Gündem Devletten ‘şefkat’ beklerdi

Devletten ‘şefkat’ beklerdi

22.01.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:

‘Sosyal devlet’ ve ‘devlet baba’ olgularıyla çizilen resimde, acılı baba Abdülvahap Taş bilirkişinin detaylı çalışması sonucunda ‘asıl suçlu’ olarak yer aldı! Oysa vatandaş zor zamanında devletten baba şefkati bekler!

Devletten ‘şefkat’ beklerdi

Günümüzde, “devlet”in farklı bilim dallarında değişik tanımları mevcut.

Haberin Devamı

Buna karşın, “devlet”in Eski Yunan’daki ilk tanımı, henüz güncelliğini koruyor.

Eski Yunan’la ilgili kaynaklarda, devlet, çoğunlukla “ortak iyi hayatı gerçekleştirmek amacıyla bir şehir düzeyinde örgütlenmiş organik yapı” olarak tanımlanır.

Bu tanım, gelişmiş ülkelerde “sosyal devlet” biçimini almıştır günümüzde.

Sosyal devlete göre, “sosyal adaleti sağlamak” devletin en temel politikalarındandır. Aynı kapsamda, devlet olmanın diğer temel amaçlarından birisi de zor durumda olanların - çoğunlukla yaşamak için gelirleri yeterli olamayanlar - ihtiyaçlarının karşılanmasında devletin üstlendiği roldür. Yanısıra, sosyal devlet olduğunu iddia eden bir devletin, çaba ve icraatlarıyla bu durumu göstermesi gerekir.

Haberin Devamı

Kaldı ki devlet kendisine ait sınırlar içinde yaşayanların yaşamsal güvenliğini sağlamak zorundadır. Bu yaşamsal güvenliği ve devletin meşruluğunu sağlamak amacıyla kimi hukuk kurallarını da uygulaması gerekir.

Gelişmiş ülkelerin anayasalarında sosyal devlet kavramı önemli yer tutar ve bağlı yasalarda bu kavramın etkileri görülür.

Bize baktığımızda, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda Eski Yunan’daki “devlet”in yansıması “sosyal devlet” olarak yer alır. Anayasamızın 2. maddesinde açıkça yazılıdır.

Geçmişten günümüze tüm siyasi iktidarların koydukları siyasi/toplumsal hedeftir sosyal devlet olgusu. İç siyasetimizin olmazsa olmazıdır.

Ancak, sosyal devletle birlikte yarattığımız ikinci bir tanım daha vardır devletin merkezinde olduğu.

Devlet Baba.

Gündelik hayatımızda bireyin devletle ilişkilerinde görmek istediği roldür baba rolü. Hele ki birey, devlet tarafından savunulmaya, korunmaya veya yardıma ihtiyacı olduğunda birden kişileştirip “baba” rolü biçer devlete.

Başı sıkıştığında bireyin, çözümü arayıp bulmaya çabaladığı yerdir “devlet baba”. Devletten şefkat bekler. Yardım, destek bekler. Zor zamanda yanında olmasını ister.

Vicdanları yaralayan iki önemli olay yansıdı, kamuoyuna geçtiğimiz günlerde.

İlk haber Van’dan geldi. Gürpınar’a bağlı Çalık mezrasında tam 4 yıl önce yaşanan olaydı bu. Yolların kardan kapalı olması neticesinde zamanında hastaneye yetiştirilemeyen 2 yaşındaki Muharrem Taş’ın yaşamını yitirmesi ve sonrasında yaşananlar, “devlet baba”yı ikilemle karşılaştırdı.

Haberin Devamı

Evinde yaşamını yitiren evladı Muharrem’in cenazesini koyduğu çuvalı sırtına vurup yollara düşen baba Abdülvahap Taş’ın acısı o günlerde yazılı ve görsel medyaya yansımıştı. Baba Taş’ın fotoğrafının gündeme düşmesiyle devlet harekete geçti. İncelemeler, soruşturmalar başladı.

Yürütülen soruşturmaların 4 yıl sonra tamamlanmasıyla birlikte “devlet baba”nın kimden yana olduğu ortaya çıktı. Devlet baba, asıl evlatları olarak tanımlanan kamu görevlilerini korumak için o kadar mücadele etti ki, kendisinden yardım isteyen gerçek evladına sırt çevirdi.

Küçük Muharrem’in ölümüyle ilgili haklarında soruşturma ve kovuşturma başlatılan kamu görevlileri, bilirkişi tarafından düzenlenen rapor gereği aklandı. “Sosyal devlet” ve “devlet baba” olgularıyla çizilen resimde, baba Abdülvahap Taş, bilirkişinin detaylı çalışması sonucunda “asıl suçlu” olarak yer aldı. Sosyal devlet tanımı lafta kaldı.

Haberin Devamı

Kamu vicdanını sızlatan ikinci haber ise İstanbul’dan. Küçükçekmede’deki Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde, küçük yaştaki kız çocuklarının doğum yapmasına karşın kayıtlara alınmadığı ortaya çıktı.

Kimi Türk, kimisi Suriye uyruklu olduğu ifade edilen 15 - 18 yaş arasındaki gebe çocukların durumu yine devlet baba tarafından ele alınmış.

Devlet babanın İstanbul’da yetkilendirdiği en tepe isim olan İstanbul Valisi Vasip Şahin’in açıklamasına göre, aslında 15 yaş altında da gebe kalmış çocukların söz konusu hastanede doğum yapmasıyla ilgili “sessiz” bir araştırma yapılmış.

Araştırma/inceleme sonunda 15 yaş altındaki çocuk annelerin olaylarının bildiriminin yapıldığını açıklayan Vali Şahin, 15-18 yaş arasındaki çocuk annelerin durumlarının ise şikayet halinde işlem göreceğini anlattı.

Vicdanlar, büyük olasılıkla en alt düzeydeki iki görevli hakkında başlatılan adli süreçle rahatlayacak.

Haberin Devamı

Devlet baba, bir kez daha kendisinden aman dileyen, yardım isteyen yerine asıl evlatlarını korumayı bildi.

Devlet babanın zor bir görevi vardır Türkiye’de. Hem kendi personeline, hem de vatandaşa “babalık yapmak” zorundadır.

Çok rastladığımız benzerlerini artık “sıradan” olarak görme acizliğine ulaştığımız iki olayla ilgili kritik soru şudur:

Van ve İstanbul’da yaşananlar, her iki süreçte imza yetkisi bulunanlarca - ki temennimiz bu tür olayların bir daha yaşanmamasıdır - yaşansaydı, devlet babanın tavrı nasıl olurdu?

Biraz empati yapmak, hem Abdülvahap Taş’ın, hem de gözardı edilen çocuk annelerin hislerine ortak ederdi.