Dünya İşçilerin ödediği bedel en büyük pişmanlığım

İşçilerin ödediği bedel en büyük pişmanlığım

26.01.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:

Yunanistan iflasın eşiğindeyken başbakanlık yapan Yorgo Papandreu kimilerine göre krizden sorumluydu. Bu günlerde ise ülkesinin geleceğine umutla bakan, en zorlu dönemin atlatıldığına inanan bir milletvekili

İşçilerin ödediği bedel en büyük pişmanlığım

Tarihinin en zor dönemlerinden birini geçiren, ekonomik krizin pençesindeki Yunanistan’da başbakanlık görevinden 11 Kasım 2011’de istifa eden Yorgo Papandreu, Sosyalist Enternasyonal’in başkanı olarak küresel siyasette aktif. Global İlişkiler Forumu’nun davetlisi olarak İstanbul’da bulunan eski PASOK lideri Papandreu’yla; anlatırken gözlerinin dolduğu eski Dışişleri Bakanı İsmail Cem’den siyasetle yoğrulmuş bir aile tarihine sahip olmanın getirdiği yükümlülüklere uzanan bir söyleşi gerçekleştirdik

Haberin Devamı

Siyasi bir hanedan olarak adlandırılan Papandreu ailesindesiniz. Yunan siyasetine atılmanızda bu durum itici bir güç oldu mu?
Elbette ki dedem (Yeorgios Papandreu) ve babam (Andreas Papandreu) Yunanistan Başbakanlığı yaptığı için siyasi bir ortamda büyüdüm. Farklı özellikleri olsa da babam ve dedem Yunan halkının demokrasi mücadelesinin bir parçasıydı. Demokratik yollardan seçilseler de savundukları yüzünden hapse atıldılar, sürgüne gönderildiler. Büyürken bunun üzerimde etkisi oldu.
Yıllarca sürgünde yaşadıktan ve eğitimimi bitirdikten sonra Yunanistan’a döndüğümde yapıcı bir şeyler gerçekleştirmek istediğimi biliyordum. O sırada halk korkunç bir diktatörlük döneminde yeni çıkıyordu. İlerleme için heyecan dolu bir dönemdi, içinde olmak istedim. Babam milletvekilliğine aday olmamı istedi. Fakat Yunanistan bir demokrasi olduğu için babam bana sadece tavsiye verebilirdi; iktidarını devredemezdi. Kampanyam sırasında çok çalıştım. Böylece 1981’de ilk kez meclise seçildim.

Krizin yükünü halk taşıdı
Yunanistan çok zor zamanlar geçiriyor. Kriz yönetimi anlamında, bir başbakan olarak sizce en büyük başarınız neydi? Yunan hükümetini yöneten biri olarak pişmanlıklarınız var mı?
En büyük başarımız düzensiz bir şekilde borçları ödemeyemeyecek duruma düşmemizi engellemek oldu. Bu Avrupa için felaket, ülkem için de ulusal bir trajedi olurdu. Kolay olmadı. Unutmayın ki o dönem, Avrupa’nun böyle bir felaketi engelleyebilecek istikrar mekanizmaları yoktu. Piyasalar panik yapmaya başlayıp paralarını Yunanistan’dan çektiğinde iflası engellemek için hızlı hareket etmeliydik. Bunda başarılı olduk. İki yıl içerisinde, son 40 yılda görevdeki hükümetlerden daha fazla reform yaptık. Şimdi bu reformların meyveleri toplanıyor. En büyük başarımız buydu.
Tabii ki de en büyük pişmanlıklarım orta ve alt gelir düzeyindeki işçilerin, emeklilerin, işsiz gençlerin ekonomik iyileşme için çok ağır bedel ödemeleri oldu. Sebep olmadıkları ulusal ve uluslararası bir krizin ağırlığı orantısızca omuzlarına bindi. Yapısal reformları tamamlamak için vaktimiz olmadığı için de pişmanım. İki yıl her şeyi değiştirmek için yeterli değil ama bir başlangıç yaptık ve şu an ülke doğru yolda. Bu yıllar Yunan halkı için ne kadar zor olsa da borçları ödeyemez duruma düşseydik çok daha kötü olacaktı.

İnsanların öfkesini anlıyorum
Yunanistan’ın şu anki siyasi ve sosyal durumu nasıl görüyorsunuz?
Yunanistan’da durum hâlâ çok zor. Ekonomik anlamda ülke ekonomisi altı yıldır küçülüyor. İşsizlik hiç olmadığı kadar yüksek. Bütün bunların insanların yaşam kalitesi ve sosyal birliktelik üzerinde yıkıcı etkileri var. Gene de ekonomik tablo istikrarlı bir şekilde iyileşiyor. Elbette ki iflası engellemek için alınan sert önlemlere karşı protestoları görüyoruz. İnsanlar öfkeli ve bu öfkeyi anlıyorum.
Fakat bütün Yunanlar bir şeyi bilmeli: Krizden kolay çıkış yok. Yunan siyasi sistemi içerisinde popülizmin yükselişi, aşırı sağ ya da aşırı solda olsun beni endişelendiriyor. Sistemden kaynaklanan sorunlara ‘kolay yanıtları’ sunuyorlar. Yunanların çoğunluğu değişim ve ilerlemeden yana. Fakat her zaman eski sistemden yararlanan, reform eksikliği nedeniyle güç kazanmış kişileri durumun değişmesini istemeyeceklerdir. Bu gruplara karşı başbakan olarak mücadele verdim ve bugün de vermeye devam ediyorum.

