Ankara Diyanet İşleri'nden “Şehitlik Ve Gazilik” Konulu Cuma Hutbesi

Diyanet İşleri'nden “Şehitlik Ve Gazilik” Konulu Cuma Hutbesi

13.04.2018 - 17:48 | Son Güncellenme:

.

Diyanet İşlerinden “Şehitlik Ve Gazilik” Konulu Cuma Hutbesi

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Gölbaşı’ndaki Emniyet Özel Harekat Daire Başkanlığı içerisinde yer alan Şehitler Camii’nde “Şehitlik ve Gazilik” konulu Cuma hutbesini okuyarak, Cuma namazını kıldırdı.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminde 44 güvenlik görevlisinin şehit edildiği Gölbaşı’ndaki Emniyet Özel Harekat Daire Başkanlığı içerisinde yer alan Şehitler Camii’nde Cuma hutbesini okumasının ardından Cuma namazını kıldırdı. Erbaş, okuduğu Cuma hutbesinde, "Yetmiş kadar şehit vardı. Gazilerle birlikte Uhud’dan dönen şefkat peygamberine şehit yakınları şöyle haykırıyordu: ’Ya Resulallah. Seni sağ salim gördük ya, artık bütün üzüntüler önemli değildir bize’ Merhamet peygamberi ise şöyle müjdeliyordu onları: ’Ne mutlu size, şehitleriniz hep birlikte cennete yükseldiler. Üstelik yakınlarına da şefaat ettiler.’ Şehit anneleri: ’Biz razıyız ya Resulallah. Bu müjdeden sonra artık şehitlerimize ağlamayacağız. Lakin geride kalanlar için dua buyur’ deyince, Allah Resulü (s.a.s) şöyle dua etti: ’Allah’ım şehit ailelerinin kalplerindeki üzüntüleri gider. Acılarını hafiflet ve dayanma gücü ver. Musibetlerinden dolayı onları mükafatlandır. Şehit yakınlarını, şehitlere layık güzel halefler eyle’" dedi.
"Dün olduğu gibi, bugün de ezanlarımız susmasın, namusumuz çiğnenmesin, iman kardeşliğimiz bozulmasın diye canlarını cennet karşılığında veren şehitlerimiz ve en değerli uzuvlarını cennet karşılığında değişen gazilerimiz vardır" ifadesini kullanan Erbaş, şunları kaydetti:
"İşte özgürlüğümüzün simgesi olan bayrağımızı bayrak yapan da, üzerinde yaşadığımız toprakları vatan yapan da, aziz şehit ve gazilerimizin feda ettikleri kanlardır.
Yüce Allah, şehitlik mertebesini, kendi evi Kabe’ye ve aziz misafirlerine hizmet etmekten bile yüce sayar, Resulü de şehidin sevabının, durup dinlenmeden nafile namaz kılmaktan ve aralıksız oruç tutmaktan daha değerli olduğunu bildirir. Yüce Allah, kendi yolunda şehit olanların canlarını ve mallarını cennet karşılığında satın alır. Allah’ın satın aldığı canlara öldü denir mi hiç? Diridirler onlar ve Rableri tarafından bol bol rızıklandırılırlar ve kul hakları dışındaki bütün günahları affedilir onların, Peygamberler ve çocukken ölenlerle birlikte sorgusuz sualsiz cennete girerler. İnsan çalışarak pek çok rütbe ve unvanlar elde edebilir. Ama şehitlik ve gazilik öyle mi? Şehitlik ve gazilik, hiçbir mertebe ile mukayese dahi edilemez, üstelik herkese de nasip olmaz. Bu yüzden dinimizin bekası, vatanımızın müdafaası, milletimizin huzur ve güvenliği için canlarını ve kanlarını feda eden şehitlerimize ve gazilerimize vefa borcumuz vardır hepimizin. Rütbelerin en yücesidir şehitlik. Rabbimiz de şöyle buyurur şehit kulu hakkında: ’Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma. Onlar diridirler ve Allah’ın, lütfundan kendilerine verdiği nimetlerin sevincini yaşayarak, Rableri katında rızıklandırılmaktadırlar.’ Şehit, Rasulullah Efendimiz’in (s.a.s) şu iltifatına mazhar olmuştur, ’Hiç kimse cennete girdikten sonra bütün dünya kendisine verilecek olsa bile tekrar dünyaya dönmek istemez. Yalnız şehitler hariç. Onlar gördükleri izzet ve ikram nedeniyle dünyaya dönüp, on defa şehit olmayı arzu ederler.’ Gazi ise şehadeti göze almış ve şehitlikten sonraki en yüksek mertebeye, gazilik şerefine ulaşmıştır. Yüce Mevla onun için de tükenmez mükafatlar hazırlamıştır. Rahmet Peygamberi Efendimizin şu ifadesi gazilerimiz için ne güzel bir müjdedir, ’Bir kimse Allah yolunda şehit olmayı can-ı gönülden isterse, yatağında ölse dahi Allah onu şehitler derecesine yükseltir.’ Adını Sevgili Peygamberimizin övülmüş isminden alan Mehmetçik, polisimiz ve bütün güvenlik güçlerimiz, cennet vatanımızın bütünlüğünü muhafaza etmeyi dini ve milli bir görev kabul etmişlerdir. Onlar, kendilerini hem dünya, hem de ahiret erleri görerek vatanın bekası için canlarını ortaya koymakta bir an bile tereddüt etmeyen yiğitlerdir."
İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy’un, ’Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak, sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak’ dizelerinde ifade ettiği gibi, inandığı değerleri canı pahasına savunan korkusuz yiğitler var olduğu sürece bu cennet vatana düşmanın asla girmeyeceğini kaydeden Erbaş, "Ay yıldızlı bayrağımız inmeyecek, minarelerden yankılanan ezan sesleri dinmeyecektir. Şehitlerimizi ve bütün gazilerimizi minnet ve şükranla anıyorum. Özellikle 15 Temmuz hain darbe girişiminde burada canlarını feda eden şehitlerimizin kabirlerinin nur, makamlarının cennet, derecelerinin ali olmasını, gazilerimizin sağlık ve huzur içinde olmalarını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum. Bu vesileyle Polis Teşkilatımızın kuruluşunun 173. yılını kutluyorum. Ayrıca bu akşam idrak edeceğimiz Miraç gecenizi tebrik ediyorum. Vatanımız ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını Yüce Rabbimden niyaz ediyorum" ifadelerini kullandı.