Ege Hazır giyimde İran cazibesi

Hazır giyimde İran cazibesi

17.11.2010 - 01:00 | Son Güncellenme:

Yılda 800 milyon dolarlık giyim ihracatının yapıldığı İran’a, Türk firmalarının ilgisi artıyor. Kar marjının, Avrupa’ya göre daha yüksek olduğu belirtiliyor

Hazır giyimde İran cazibesi

Hazır giyim ve konfeksiyon sektörü için, ihracatın son yıllarda hızla arttığı İran, en cazip pazarlardan biri haline geldi. Ortalama yüzde 25 kar marjı ve İran’da ödemelerin nakit olması da ihracatçının ilgisini artırıyor. Türkiye Moda ve Hazır Giyim Federasyonu Başkanı Nedim Örün, kriz sürecinde alternatif pazar olarak görÜLEN İran’ın, toplam ihracat içindeki payının giderek yükseldiğini söyledi.

‘Tercih ediliyoruz’
Örün, ihracatın genelde sınır ticareti yoluyla yapılması nedeniyle, net rakamın ortaya konulamadığını, ancak yıllık hazır giyim ve konfeksiyon ihracatının 800 milyon doların altında olmadığının tahmin edildiğini dile getirerek, İran’ın diğer Ortadoğu ülkeleri ve Rusya ile birlikte sektörün en cazip pazarları arasına girdiğine dikkat çekti. İran’da Türk malının prestijinin çok yüksek olduğunu, İranlıların; Uzakdoğu, Hindistan ya da Pakistan ürünleri yerine daha pahalı da olsa Türk mallarını tercih ettiğini kaydeden Örün, Türk mallarının pazar payının yüzde 30’lar seviyesine geldiğinin tahmin edildiğini kaydetti.

Ödemeyi nakit yapıyorlar
Nedim Örün, “İhracatta rakamlar düşük gözükmesine rağmen katma değerin daha yüksek olması nedeniyle Avrupa’ya yapılan aynı miktardaki ihracata göre İran’a yapılan satış daha kazançlı. İran’a genelde markalı ürün ihracatı yapılması nedeniyle kar marjı yüzde 25’ler seviyesinde. Avrupa’ya yapılan ihracatta ise bu oranları yakalamak çok güç. Ayrıca İranlı alıcılar nakit ödemeyi tercih ediyor. Ödemenin yarısı üretime başlamadan önce yapılıyor. Bu durum İran pazarının cazibesini artıran bir olgu” dedi.
Son dönemde Ortadoğu’da, bazı Çinli üreticilerin, etiketlerine “Made In Turkey” damgası basarak ihracat yapmaya çalıştığını da ifade eden Örün, “Suriye’de bunu gözlerimizle gördük. Mücadele etmek çok güç. Kalite farkından dolayı tüketiciler sahtecilik yapılan bu ürünlerin Türk malı olmadığını anlıyor” diye konuştu.


REKLAMCILAR İTO’DA BULUŞTU
İzmir Ticaret Odası (İTO) 60’ncı Reklam Ajansları ve Piyasa Kamuoyu Araştırma Faaliyetleri Meslek Grubu Toplantısı yapıldı. İzmir Reklamcılar Derneği Başkanı ve İTO Meclis Üyesi Murat Türkay, Türkiye’de reklamcılık sektörünün büyüklüğünün 2009’da 2.6 milyar TL olduğunu, bu rakamın 2010 sonunda 3.5 milyar TL’ye ulaşacağını söyledi. Türkay, “İzmir’de faaliyet gösteren reklam ajansları ise sözkonusu pastadan sadece 50 milyon TL’lik ciroyla yüzde 0.2’lerde pay alabiliyor. Kentimizde ve ülkemizde kişi başına reklam harcama düzeyini artırmamız, markalaşmaktan ve kurumsallaşmaktan geçiyor” dedi. İTO Yönetim Kurulu Üyesi Erkan Güldoğan, sektör temsilcilerinin, İTO’nun imkanlarından daha fazla yararlanmak için daha fazla çalışmaları gerektiğini vurguladı.

