Başbakan'ın zor tercihi

31 Mart 2008 tarihi İzmir için yeniden silkinip başta ekonomi, sanayi vediğer yatırımlarda, yılların geri kalmışlığını, sıkıntılarını, eksikliklerinigiderebileceğimiz bir milat olabilir.Olabilir değil, fırsatın ta kendisi!Yüzde 50 şansımız var...Bunu tam olarak kullanabiliyor muyuz?Davos fırsatını kaçırdık, üstelik de Milano'nun bayan Belediye Başkanı Davos'ta oy toplamaya çalışırken, gözler İzmir için lobi yapacak yetkilileri aradı.Hükümet tam olarak bizim yani İzmir'in arkasında mı?Cumhurbaşkanı Gül, tamam. Bir İzmirli'den daha da fazla, EXPO için emek veriyor...Bakanlar sık sık EXPO demeçleri veriyor. EXPO için seferlere çıkacaklarını söylüyorlar...Ya Başbakan?Tayyip Bey İzmir'e BIE delegeleri için geldi, onlarla yemek yedi, peki ya sonrası???Rakibimiz Milano 31 Mart için çok sıkı hazırlanıyor...Paris'te son kozlarını oynayacaklar ve İtalyan Cumhurbaşkanı Milano'ya destek için orada yani Paris'te, ülkesine oy isteyecek... Peki Türk heyetinin ağır topu ya da kozu kim olacak?Tüm İzmirlilerin defalarca "31 Mart'ta Paris'te buluşalım başbakanım" davetlerine hala bir yanıt gelmiş değil... Bu suskunluk, ister istemez başka çarkları çalıştırdı!Türlü türlü senaryolar üretildi...Bunlardan en çok konuşulanı:Kaybetmeye tahammülü olmayan Başbakan'ın 31 Mart'taki oylamanın Türkiye'nin aleyhine olması durumunda, "Başbakan gitti, yine de alamadık"sözlerinin yaklaşan yerel seçimlerde AKP'nin aleyhine olacağı..."Bundan dolayı Başbakan Paris'e gitmiyor" iddiaları...Pekii, ben de tam tersini söylüyorum.Şayet Başbakan Paris'e gitmez ve biz kaybedersek şöyle bir söylem olmayacak mı?"Tayip Bey gitseydi kazanırdık. Ama gitmedi kaybettik. Demek ki Başbakan İzmir'i fazla sevmiyormuş"Acaba hangi tercih AKP'yi İzmir'de daha çok yaralar?Başbakanın Paris'e gitmesiyle yine de kazanamamamız mı? Gitmemesiyle kaybetmemiz mi?Bence bu soruyu en güzel Tayyip Bey yanıtlar... Bazı dostlar, okurlar "başka konu yok mu?" dese de... 30 Mart 2008 tarihine, yani oylamanın bir gün öncesine kadar EXPO'yu televizyondan konuşmaya ve köşemde yazmaya devam edeceğim! YORUMSUZ Ege TV'de Gülbin Kemahlı İzmirlilere ilginç sorular soruyor ve onları 19.30 Ana Haber'de ekranlara taşıyor.Geçen akşam izlediğim haber beni oldukça düşündürdü.Soru çok basitti..."Bu yaz Çeşme'ye hem Tarkan hem de Mozart gelecek. Hangisinin konserini izleyeceksiniz?"Cevapları yorumsuz olarak aşağıya aldım.Soru ve cevapları okuyun, değerlendirmeyi siz yapın...Soru 1: Mozart ya da Tarkan hangisinin konserine gitmeyi tercih ederdiniz? Tarkan tabii ki... Mozart'a gitmem, bayıyor çünkü... Benim için fark etmez, her ikisine de giderim...Soru 2: Siz Tarkan dediniz, ama Mozart da ünlü bir sanatçı ve insanları çok eğlendiriyor? İnsanların müzik anlayışı Mozart'a uygun değil, Tarkan'a daha çok yoğunlaştığımız için Tarkan'ı