Efsane isimde torun dönemi

1960 askeri darbesinin ardından idam edilen eski Başbakan Adnan Menderes’in eşi Berrin Menderes ve üç oğlu çileli bir yaşam sürdü. Eşinin 1961’de idamının acısını üç oğluna tutunarak hafifletmeye çalışan Berrin Menderes, büyük oğlu Yüksel Menderes’in 1972’deki intiharı ile yeniden sarsıldı. Mutlu Menderes ise 1978’de trafik kazasında hayatını kaybetti.
Menderes ismini 1970’li yıllardan itibaren siyaset alanında temsil eden küçük oğul Aydın Menderes, 1996’da bir trafik kazası geçirdi ve felç oldu. Hayatının geri kalan dönemini tekerlekli sandalyede, bakıma muhtaç geçiren Aydın Menderes de, önceki gün vefat etti.
Menderes ismini bundan sonra Mutlu Menderes’in oğlu olan ve dedesi ile aynı adı taşıyan Adnan Menderes temsil edecek. 42 yaşındaki Adnan Menderes, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde estetik cerrah. Torun Adnan Menderes’ten sonra ismi temsil etmeye aday kişi de 5 yaşındaki kızı Berrin Menderes. Küçü kız babasının babaannesinin ismini almış.

8 yaşında babasını kaybetti
Menderes’in eşi Ümran Menderes ile yeğeni Adnan Menderes dün cenaze töreninin ardından taziyeleri, Ankara Büyükşehir Belediyesi Konukevi’nin kabul salonunda yaptı. TBMM Başkanı Cemil Çiçek, TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen, Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek taziye ziyaretinde bulundu.
Taziye sırasında konuştuğumuz Adnan Menderes, amcasının vefatından büyük üzüntü duyduğunu söyledi. Adnan Menderes, “Çok çekti. Zor ve çileli bir hayat geçirdi. Türkiye’ye faydalı olmak için çaba gösteren, milleti için çalışan, entelektüel seviyesi çok yüksek bir insandı. Genç yaşta kaybettik. Daha millete çok hizmetleri olacaktı” dedi. Mutlu Menderes’in oğlu olan ve babasını 8 yaşında trafik kazasında kaybeden Adnan Menderes, bundan sonra Menderes ismin en iyi bir biçimde temsil etmeye çalışacağını söyledi.
Aydın Menderes’in eşi Ümran Menderes de ayrı bir odada kadınların taziyelerini kabul etti. Çok üzgün olduğunu dile getiren Ümran Menderes şunları anlattı:

Ona kendim bakardım
“Kazadan sonra ben onun sesini duyurması için çabaladım. Ona kendim bakardım, kimseye emanet etmezdim. Sesini duyursun, eli ayağı olayım diye uğraştım” dedi. Ümran Menderes, Aydın Menderes’in günlerini nasıl geçirdiği sorusu üzerine, “Hep birlikte, hep birlikte. Evimiz ofis gibiydi. O yazılarını yazar, kitaplarını okurdu. Günleri dopdolu geçerdi. Sizler de biliyorsunuz o bir deryaydı. Kahvaltıdan sonra asistanı gelirdi. Gazeteye haftada 3 gün yazı yazardı. Kitaplarını okurdu, notlarını alırdı” diye konuştu.

‘Yanlış teşhis oldu’
Ümran Menderes, Aydın Menderes’in hastalığıyla ilgili soru üzerine de şunları söyledi:
“Zor günler yaşadı, aksilikler oldu. Göğsünde rahatsızlık hissedince dahiliye uzmanı geldi. Maalesef yanlış anlaşıldı. Ateşi yoktu ama sanırım pıhtı o zaman akciğere yerleşmiş. Zatürre zannettiler, yanlış bir teşhis oldu. Güven Hastanesi’ne götürdük. Orada da kalp zannettiler. Çünkü BMP diye bir şey varmış. O kanda görülünce kalp ile karıştırılabilirmiş. Aydın gibi hastalarda sanırım ilk olarak doppler ile pıhtı atıp atmadığı kontrol edilmeliymiş. Epey bir zaman kaybı da oldu, çok da zor günler yaşadı.”

Adnan Menderes “Menderes ismini en iyi şekilde temsil etmeye çalışacağım” dedi.