Ege İzmir mesajları

İzmir mesajları

29.11.2008 - 01:00 | Son Güncellenme:

“Siyasi hesaplardan uzak durulursa, kriz atlatılabilir. Kararlı, hızlı ve tutarlı olmak şart. Hükümet, güven zaafiyeti yaratmamalı.”

İzmir mesajları

İZMİR’DEKİ 12. Girişim ve İş Dünyası Zirvesi’nde ekonomi dünyasının önde gelen isimleri, küresel
krizi ele aldı, çözüm önerileri sundu, bu durumu fırsata dönüştürmenin yollarını tartıştı. KOBİ’lerde (küçük ve orta boy işletmeler) Dönüşüm” oturumunda Türk Sanayici ve İşadamları
Derneği (TÜSİAD) Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, TÜRKONFED (Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu Başkanı) Celal Beysel ile diğer katılımcılar, hükümete net mesajlar verdi:

ARZUHAN DOĞAN YALÇINDAĞ
TÜSİAD (Türk Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı)

Bu fırtına 2009’da da sürer
Bir fırtınanın etkisi altındayız. Çıkış rotası hala net olarak görünmeyen bu karmaşık durumun 2009’da da devam etmesi kaçınılmaz görünüyor...
Siyasi iradenin, gerçekçi, zamanlı ve bütüncül yaklaşımla çözümleri şekillendirmemesi piyasada güven zaafiyeti yarattı. Bu kriz atlatabilecektir. Ancak bunun için, siyasi hesaplardan uzak, kararlı, hızlı ve tutarlı olmak şart.

CELAL BEYSEL
(TÜRKONFED Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu Başkanı)

Seçim, mantığın önüne geçmesin
Seçim mesajı vermek adına hiçbir kesimi töhmet altında bırakmayın. Tenkitleri bir tehdit değil, fırsat olarak görün... Lütfen demokratik-leşme adımlarını yavaşlatmayın.
Bu geminin 4-5 yıldır iyi giden rotasını şaşırtmayalım. Tabii muhalefete, sendikalara, iş camiasına da çağırımız açık.
Kriz, hepimizin krizi... Gemimiz sağlam. Bu fırtınayı da atlatırız.

AZİZ KOCAOĞLU
(Büyükşehir Belediye Başkanı)

Sihirli formül birliktelik
Sıkıntılı süreçten çıkış için, ortak akıl ve birliktelik...?Bizi ayakta,
diri tutacak sihirli formül budur. Türkiye gibi dinamik bir ülke,
akıllı ve inandırıcı politikalarla, küresel kriz sürecini, fırsata dönüştürebilir. Ancak asıl önemli olan, krizin insanlarımız üzerinde yarattığı ağır tahribatın, nasıl ve ne kadarlık zaman dilimi
içinde telafi edileceğidir.

Krizden çıkış için mesajlar

TÜRKONFED tarafından düzenlenen 12’nci Girişim ve İş Dünyası Zirvesi’nde, krizin etkilerini hafifletmek, olası hasarı azaltmak için neler yapılması gerektiği tartışıldı. Hükümete mesajlar gönderildi

Türkiye’nin en büyük gönüllü işadamı örgütü Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) tarafından düzenlenen 12’nci Girişim ve İş Dünyası Zirvesi, İzmir’de yapıldı. İzmir Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (İZSİAD) ev sahipliğinde Swissotel Grand Efes’te gerçekleştirilen ve “KOBİ’lerde dönüşüm”üm konuşulduğu toplantıya, TÜRKONFED Başkanı Celal Beysel, Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, Batı Anadolu Sanayici ve İşadamları Derneği (BASİFED) Başkanı Hüseyin Porsuk, İZSİAD Başkanı İlknur Denizli, CHP Milletvekili Mehmet Ali Susam, Vali Cahit Kıraç, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve işadamları katıldı.

