Ege Haftalık

Haftalık

10.02.2011 - 01:00 | Son Güncellenme:

HAFTALIK’ta tartışılan konularla ilgili görüşlerinizi yazın, her perşembe yayınlayalım

Haftalık

Alüminyum referandumu yapalım
ERSİN DURU: CHP İl Başkanı Kordon’daki işyerlerini alüminyum ile kapatacakmış. Bir o eksikti. CHP Genel Başkan yardımcısı Alaattin Yüksel , Kordon’daki sıkıntıyı gidermek için devreye girmişti, ortalık çadır yerine döndü.
Belediye başkanı önce sessiz kaldı, sonra bir gün içinde toplatıldı. Şimdi alüminyum modası geliyor , bakalım nasıl olacak. Bu kentte iki- üç kişinin yaşadığını sanıyorlar. Peki İzmirliler ne düşünüyor, ne istiyor sormaları lazım değil mi? kentin bir belediye başkanı var, onun bu konuda görüş, karar bildirmesi gerekirken partililer ortaya çıkıyor, fikir üzerine fikir üretiyor.
Aslında bu hareketleriyle Başkan Kocaoğlu’nu saf dışı bırakıyor, kendisinin değil makamının itibarını zedeliyorlar.
Kordon’da yaşanan çadır- alüminyum modelleri yerel yönetimimizin ne olduğunun küçük bir yansımasıdır. Sizler de zaman zaman olaya değinmeseniz, işletmeler deniz kenarına kadar uzanacaklar. 62 yaşındayım ve 45 yıldır Alsancak’ta oturuyorum, böyle keşmekeş, dağınıklık ve disiplinsizlik görmedim.

Haberin Devamı

‘İzmirli, diz dövmeye devam edecek’

Haftalık

ARAŞ.GÖR. ŞAFAK İNCESU: İstanbul Yeditepe Üniversitesi’nde araştırma görevlisiyim ve İzmir’in sosyolojik yapısıyla ilgili bir tez hazırlıyorum. Gözlemlerinize katılmamak mümkün değil. İzmir’de bir dönem bankalar ve Türkiye ekonomisine katkı sağlayan, tarım ve sanayiyi yönlendiren fabrikalar, şirketler varmış. Ama hepsi zamanla yok olmuş. İlginçtir gidenlerin yerine yenileri gelememiş. Sanayi büyük ölçüde gerilemiş, tarıma olan ilgi azalmış ve kent ekonomisi de korkunç bir durgunluk dönemine girmiş.
Yine tespitlerime dayanarak söylüyorum, geçmişte fabrikaları kuran babaların çocukları yani bir sonraki nesil sermayelerini geliştirme yerine tüketmiş. Hepsi zaman içinde küçülmüş ve belki de “Eldeki birikim çocuklarımıza yeter” zihniyetiyle davranmış. Bir sonraki neslin, yani üçüncü kuşağın da bir atılım yapmadığını gözlemliyoruz.
Hükümet desteği, teşviki, yatırımları hızlandırması, bütçeden pay artırması tabii ki çok önemli ve gerekli. Ama oda, borsa, birlik başkanlarının bu konuda yapacakları bir şey yok. Onlar sadece temsil görevini yapıyorlar ve dikkatle bakıldığında, çok şey konuşuyorlar ama bir şey söylenmiyor. Demek ki burada izlenecek yöntem; İzmirliler eldeki öz varlıklarını ortaya koyarak ‘menkul ve gayrimenkul’ bunu yerli veya yabancı ortaklıklarla artırmak, geliştirmek, yatırımcı ruhuna yeniden dönmek. İzmir’de birçok ailenin büyük arazilerinin olduğunu ama bunların değerlendirilmediği veya değerlendirilemediğini de biliyoruz. Ortaklık fikriyle bunlar, kent ekonomisine ve kendilerine kazandırılabilir. Aksi takdirde bu süreç devam ederse, yarın bir gün bunlar da elden çıkacak ve İzmirli diz dövmeye devam edecek.

Haberin Devamı

Kıbrıs Şehitleri Caddesi Allah’a emanet!
MESUT ÖNER: Bu güne kadar nedense kimsenin söz etmediği oysa çokça umut bağlanan kruvaziyer turizminin ana güzergahındaki ve uygar bir kente hiç yakışmayan iki rezaletten söz etmek istiyorum.
Rahmetli Başkanımızın tüm olumsuz teknik görüşlere karşın ısrarla döşediği yol kaplama taşlarının neden olduğu Kıbrıs Şehitleri Caddesi yer karoları sorunu olanca vehameti ile devam ediyor. Ayda bir defa İzbeton ekipleri birer çirkef çukuruna dönüşen kırılmış bölgeleri yeniliyorlar. Başlarında bir süpervizör olmadan üç dört işçi yasak savar yöntemlerle kırılan taşların yerine yenilerini döşüyor. Bir hafta geçmeden aynı yerdeki taşlar tekrar kırılıyor ve yenilenene kadar orası -hele yağmur yağıyorsa- çamur yuvası haline geliyor. Görüntüdeki çirkinlik bir yana üstünüze sıçrayan çamur mu istersiniz takılıp düşeni mi? Ancak Belediye ekipleri ‘yanlış nerede?’ diye hiç düşünmeden aynı şeyleri tekrarlıyor yıllardır. Bilirsiniz hayvanlar bile aynı çukura tekrar düşmez.
Geçen yıla kadar şehre gelen turistlerin yarısının fotoğraflarını çektiği Gazi Kadınlar Sokağı’nın üst kısmı bu günlerde Afrika’daki mülteci kamplarını andırıyor. Büyükşehir Belediye Başkanı kendi bölgesi olan Kordon’daki bu görüntü kirliliğini engelledi ama Konak Belediyesi’nin yetki alanındaki bu sokaktaki çadırları kimse görmüyor. Üstelik gürültü sabahlara kadar dayanılmaz boyutlarda. Bu sokak, hafta sonları da hiç süpürülmediği için çöplük görünümünde.
Kırık sandalyeler, eski masalar, içki kasaları, çöp bidonları ile dolu. İki üç işletme orayı depo ve atık alanı olarak kullanıyor ve 200 metre mesafede bulunan zabıta görmüyor(!).

