Ege En büyük sorun işportacılar

En büyük sorun işportacılar

31.08.2009 - 01:00 | Son Güncellenme:

‘Geçen yıl fuar döneminde, emniyet beni evim dahil 24 saat korudu . Tehditler vardı. Bugün de rahatsız ettiğimiz kişiler var. Beni bekliyorlar, buradan ayrılmıyorlar. Sinir bozucu bir durum...’

En büyük sorun işportacılar

İzmir Fuarcılık Hizmetleri Kültür ve Sanat Hizmetleri A.Ş’nin (İZFAŞ) Genel Müdürü Doğan İşleyen’in İzmir fuarıyla yollarının kesişmesi bundan 33 yıl öncesine gidiyor. 1976’da üniversite sınav sonuçlarını beklerken tesadüfen adım attıyor fuara.. Sonra kısa bir dönem ayrılık.. Bugün ise o kurumun sorumluluğunu omuzlarında taşıyor İşleyen...
28 Ağustos’ta başlayan Türkiye’nin en eski uluslararası fuar organizasyonu olan İzmir Enternasyonal Fuarı (İEF)’nin yoğun temposu içinde buluştuk Doğan İşleyen’le.. Dünü, bugünü, eskiye özlem eleştirilerini konuştuk uzun uzun. Oldukça çarpıcı, şaşırtıcı ve bir o kadar da iddialı söylemlere tanık olduk..
İşte İşleyen’e yönelttiğimiz sorular ve yanıtları:
İzmirliler en çok iki şeye sahip çıkıyor. ‘Saat Kulesi’ ve ‘Fuar- Kültürpark’...
- Halkın kafasında ‘İzmir Fuar’ı çok büyük. Mustafa Kemal Atatürk talimat vermiş, “Bu şehirde fuarlar kurun, sergiler açın” diye. O zamandan beri de Cumhuriyet’le özdeşleştirilmiş bir biçimde fuara sahip çıkılıyor. Bu da doğru, sahip çıkılmasında fayda var. Zaten Kültürpark’ın bir tane ağacına zarar gelmez burada. Kültürpark’ta bir iğneye dokunulmaz. Mümkün olduğu kadar ağaçları gençleştirme çalışması yapıyoruz. İnsanlar zannediyor ki yeni fuar alanına taşınılınca burası kaldırılacak, yerine bloklar dikilecek. Yok öyle birşey. Buraya kimse dokunamaz, buna kimsenin gücü yetmez.

Bu yıl ne yenilikler var? Önce onlardan başlayalım mı?
- Daha önce İEF kapsamında, termal turizmi işlemiştik. Bu turizm fuarını doğurdu, güzel de büyüdü. Organik ürünleri işlemiştik, önümüzdeki sene Mayıs’ta organik ürünler fuarı var. Şimdi de tekne ve denizciliğe geniş yer ayırıyoruz. Böylece belki bir, bir buçuk yıl içinde İzmir’e gerçek bir tekne fuarı kazandırılabiliriz. İstanbul ikiye bölündü, bü yüzden de sıkıntı var. İlk sene olmasına rağmen başardık. Dolu dolu bir hol oldu. 5 bin 250 metrekare alan içinde ‘Tekne, Yat ve Teknolojileri’ ürün grubu yer alıyor. Şu an 14 -15 tane tekne var. Tabi küçükleri saymazsak. Görüştüğümüz firma sahipleri bu organizasyondan çok memnunlar. ‘Bu işin merkezi İzmir olabilir’ demeye başladılar.

Mermer Fuarı gibi bunu da büyütmeyi mi düşünüyorsunuz?
- Neden olmasın? Cenova en büyük deniz fuarının yapıldığının şehir... Örneğin Barselona, çok cazip bir örnek. Barselona’nın dönüşümündeki etken faktörlerden biri de fuar. Otel bulamazsınız. Fuarlar şehirlerin kaderini değiştirebiliyor.

