Gündem 'Size gelen bize de gelsin' diyorlar

'Size gelen bize de gelsin' diyorlar

19.09.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:

Bernard van Leer Vakfı’nın 0-3 yaş çocuk sahibi dezavantajlı ailelere yönelik ebeveyn rehberlik hizmeti projesinden yararlanan Elif Hanım: “Çevremizdekiler ‘Size gelen bize de gelsin, benim çocuğum da Alperen gibi olsun’ diyor”

Size gelen bize de gelsin diyorlar

0-3 yaş dönemi, çocuğun fiziksel, bilişsel ve duygusal becerilerin gelişimi açısından altın çağ kabul ediliyor. Araştırmalar da çocukların bu dönemde elde edecekleri becerilerin gelişiminde, başta ebeveynleri olmak üzere çevresinin büyük rol oynadığını destekliyor. “Ebeveyn koçluğu”nun günümüz popüler meslekleri arasına girmesinde bu bulguların da önemli bir yeri var. Ancak “koç”luk müessesesi toplumun her kesimi için eşit oranda erişilebilir değil. Hollanda merkezli Bernard van Leer Vakfı’nın bu noktadan hareketle üniversite ve belediyelerle iş birliği içinde yürüttüğü bir program var: İstanbul95. Dezavantajlı ailelerin evlerine konuk olup hem çocuğun gelişimi hem ebeveynle ilişkisi konusunda aileleri bilinçlendirmeye dayalı program, Beyoğlu, Sarıyer, Maltepe ve Sultanbeyli olmak üzere dört ilçede yaklaşık 400 aileye ulaşıyor.

Boğaziçi ve Kadir Has Üniversiteleri ile TESEV’in paydaşlığındaki proje kapsamında hazırlanan müfredat, önce aile ziyaretlerini gerçekleştirilecek belediye personeline aktarılıyor. Ziyaretler, bebek bekleyen ve 0-3 yaş arası çocuk sahibi dezavantajlı ailelere yönelik planlanıyor. Projeye dair bilgilendirildikten sonra onay veren ailelerin evi, iki haftada bir belediye personelince ziyaret ediliyor. Bu ziyaretlerde, lohusalıktan beslenmeye, emzirmeden oyun oynamaya dek geniş yelpazede, çocuğu ve anneyi destekleyici bir rehberlik hizmeti sunuluyor. Elif Görmüş 26 yaşında. İki yıl önce evlenince Ordu’dan Ayazağa'ya gelmiş. 7 aylık oğlu Alperen’in doğumundan beri de İstanbul95 projesi kapsamında Sarıyer Belediyesi'nin görevlendirdiği Yasemin Büyüköztürk ziyaretine geliyor. Görmüş, “Yasemin Hanım’ın öğrettiklerini bir bir yapıyoruz, Alperen’de de karşılığını görüyoruz. Alperen’le nasıl oyun oynayacağız, nasıl bir şeyler paylaşabileceğiz, bu çalışmalar sayesinde öğrendim. Bunlar olmasa ben çocuğumu koltuğa oturturdum, televizyonu da açardım, öyle büyütürdüm, çünkü bilmiyordum” diyor.

‘Özlemle bekliyorum’

Aslında bir sınıf öğretmeni olan Yasemin Hanım izledikleri programı şöyle özetliyor: “Bebeğin kas ve motor gelişimine uygun etkinlikler yapıyoruz, bu etkinliklere uygun basit materyaller de götürüyoruz. Mesela bu hafta sadece bir objeyi içeri atabilir ama dışarıdan içeri koyamaz gibi. Anne de bu etkinlikleri tekrar ediyor. Annelerin farkındalığı çok yüksek, gelişimi hemen fark ediyorlar. Amacımız da bu alanı açmak.”

Size gelen bize de gelsin diyorlar

Elif Görmüş, her defasında bir sonraki ziyareti dört gözle beklediklerini anlatıyor: “Yasemin Hanım’ı büyük bir özlemle bekliyorum, acaba Alperen ne yapacak, nasıl gelişecek? Çevrede de fark edilmeye başlandı, bana hep ‘Ne kadar dikkatli, bu duruma nasıl geldi, size gelen bize de gelsin, benim çocuğum da Alperen gibi olsun’ diyorlar.”

Eşler de katılıyor

Yasemin Büyüköztürk, ziyaret esnasında evdelerse babaların da sürece dahil olduğunu anlatıyor. Hatta getirdikleri materyallerden esinlenerek el yapımı oyuncak üreten babalar da olmuş. Elif Görmüş, etkinliklere eşinin de katıldığını belirterek “İşten gelince bunları veriyorum önüne, anlatıyorum, o da aynısını uyguluyor. Eşim bu projeden sonra daha başka oldu, çok destek çıkıyor bana” dedi.

Programa katılmak için

İstanbul95 projesinin hedefi, İstanbul’daki 4 ilçede 120’şer aileye ulaşmak. Beyoğlu ve Sultanbeyli’de bu hedeflere ulaşılmış. Maltepe ve Sarıyer’de ise hâlâ açık var. Bu ilçelerde destek almak isteyen aileler, belediye üzerinden iletişime geçebilir.