Dünya Türkiye’nin ileri karakolu Türkmenler

Türkiye’nin ileri karakolu Türkmenler

06.11.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

Türkmeneli Dernekler Federasyonu Başkanı Beyatlı, “Türkmenler Türkiye’nin Ortadoğu’daki ileri karakolu gibidir. Bölgenin huzuru Türkiye’nin  kendini hissettirmesinden geçiyor” diyor.

Türkiye’nin  ileri karakolu Türkmenler

Tarihte ilk kez bir savaş, televizyonlardan canlı yayınlandı; ABD, 1991 ve 2003 yıllarındaki Körfez Savaşı’nda bir yandan

Türkiye’nin  ileri karakolu Türkmenler
dünyaya şov yapıyor diğer taraftan Irak’ta ezilen halkları kurtaracağı vaadinde bulunuyordu. Irak diktatörü de alaşağı edildi ancak beklenen “kurtuluş” yine olmadı. Bu süreçte en büyük acıyı ise yok edilmek istenen Türkmenler yaşadı. Farklı etnik yapıları yok etmeye yönelik asimilasyon politikası uygulanan Saddam Hüseyin döneminde zulüm gören Türkmenler için çok şey değişmedi.

Haberin Devamı

Kanlı diktatör Saddam, iktidarda kaldığı 24 yılda sayısı hiçbir zaman bilinemeyecek infazlar gerçekleştirdi. Onun döneminde, sürgünler, haksız tutuklamalar, isim değişiklikleri, anadilde konuşma yasağı gibi sayısız hak ihlali yaşandı. Körfez savaşlarında Türkmenlerin yaşadıklarını ve Türkiye’nin Irak’taki soydaşlarına bakışını değerlendiren Türkmeneli Dernekler Federasyonu Başkanı Dr. Aydın Beyatlı, o yıllarda muhalefet olan Barzani, Talabani, Şii gruplar ve muhalif Araplar’la birlikte hareket ettiklerini ve bu grupların desteğini aldıklarını söylüyor. Dr. Beyatlı, “Yok edilmek istenen Türkmenlerin haklarını savunmak için 1988’de Irak Milli Demokratik Türkmen örgütünü kurduk. Bu gruplarla partilerimiz ayrı ama politikamız aynıydı. Birinci Körfez savaşı sonrası güç kazanan Kürtler, yavaş yavaş bize sıkıntı yaşatmaya başladı” diyor.

Haberin Devamı

‘Çok yalnız kaldık’

Türkiye’nin  ileri karakolu Türkmenler

Her şeye rağmen Irak’ın toprak bütünlüğünü savunduklarını ancak buna rağmen soykırım girişimlerinin ardı arkası kesilmediğini söyleyen Beyatlı, “Biz Türkmenler olarak 95 senedir mücadelemizi veriyoruz. Körfez savaşları yıllarında büyük zulümler gördük. Çok yalnız kaldık. Bu zamanlarımızda Türkiye bizi çok ciddi şekilde savundu diyemem. Ancak artık Türkiye’nin bölgede kendini hissettirmesi lazım. Türkmenler, yanlarında Türkiye’nin nefesini hissetmek istiyor.

Biz orada mücadelemizi veririz. Bugüne kadar ölmesini de bildik mücadele vermesini de, demokratik yollarla hakkımızı savunmasını da bildik. Fakat artık Türkiye’nin Körfez savaşında olduğu gibi Türkmenleri yok sayma lüksü yok. Türkiye bölgesinde ciddi güç oldu ve bu ülkeden beklentiler var. Türkmenler Türkiye’nin Oratadoğu’daki ileri karakolu gibidir. Bölgenin huzuru Türkiye’nin kendini hissettirmesinden geçiyor ” diyor.

2. Körfez Savaşı sonrası büyük göç

Türkiye’de çok sayıda Türkmen derneğinin faaliyette olduğunu hatırlatan Dr. Beyatlı, Irak’tan özellikle 2003’ten sonra, yoğunlaşan büyük göçte Türkiye’de dernekleşmenin önemini kavradıklarını belirterek şunları söylüyor: “İstanbul, Adana, Ankara, Antalya, Aksaray, İzmir ve Konya gibi illerde bulunan Türkmenlerin eğitim, sağlık, barınma ve sosyal faaliyetleriyle yakından ilgilendik. Okula giden kaç kişi var, bu konuda analiz yaparak yalnız doktor, mühendis, bilim insanı değil aynı zamanda Türk tarihinden, kültüründen, mazisinden anlayan bir gençlik yetişsin istiyoruz.”