Gençlerin fikirleri önemli
Son derece stresli geçen başbakanlık görevini bıraktıktan sonra akademik konferanslara katıldığınız, dünyanın dört bir yanında konuşmalar yaptığınız bir hayat daha mı tatmin edici?
Tarihimizin en kritik dönemlerinde birinde halen Yunan parlamentosunda vekil olarak hizmet veriyorum. Sosyalist Enternasyonal’in başkanı olarak da küresel sorunlara yapıcı çözümler formüle etmekte aktif biçimde çalışıyorum. Yani hem düyada hem Yunanistan’da siyaseten aktif rollerim var. Fakat bir yandan da bir adım geriye atıp sonuçlar üzerinde düşünmek çok önemli.
Seminerlerim sırasında tanıştığım öğrenciler yarının karar alıcıları. Onların ne diyeceğini duymak önemli. Kimi zaman yıkıcı olsalar da değişikliklere açıklar. Bugünün sınır aşan sorunları için tamamen yeni bir perspektif getiriyorlar.

Haberin Devamı

AB’yi uyardım, dinleyen olmadı
Sosyalist Enternasyonal’in başkanı olarak özellikle Avrupa’da aşırı sağ yükselişteyken dünyada sol politikaların geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Enternasyonal dünyanın en büyük siyasi ailesi. Krizin en başında yapıcı öneriler getirmeye çalıştık ama muhafazakâr güçler kemer sıkma politikalarını ne pahasına olursa olsun savundular. Bu da sosyal sorunları artırarak popülizm ve aşırı sağın yükselişine zemin sağladı. Başbakanken bütün AB’ye yapısal reformlar yapılması konusunda ısrar ettim. Ama çok az insan dinledi. Tek duyduğum cevap “kesinti, kesinti, kesinti”ydi. Artık IMF bile büyümeyi hesaba katıyor. Enternasyonal’in başkan yardımcılığına seçilen Kemal Kılıçdaroğlu, dünyanın bütün bölgelerinde sesimizi duyurmaya kendisini adamış durumda.

Haberin Devamı

İsmail Cem esin kaynağıydı
1990’lı yılların sonu ve 2000’lerin başında İsmail Cem’le birlikte Türkiye-Yunanistan ilişkilerine barışı getirmiştiniz. Le Monde gazetesi sizin için ‘Türk-Yunan’ yakınlaşmasının mimarı’ demişti. Önceki gün Cem’ın ölüm yıldönümüydü. Onunla ilgili düşünceleriniz nedir?
Bizim ilişkimiz iki dışişleri bakanı olarak başlayıp iki dostun yakınlığına dönüştü. Bakanlığı bıraktıktan sonra da görüştük, ailelerimiz birbirini ziyaret etti. Dün (önceki gün) kızıyla görüştüm. Cem, büyük bir esin kaynağıydı. Bu dostlukla iki ülkeyi yakınlaştırdık. Başlangıçta kimse bunu başarabileceğimze inanmıyordu. Çok sağlam bir temel oluşturduk. Bu temel üzerinden devam edileceğini umuyorum.

Haberin Devamı

İşçilerin ödediği bedel en büyük pişmanlığım

Haberin Devamı

2001’de Sisam adasında Papandreu, Cem şerefine sirtaki yapmıştı.

İşçilerin ödediği bedel en büyük pişmanlığım

CHP eski Genel sekreter Yardımcısı Şule Bucak

İşçilerin ödediği bedel en büyük pişmanlığım

İnönü’nün masasında
Papandreu önceki akşam Sevinç İnönü’nün yalısına konuk olarak İsmet İnönü’den miras kalan ve Erdal İnönü’nün en sevdiği masada Milliyet kamerasına poz verdi. Papandreu ve Milliyet Genel Yayın Yönetmeni Derya Sazak, yazarı Fuat Keyman, CHP milletvekilleri Umut Oran ve Hurşit Güneş’in de aralarında bulunduğu davetliler daha sonra; CHP eski Genel Sekreter Yardımcısı Şule Bucak’ın ev sahipliğinde Rigel Balıkçısı’nda düzenlenen akşam yemeğine katıldı.
Fotoğraflar: BÜNYAMİN AYGÜN

İşçilerin ödediği bedel en büyük pişmanlığım

Papandreu’nun Uluslararası İlişkiler Danışmanı Paulina Lampsa