Ege Bu hukukla saÇlıklı kentler zor

Bu hukukla saÇlıklı kentler zor

27.12.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Bu hukukla saÇlıklı kentler zor

Her yazıya birçok çevreden mesajlar aldım.Ortak düşünce, kentlerin gelişmesinde yasaların engelleyici olması ve siyasilerin oy uÇruna kentlerin yaÇmalanmasına göz yummasıydı.Son 40 yılda, göçün de etkisiyle büyük şehirlerin demografik yapısında önemli deÇişimler meydana geldi.ÇoÇu zaman belediye başkanları, o kentin milletvekilleri, siyasi partiler ve iktidarda olanlar "yapanın yanına kar kalsın" anlayışıyla bu çarpık kentleşmeye göz yumdular.Bugün sonuçlarını daha iyi anladıÇımız büyük problemlerle uÇraşıyoruz.Hürriyet'te Ege Cansen, Milliyet'te Güngör Uras, benim sıkça dile getirdiÇim bu konuya farklı açılardan yorumlar getirmiş.Bakın Cansen ne diyor:"Kanaatim, hukukun, uygulandıÇı haliyle ülkemizin medenileşmesini ciddi şekilde engellediÇidir. Yukarıdaki cümlede kullandıÇım medenileşme kelimesini, istediÇiniz kadar geniş tutabilirsiniz. Kanaatim deÇişmez. Ancak bu yazı baÇlamında, medenileşme 'şehirleşme' anlamında kullanılmıştır."Cansen, neler istediÇini sıralamış. Bu talepler benim için de geçerli.Özellikle de İzmir'de yaşadıÇımız yatırım iklimini düşündükçe çok daha fazla önem kazanıyor:"Mülkiyet, kişinin yarattıÇı artı deÇerin muhafazasını aşıp, toplumun yarattıÇı artı deÇeri, kişinin cebine aktarma mekanizması haline dönüştüÇü an kutsallıÇını kaybeder. Daha da kötüsü, gayrimenkul mülkiyeti, kentlerin imar planlarının yapılmasında kısıt haline gelmişse, artık iktisaden savunulması imkansız bir baş belasına dönüşmüş demektir. Bugün en az kırsal arazi reformu kadar, hatta ondan daha fazla kentsel toprak reformunu tartışmaya ihtiyaç vardır. Milli gelirin yüzde 60'ının yaratıldıÇı kentler, düzensiz, verimsiz ve çok çirkindir. Kentlerin en deÇerli semtleri, 'gündüzkondu' veya 'gecekondu' binalarla doludur. Hukuk, bu mendebur binaların hamisidir. Bu binalar yıkılıp, arsaları tevhit edilemediÇi için, medeni yerleşim bölgeleri kurmak adına, şehirler gereksiz yere yayılmaktadır. İstanbul'un tam ortasında Park Otel leşi öylece yatıp durmaktadır. İzmir'in tam merkezinde kocaman bir çukur, yıllardır durup durmaktadır. Kimse bir şey yapamamaktadır. Çünkü hukuk, bu medeniyetsizliÇi, kutsal mülkiyet haklarını uÇruna savunmaktadır."Her kelimesine katılıyor, ben de bu metnin altına imzamı atıyorum. Dünyanın merkezini İzmir, İzmir'i de dünyanın en iyi kenti olarak yorumlayanlar lütfen küçük bir dünya turu yapsınlar ve bu kentin nasıl maÇdur edildiÇini ve giderek çirkinleştiÇini görsünler.* * *Güngör Uras ise İstanbul'u yazmış ama her söylediÇi İzmir için de geçerli:"İstanbul, büyüdükçe gecekondu kültürü ve yaşamı İstanbul'a hakim oluyor. İstanbul'a göç edenler İstanbul yaşamına uyacak yerde İstanbul yaşamını terk ettikleri kırsal alanlar düzeyine 'aşaÇıya' çekiyor. Sokaklarını işsizlerin ve alt gelir grubundakilerin doldurduÇu, yollarının kilitlenen trafikten bloke olduÇu, TOKİ'nin desteÇiyle otoyol kenarlarında süper gecekonduların yükseldiÇi bu kent, giderek İstanbul olmaktan çıkıyor. Rengi, karakteri olmayan kendine özgü bir süpergecekondu kentine dönüşüyor. Yanlışları görmezden gelmez, kendi kendimize övünmekten vazgeçersek, İstanbul'daki yozlaşmayı önleyebiliriz. İstanbul'un marka deÇerini korumamız gerekir."Güngör Uras'ın da yazdıÇı her kelimeye katılıyorum. İstanbul'da olduÇu gibi İzmir'in de en güzel yerlerinde gecekondular bulunuyor.Ve daha kötüsü gecekondu bölgelerinde şimdi apartmanlar yükseliyor.Bir çirkinlik bitiyor, diÇer bir çirkinlik başlıyor.Bu sefer de fırsatı kaçırırsak kaç nesil sonra güzel ve saÇlıklı kentlerde yaşayacaÇız? dsipahi@milliyet.com.tr Bu sütunda kent mimarisi ve gecekondulaşmayla ilgili birçok yazı yazdım.