Ege Demirel: Türkiye AB’siz AB de Türkiye’siz olmaz

Demirel: Türkiye AB’siz AB de Türkiye’siz olmaz

05.11.2008 - 01:00 | Son Güncellenme:

9’uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, 9’uncu Kuzey Güney Avrupa Ekonomi Forumu’nda, Türkiye’nin, Avrupa Birliği’ne üyeliği sürecine değindi. Avrupa’nın, insanlığı birleştirici ya da ayrıştırıcı olup olmadığı konusunda sınav verdiğini söyledi

Demirel: Türkiye AB’siz AB de Türkiye’siz olmaz

İzmir Ticaret Odası, Avrupa İlişkileri Enstitüsü ve 57 yayını temsil eden Avrupa İş Dünyası Basını işbirliğiyle düzenlenen iki günlük 9’uncu Kuzey Güney Avrupa Forumu, oturumlarla sona erdi. Foruma konuk olan 9’uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Türkiye’siz AB, AB’siz Türkiye olamayacağını belirterek, Avrupa’nın insanlık önünde birleştirici ya da ayrıştırıcı olup olmadığı konusunda sınav verdiğini söyledi.
Türkiye Cumhuriyeti’ni “Avrupa projesi” olarak tanımlayan Demirel, “1963’ten bu yana gayret gösterdiğimiz Türkiye’nin AB’ye tam üyeliği gerçekleştiği zaman, girdiğimiz çağdaşlaşma yolunda önemli bir kilometre taşı olacak. Bu süreç, Türkiye tam üye olduğu zaman tamamlanacak. Gerek Türkiye’nin gerek AB’nin uzun zamandır beklenen bu bütünleşmeden birçok kazanım elde edeceği muhakkaktır” dedi.

Avrupa sınav veriyor
Türkiye’nin üyelik yolunda izlediği süreci, diğer AB üyesi ülkelerle kıyaslayan Demirel, Türkiye’nin tam üyelik hedefi doğrultusunda çıktığı yolculuğun hem uzun olduğunu hem de umulanın aksine pürüzler içerdiğini kaydetti. Demirel, özellikle Avrupa’da Türkiye’nin AB üyeliğiyle elde edileceği kazanımlara vurgu yapılırken, Avrupa’nın elde edeceklerinin göz ardı edilmesine yönelik bir eğilim bulunduğunu aktararak, “Türkiye’nin tam üyeliği karşılıklı menfaate dayalıdır. Yani sadece Türkiye’nin değil, AB’nin de menfaatinedir” diye konuştu.
Türkiye’nin üyeliğinin, Avrupa’nın ideallerinin insanlık ve çağdaşlığa yönelik olduğunu ve birbirinden farklı medeniyetlerle çatışmayı değil, kucaklaşmayı esas aldığını göstereceğini anlatan Demirel, “Avrupa bugün insanlığın önünde bir sınav vermektedir. Avrupa ayrımcı mı, bütünleştirici mi bunun sınavını vermektedir” dedi.
Kordon, ikinci Şanzelize
Eski başbakanlardan, Rize Bağımsız Milletvekili Mesut Yılmaz’ın moderatörlüğünü yaptığı oturumda ise şu görüşler dile getirildi:

Litvanya Ekonomi Bakan Vekili Vytautas Nauduzas: İzmir, her zaman AB’nin bir parçası olmuştur. Kordonboyu, Avrupa’nın ikinci Şanzelize’sidir. Sorun, Türkiye’nin geri kalanında.

Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas: Türkiye ve Avrupa insanlarının kültürel entegrasyonunun önünde karşılıklı korkular önemli bir engel oluşturuyor. 1711’de ticaret yapmak için Fransa’dan İzmir’e göçen bir aileden geliyorum. Bir Hıristiyan’ın 300 yıl sonra hala bir holding başkanı olarak çalışabilmesi, toleransın göstergesidir. Burada öcü, korku yok gibi bir imaj da veriyorum. 6 bin çalışanımız var, bir problemimiz yok. AB’nin, üyelik gerçekleşirse tüm Türkiye’nin göç edeceğini sanması da yanlış. Bunun önüne geçilmesi için yapılması gereken şey yatırımdır. Korkuları kırın, Türkiye’ye yatırım yapın.

Eski Daimler Benz Üst Yöneticisi Edzard Reuter: Türkiye benim için çok önemli. Kalbimin derinliklerinde ayrı bir yeri var. Ben bu ülkede büyüdüm. Ben burada kendimi evimde hissediyorum, burası benim ikinci vatanım. Hiç kimse bir hata yapıp eski düşüncelerle bu ülkenin herhangi bir yatırım yapmaya değmeyen bir yer olduğunu düşünmesin. Bu ülke işbirliği yapılacak bir ülkedir, bundan memnuniyet duyacaksınız.

Eski BM Türkiye Daimi Temsilcisi Volkan Vural: 2009, Türkiye’nin AB’yle ilişkileri açısından hayati bir yıl olacak. Müzakere sürecinde 35 başlık bulunuyor. Bunların 5’i Fransa, 8’i Güney Kıbrıs tarafından bloke edildi. Önümüzdeki yıl, ‘Bu görüşmelere devam edecek miyiz’ diye yine tartışmaya başlayacağız. 2009’a son derece dikkat yöneltmemiz gerekiyor. Türkiye’den korkmamak gerekir. Bu ülke, AB’nin refahına ve kalkınmasına çok büyük katkıda bulunabilir. Türkiye’nin üyeliğini destekleyin. Çünkü bu tempoyla bu gelişme sürdürülemez durumda. Bundan daha ileri gitmek zorundayız.

TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy: Terör sadece bizim değil, dünyanın belası. Dostlarımız ülkelerine döndüklerinde hak etmediğimiz uyarılarla karşı karşıya kalmak istemiyoruz. Kenarda bırakılmış bir ülke olmak istemiyoruz. AB üyesi olmak istiyoruz.