Pınar’dan ‘Gurme Burger’ lezzeti
Türkiye’nin en büyük gıda markalarından Pınar, ürün portföyüne son olarak ‘Gurme Burger’i ekledi. Firma yetkilileri şu bilgileri verdi: “Benzerlerinden iki kat daha kalın olan Pınar Gurme Burger, özel formülünün kattığı ekstra lezzetle de fark yaratıyor. Bu sayade en lezzetli burger yeme deneyimini eve getiriyor. Özel karton kutusunda sunulan Pınar Gurme Burger, yüzde 100 dana etinden, hijyenik koşullarda üretiliyor. Kullanımı ise oldukça pratik. Pişirilerek, tüketici tercihlerine göre hazırlanması 9-10 dakika sürüyor. ‘Bireysel hızlı dondurma’ teknolojisi sayesinde -35 derecede şoklama yöntemiyle dondurulan Pınar Gurme Burger, bu sayede besin değerini ve lezzetini raf ömrü boyunca koruyor.”


Vinç kullanıcıları seminerle eğitildi
Aliağa Ticaret Odası, sanayi sektöründe ve inşaatlarda çalışan vinç operatörleriyle, işaretçileri arasında güvenli iletişimin sağlanması amacıyla istihdam edilen işaretçi ve sapancılar için eğitim semineri düzenledi. Makine Mühendisleri Odası İzmir Şubesi işbirliğiyle organize edilen seminerde, uzmanlar, katılımcılara; iş sağlığı ve güvenliğinin önemi, vinçlerin tanıtımı, genel bakım ve kontroller, çalışma sahasında alınacak önlemler, vinçlerle yüklerin kaldırılması ve taşınmasında alınacak güvenlik önlemleri gibi eğitimler verdi.


Cevher Grubu’nun satış hedefi 110 milyon Euro
Cevher Grup Genel Müdürü Çağan Dikmen, 55’inci kuruluş yıldönümünü kutlayan şirketin, ekonomik krize rağmen büyümesini sürdürerek bu yıl 110 milyon Euro’luk satış hedeflediğini söyledi.
Cevher Döküm ve Cevher Jant’a ait üç fabrikayla BMW dahil dünya otomotiv devlerine silindir kapaktan hafif alaşımlı janta kadar birçok alüminyum döküm parça ürettiklerini belirten Dikmen, “Toplam çalışan sayımız kriz öncesi rakamları da aşarak bin 250’ye ulaştı. Satışlarımızın yüzde 95’i ihracata dayalı. En önemli müşterilerimizden biri de BMW... BMW motosikletlerinin R900 modelinden başlayarak, tek sıra altı silindirli, 1.6 litre motorlu K 1600 GT’ye kadar toplam beş ayrı modeline silindir kapak, X1 ve X3 binek araçlarına ise diferansiyel kapak üretiyoruz. Jant üretimi ise ilk olarak X1 modeli için başladı. Şimdi ise MINI Cooper’ın lansmanıyla birlikte büyük başarı yakalayan Countryman modeliyle sürüyor” dedi.
Cevher Jant’ın Countryman için ürettiği üç değişik stil jantın herbiri için de BMW’nin tek tedarikçisi konumunda bulunduğunu kaydeden Çağan Dikmen, “BMW, pazardaki talebe araç yetiştirmekte zorlanıyor ve ara vermeden çalışmamızı istiyor. Bu temponun sadece pazar günleri değil, bayramlarda da sürmesini istiyor” diye konuştu.


Keskinoğlu’ndan iki milyon m3 su tasarrufu
Keskinoğlu Şirketler Grubu, 4 milyon TL’lik yatırımla kurduğu arıtma tesisiyle, üretimdeki atık suyu birçok alanda kullanıyor, yılda 2 milyon metreküp tasarruf sağlanıyor.
Keskinoğlu Şirketler Grubu, piliç işleme tesislerinde hava soğutma sistemini seçerek, yılda 468 bin metreküp su tasarrufu sağladı. Yeni arıtma tesisiyle de yılda 1 milyon 533 bin metreküp suyun tekrar kullanılması sağlanıyor. Keskinoğlu, bu yatırımıyla yıllık toplam 2 milyon metreküpün üzerinde su tasarrufu gerçekleştiriyor. İleri düzeydeki teknolojisiyle fiziksel, kimyasal ve biyolojik arıtma yapılan tesis, Akhisar’da 5 bin metrekarelik alana kuruldu.
Geri kazanılan su; bahçe ve tarla sulaması gibi alanlarda rahatlıkla kullanılabiliyor. 6 bin 450 dekar zeytinlik, 4 bin 830 dekar üzüm bağı ya da 2 bin 750 dekar mısır tarlasının su ihtiyacı karşılanabiliyor.