Haberin Devamı

Türkiye’nin  ileri karakolu Türkmenler

Yeni nesil Türkmenleri bilmiyor

Türkiye’de Türkmenlerin çok iyi bilinmediğinin altını çizen Dr. Beyatlı şöyle konuşuyor: “Maalesef, gençlerimiz okumuyor, araştırmıyor, medya da bu konuya pek ilgisiz. Geçmişin bilinmemesi gençler açısından büyük eksiklik. Tabii Türkiye’deki tüm siyasi partiler, halkın tüm kesimi burada ayrım yapmadan bizi bağrına basıyor. Bizim için burası anavatandan öte değil. Ancak Türkiye devlet olarak bizimle istediği gibi ilgilenemedi yıllarca. Uluslararası dengeler çok farklı. Türkiye’nin de ciddi sıkıntıları var ama el birliğiyle aşacağız inşallah.”

Türkiye’nin  ileri karakolu Türkmenler

‘Büyük haksızlık yapıldı’

Gazeteci, Türkmeneli Tv Genel Müdürü Yalman Haceroğlu’da ise Celal Talabani ile hayatta olduğu 2005 yılında yaptığı bir röportajı anımsatarak şunları söylüyor: “Hükümet meclisinde o yıllarda üye olan Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani ile bir görüşmemde, Türkmenlerin Kürtlerden daha fazla zulme maruz kaldığını söylemişti. Bunun kayıtlarını hâlâ saklarım. Irak’ın geçici anayasasının hazırlandığı o yıllarda Türkmenlere karşı büyük haksızlık yapıldığını da yine o röportajımızda söyledi.”

Haberin Devamı

‘Atatürk’ten sonra unutulduk’

Ankara Antlaşması ile sınırlar belli oluyor ve Irak Türkleri artık başka bir ülkenin vatandaşı oluyor. O yıllarda Atatürk’ün içi kan ağlasa da bunu pek belli etmiyor. O, aslında kaybedilen topraklardan çok sınırlar ötesinde kalan soydaşlarına üzülür. Irak Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkanı Mehmet Tütüncü, Atatürk’ün bütün Türk dünyasıyla ilgili olduğunu, Türklerin yaşadığı bölgelere öğretmenler gönderdiğini ancak vefatından sonra büyük bir kopukluk yaşandığının

Türkiye’nin  ileri karakolu Türkmenler
altını çizerek şunları söylüyor: “O, ölünce Kerkük ve Musul meselesi tamamen unutuldu diyebiliriz. Özallı yıllarda 1. Körfez Savaşı’ndan sonra bu mesele tekrar gündeme geldi. O yıllarda lider kadromuz idam edildi. Türkiye’de de o sırada koalisyon var, biri ikna oluyor diğeri sıcak bakmıyor meseleye. Türkiye’nin telkini hep şu yönde oldu, ‘Aman siz Irak’ın sadık vatandaşları olun, teröre filan bulaşmayın…’ ama karşı taraf terörle geliyorsa?”

Haberin Devamı

ABD engelledi

İkinci bir fırsatın 2003’te ortaya çıktığına dikkat çeken Tütüncü “ABD, müdahale öncesi hükümetle anlaşmış ve yığınağını Mersin limanına yapmış. Ancak bu kez de ‘1 Mart tezkeresi’ geçmedi. Türkmenlerin önemli haklar elde etmesi söz konusuydu, ABD Türkiye arasında anlaşılmıştı ve Kürtler, Türkmen bölgelerine saldırmayacaktı. Ancak ABD, bu hakları vermek yerine Türkiye’ye olan kızgınlığını Türkmenlerden çıkardı. Bizim kaderimizi ABD, artık Irak’ta ki en büyük müttefiki olan peşmergenin eline terk etti” diyor.

‘BM, savaş suçu diyor’

Irak’ta 1924 yılından bu yana yapılanların insan hakkı ihlali olduğunu savunan ve bunun uluslar arası mahkemelerde hesabının sorulması gerektiğine inandığını belirten Türkmeneli İnsan Hakları Derneği Başkanı Savaş Avcı ise Türkmenlerin çilesinin Osmanlı’dan sonra başladığını söylüyor. Avcı şunlaroı söyledi: “1932 Irak Anayasası da biz Türkmenlerin haklarını garanti ediyor. Türkçe resmi bir dildi. Irak devleti, anayasada diğer azınlıkların ve Türkmenlerin haklarının muhafaza edileceğini taahhüt etti. Ama hiç birine uyulmadı. Ana dilde konuşma, isim değişiklikleri ve demografik yapıyı değiştirdiler, bu açık bir insan hakkı ihlalidir. BM Beyannamesi’nde var; ‘Savaş halinde bir ülkede bir etnik grubun başka bir etnik grubun haklarını gasp etmesi, yerlerini alması savaş suçu sayılır’ diyor.”

Dünün mazlumu bugünün zalimi

Peşmerge’nin haklarının çok üstünde kazanımlar elde ettiğini de savunan Tütüncü “Kürtler de Saddam zamanında veya daha önceki dönemde zulüm gördüler, katliamlara uğradılar, çok sayıda kayıpları oldu. Ancak 2003 sonrası gördüğümüz dünün mazlumu 2003 sonrası zalim olmaya başladı. Kendisine yapılanları Türkmenlere, Asurilere, Yezidilere, Keldanilere yapmaya başladı.”

YARIN: Türkmen kadınlar