Ege Derin çatlaklar üzerine

Derin çatlaklar üzerine

11.02.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Derin çatlaklar üzerine

Zaten tarihin hangi döneminde aykırı dünya görüşleri çatışmaya girmeden barış içinde yaşamış ki?Yaşamışsa bu ne kadar sürmüş?* * *Bugünkü kavga eskiye dayanıyor.Çok yerden kök alıyor. Dünyanın bugünkü halinde bu kadar gerginlik az bile. Küreselleşmenin bugünkü işleyişinde farklı kültürler yakınlaşır gibi gözükürken için için katılaşıyor da. Gelişen teknolojiye, dolaşan sermayeye, iç içe giren halklara, artan tanışıklıklara bakıp pembe hayaller kuruyor olabilirsiniz.İyilikleri önemseyebilir, kötülükleri görmezden gelebilirsiniz.Geleceğe güvenebilirsiniz. Ama günlük gerçekler er ya da geç sizi kendinize getirecektir, merak etmeyin. * * *İnsanoğlu öyle derin çatlakların üzerinde yaşamakta ki bırakın ötekine tahammül etmeyi berikini bir kaşık suda boğacak halde. Geçmişte yapmadı mı zaten? Kardeşinden düşman çıkartmadı mı, çıkartmıyor mu?İnsan öyle ayrışmalardan geliyor ki, önyargıları aşıp elele veremiyor.Veremez de. Bugünün tek hakimi kapitalist sistem insanları refah ortak paydasında buluşturup zoraki birliktelikler yaratıyor olsa bile, adaleti sağlayamadığı için yeni yeni düşmanlıkları besliyor maalesef.Sistemin en önemli ayağı güven ama sistemin etkin kurumları, önde gelen siyasi aktörleri geniş kitlelere güven veremiyor. Vermek gibi bir kaygı da taşımıyor üstelik.* * *Hukukun üstünlüğü nutukları atanlar bizzat güç gösterisi yapıyor.En özgür geçinenlerde bile faşist esintiler var. Örnek diye ortada dolaşanlar iyi örnek olmaktan uzak kısacası.Hukuksuzluk büyük zaaf. Daha da tehlikelisi hukuki olup etik olmayan durumlara giderek daha çok rastlıyoruz. Kanuna uygun ama kamuoyu vicdanına aykırı! Hukuki çerçeveye sığdırılmış ama ahlaka, genel kabul görmüş kurallara ya da akla ters! Bu biçimde yaşanan kirlilik güven tesisini iyice zorlaştırıyor. Öfkeyi yükseltiyor.* * *Tüm taraflar için adil, içe sinen çözümler üretmekten çok, tuzu kuru olanın, gücü yetenin kendi hukukunu ve değerlerini dayatmak için kafa patlattığı, stratejiler geliştirip uyguladığı bir dünya bu.Üstelik bir bilmişlik, bir pişkinlik edasıyla. Karşı tarafın dediğine de pek önem vermeden. Çifte değil çoklu standartın sıradanlaştığı zamanlar bunlar.Bu anlayış günlük hayatımızda bazen yerel ve küçücük, bazen de küresel ve kocaman arızalar olarak karşımıza çıkıyor.Dostluğu değil düşmanlığı besliyor. Barışçı duyguları değil çatışmacılığı tetikliyor. * * *FİFA'nın verdiği cezaya bakıyoruz. Birleşmiş Milletler'in işleyişine tanık oluyoruz. Dünya Ticaret Örgütü'ndeki oyunları görüyoruz. AB'nin ifade özgürlüğü konusundaki yaklaşımlarını izliyoruz.Başkan Bush'un dillendirdiği düşünceleri biliyoruz. Bütün bunlar uluslararası hukukun tesisine katkı yapıyor, adalet duygusunun pekişmesini sağlıyor mu? Güven veriyor mu, güven?Bu gezegen yaşayan bir karikatür aslında. ege@milliyet.com.tr Aynı mahallede oturan, benzer geçmişleri olan insanlar dünyaya farklı bakıp, aynı olaylara farklı tepkiler verirken Avrupa'yla Ortadoğu'nun karşılıklı anlayış içinde olmaları kolay değil elbet.