Tekneler sayesinde fuarın dışına da çıkıldı, bu yıl denizi de kullanıyorsunuz...
- İnciraltı’na yaklaşık 100 metre açıkta “T” şeklinde bir mini marina yaptık. Tekneler fuar boyunca burada sergilenecek. İzmir halkını bu işe ısındıralım istiyoruz. Bir ayağı da Pasaport’ta. Burada da 3 milyon Euro’luk yoğun ilgi çeken bir tekne sergiliyoruz.

Fuarda gazino kalkacaktı ancak devam ediyor. Çok mu istek oldu?
- Hayır, kalkmadı.. Bu yıl Ramazan eğlencesi biçiminde olacak. Nurhan Damcıoğlu, Neşe Karaböcek gibi sanatçılar sahneye çıkacak. Yönetim kurulunda önce kabul edilmedi, daha sonra Ramazan eğlenceleri olarak yapılması konusunda öneri geldi ve o kabul gördü.

Çoğu zaman ‘Nerede o eski fuarlar’ diye eleştiriliyor. Siz ne diyorsunuz bu eleştirilere?
- Örneğin Nostalji Gazinosu’nu ilk açtığımızda 4 -5 bilet alınıyordu. Eleştiriliyor ama en fazla bilet satışımız 96 adet oldu. Sonra yoldan geçen insanlara ‘Buyurun’ demeye başladık. Şimdi eleştirenlerin dediğini yapsak, yedi tane açsak; yandık, battık demektir. Ki bir tanesiyle batıyorum ben. Yemekli olmadığı halde zarar ediyoruz. Bir gazino sahibiyle konuştum, ‘Neden şu sanatçıyı eskisi gibi yeniden getirmiyorsun?’ dedim. ‘Cironun yarısını istiyor. Yarısıyla da ben kurtaramıyorum. Niye yapayım ki gazino işini? Düğünlerden daha çok kazanıyorum’ diyor. Herkes para kazanmanın derdinde. Eskiden bir tane kanal vardı TRT. Başka kanal yoktu. Sanatçıları İzmir Fuarı’nda görüyorduk. Şimdi her yerde görüyorsun.

Belki daha çok şova dönük şeylerle fuara ilgili arttırılamaz mı?
- Şova, gösteriye dönük etkinlikleri birçok firma yapıyor zaten. Setra açıkladı “25. yılımızı kutluyoruz fuarda” diye. Hundai de bir araba getirdi, Türkiye’de ilk defa bu fuarda sergileniyor. İletişimle 3G ile ilgili de çok orjinal firmalar var. Mesela Microsoft bir panel yapacak ve Windows 07’yi tanıtacaklar. Orjinal şeyler de var. Mini golf sahası kurduk. Harley Davidson, Vosvoslar var... Ama İzmirli şunu daha idrak edemiyor. Dünyadaki bütün genel ticaret fuarları kapanıyor. Genel ticaret merkezlerine ilgi yavaş yavaş azalıyor. Katılmıyorlar. Bir standın maliyetinin 150 milyar olduğunu söylüyorlar. Bana ödediği kira var, en az 20 tane hostes tutuyor, 10 gün burada kalıyor, otel parası veriyor, üç öğün yemek yiyiyor. Şirketler de bu masraflardan kaçıyor. Firmaların o yüksek kar marjları kalmadı artık. Kalmadığı için de ihtisas fuarlarına yöneliyorlar.

“Yılda 20 -30 kongre yaparım”

Bugünün dünyasına uygun bir fuar kültürü yaratılamaz mı?
- Biz hala canlı tutmak için her sene bir başka kavram, değişik bir ürün grubu belirliyoruz. Artık hiç bir şey eskisi gibi değil. Her şey yenileniyor. Eski günlere özlem duyuluyor. Eskiden gidilecek tek yer fuardı. Şimdi o kadar çok yer var ki. Ama şimdi dünya değişiyor, ticaret fuarları değişiyor. Rahmetli Piriştina döneminde ‘Ne kadar güzel bir alan kazandık’ diye bayram yaptık. Bugün yetmiyor...Gaziemir’e taşınacağız. Oradaki alanımız 80 -90 bin metrekare olacak. Burası da kongre merkezine dönüştürülecek. O zaman bir tıp kongresi yapıldığını düşünün. Akşam 5 bin kişinin Basmane kapısından şehre girdiğini düşünün. Otellerde kalacaklar, çıkıp restoranlarda yemek yiyecekler. O zaman o söz hedefine ulaşacak. Kongre merkezimiz yok. Buna rağmen Balkan Maden Kongresi yapıyoruz.

