Düzce'deki Fetö/Pdy Davaları

DÜZCE (AA) - Düzce'de, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) üye olduğu iddiasıyla haklarında dava açılan 2 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Düzce 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ayrı ayrı görülen duruşmalara, tutuksuz sanıklar, avukatları ve yakınları katıldı.

Sanık E.Ş'nin yargılandığı davanın duruşmasına, sanıkla İstanbul'da "Küçük Bölgeci" olarak çalıştığı belirtilen ve Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla salona bağlanan M.C.Y'ye söz verildi.

M.C.Y, 2006 yılına kadar kendisinin "Ziverbey Küçük Bölgecisi" olarak çalıştığını, ardından E.Ş'den Haydarpaşa bölgesini devraldığını savundu.

Sanık ile 2006'ya kadar birlikte görev yaptığını belirten M.C.Y, şunları kaydetti:

"E.Ş, 2006 yılına kadar 'Haydarpaşa Küçük Bölgecisi' olarak görev yapıyordu, salı günleri esnaf ziyareti yapardı. Ortalama 4-5 üniversite evinden sorumluydu, haftada 2-3 kez de 'Büyük Bölgeci' toplantısına katılırdı. Buradaki talimatları alarak alt tabakaya iletirdi. 'Küçük Bölgeci', esnaf-mütevelli ve talebeleri birleştirirdi. Yani bunları bir araya getirme işini yapan 'Küçük Bölgeci'dir."

- "Bölgeciler kamuya geçemezdi"

Heyet tarafından "Küçük Bölgeciler" hakkında bildiklerinin sorulması üzerine M.C.Y, söz konusu kişilerin atama-tayin yoluyla yapı tarafından yönlendirildiğini anlattı.

"Küçük Bölgeciler"in yoğun olarak çalıştığını ifade eden M.C.Y, "Bu kişilerin geçimi örgüt tarafından sağlanırdı. 'Küçük Bölgeciler' günde 16 saat çalışıyordu, yoğun insanlardı. Maaşları da örgüt tarafından belirlenirdi. Örgüt, elemanından memnunsa bu kişi kamuya geçemezdi. Buna kesinlikle izin verilmezdi. 'Küçük Bölgeci'nin çalışmasından memnun değillerse bu kişi hemen kamuya yönlendirilirdi." şeklinde konuştu.

Sanık E.Ş. ise M.C.Y'nin beyanlarını kabul etmediğini belirtti.

Yurt dışında ilahiyat eğitimi aldıktan sonra 1996 yılında örgütle tanıştığını aktaran E.Ş, şunları söyledi:

"Ben 1996-2006 yılında bu yapıyla çalıştım. Mısır'da ilahiyat okuduktan sonra Türkiye'ye döndüm. 28 Şubat nedeniyle kamuya giremedim. Bir ilahiyatçı olarak bu yapıda bulundum. Beni yurttan alıp bölgeci yapmak istediklerini söylediklerinde bu yapıdan ayrıldım. Hatta ayrılmak istediğimi söyledim, kötü adam oldum."

Ev aramasında ele geçirilen FETÖ'ye ait kitapların sorulması sonrası E.Ş, "İki kitap bulundu evimde. Benim birçok kitabım var. Bulunan kitapların varlığından bile haberim yok. Kitaplar ortaya çıkınca şok oldum." değerlendirmesinde bulundu.

Mahkeme heyeti, dosyadaki delillerin incelenmesi için duruşmanın 29 Mart tarihine ertelenmesine karar verdi.

- 4 yıl 2 ay hapis cezası

Diğer duruşmada yargılanan tutuksuz sanık Ruhi Çobanoğlu, savunmasında, 25 yıl imam-hatip olarak çalıştığını kaydetti.

Çobanoğlu, FETÖ ile bağlantısı olmadığını savunarak, köyden bir arkadaşının tanık olarak dinlenilmesini istedi. Mahkeme heyeti kişinin tanık olarak dinlenilmesini kabul etti.

Tanık E.A, heyet önünde doğruları söyleyeceğine yemin ederek Çobanoğlu'nu uzun yıllar boyunca dürüst bir insan olarak tanıdığını anlattı.

Arkadaşı Çobanoğlu'nun örgütle bir ilgisinin bulunmadığını dile getiren E.A, "Yıllardan beri bize din öğretmek için çabalayan bir arkadaştır. Ben bu yapı ile bağlantısı olmadığına şahidim. Çocuklarımıza din eğitimi verilmesi konusunda kendisine danıştığımızda bizi Diyanet İşleri Başkanlığı'nın vermiş olduğu yurtları tavsiye ederdi." diye konuştu.

Sanık Çobanoğlu, mahkeme heyetinin iddianamede yer alan, örgüt için kurban derisi toplayıp toplamadığı sorusu üzerine, "25 yıl adam gibi imam olarak görev yaptım. Ne cemaatçilik yaptım ne de siyasetçilik. Eğer imamlar adam gibi çalışsaydı bu cemaatler bu kadar çoğalmazdı. Ben hakkıyla işimi yaptım. Cemaatle hiç bir işim olmaz." dedi.

Mahkeme, sanığı "terör örgütüne üye olmak" suçundan 4 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırdı.