İzmir’i teniste başkent yapalım!

Sevgili tenis dostları, bugün yazıma Küçük Kulüp Başkanlığı görevine yeniden seçilmemle ilgili birkaç söz ederek başlamak istiyorum. Aslında bu dönem, yeni bir arkadaşımıza fırsat verebilmek adına adaylığı düşünmüyordum. Başta Kemal Çolakoğlu olmak üzere yönetimimiz ve üyelerimizden gelen talebi de cevapsız bırakıp görevden kaçmak olmazdı.

İnsan, çocukluğunun geçtiği yere başkan olunca, orayı daha bir sahipleniyor ve başarının sırrı da burada yatıyor.

Telefonla, sosyal medya yoluyla gelen tebrik mesajlarınız için teşekkürü bir borç biliyorum. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu’ndan Türkiye Tenis Federasyonu Başkanı Cengiz Durmuş’a kadar kıymetli isimlerden gelen tebrik telefonları, doğru yolda olduğumuz hissini pekiştiren gelişmeler oldu.

Resmi tebriğin gelmediği iki kurum ise dikkatimi çekti. Biri sicil kurulu başkanlığı görevini üstlendiğim Karşıyaka Spor Kulübü, diğeri de danışma kurulu üyeliğine devam ettiğim EGİAD oldu.

Hoş, Karşıyaka Spor Kulübü’nde mevcut yönetim göreve gelir gelmez, adımızı protokolden bile çıkardı. EGİAD’da ise bana göre yapılan yanlış hareketlere karşı çıktığımdan dolayı bu iki kurumdan da tebrik beklemek hayalcilik olur.

Kıymetli isimleri barındıran yönetimimiz ve Cem Bakioğlu’ndan Kemal Çolakoğlu’na, Lucien Arkas’tan Enrico Aliberti’ye kadar dev kadromuzla, hem spor kulübü hem de STK vasfımızla yeni dönemde de adından söz ettirecek işlere imza atacağımızın müjdesini şimdiden vermek isterim.

Tebrikler Şekercioğlu’na

Elbette kentte seçimi gerçekleşen tek tenis kulübü biz değildik. Bilindiği gibi Kültürpark Tenis Kulübü de seçim heyecanı yaşadı.

Birkaç ay önce Kültürpark’taki yarışı kaleme aldığımda çok sayıda destek mesajı alırken, eleştirilerle de karşılaştım.

Tolga Şekercioğlu’nun kulübümüzü ziyareti sonrası Kurtul Ali Kaptanoğlu’nu da beklediğimizi söyleyince hem ilginç hem de üzücü bir olay yaşadık.

Kaptanoğlu’na yakın bazı isimler, “Bizi davet etmiş ama gittiğimizde tersler mi?” diye kulübümüz üyelerine sorular yöneltmişler.

Hemen Kaptanoğlu’nu aradım. Vizyon sahibi, kültürlü bir isim. Fikirlerimi dile getirdim. Seçim sürecinde gerek Şekercioğlu, gerekse Kaptanoğlu, fair play içinde yarışarak vizyonlarını gösterdi.

Başta kulübün duayen isimleri ağabeylerimiz ve bazı eski başkanlar ile yöneticiler, Kaptanoğlu’nu yanlış yönlendirmiş olabilir. Çünkü, Kaptanoğlu’nun henüz daha Kasım 2018’de kulübe üye olması ve 1 yıllık bir üye için yapılan lobi çalışmaları ters algı yaratmış olabilir. Ortaya çıkan sonuç, Kültürpark’ta bir devrin bittiğini ve artık gençlerin yeni bir vizyonla burayı çok daha ileri taşıyacağını gösteriyor.

Tolga Şekercioğlu’yla Server Uyaroğlu’nun listesinden 4 yıl önce seçime girdiği süreçte yaptığımız sohbette neden aday olmadığını sorduğumda, “Zamanı var. Ha ben ha Uyaroğlu ne fark eder” demişti.

Artık zamanının geldiğine inanarak yola çıkan sevgili Tolga ve ekibine bundan sonrası için başarı dileklerimi tüm samimiyetimle iletmek istiyorum.

Bu arada, altını çizerek söylemek istediğim bir diğer husus, Sayın Kemal Çolakoğlu’nun her iki kulüpte de divan başkanlığı yapıyor olması.
Aldığım duyumlara göre, bu durum bazı kesimlerde birtakım kıskançlıklar doğurmuş. Bence İzmir STK camiasında Çolakoğlu’nun varlığı önemli ve kendimizi şanslı hissettiriyor.

Kültürpark seçimleri sırasında Türkiye Tenis Federasyonu’nun bir önceki yönetiminden olan Yüksel Pınar’ın ve mevcut yönetimde bulunan Bülent Necimoğlu’nun duruşlarını da ayrıca tebrik etmek gerekiyor.

Umut ediyorum İzmir, tenis anlamında güçbirliğiyle, çok daha güzel günlere kavuşacak.