Nasıl yapıyorsunuz?
- Binbir türlü zorluklarla... Sahne yapıyoruz, perdelerle kaplıyoruz, sandalyeler diziyoruz, ofisler yapıyoruz, sırf kongreyi yapabilmek için. Ama bir kongre merkezimiz olsa, ben buradan iki tane adamımın eline çanta veririm, İstanbul’da gezer ve İzmir’e yılda 20-30 tane kongre kazandırırım. 30 -35 fuar yapılıyor. O zaman 30 tane de kongre olsa, bu şehir müthiş derecede bir kalkınma yaşar. Şimdi bile bir günümüz boş değil. 78’inci İEF’nin açıldığı üçüncü gün, 79’uncuyla ilgili yaptık.

Yani siz şimdiden 78’incisi açılırken, 79’uncusuna hazırlanıyorsunuz?
- Elbette. Arkadaşlarım bu konuda çalışmalara başladı. Bir de fuar döneminde ve 79’uncu İEF’de ne istediklerini de insanlara soracağız. Anket yapacağız. O bizim için önemli. Daha önce de yapıyorduk...

Peki siz İzmir’de fuarcılığı nasıl görmek istiyorsunuz?
- Fuarda çok güzel yıllarımız ve anılarımız geçti. Ama hep şunu hayal etmişimdir: EXPO projesine devamlı aday olmamız lazım. Bir kongre merkezinin olması lazım. Yeni fuar alanının olması lazım. Bunlar olduktan sonra İzmir’de çok şey değişir. Bugün Ağustos ayında deniz mevsimim olduğu ayda teknecileri ikna edip, buraya getirebiliyorsanız bu çok büyük bir başarıdır. İzmir’in başarısıdır. Kongre, yeni fuar alanı bittikten sonra; tabii ki insanların şehirde gezebileceği yerlerin de olması lazım. Agora’nın bitmesi, Kadifekale’nin boşaltılması lazım. Bunlar neden olmasın? Ama İzmir’de birşeyleri yapmak gerçekten çok zor. Şu fuar olmasın diye İzmir’de mücadele eden İzmirli iş adamları vardı. ‘Enternasyonel fuardan’ fayda gelmez diyen iş adamları vardı.

‘Çeşme’den kalkıp gelemiyorlar’

Enternasyonal Fuar olmasın diyen işadamları mı var? Açıklayabilir misiniz kim olduklarını?
- Birkaç tane çıktı. Bunu zamanı gelinde açıklayacağım. İsimlerini de vereceğim. İnsan çok üzülüyor. Bu seneki tekne ürün grubu için de, ‘Fuarın içinde olmaz. Bu tarihlerde olmaz. Çeşme’de tatildeyim. Çeşme’den kalkıp da bu fuara gelmem’ diyenler vardı. Bu fuara en çok sahip çıkanlardan bir tanesi de İstanbullular. ‘Tekne fuarının merkezi İzmir olsun’ diyen Marmarisliler, İstanbullular... Ağustos ayıymış, tatilmiş, tatillerini bozamazlarmış. Ağustos ayında kimse tekne fuarını ziyaret etmezmiş. Sanayi Odası’ndan, Ticaret Odası’ndan, İhracatçı Birlikleri’nden, Ticaret Borsası’ndan destek alıyoruz. Hangi konu ile ilgili kapı çaldıysam bir defa geri dönmedim. Ama tabii ki bazıları da, bazı şeylerin olmasını istemiyor. Bunu yaşıyoruz işte.

İşporta konusu da bu sene çözülmüş görünüyor...
- Zabıtaya destek için çevik kuvvet de girdi. Beş kamyon toplayıp, gittiler. Hepsi çeki düzene girdi. Şu anda 55 güvenlik kamerası var. Devamlı izliyoruz. Zabıtaya ayrı bir yer yaptık. Sürekli kontrol edecekler. Araç takviyesi yapıyoruz. Bizim güvenlik görevlilerimiz var, emniyet de her zaman destek. Büyükşehir Belediyesi de son dönemde buraya çok iyi girdi. Özellikle hayvanat bahçesinin olduğu ve otopark alanının düzenlenmesinde... Oraları çok hızlı bir şekilde fuara yeniden kazandırdı.