tercih ederim. Sonuçta kendi sanatçımız. Dünyaca ünlü olup olmaması önemli değil, insanlarımızın onu dinleyip dinlememesi önemli...Soru 3: (Tercihini Mozart'tan yana kullananlara) Neden Mozart? Çünkü Tarkan sadece pop şarkılarıyla ünlü birisi! Ama diğeri eski. Türk tarihine de dayanan bir şey, Türk tarihi geleneğini şu ana kadar sürdürdü!Soru 4: (Tercihini Tarkan'dan yana kullananlara) Ama Mozart dünyaca ünlü bir sanatçı? Evet ama Tarkan'ı daha çok seviyorum.Soru 5: (Yine tercihini Tarkan'dan yana kullananlara) Ama Mozart ilk defa gelecek? Olsun yine de Tarkan'a giderim. Ama Tarkan her zaman gelebilir. Mozart bir daha gelmez diye düşünüyorum. Ben yine de Tarkan diyorum çünkü Türk'üz, Türk çocuklarını dinlemek lazım.Soru 6: (Tarkan'la pek bir şeyim yok, ifadesini kullanan vatandaşa) Aranız mı yok? Sevmiyorum, müziğini dinlemem yani...Soru 7: Mozart'a gider miydiniz? Ya ben İzmirli değilim Balıkesirliyim.(Vatandaşımızın yanındaki arkadaşı) Ya tanıyor da aslında, gitmek ister yani...Soru 8 ve soru 9: (Tercihini kesinlikle Mozart'tan yana kullananlara) Tarkan'a her zaman giderim diye düşündüğünüzden mi Mozart? Tabi ki hem o hem de bakış açısı da önemli!İlk defa geliyor diye mi Mozart? Yo Mozart'ı severim gençliğimden beri, Tarkan'ı da severim ama o her zaman gelir.* * *Şimdi Gülbin'den vatandaşa şunu da sormasını istiyorum. Kendini yönetecek insanları hangi kritere göre seçiyorlar?Bakalım ne cevaplar alacağız? Demokrasimize çok sahip çıkıyoruz ya, mutlaka bir ölçüt olur diyorum! Tarkan & Mozart!!! İzmir'in son yıllarda özellikle ekonomide ve sanayide geriye gitmesi... Genç beyinlerin çalışma yaşamı için İzmir'i tercih etmemesinin en büyük nedeni... Genellikle İstanbul ve yurtdışında eğitimlerini tamamlayan başarılı gençlerimiz baba ocağına, yani İzmir'e kesinlikle geri dönmüyorlar...Sanayisi ve ekonomisi adeta çökmüş bu kentte kendilerine bir gelecek göremedikleri için.İzmir onlara bir tatil beldesi olarak hitap ediyor.Hafızamızı şöyle bir yoklarsak; 70 ve 80'li yıllarda Ege Bank, Tütünbank Tarişbank, EGS Bank gibi bankaların genel müdürlükleri...Piyale, Metaş, Turyağ gibi dev sanayi kuruluşlarının hem fabrikaları hem de genel müdürlükleri burada, aynı dönemde İzmir'in nüfusu bir-birbuçuk milyon!Bacası tüten dev sanayi kuruluşları, ekonomide söz sahibi bankalar, dinamik bir ekonomi...Şimdi bu tablo tam tersine dönmüş durumda.Bir bir İstanbul'a taşınan holdingler, kapanan fabrikalar ve batan bankalar. İşte bu tabloya bakan genç beyinler, parlak bir gelecek için İzmir'i seçmiyorlar...Tek sebep kendilerine gelecek için bir hedef koyamıyorlar...İzmir'i kısa sürede marka kent yapmazsak, ekonomi ve sanayide belli seviyeye taşıyamazsak, birçok anne-baba sevdikleri yavrularını yazdan yaza İzmir'de görmeye devam ederler. ege@milliyet.com.tr Çocuklarımızı İzmir'de tutamıyoruz!