DUYGUSAL ADAMIN AŞK TARiFi

‘Merhamet’ dizisinde Özgü Namal’la başrolü üstlenen İbrahim Çelikkol, “Onu özlüyorsam, ellerine sarılıyorsam, onun yokluğunda varlığını hissedebiliyorsam; bu o kadını sevdiğim anlamına gelir” diyor

Zamanı geri alabilseniz yine oyuncu olmak ister miydiniz?
Hayat ne getiriyorsa onu yaşama taraftarıyım. Ne de olsa oyuncu olacağımı da bilmiyordum. Zaman beni bu ana getirdi. Yaptığım işten de çok memnunum.

Peki 20-30 yıl sonrasını düşünüyor musunuz?
Şimdiyi yakalamaya, tadını çıkarmaya çalışırken, geleceğe dair çok da umursamaz kalamıyorsunuz. 20-30 yıl sonrasında bana o zamanın getirdikleriyle, huzur ve dinginliği yakalamış, sevdiğim insanlarla beraber, hayattan aynı keyfi alabiliyor olmayı ümit ediyorum.

Bu zaman diliminde, size belki de artık başrol değil; mesela dede rolleri teklif edilecek. Bir oyuncu kendini bu aşamaya nasıl hazırlıyor, fikriniz var mı?
Yok ama 50-60 yaşıma gelince umarım daha iyi bir oyuncu olacağım. Eğer o zaman dede olmam gerekiyorsa da, sorun olmayacak. Hiç böyle kaygılarım olmadı benim. Tek dileğim, o yaşlarda da halen zevkle ve özgürce işimi yapabilmek. Umarım o yaşlarımda Şener Şen gibi bir oyuncu olurum!

“Başta çok şımarmıştım” Son zamanlarda herkes sizin için “Eskisinden daha yakışıklı” diyor. Bu, iyi hissetmenizle mi ilgili?
Bunlar göreceli kavramlar ama hayatımda çok şey değişti. Çok iyi insanlarla bir araya geldim, çalışmaya başladım; sağlığıma, yaşamıma daha fazla özen gösteriyorum. 13 kilo verdim. Belki insanların gördüğü bunların sonucu, bilemiyorum.

En kötü huyunuz nedir?
Herkese çok çabuk güveniyorum. Bundan çok zarar gördüm. Çok da duygusal bir adamım. Bu da çok iyi bir şey değil sanırım ama iç dünyamda böyle olmak beni mutlu ediyor.

İnsanların beğenisi, övgüleri, göz önünde olmak sizi şımartır mı, değiştirir diye çekindiniz mi?
İlk zamanlarda çok şımarmıştım. İnsanların “Çok yakışıklısın, süpersin” gibi lafları, beni olumsuz etkiledi. Pohpohlayan çok oldu. Bu da beni şımarttı. Hatta çok yakın arkadaşlarım beni eleştirdiği zaman onlara bu fırsatı vermiyordum. Ve bu şımarıklık beni geriletti. Bunu fark ettim. Sevdiklerim de bunu dillendirince, bir daha o noktaya dönmedim.

KADINLARA DEĞER VERiYOR

Aşk için yaptığınız en cesurca şey nedir?
Ben kadınların dominant olduğu bir aileden geldiğim için hayatım boyunca kadınlara saygı duymak, sürpriz yapmak ve kadınları kadın gibi hissettirmek gibi doğrularla büyüdüm. Bizim ailedeki erkeklere bunu öğrettiler. İnsan çocukluğunda ne öğrendiyse öyle yaşamaya devam ediyor. Kadınlara değer veriyorum.

Sizce aşk acısının insana faydası oluyor mu?
Ben acı çekmeyi de seviyorum. Zaten hayatta var olan bir şey.
Aşk acısı insanı güçlendiriyor.

Bir kadına çok değer verdiğinizi, onu çok sevdiğinizi nasıl anlarsınız?
Onu özlüyorsam, onu koklayabiliyorsam, ellerine sarılıyorsam, onun yokluğunda varlığını hissedebiliyorsam; bu o kadını sevdiğim anlamına gelir.

Güzel, istikrarlı bir ilişki bir erkeğin hayatını nasıl etkiliyor?
İyi etkiliyor. Doğru bir eş, doğru bir hayat, doğru zaman, bu her insanın hayatını iyi yönde etkiler.

Kadınlarda en çok neyi takdir ediyorsunuz?
Anne olabilmeleri, beni çok etkiliyor.

Röportajın tamamı, ‘Elle’ mayıs sayısında.