Üzerimize düşeni yaparız
Açılışta konuşan TÜSİAD Başkanı Yalçındağ, dünya ekonomisinin son derece zor bir dönemden geçtiğini söyledi. Yalçındağ, “Küresel mali sistemden başlayıp reel ekonomiye hızla sirayet eden ve herkesi içine alan bir fırtınanın etkisi altındayız. Çıkış rotası hala net olarak görünmeyen bu karmaşık durumun 2009’da da devam etmesi kaçınılmaz görünüyor. İş dünyası olarak bu fırtınada üzerimize düşeni yapabilmek ve krizden en az zararla çıkabilmek için önümüzü görmek, riskleri ölçebilmek ve değişen yerel-küresel ekonomik düzenin kurallarını anlamak ihtiyacı içindeyiz. İçinden geçtiğimiz dönem, belirsizliğin, değişimin ve dönüşümün çok yoğun olduğu bir dönem. İleriyi görmekte zorlandığımız bu puslu küresel ortamda, birlikte düşünerek, tartışarak, yolumuzu aydınlatmaya çalışmak durumundayız” dedi.
Krizin ortaya çıkmasından gelişmiş ekonomilerin sorumlu olduğunu, kriz başladıktan sonra sorunun boyutuyla ilgili gerçekçi ve net tespitlerin toplumla gecikmeden paylaşıldığı bir süreç yaşandığını kaydeden TÜSİAD Başkanı, “Kısa zamanda toplumun farklı kesimleriyle istişare edilerek çözüm odaklı karar süreçleri hızla harekete geçirildi. Önlemlerin şekillenmesinde ve uygulanmasında dünyada etkin liderlik kurumunun önemi net olarak ortaya çıktı. Türkiye’de ise küresel krizin yansımalarıyla ilgili spekülatif değerlendirmelerle karşı karşıya kaldık. Siyasi iradenin gerçekçi, zamanlı ve bütüncül bir yaklaşımla tespit ve çözümleri şekillendirmemesi piyasada güven zaafiyeti yarattı” diye konuştu.

Siyasi hesaptan uzak, kararlı, hızlı, tutarlı olmalı
Türkiye’nin kriz ortamında alması gereken önlemleri anlatan Yalçındağ, “Türkiye; kriz tecrübelerini, dışa açılmış olmanın getirdiği imkanları ve elde ettiği kamu disiplini kültürünü kullanarak, bu krizi negatif büyüme hızlarına düşmeden atlatabilecektir. Siyasi hesaplardan uzak, kararlı, hızlı ve tutarlı olmak şartıyla” dedi. Geçen hafta yayınlanan, Türkiye’nin de içinde bulunduğu OECD’nin ekonomik görünüm raporunu da değerlendiren Yalçındağ, “Rapor, OECD üyesi 30 ülkenin finansal dalgalanmaya karşı hangi önlemleri aldığını özetleyen bir tablo sunuyor. Önlemler, mevduat garantisinden kötü varlık yönetimine kadar uzuyor. Bu tabloda, 29 ülke krize çeşitli özel önlemler almış durumda. Sadece Türkiye, hiçbir önlem almamış ülke olarak gözüküyor” diye konuştu.
Krizin Türkiye’ye yansımalarını sınırlamak için kararlı, hızlı, tutarlı ve bütüncül bir şekilde hareket edilmesi gerektiğini ifade eden TÜSİAD Başkanı, şöyle devam etti: “Bu çerçevede IMF’yle döviz arzını artırabilmek ve döviz piyasalarında istikrarı sağlamak amacıyla bir anlaşma yaparak, yurtdışında mali piyasalardan bu yıl temin edemeyeceğimiz eksik meblağı telafi etmeliyiz. IMF’den kullanılacak kaynağı doğru kanallarla, suni bir banka reel sektör ayrımına meydan vermeden, üretimi, dolayısıyla büyümeyi ve istihdamı destekleyecek şekilde ekonomiye kazandırmalıyız.”

İstikrarı gevşetmeyin
TÜRKONFED Başkanı Beysel, İzmir’den hükümete mesaj vermek gerektiğini söyledi, şöyle dedi: “Lütfen, yerel seçimlerin yaklaşmasını bahane edip AB reformlarını ve ekonomik istikrarı gevşetmeyin. Seçim mesajı vermek adına hiçbir kesimi töhmet altında bırakmayın. Tenkitleri bir tehdit değil, fırsat olarak görün. Demokratikleşme adımlarını yavaşlatmayın. Kısa vade için uzun vadeyi heba etmeyin. Bu geminin son 4-5 yıldır iyi giden rotasını şaşırtmayalım. Muhalefete, sendikalara, iş camiasına da çağırımız açık. Krizi hiçbir kesimin sadece kendi gözlüğüyle görme lüksü yok. Kriz, hepimizin krizi. Herkes kendine düşen fedakarlığa katlanıp, sloganlardan uzak bir sorumluluk içinde ortak aklı oluşturmalı. Hepimiz aynı gemideyiz. Gemimiz sağlam, ona güveniyoruz. Bu fırtınayı da atlatırız.”
Beysel, yaklaşan seçimlerin etkisiyle reel sektörün, finans sektörünün suçlandığı, kıymetli zamanın gereksiz tartışmalarla harcandığı, krizin üstesinden gelmesi gereken kesimleri kamplara ayırmaktan başka işe yaramayan bir sürece girildiğini de savundu. TÜRKONFED Başkanı, “Reel sektör olarak hükümetten, özellikle sayın Başbakan’dan piyasayı sakinleştirici, krizin el birliğiyle çözülmesi yönünde arabulucu, uzlaştırıcı tavır bekliyoruz. Krizden çıkış, tüm tarafların hep birlikte ortak akıl üretmesiyle mümkün olabilir. İş ki, seçim gailesi, aklın, mantığın, diyaloğun önüne geçmesin” diye konuştu.

