Dünya ‘Gerçek köstebek bendim’

‘Gerçek köstebek bendim’

27.12.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Dünyanın en çok satan casusluk romanlarının yazarı John Le Carre, İngiliz gizli servisleri hesabına çalıştığını 69 yaşında itiraf etti

‘Gerçek köstebek bendim’

‘Gerçek köstebek bendim’

Dünyanın en çok satan casusluk romanlarının yazarı John Le Carre, İngiliz gizli servisleri hesabına çalıştığını 69 yaşında itiraf etti

LONDRA Milliyet

Yazdığı casusluk romanlarıyla dünya çapında üne kavuşan, yapıtları filmlere konu olan İngiliz yazar John Le Carre, kendisinin de İngiltere gizli servisleri hesabına casusluk yaptığını dün 69 yaşında itiraf etti.
1963’te yayınlanan "Soğuktan Gelen Casus" romanıyla dünya çapında üne kavuşan ve üstün performansını daha sonra yazdığı 16 romanla da sürdüren John Le Carre, The Times gazetesinde yayınlanan söyleşisinde "Çeşitli zamanlarda ordu ve sivil istihbarat servisleri hesabına casusluk yaptım. Bana casusluk teklif edildiğinde çok cazip gelmişti. Sanki bütün hayatım boyunca bunun için hazırlanmıştım. Bu, gizli bir tarikata girmek gibiydi" dedi. Yazar, "Soğuk Savaş"ın en gerilimli dönemi olan 60’lı yıllarda gizli ajan olarak çalıştığını, Berlin Duvarı’nın inşa edildiği sırada da Berlin’de olduğunu söyledi.
Gerçek adı David Cornwell olan John Le Carre hakkında uzun yıllardır, yapıtlarındaki öyküler kendi casusluk deneyimlerinden esinlendiği şeklinde iddialar ortaya atılıyordu. "Evlere girmenin ve gizli mesajları teslim etmenin heyecan verici bir şey olduğunu" söyleyen Le Carre, bu deneyimlerinden romanlarında da yararlandığını söyleyerek, iddiaları doğruladı.

Aldatmaktan hoşlanıyor
Le Carre, İngiliz BBC 2 televizyonuna verdiği mülakatta ise casusluğa Oxford’daki Lincoln Koleji’nde "solcu arkadaşlarını ihbar ederek" başladığını itiraf etti. Daha sonrasını ise şöyle anlattı: "İlk ciddi denemelerim Berne Üniversitesi’nde başladı. Bir İngiliz diplomatı bana hiç önemi olmayan bilgi transferi işleri veriyordu. Ben ise bunların büyük casusluk olayları olduğunu düşünerek, Time dergisinin son nüshasını taşıyan adamların peşine düşüyor ve bir paket taşıyan adamın arkasından yürüyerek, Cenevre’nin dünyanın casusluk merkezi olduğunu sanıyordum. Sanki erkek Mata Hari’ydim".
Soğuktan Gelen Casus’un öyküsü ise şöyle: "Berlin Duvarı’nın yapılması beni o kadar germişti ki, 5 gün içinde destanlar yazdım. Daha sonra 55 bin kelimeye indirdiğim, ‘Soğuktan Gelen Casus’ adlı kitabı yazdım. Zannedersem bu zamanlarda, yazarlık olgunluğunu yakalamıştım".
Le Carre, irtibatta olduğu kişileri aldatmaktan hoşlandığını ifade ederek, "Bunun iyi casusların, vicdanlarının üstesinden gelerek, oluşturdukları karakteristiklerin bir parçası olduğunudan eminim" dedi.

Son romanı Türkiye’de geçiyor
John Le Carre’nin, Rus mafyası ile eski Sovyet casuslarının dahil olduğu karmaşık ilişkileri konu edindiği yayınlanmış son romanı Single & Single’ın önemli bir bölümü Türkiye’de geçiyor. Kitap, Türkiye’de bir tepenin yamacında bir kişinin kafasına kurşun sıkılarak öldürülmesiyle başlıyor ve Gürcistan’dan Anadolu’ya, Orta Avrupa’dan dünyanın yeni ekonomik düzeninin tartışıldığı Davos’a kadar her yerde dolaşılıyor.
John Le Carre, iki yıl önce The Times’a verdiği demeçte Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle casuslar arasındaki savaşın niteliğinden hiçbir şey kaybetmediğini söylemiş ve "sadece iki süper gücün karşılıklı çekişmesi sona erdi. Çehreler değişti o kadar. Ondan başka her şey aynı" demişti. Yazarın Türkçe’ye çevrilen kitaplarından bazıları şunlar: Rus Evi (Russian House), Soğuktan Gelen Casus (The Spy Who Came from the Cold), Bizim Oyunumuz (Our Game), Köstebek (Smiley’s People) ve Yolun Sonu (End of the Road).





DÜNYA