Ege Aslında her şey parayla olmuyor

Aslında her şey parayla olmuyor

13.03.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Toplum Gönüllüleri Vakfı, üniversiteli gençlerin çabasıyla sosyal çalışmalar yapıyor. Hasta ya da dar gelirli aile çocuklarına ders veriyor. Okulları tepeden tırnağa yeniliyor. Kimi huzurevlerinde görev alıyor. Kimi ağaç dikiyor... İzmir'de bu organizasyonu 24 yaşındaki Bihter Neziroğlu yönetiyor. İşte Neziroğlu'nun ağzından toplum gönüllüleri...

Aslında her şey parayla olmuyor

PAZARTESİ SOHBETİ Onlar kimi zaman bir huzurevinde, kimi zaman bir ilköğretim okulunda kimi zaman da bir köyde "gönül"den çalışıyor. Geçen hafta düzenledikleri toplantıda, İzmir'deki 4 üniversiteden 20 öğrenci, bu yılki faaliyetlerini tanıttı. Vakfın İstanbul'daki yönetim kurulu üyeliğine seçilen Ege Üniversitesi Öğrenci Topluluğu Koordinatörü Bihter Neziroğlu, "ne olduklarını, ne yaptıklarını" anlattı. Bihter, Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü 4'üncü sınıf öğrencisi... Henüz 24 yaşında... Ancak anlattıkları genç yaşına çok şey sığdırıyor. Tıpkı diğer Toplum Gönüllüleri gibi... Toplum Gönüllüleri Vakfı, Aralık 2002'de toplumsal barış, dayanışma ve değişimi gerçekleştirmek amacıyla yola çıkar. Hedefleri; gençlerin öncülüğünde ve yetişkinlerin katkısıyla çeşitli sosyal hizmet projelerini hayata geçirmektir. İzmir'de 400 kişiyiz Toplum Gönüllüleri Vakfı, Aralık 2002'de kurulmuş. Türkiye'de farklı üniversitelerde, 58 farklı örgütlenmesi var. Yaklaşık 5 bin Toplum Gönüllüsü var. Bunların tamamı üniversite öğrencisi. İzmir'de de Ege Üniversitesi'nden 190, Dokuz Eylül Üniversitesi'nden 100, Ekonomi Üniversitesi'nden 50 ve Yüksek Teknoloji Enstitüsü'nden 60 olmak üzere, 400 gönüllü bulunuyor. Her bölgede topluluğun yerel danışma kurulları var. Onlar da tamamen gönüllülerin çabaları ve araştırmalarıyla oluşuyor. Gerek yerel kaynağı harekete geçirmek, gerek resmi makamlara ulaşmak için önümüzü açmak için çaba sarfediyorlar.İzmir'deki Danışma Kurulu Üyeleri arasında Tekin Çullu, Uğur Yüce, Necdet Kestelli, Yalçın Temizocak, Erol Yeşilpınar, Abbas Karademirlidağ, Serpil Özal, Kaşif Özkan ve Tanzer Dölcü yer alıyor. Toplum Gönüllüleri Vakfı'nı anlatır mısınız? Dikkat çekmek için okuyacağız Tamamen o projeyi yapacak olan gençlerin, topluluğun beyin fırtınası ile şekilleniyor. Lösemili çocuklara moral desteği, varoşlardaki çocuklara gönüllü eğitimi, Çocuk Esirgeme Kurumu'ndaki çocuklara motivasyon sağlanmasına yönelik çalışmalar yapılıyor.Her üniversite örgütlenmesi, kendi projesini yürütüyor. Örneğin Barbaros Çocuk Köyü'nde 17 gönüllü, 17 öğrenciye ders verdi. Limontepe'de 35 gönüllü 120 ilköğretim öğrencisine haftasonları öğretmenlik yaptı, takviye derslerle yardımcı oldu.Her topluluğun buna benzer işleri var. Nisanda tüm Türkiye'de "Kitap Okuyoruz" etkinliği gerçekleşecek. Her kentin en işlek caddesinde iki saat boyunca kitap okuyacağız. Belki bu etkinlik insanların hemen kitap okumasını sağlamayacak ama en azından dikkat çekeceğiz. Farkındalık yaratacağız. Bunun hazırlığını önceki gün İzmir'de yaptık. Çok ilgi çekti. Projeleri hangi kriterlere göre belirliyorsunuz? İzmir'de bugüne kadar neler yaptınız? Herkesten destek istiyoruz Önce ihtiyaçlarımızı belirliyoruz. Gerekli olan maddi kaynağı nasıl bulacağımızın yollarını araştırıyoruz. Danışma Kurulu'na gidip "Paraya ihtiyacımız var" demiyoruz. Kendimiz kaynağımızı yaratıyoruz. Örneğin bir okulu boyayacaksak, İzmir'deki bir boya fabrikasına gidiyoruz. Bank gerekiyorsa, belediyeye gidiyoruz. Biz projelere destek olan kişi, kurum ya da firmalara sonra bir teşekkür belgesi veriyoruz. En basiti, bu belge için bile kaynağı kendimiz buluyoruz. Fotokopicilere gidip, anlatıyoruz. Gerekli kaynağı nasıl sağlıyorsunuz? Kişiye göre değişiyor. Bu çalıştığınız projelere bağlı. Ama haftada en az 3 saat ayırmak gerekiyor. Ancak ben koordinatör olduğum için haftada ortalama 20 saat çalışıyorum. Bir Toplum Gönüllüsü tüm bu çalışmalar için ne kadar zaman ayırıyor? Tüm bu çalışmaların hayata geçmesi gençlerde kişisel gelişim sağlıyor. En büyük katkısı manevi anlamda... Dostluklar gelişiyor. Aynı yarayı tedavi ettiğiniz insanlarla bir aradasınız. Çevresindeki aksaklıkları fark eden ve birşeyler yapmak isteyen bir gençlik yaratılıyor. Hem hedef kitle mutlu oluyor, hem de projenin uygulayıcısı gençlerin kişisel gelişimleri sağlanıyor. Topluma, çevresine daha duyarlı bir gençlik oluşuyor. En önemlisi yaramız olan noktalara dikkat çekmek, farkındalık yaratmak ve çevreye bunu anlatıp çözümlerini sürdürmek... Belki ilerde çok iyi noktalarda olacağız. Anlıyoruz ki bazen yalnızca para yetmiyor. Gönüllü olmanın önemi işte burada ortaya çıkıyor. Gönüllü olmanın sizin için anlamı ne? Ben üç yıldır vakıfta çalışıyorum. Geçen yıl Kır Çiçekleri Projesi için bir köye gittik. Hem köy halkı, hem de muhtar bizi pek hoş karşılamadı. Daha sonra proje için çalışmaya başladık. Okulun fiziksel koşullarını iyileştirdik. Kütüphane oluşturduk. Zaman geçtikçe muhtarla öyle bir diyaloğumuz oldu ki; bayramlarda bayramlaşmaya başladık. Bir gün muhtar aradı. Milli Eğitim Müdürlüğü'nün okula sıraları sağladığı haberini verdi, "Ben bunun için araba tutuyorum. Sizin araba bulmanıza gerek kalmadı" dedi. İşte bizim amacımız olan sürdürülebilirlik de bu... Bu projede gördük ki köyün muhtarı okulumuza bizim kadar sahip çıkıp, koruyor. Sizi bugüne kadarki çalışmalarda en çok etkileyen ne oldu? www. tog.org.tr adresinden ulaşabilirler... Katılmak isteyenler size nasıl ulaşabilir?