Dünya Dış politikada AB'li

Dış politikada AB'li

02.11.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

6 Kasım'da yayımlanacak Avrupa Birliği İlerleme Raporu'nda Türkiye'nin dışişleri, güvenlik ve savunma politikalarına ilişkin 46 açıklamadan 45'i Ankara'nın Brüksel ile ortak tavır içinde olduğunu gösteriyor

Dış politikada ABli

Türkiye'nin dış politika alanında çizgisinin AB'yle uyumlu olduğunun vurgulandığı raporda Ankara'nın Irak'a yönelik yaklaşımına geniş yer verildi. Belgede, Türkiye'nin, Irak'ta ulusal uzlaşı, güvenlik ve barış sağlama yönündeki çabaları desteklemeyi sürdürdüğü vurgulanıyor. AB'nin de terör listesinde bulunan PKK'nın sınırı aşan terörist faaliyetlerinin güvenlik sorunu yarattığının vurgulandığı raporda, Kuzey Irak'a bir askeri operasyon düzenleme olasılığının Türkiye'de geniş bir şekilde tartışıldığının altı çiziliyor. Avrupa Birliği Komisyonu tarafından 6 Kasım'da yayımlanacak olan İlerleme Raporu'nda yer alan "Dışişleri, güvenlik ve savunma politikası" başlığı Türkiye'nin bu alanlardaki etkinliğinin Birlik açısından taşıdığı önemi ortaya koyuyor. AB'nin bu üç konuda yaptığı 46 açıklamanın 45'inde, "Brüksel'le ortak tavır içinde olduğunu" belirttiği Ankara açısından en önemli pürüz ise Kıbrıs. Türkiye'nin, İran'ın nükleer programıyla ilgili olarak yapılan tüm açıklamaları desteklediğinin vurgulandığı belgede, üst düzey İranlı yetkililerle gerçekleştirilen görüşmelerde, Ankara'nın Tahran'ı uluslararası talepleri karşılamaya teşvik ettiği belirtiliyor. Türkiye'nin Suriye'yi bölgede yapıcı rol oynaması için teşvik ettiği de raporda yer alıyor.Ermenistan'la üst düzey temaslar gerçekleştirildiğine dikkat çekilen belgede, Türkiye'nin bu ülkeye yönelik sembolik adımlar attığı da vurgulandı. Buna örnek olarak ise Hrant Dink'in cenazesine üst düzey Ermeni yetkililerin davet edilmesi ve Akdamar Kilisesi'nin açılması gösterilirken sınırın hâlâ kapalı olduğu vurgulandı.Türkiye'nin destek olduğu AB, NATO ve Birleşmiş Milletler operasyonlarına de geniş yer verilen raporda, AB'nin 2007'de yayımladığı 46 açıklamadan 45'inde Türkiye'nin tutumunun Brüksel'le tam uyumlu olduğu vurgulandı. Ankara'nın ortak tutum belirtmediği tek açıklama ise İran'da rehin tutulan İngiliz askerlerle ilgili olanıydı. Türkiye'nin eleştirildiği konu ise AB-NATO işbirliğiyle gerçekleştirilen operasyonlara Rum Kesimi ve Malta'nın katılımını engellemesi oldu. İran açıklamalarına destek Yolsuzlukla ilgili olarak yasal çerçevenin güçlendirilmesi ve kurumsal yapılanma doğrultusunda adım atılmadığının eleştirildiği raporda, milletvekilleri, akademisyenler, askerler ve yargı mensupları için etik ilkelerin eksikliğinden yakınılıyor. 2004'te oluşturulan Etik Kurulu'nun hâlâ başbakanlığa bağlı olduğuna dikkat çekilen belgede, bu kurumun kendisine özel bütçe ve personele sahip olmadığı dile getiriliyor. Raporda, bu durumun kurulun, şikâyetleri inceleme ve etik ilkelere saygıyı denetleme görevlerini tam olarak yerine getirmesini sınırladığı ifade ediliyor. Etik ilke eksikliği Türkiye'de, özellikle cumhurbaşkanlığı seçimleri çerçevesinde oldukça alevlenen türban konusu, bu yıl da İlerleme Raporu'nda yer bulmadı. Bazı Avrupalı parlamenterlerin ve Türk hükümetinin de etkisiyle Avrupa Parlamentosu'nun son dönemde hazırladığı belge ve raporlara girdiği gözlemlenen türban konusunda Komisyon, başından bu yana aynı yaklaşımı izliyor. Komisyon, Avrupa Birliği içinde türbanla ilgili ortak bir yaklaşım bulunmamasından hareketle bu konuya değinmiyor. Türbana yer verilmedi Kürt sorununun çözümü konusuna önem veren ve bu çerçevede, ilgili kesimlerin isteklerini de dikkate alarak raporlarında "Öcalan vurgusu" yapan Avrupa Birliği Komisyonu, bu kez bu vurguya yer vermedi. Geçen yılki taslak raporda "Mr. Öcalan" ifadesini kullanan ancak raporun nihai halinde "Mr." ifadesini düşüren Komisyon, tartışmalara neden olmuştu. İlerleme Raporu'nun yayımlanmaya başladığı yıl olan 1998 ve 2002 yılındaki belge hariç, her raporda Öcalan'a bir şekilde atıf yapılıyordu. Abdullah Öcalan da yok Türkiye'de ikamet ya da seyahat eden yabancılarla ilgili yasada değişikliğe gidilmemesi İlerleme Raporu'nda eleştirilen unsurlardan biri olarak dikkat çekiyor. Yasanın özellikle Çingeneler konusunda ayrımcılığa neden olan hükümler içerdiği görüşünün dile getirildiği raporda, İstanbul'daki yıkım çalışmaları da işleniyor. 2006'daki Bakanlar Kurulu kararıyla harabe durumdaki yerleşim alanlarının yeniden inşasıyla ilgili olarak bir çalışma başlatıldığına dikkat çekilen raporda, bu çerçevede bir çok bölgede Çingenelerin yaşadığı alanların yıkıldığı vurgulanıyor. Özellikle İstanbul'da yapılan yıkımlar bağlamında belediyelerin Çingeneler için sığınak, temel sağlık hizmetleri, sosyal ve ekonomik önlemler almaması eleştiriliyor. Sulukule'de yaşayanların istimlak ve tahliye işlemlerinin durdurulması amacıyla yargıya gittikleri de raporda yer alıyor. Çingenelere ayrımcılık