Dünya Türkiye ile Doğu-Batı koridoru kuruyoruz

Türkiye ile Doğu-Batı koridoru kuruyoruz

22.07.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:

Gürcistan Devlet Başkanı Mikheil Saakashvili, Turkish Policy Quarterly (TPQ) dergisine röportaj verdi.

Türkiye ile Doğu-Batı koridoru kuruyoruz

Derginin Bahar 2013 sayısında yayınlanan röportajdan göze çarpan bölümler şöyle:

- Gürcistan modeli nedir? Gürcistan’ın başarılarının korunabilmesi Batı ve Türkiye için neden önemli olmalı?
Biz Batı’nın coğrafi ufkunu genişlettik. Gürcistan coğrafi açıdan şanssızdı denilebilir: Rusya’ya bu kadar yakın olup, Brüksel’in konumu göz önünde bulundurulunca, Karadeniz’in yanlış kıyısında bulunuyor. Ancak Gürcistan’ın coğrafi konumu, Avrupa etkisinin Asya’ya açılan kapısı olarak ve başta enerji taşımacılığı olmak üzere birçok diğer sebepten ötürü Avrupa için kritik öneme sahip Doğu-Batı koridorunun ana unsuru olduğu için şans olarak da görülebilir. Gürcistan’ın Batı için önemi reelpolitik sebeplere de dayanıyor. Özellikle Türkiye için, çevresinde barışçıl ve dost devletler bulunan bir istikrar alanı oluşturmak önem taşıyor. Gürcistan, “komşularla sıfır sorun” politikasının belki de en başarılı örneğiydi. İki tarafın da ortak çıkarları vardı ve ilişkilerimizi daha önce görülmemiş şekilde geliştirdik. Bu ilişki Gürcistan için hayati öneme sahip olduğu kadar Avrupa için de kritik önem taşıyor. Zira Güney Kafkasya’nın, Doğu-Batı koridoruna dönüşmesini sağlıyor.

Abhazya ticareti mümkün

- 2008’de esas amacınızın Gürcistan’da Sovyet zihniyetin yerini Batılı zihniyetin almasını sağlamak olduğunu söylemiştiniz. Gürcistan bu sürecinin neresinde?
Ana gösterge, yönetimin demokratik yapısını sürdürüp sürdüremeyeceği. Hükümet vatandaşa değil, vatandaş hükümete sahip olmaya devam ederse, demokratik çerçeve korunabilir. Bu çerçevenin muhafaza edilmesi sayesinde hükümet değişiklikleri seçimler aracılığıyla gerçekleşir. Demokratik ve istikrarlı bir Güney Kafkasya için, Avrupa ve ABD’nin bölgeyle ilgilenmeye devam etmeleri gerekiyor.

- Türk iş çevrelerinde Abhazya ile ticaret yapmak isteyen bir kesim var. AB içindeki bazı gruplar da Tiflis’in onaylayabileceği bir kazan-kazan anlaşması yapmak istiyorlar. Bu gerçekleştirilebilir mi?
Türkiye ile ilişkimiz Gürcistan’ın egemenliğine itibar eden bir kazan-kazan anlaşması yapabilecek kadar kuvvetli. Eğer Türkiye’den Sohum’a bir gemi gidiyorsa, örneğin birçoğu Trabzon’dan gidiyor diyelim, o zaman Trabzon’da Gürcistanlı gümrük memurları olmalı ve gemide ne olduğunu kontrol edip damgalamalı. Türkler prensipte bunu kabul ediyor. Türkiye’yi en son ziyaret ettiğimde İnegöl’e gittim. Orada beraber yaşayan Abhaz ve Gürcüler bulunuyor. Aralarında bir sorun olması için bir sebep göremiyorlar. Orada önceden hazırlanmamış bir miting yaptım. Kendi bayraklarıyla gelmiş yerel Abhazlar vardı, ancak düşmanca tutum içinde değillerdi. Bu Türkiye’ye has. Bunun Türkiye’de gerçekleşebilmesi örnek alınabilenecek bir modeldir. Ancak, yine de ülkemizin işgalinin ve parçalanmasının meşrulaştırılması konusunda oldukça hassasız. Türkiye de bunu çok iyi anlıyor.