Dünya Biz yara almayız, Fransa kaybeder

Biz yara almayız, Fransa kaybeder

31.05.2005 - 00:00 | Son Güncellenme:

AB uzmanları, Milliyet'e yorumladı

Biz yara almayız, Fransa kaybeder

Avrupa Birliği'nin (AB) geleceğini tayin edecek esas belge niteliğindeki Avrupa Anayasası'na Fransa'da 'hayır' çıkmasını, uzmanlar, "Avrupa'nın kendi siyasi birlik ve inandırıcılığına darbe" olarak değerlendirdi. Siyaset bilimci ve uzmanlara göre, Fransa'nın "hayır"ı, üyeliğine karşı çıktığı Türkiye'nin müzakere tarihini etkilemeyecek, AB yara alsa da yoluna devam edecek, kaybeden Fransa olacak. (Cem Duna, AB Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı): Anayasanın reddedilmesiyle AB derinleşme süreci, siyasal birlik ve inandırıcılığı konusunda ciddi bir darbe yedi ama AB sona ermedi. Metinleri geçerliliğini korumakta, ekonomik güç olarak da dünyanın en büyük pazarını oluşturmaya devam edecek. Türkiye açısından ise bir şeyi kısa vadede değiştirmiyor. 3 Ekim'de müzakereler kesinlikle başlayacak. Müzakerelerin cereyan edeceği ortam menfi olarak biraz etkilenmiş olabilir. MÜZAKERE ORTAMI ETKİLENİR (Can Paker, TESEV Başkanı): Bu, Türkiye'nin değil, Avrupa'nın meselesi. Türkiye'yi etkileyeceğini sanmıyorum. Ben bu nedenle AB projesinin çökeceğine de inanmıyorum. Bu durumu düzeltmeye çalışacaklardır. Türkiye'nin müzakere tarihini etkilemez. Ama Fransa, artık eskisi kadar AB'nin güçlü üyesi olmayacak, daha eşitlikçi bir durum ortaya çıkacak. GEÇİCİ BİR SORUN (Prof. Dr. Hasan Köni, Uluslararası Siyaset Bilimci): AB Anayasası'na 'hayır'lar Avrupa' nın bir federasyona doğru gitmesinin henüz erken olduğunu gösteriyor. 25 ülkeyi birden hazmetmeleri pek mümkün olamadı. 25'e yakın ülkenin de Avrupa'dan şikâyeti var. Bu durumun AB açısından bir duraklama dönemi olduğunu düşünüyorum. 'Hayır'lar Türkiye'ye nefes aldıracak. AB'nin de kendisini yeniden gözden geçirmesine neden olacaktır. TÜRKİYE NEFES ALACAK (Dr. Cengiz Aktar, AB Uzmanı): Bu hayır, siyasi Avrupa projesini yavaşlatacak ve bu projeye darbe vuracak bir sonuçtur. Fransa ve AB zararlı çıkmıştır. Türkiye açısından baktığımızda bu müzakere sürecini etkileyecek bir sonuç değildir. Önümüzdeki zirvede de bunun teyit edileceği konusunda bir öngörüm var. Ancak genişleyen, yürüyen, siyasi bir güç olan Avrupa'yı reddeden bu tavır; Türkiye'ye yaramayacağı gibi Bulgaristan, Romanya ve Polonya'ya da yaramayacaktır. TÜRKİYE'YE YARAMAYACAK (Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu, Uluslararası Siyaset Bilimci): Avrupa Anayasası'na hayır çıkması, Türkiye'nin müzakere sürecini üyeliğini etkileyen bir gelişme değildir. AB, yoluna Nice Zirvesi'nde almış olduğu kararlarla devam edeceklerdir. Zaten bu zirvede alınan kararlar dar geldiği için bir anayasa geliştirdiler. Bizimle ilgili tek şey Ankara Antlaşması'na yeni bir protokol ekleyerek 10 ülkeyi Gümrük Birliği'ne dahil etmek. Bunu yaptıktan sonra bizim için de zaten 3 Ekim'de müzakere süreci başlayacaktır. DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK Emekli Büyükelçi Gündüz Aktan: "Bu durum hem AB hem de Türkiye'nin üyeliğini olumsuz etkileyecek. Buradan çıkacak sonuç şu; Federal Avrupa istikametinde atılan adımlar geri alındığı gibi Federal Avrupa istikametinde geri adımlar atılması, daha derin politik bir entegrasyona gidilmesi ihtimalini de azaltmıştır. Bence en büyük darbe bu. Belki AB anayasa onay sürecinin biteceği Kasım 2006'ya kadar kendi aralarında bir çıkış yolu bulabilirler ama bu durumun Türkiye'ye etkisi daha vahim olabilir. Çünkü hem hayır diyenler hem de evet diyenler Türkiye'nin üyeliğine karşı çıktılar. Gelişmelerin bizi imtiyazlı ortaklığa götürme ihtimali kuvvet kazanıyor." n BELMA AKÇURA İstanbul İMTİYAZLI ORTAKLIK İHTİMALİ ARTTI