İstanbul Doğu Akdeniz Ve Kktc'nin Enerji Güvenliği Masaya Yatırıldı

Doğu Akdeniz Ve Kktc'nin Enerji Güvenliği Masaya Yatırıldı

09.01.2018 - 14:47 | Son Güncellenme:

.

Doğu Akdeniz Ve Kktcnin Enerji Güvenliği Masaya Yatırıldı

’Doğu Akdeniz ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Enerji Güvenliğinde Son Gelişmeler’ başlıklı seminerde, Doğu Akdeniz’deki son gelişmelerin bölgenin ve KKTC’nin enerji güvenliğine etkileri irdelendi.
Yakın Doğu Üniversitesi Yakın Doğu Enstitüsü tarafından düzenlenen Güvenlik Akademisi Sertifika Programı kapsamında Enerji Politikaları Uzmanı Necdet Pamir, ’Doğu Akdeniz ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) Enerji Güvenliğinde Son Gelişmeler’ başlıklı bir seminer verdi. Seminerde, güvenlik kavramının ve uygulamalarının farklı boyutları bağlamında Doğu Akdeniz’deki son gelişmelerin bölgenin ve Kıbrıs’ın enerji güvenliğine etkileri irdelendi.
Enerji Politikaları Uzmanı Necdet Pamir, Kıbrıs’ın, petrol ve doğalgaz kaynaklarının Akdeniz’e giriş çıkışı açısından son derece önemli olduğunu belirtti. Pamir, “Türkiye, İran ve Rusya’ya doğalgazda aşırı bağımlı. Yani yüzde 55’ten yüzde 53’e düştü diye seviniliyor. İkinci sırada yüzde 18 ile İran var. Makroekonomi açısından bakıldığında Doğu Akdeniz’e yansıyan bir risk unsuru var. Taraflar birbirine karşılıklı bağımlı ama bu karşılıklı bağımlılıkta kendi çıkarına bakılmalı. Çıkar şu demek; herhangi bir nedenle enerji akışı kesintiye uğrarsa, benim ekonomim darbe alırsa, ülke güvenliğim riske girdiğinde öbür tarafın tahribatı daha mı fazla olur daha mı az olur? Buna karar verildiği an o kadar o ülkeye bağımlı olunmaması gerekir. Temiz ve çeşitlendirilmiş kaynaklar olması lazım, olabildiğince yerli kaynaklara dayalı olmanız lazım ve kesintisiz kaliteli verimli kaynaklarınız olması lazım. Dünya petrol ticaretinin yaklaşık yüzde 30’u deniz yoluyla Akdeniz havzasından geçiyor. Her gün ortalama 4 bin kargo ve ticaret gemisi Akdeniz’de seyir halinde. Her yıl yaklaşık 40 bin Rus ticaret gemisi Türk boğazlarından Akdeniz’e geçiyor. Kıbrıs ise bu jeostratejik önem içinde petrol ve doğalgaz kaynaklarının Akdeniz’e giriş çıkışını sağlayan üç kapıdan biri olan Süveyş Kanalı’na yakınlığı acısından son derece önemli” dedi.

"Afrodit sahası çok yetersiz, Rumların müzakerelerde elleri çok zayıf"
Konuşmasında, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasında tartışma konusu olan doğalgaz sahalarından Afrodit sahasının durumunu da irdeleyen Necdet Pamir, “Afrodit sahasının mevcut rezervi 125 milyar metreküpe kadar düştü. İsrail gazıyla birleşmeden Türkiye’yi bypass ederek Avrupa’ya ne boru hattı ile ne de CNG (sıkıştırılmış doğalgaz) ile gitmesi makul değil. Afrodit sahası çok yetersiz, tek ünite işletme güvenliği acısından uygun değil. Tek ünite için uluslararası uzmanların hemfikir olduğu en az 250 milyar metreküp üretilebilir gaz lazım. Bir CNG terminali için minimum rakam 250 milyar metreküpten başlıyor ama genelde tek terminal olmaması gerekiyor. Herhangi bir kesinti olduğunda ikincinin kesintisiz akışa olanak vermesi gerekiyor ki 500 milyar metreküplük bir gereksinim söz konusu. Onun için Rumların müzakerelerde hukuksuz ve haksız olarak havuç-sopa gibi kullanmaya kalktıkları hikayede elleri son derece zayıftır. Yeni keşifler olmadıkça ve İsrail gazıyla ortak proje geliştirilmedikçe Afrodit gazının bir başına ekonomik olarak ihracı olanaksız. Doğalgaz fiyatları halen düşük seyirde ve gaz arzı fazlalığı da bu olumsuzluğu pekiştiriyor. Mısır’ın kendi keşifleri ihraç seçeneğini geçersiz kıldı. Ürdün ve Filistin piyasalarıysa son derece küçük piyasalar, kaldı ki o ülkelerde İsrail gazına karşı çok ciddi tepki var. Ekonomik açıdan gerek Afrodit gerekse İsrail sahaları için en cazip piyasa Türkiye. Müzakere masasına bu bilgileri de koyarak oynarsa Türkiye ve KKTC müzakerelerde biraz daha güçlü olabilir” diye konuştu.

"Türkiye ve KKTC’nin enerji sektöründe bölgeyi tanıyan ve yetişmiş insana ihtiyacı var"
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin enerji üretimi ve ihracatı yönündeki adımlarını da değerlendiren Pamir, “CNG biçiminde ihracın avantaj ve dezavantajlarına baktığınızda avantajı sınırlı sayıda ülkeye değil istenen ülkeye ihraç edilebilmesi, terör saldırılarına karşı uzun bir hattın değil tek noktanın hedef olması ve doğalgaza göre hacminin 600 kat küçük olması nedeniyle bir seferde çok daha büyük hacimler taşıyabilmesi. Dezavantajları ise yüksek yatırım ve işletim maliyetlerinin olması ve CNG tesisinin inşasının çok uzun yıllar sürmesi.Rumlar 6-7 yıl diyor ama bundan çok daha uzun sürer. Üretilen enerjinin yüzde 12,4’ini CNG tesisi tüketiyor bunlara bağlı olarak finansman bulma zorluğu oluşuyor. 125 metreküpün önemli bir kısmı iç piyasaya ardından da tesisin kullanacağı ihtiyaca gidecek. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin sadece gaz ihracatçısı değil aynı zamanda enerji sektörü için yetişkin eleman sahibi ülke olması temin ediliyor. Bu konuda da hem KKTC’nin hem Türkiye’nin zaafı var. Bu zaafın bir an önce enerji alanında yetişmiş eleman sayısını artırarak ve kurumlar arasında koordinasyon sağlayarak giderilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Seminerin sonunda Necdet Pamir’e Yakın Doğu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şenol Bektaş ve Yakın Doğu Üniversitesi Yakın Doğu Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Umut Koldaş tarafından teşekkür belgesi takdim edildi.