına git orası emniyetli, oradan birliğinden güvendiğin şahısları ara ve birliğinin emniyetini al ve başına geç' talimatını verdi" dedi.

Haberin Devamı

CEZAEVİNDE ÇIKARAK TAKSİYLE BİRLİĞİNİN BAŞINA DÖNDÜ

Bir süre daha bekletildikten sonra eşyalarını alarak cezaevinden çıktığını anlatan Özel, Çevirdiği bir taksiyle birliğine döndüğünü güvendiği adamlarla birlikte birliğini emniyet altına aldığını ve kendisini cezaevine kapatan askerleri gözaltına aldırdığını ve ertesi gün ilgili makamlara teslim ettiğini söyledi.

3'ER KEZ AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET TALEP EDİLDİ

Tüm şüpheli askerler hakkında "Cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek, Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs eden ve Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet, "silahlı terör örgütüne üye olmak" ve "kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak" suçlarından ise 11 yıl 6 aydan 29'ar yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması talep edildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından onaylanan iddianame İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesinde gönderildi.

TUGAYDAKİ SİVİL...

İddianamede sanıkların da ifadelerine yer verildi. Şüpheli Binbaşı Zafer Gümüş'ün ifadesine de yer verilen iddianamede Gümüş, Tümamiralin cezaevine getirildiği bilgisini aldıktan sonra cep telefonuyla Albay Mehmet Kapan'ı aradığını ve durumu izah ettiğini belirterek, ''Mehmet Kapan tamam deyip kapattı. Bir müddet sonra kendi cep telefonumdan cezaevi müdür yardımcısı yarbay aradı. Deniz Kuvvetleri Komutanının aradığını, hukuksuz bir tutuklama olduğunu, Tu?mamirali bu şekilde tutuklayamayacağımızı söyledi.'' dedi. Gümüş, ifadesinde Tugay karagahında bir sivil olduğunu iddia ederek, olayı şöyle anlattı: ''Yarbayın telefonundan sonra Yüzbaşı Murat Cansaral'la tugay karargahına gittik. Tugay karargahında komutanlarım Özkan Aydoğdu ve Mehmet Kapan'a (yanlarında sivil birisi vardı) cezaevi müdürünün aradığını söyledim. Çekincelerimi ilettim. Komutanlarımın yanındaki sivil şahıs bana 'git cezaevi müdür yardımcısını vur' dedi. Komutanlarım bir şey söylemedi. Bu sivil şahsın komutanlarım üzerinde yetkisi olduğunu, kendisini amir pozisyonunda görduğunu söyleyebilirim. Bu kanunsuz emirden sonra hiçbir şey söylemeyerek Yüzbaşı Murat'la tabura gittim. Taburda bir müdde kaldıktan sonra helikopter pistine gittim. Helikopterden üzerinde özel kamuflajları olan 4-5 asker bize doğru geldiler. Bu askerler bize doğru gelirken helikopterden takım elbiseli bir şahsın indirilerek yere diz çöktürdüğünü uzaktan gördüm. Yanımıza gelen şahıs bana ve Murat yüzbaşıya 'helikopterde 6 tane havacı general var, bu şahısları cezaevine alacağız' dedi. Ben gelen özel kamuflajlı askerlerden, bir nevi olay yerinden kaçtım. Tugay karargahına Yüzbaşı Murat'la gittik. Tugay karargahında binanın önünde daha önce bana emir veren sivil şahısla görüşüm. Durumu anlatınca sivil şahıs bana 'onları kaçırma, onlar bize üç gün yeter' dedi. Bu konuşmadan sonra gelen generallerin rehin bırakılacağını düşündüm''

İfadesine yer verilen şüpheli Yüzbaşı Ertürk Murat Cansaran da tugay komutanlığındaki daha önce hiç görmediği bir sivil şahıstan bahsetti. Yüzbaşı Cansaran, darbe girişimi gecesi Maltepe'deki 2. Zırhlı Tugay Komutanlığına gittiklerini anlatarak ''Zafer Binbaşı 'araçta bekle' dedi. Emri duymazdan gelerek Binbaşının arkasından karargaha girdim. Tugay Komutanı Özkan Aydoğdu ile koridorda karşılaştık. Zafer Binbaşı 'Komutanım topları emretmişsiniz' dedi. Tugay Komutanı 'Ne topu' dedi. Arkasına doğru dönerek daha önce görmediğim birine 'Ağabey bakar mısın' dedi. Ben de şaşırdım. O anda koridorda pembe gömlekli, kır saçlı, 40 - 45 yaşlarında, 175 santimetre boylarında, alnı açık, esmer tenli, hafif göbekli daha önce hiç görmediğim bir şahıs bize yaklaştı. 'Evet ağabey topları istediler, nizamiyeyi takviye edecekler.' dedi. Zafer Binbaşı '10 tane top mermisi yu?kleteyim mi?' dedi. Tugay Komutanı 'Top mermisine gerek yok, 2 bin adet uçaksavar mermisi yükleyin.' dedi. Zafer Binbaşı ile tekrar dışarıya çıktık. Tugay Komutanının yanındaki sivil şahsı o zamana kadar hiç görmemiştim.'' dedi.