Haberin Devamı

Ziyarete gelenler Zeki Müren’i istiyor
İnsanların ilginç istekleri var mı?
- Evet... Zeki Müren’i istiyorlar. Çok ilginç ama anketlerden en çok istenen ve özlenen Zeki Müren çıkıyor.

Neredeyse ömrünüz burada geçti... O günleri anlatır mısınız?
- Koleji bitirdim. 1976 Ekim’de üniversite sonuçlarını beklerken rastlantı sonucu buraya girdim. Kapıda bilet satarak başladım. Yaklaşık altı ay kapılarda çalıştım. Sonra büroya aldılar.
1990’da İZFAŞ kurulunca personel ve idari işler müdürlüğü, fuarlar müdürlüğü, genel müdür asistanı, genel müdür yardımcısı ve genel müdürlük yaptım. 1997’de ayrıldım. 2004 Aralık’ta Aziz Bey çağırdı. O gün tanıştık. Önce kabul etmedim görevi. Çok kişi devreye girdi. Aziz Bey, en son bir söz söyledi. O beni çok etkiledi. ‘Bu tip kamu görevleri kutsaldır. Kimsenin kaçma lüksü yoktur. Git şimdi İZFAŞ’ı toparla’ dedi. Elim ayağım o anda kesildi. Ondan sonra arkadaşlara altı ay boyunca ‘Takım olmalıyız’ bilincini vurguladım. Şimdi gördüğünüz gibi fuar açılışı, telaşları ve ben oturuyorum. Başkana da onu söyledim. ‘Artık beni gönderebilirsiniz. Ama bilin ki, arkamda iyi bir takım var ‘dedim. Ekibi kurduğunuz zaman iş tıkır tıkır yürüyor. Size pek gerek kalmıyor.

Haberin Devamı

‘Fuarda bile rahat gezemiyorum’
Dışarıda, kapının önünde eskiye göre çok fazla güvenlik var. Tehdit falan mı var?
- Geçen sene fuar döneminde, 15 gün emniyet beni korudu, evim dahil. Emniyet ihbar almış, ‘İzfaş genel müdürünü vuracaklar’ diye. Açılışta bile duramadım. İnsanın sinir sistemi bozuluyor. Şu anda da burada odamın kapısında duruyor, aşağıda var. Geçen sene o kadar sıkıldım ki bu durumdan, arka kapıdan kaçtım. Göl’ün orada yakaladılar beni. Dediler ki, ‘Doğan Bey, korkmuyor olabilirsin. Ancak senin başına bir şey gelirse sorumlusu biz oluruz. Ama rahatsız oluyorum. İnsanlar bakıyor, 10 kişi birden koruduğunu görünce. Ben de dikkat çekmesin diye dışarıya da çıkmıyorum. Fuarın içinde artık rahat gezemiyorum.

Hala sürüyor mu tehditler?
- Bu sene şu ana kadar böyle bir ihbar olmamış. Ama tabii rahatsızlık verdiğimiz kişiler, ayrılmıyorlar buradan. Beni bekliyorlar devamlı: “Baba, babalık yap...” Sonra bir diğeri geliyor, adam vurmuş iki defa... Kimi fuarda büfesi yıkılmış, geliyor “Benim büfemi yıktı belediye. Bana büfemi versin” diyor. Hijyenik koşullarda gelenlere bir itirazımız yok. Ama biri geliyor diyor ki, “Ben çağ kebabı satacağım.” Ne etidir? Nasıl yapacaksın? Dumanı, hijyeni... Onları almıyoruz. Almayınca da kaçak yollardan girmeye çalışıyorlar. “Abi ben fuar çocuğuyum. Ben fuarda büyüdüm” diyor. İzin almayınca da döner bıçağını alıp geliyor. En büyük sıkıntı İEF’de budur.