Ege Kim kime benzeyecek?

Kim kime benzeyecek?

07.07.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Kim kime benzeyecek

Ortada dört buçuk yıllık bir iktidar pratiÇi var. Bu sürede yapılan olumlu şeyler olduÇu gibi, halledilmeyen, halledilemeyen ya da hiç akla bile getirilmeyen sorunlar var. * * * AKP iktidara geldiÇinde ekonomik kriz sonrasında dizayn edilmiş bir ekonomik programın üzerine kondu. Fazla kurcalamadan denilenleri disiplinli bir şekilde uyguladı. Şansına küresel ekonomide yaşanan canlılıkla birlikte içeride olumlu makro sonuçlar elde edildi. Ama ekonomi yönetimi küresel iyiliÇi yeterince deÇerlendiremedi. Türkiye'nin borç yapısını iyileştirmek için bir fırsat olarak kullanamadı örneÇin. DiÇer tarafta yıllardır hayati önemde olduÇu vurgulanan AB müzakere süreci aÇır aksak, ite kaka yürüyor ama bu konudaki "halkla iletişim" sıfır sayılır. Müzakere kimin umrunda? Hangi dosya açılmış, hangisi kapanmış kim farkında? Oysa her dosya bir servet transferi. AB projesi akıllardan çıkmış gibi, gönüllerde çoktan dondu kaldı zaten. İstenilen bu muydu yoksa? * * * AKP'nin bir iletişim problemi var. Daha doÇrusu, oy aldıÇı tabanıyla iletişim konusundaki beceri, dikkat ve duyarlılıÇı ötekilerle iletişimde pek gösteremiyor. Mitingleri yaratan kaygıları o kadar önemsemiyor. Hatta "herşey gayet iyi gidiyor, bu tepki neyin nesi" havasında. Oysa ortadaki kutuplaşma çok net. İktidara ilk geldiklerinde bu yeni partiye "şans tanınmasını" savunanlar bile AKP'yi aynı hararetle savunamuyorlar artık. İster CHP'nin tuzaÇına düşerek, ister CHP'yi tuzaÇa düşürerek olmuş olsun iktidarın etki alanı genişledikçe kaygılananların sayısı artmış görünüyor. DoÇal olarak Taha Bey'e de Mehmet Bey'e de bu konuda pek çok soru soruldu. Mehmet Bey, ki şu anda kendisi halen milletvekili, bunu daha çok "korku psikolojisine" dayalı bir kampanyanın sonucu olduÇunu düşünüyor. Taha Bey ise önümüzdeki dönemde bu kaygıları gidermek için bir "halkla ilişkiler" çalışması yapılması gerektiÇini kabul ediyor. Merkez Bankası Başkanı atama sürecinden başlayıp CumhurbaşkanlıÇı seçimine kadar uzanan süreçte demokrasinin iktidarca nasıl algılandıÇı test edildi aslında. Temsilde adaleti yerle bir etmiş 2002 seçimleri sonucunda elde edilen çoÇunluk demokratik güç, halkın tercihi olarak tanımlandı. Oysa demokratiklik ayaÇı çok muÇlak bir çoÇunluktu bu. Bu güç kullanılacak idiyse bile "ötekilerin" ikna edilmesi demokrasinin gereÇiydi. * * * Ama pragmatist yaklaşımı seven, gücü elinde gören iktidar kendi bildiÇini okudu ve bu noktaya gelindi. Şimdi AKP seçim çalışmalarını "maÇdur demokrat" bir profille götürüyor. Dört küsur yıldır seçim barajını indirmek, siyasi partiler kanunu deÇiştirmek yönünde hiç bir adım atmamasına raÇmen. Askere direniyormuş gibi yaptın mı, bir de Cumhurbaşkanını halk seçsin diye alelacele ve altı boş bir Anayasa deÇişikliiÇ yaptın mı demokrat olunuyor mu gerçekten? İzmir'in siyasi tercihleri biraz kendine özgüdür. Anadolu'daki tabloya pek benzemez. En azından son yirmi yirmibeş yıldır böyle. Bakalım bu seçimde Sayın Kemal Anadol'un dediÇi gibi "Türkiye İzmir'e benzeyecek" mi? Yoksa Taha Bey'in uzun vadede hedeflediÇi gibi "İzmir mi Türkiye'ye benzeyecek?" * * * AKP'yi sandıkta ancak küresel ve yerele geniş açıdan bakan, bilimsel ve pozitif muhalefet yapan siyasi partiler geçebilir. Yoksa böyle biraz kapitalist, biraz muhafazakar, biraz demokrat, biraz yenilikçi, biraz küreselci, biraz yerel bir duruşla AKP bu seçimden de birinci çıkar.Tesellimiz Mehmet Bey'in ve Taha Bey'in Ankara'da İzmir'in sesini daha gür duyurmaları olacak bu durumda... ege@milliyet.com.tr Milliyet EGE yazarları olarak bu kez de AKP'nin üçüncü sıra adayları Sayın Taha Aksoy ve Sayın Mehmet TekelioÇlu ile bir araya geldik. İktidar olmaları ve önümüzdeki dönemde iktidara yakın durmaları nedeniyle olsa gerek toplantı normalden uzun sürdü. Buna raÇmen yeterince derine inilemedi, bazı konulara hiç girilemedi.