Sihirli formül birliktelik
İZSİAD Başkanı Denizli, krizin sadece ekonomik yanı olmadığını öne sürdü, “Siyasi ve sosyal yanı da olan bir kriz. Gelecek, belirsizlik ve risk içeriyor. Unutmamak gerekir ki, bu krizi biz çıkarmadık. Sorumluluğu bize ait değil. Bütün bu yaşananlar bir ahlak sorunu” dedi.
Başkan Kocaoğlu, sıkıntılı süreçten çıkış için, birlikteliğin doğuracağı ortak akla fazlasıyla ihtiyaç duyulduğuna inandığını ifade etti. Kocaoğlu, “Bizi ayakta ve diri tutacak sihirli formül de budur. Türkiye gibi dinamik bir ülke, akıllı ve inandırıcı politikalarla, küresel kriz sürecini fırsata dönüştürebilir. Ancak asıl önemli olan, krizin insanlarımız üzerinde yarattığı ağır tahribatın, nasıl ve ne kadarlık bir zaman diliminde telafi edileceği” diye konuştu.
Vali Kıraç da iş dünyasının gayreti, pozitif bakış ve hükümetin desteğiyle krizin en az zararla atlatılabileceğine inandığını bildirdi.

İzmir mesajları


TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, TÜRKONFED Başkanı Celal Beysel ve Vali Cahit Kıraç’la birlikte genç girişimcilere plaket verdi.


TÜRKONFED’den dokuz öneri
TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Akgerman tarafından okunan sonuç bildirisinde, krizin etkilerini hafifletmek, olası hasarı azaltmak için TÜRKONFED’in önerileri şu şekilde yer aldı:

1 IMF anlaşması hızla sonuçlandırılmalıdır. Bu hem politikalara güvenilirlik hem de piyasalara fon imkanı sağlayacaktır.

2 Uzun vadeli enflasyon hedefinden sapmamak kaydıyla, belli marjlar içinde, para politikasının esnetilme imkanları kullanılmalıdır.

3 Reel sektörün borçlarını ödeyemez hale düşürülmesi, sonuç olarak finansal sektörün dengelerini olumsuz etkileyecektir. Bu nedenle kredi mekanizması mutlaka çalıştırılmaya devam ettirilmelidir. Bu amaçla bankalarda likiditeyi rahatlatacak ve zimmet gibi yasal sorunları giderecek önlemler alınmalıdır.

4 Eximbank ve diğer kamu bankalarının kaynakları artırılmalıdır.

5 KOBİ’lerin finansman kaynaklarına uygun bir maliyetten erişim imkanlarının artırılması gerekir. Kredi garanti fonu sistemi daha yetkin ve yaygın olarak kullandırılmalıdır. Bunun yanı sıra KOSGEB’in proje desteklerinin yeniden etkin bir şekilde kullanılabilir hale gelmesi, KOBİ’lerin geleceği açısından önemlidir.

6 Yurtiçi talebi canlandırmak üzere maliye politikası araçlarından yararlanılmalıdır. Başta altyapı, konut yatırımları, GAP yatırımları, istihdam yaratan yatırımlar, eğitim, özellikle mesleki eğitim yatırımları olmak üzere kamu yatırım harcamaları artırılarak ekonomi hızlandırılmalıdır.

7 Oranları düşürecek ve sistemi basitleştirecek bir vergi reformu bir an önce gerçekleştirilmelidir. Doğrudan vergilerin yanı sıra KDV ve ÖTV oranlarında da süresi belli indirimlere gidilmeli ve bu indirimler mutlaka kayıtdışı ekonomiyi kayıt altına alma çabalarıyla birlikte yürütülmelidir.

8 Krizden olumsuz etkilenen sektörler ve bölgeler için süresi, amaçları, araçları ve performans ölçütleri net olarak tanımlanmış bir program uygulamaya konulmalıdır. Yatırımların durmasını engelleyecek ve istihdamın en azından mevcut seviyesinin korunmasını sağlayacak, krize özel bir teşvik paketi devreye sokulmalıdır. Örneğin, istihdam üzerindeki yüklerin 6 ay süreyle ertelenmesi, reel sektöre rahatlama sağlayabilir ve istihdamın düşmesini engelleyebilir.

9 AB’ye tam üyelik süreci mutlaka tekrar hız kazanmalı, reformlar sürdürülmelidir.