Haberin Devamı

Sendikalar nerede?
AYSUN KENDİRCİ:
Gündeme getirdiğiniz bir müdür arkadaşımızın, iki kişi tarafından makam odasında dövülmesi olayını kamuoyuna yansıtmanız, bir acı gerçeği daha sergiledi.
Olay basına yansımamış olsaydı, belediye başkanı susacak, olayın kapatılmasını arzulayacak, belediye içindeki magandalar elini kolunu sallayarak gezecek, müdürümüz de yediği dayakla ortada kalacaktı. Ama esas suçlu bizler yani memur olarak görev yapanlarız. Böyle bir olay karşısında KESK veya belediye memurları sendikası nerede? Bir tek kelime dahi etmediler. Bu olayın takipçisi olmadılar. Her fırsatta davullu zurnalı törenler yaparken ağızlarını bantlamayı tercih ettiler.
Memurlar olarak birbirimizi böyle kandırıyoruz ve baskılar karşısında eziliyoruz. Böyle devam ettikçe de ezilmeye devam edeceğiz.
Sizlere ilettiğim konu belki tartışmaya açılır ve sözde memur hakkını korumak için koltukta oturanlar hareketlenir. Yoksa bu sessizlik sürdükçe müdürler yumruk, memurlar fırça yer. Yorum hakkı verdi- ğiniz için teşekkür ederim.

Haberin Devamı

Bayraklı’da neler oluyor?
BİR BAYRAKLI SAKİNİ (ADI BİZDE SAKLI): Bayraklı Belediyesi ile ilgili bazı bilgiler paylaşmak istiyorum. Öncelikle bu tür haberleri yayınlama cesareti gösterdiğiniz için sizi kutluyorum. Umarım bu mailde bahsettiğim konulara da yer verirsiniz.
Zabıta Müdürlüğü görevine vekaleten getirilen kişiye, kadrosu olmadığı halde, geçerliliği olmayan ve sahte sayılacak evrakla zabıta kadrosunda gibi zabıta kimliği çıkarıldığı ve bu yolla şehiriçi tüm ulaşım araçlarından bedava yararlandırıldığı ve kamuyu zarara uğrattığını biliyor muydunuz?
Yine aynı kişinin evine Bayraklı Pazarcılar Derneği üyesi M.U tarafından Çay Mahallesi yolunda bulunan DMÇ Mobilya Mağazası’ndan neler alındığını bir araştırır mısınız? Ve, bu olayın duyulmasından sonra alınan malların geriye iade edilip edilmediğini sorar mısınız?
Bu kişi bu göreve vekaleten atanmıştır. Ancak 657 sayılı DMK’nın 68/B maddesinde vekaleten atamada da asilin şartlarının taşıması gerektiği açıkça yazıyor. Zabıta yönetmeliğinde belediyenin memurlarından biri zabıtanın sadece büro hizmetlerinde görevlendirilebilir diye bir madde var. Bunlar hiçe sayılıyor.
Bir belediyede yasanın uygulanmasını talep etmek suç olabilir mi?
Eski Zabıta Müdürü Adnan Namlı bunları dile getirdiği için şu an Soğukkuyu Meydanı’nda dikili nöbet cezası görüyor. Bunu da ne yazık ki “benimle uğraşıyorsun” diyerek şu an müdür koltuğundaki şartları uymayan haketmeyen kişi yapıyor.

Haberin Devamı

DP, İzmir’de çadır kursun!
BİNALİ YILDIRIM: Yıllarca Adalet Partisi’nden Gültepe delegeliği yaptım. Kırat’ın şahlanması için çalıştım. Bugün Kırat yine var ama maalesef tek ayağı kalkmış ve bir türlü yürüyemiyor. Her hafta tartıştığınız konuları takip ediyorum ve ne güzel bir noktayı yakalamışsınız. Demokrat Parti sokakta kalmış. Eski yöneticiler, dairenin mukavelesini feshetmişler, yenileri içeriye girememiş. Böyle bir partinin seçimlere katılması ve kampanya yapması mümkün değildir. Böyle hadiseler devam ederken partinin Ankara’daki yöneticilerinin el koymaması da ilginç. İzmir’de Demokrat Parti sözde iddialı gençlerden kuruluydu. Onların da ideali koltuğu bırakıncaya kadarmış. Lafım kendime, yıllarca bu partinin peşinde koştuk ama ortada kimse yok. İzmir’de bari çadır kursunlar seçime öyle hazırlansınlar.