Ege ÖNCE KAFALARIN DEĞİŞMESİ LAZIM

ÖNCE KAFALARIN DEĞİŞMESİ LAZIM

23.07.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:

Milliyet Ege’nin “Misafir Odası”na konuk olan Aslan, “İzmir’i taşra kenti görüntüsünden kurtarmak için tepeden tırnağa yenilemek şart. Bu konuda vakit kaybedilmemeli” dedi

ÖNCE KAFALARIN DEĞİŞMESİ LAZIM

Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan, Milliyet Ege’nin Misafir Odası’na konuk oldu. Milliyet Ege Temsilcisi Hamdi Türkmen, Yazı İşleri Müdürleri Uğur İşven, İbrahim Akbulut, Muhittin Akbel ve yazarımız Kemal Önderoğlu’nun sorularını yanıtlayan Aslan, ilginç açıklamalarda bulundu.

Haberin Devamı


İzmir’in kentsel dönüşümü uygulamalarına nasıl bakıyorsunuz?

- Kentsel dönüşüm, gecekonduları yıkıp yerine çok katlı apartmanlar yapmak demek değildir. Kentsel dönüşüm, çağdaş yaşamı, modern kent anlayışını, kültür ve sanat değerlerini esas almalı, sürece paydaşların ve halkın katılımını içermelidir. Kentsel dönüşüm, altyapısıyla, yeşil çevre dokusuyla, tarihi ve kültürel eserleriyle, kentin tümünü kapsayacak bir bütünlük içinde değerlendirilmelidir. Yani kent, tepeden tırnağa yenilenmelidir. Ege-Koop olarak, kentsel dönüşüm sürecinde, sürecin her aşamasında etkin rol almaya hazırız.

İzmir’in her tarafında kentsel dönüşüme gerek var mı?

- İzmir’i bir taşra kenti görüntüsünden kurtarabilmenin yolu “kenti baştan sona yenilemekten” geçiyor. Bunun için de başta Büyükşehir Belediyesi ve metropol ilçe belediyeleri olmak üzere tüm yerel kuruluşların ve başındaki isimlerin kararlılıkla kolları sıvaması, merkezi idare ile ellerini taşın altına koymaları gerekiyor.

Haberin Devamı

Kentsel dönüşümde nelere dikkat edilmeli?

- Bir defa kendi yerinde dönüşüm en iyi olanıdır. Yerinde olmayan, başkalarına rant kapısı aralamaya yönelik dönüşümler kesinlikle başarılı olamaz ve sorunları daha da içinden çıkılamaz hale getirir. Devlet, bürokrasi ve belediyeler tam bir iş birliği içinde hareket etmeli. Bana kalırsa imar planları yeniden ele alınmalıdır. Aslına bakarsanız dönüşüme ilk başta zihinlerimizden başlamalıyız. Alışagelmiş kalıpları reddetmeli, artık en az 50 yıl sonrasını öngörebilecek ölçüde bir kafa yapısıyla yola çıkmalıyız. İzmir’in hedefi 2050 olmalı.

Başarıya giden yol

İyi bir kentsel dönüşüm projesi nasıl gerçekleştirilebilir?

- Kentlerde yaşayanların sayısı ileride çok daha fazla artacak. Bu, ciddi tedbirler almamızı gerektiren bir durumdur. Eğer amaç hakikaten sadece hasarlı binalardan kurtulmak, sadece afet riskini gidermek için bina yıkıp, yapmak değilse, fevkalade bir kentsel dönüşüm projesi şu şekilde nitelenebilir. Yerinde olacak, vatandaşı yani mülk sahibini borçlandırmayacak, uzlaşma olmazsa olmaz olarak varsayılacak, kendi kendini finanse edecek, kentsel estetiği gözetecek, çevreye ve kente katkı sağlayacak.

Haberin Devamı

Bunlar nasıl yapılabilir?

- Nasıl ele alacağınıza bağlı. Sadece vatandaş destekli de uygulayabilirsiniz dönüşüm projesini, ilgili bakanlığın desteğiyle de... Ya da belediyelerle işbirliği yaparak... Ege-Koop bu üç yolla da kentsel dönüşümü gerçekleştirmeye hazır. Bizim rant gibi, kar sağlamak gibi kaygılarımız söz konusu değil. Biz şirket değiliz. Halkın yararını gözeten, tüm kazanımlarını yine halk ile ortaklarıyla paylaşan, onlara dağıtan kooperatifler üstbirliğiyiz.

Sizce her şey net mi?

- Net diyemeyiz. Yasa çıktı ama daha aydınlanması gereken konular, cevaplanması gereken sorular var. İlk kazma vurulduğu andan sonra da sıkıntılar olacaktır ancak bunlar süreç içerisinde giderilir. Normalde kentsel dönüşüm projesinin onaylandığı tarihten sonra belirlenen ilçelerde uzlaşma süreci başlayacak. Önemli olan, her vatandaşın yeni projeden pay alma hakkına kavuşmasıdır. Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Erdoğan Bayraktar, yasanın imar, tasarım ve kredi gibi birçok imkan sağladığını belirterek, vatandaşın mağdur edilmeyeceğini özellikle vurguladı. Ayrıca kira yardımı da söz konusu.

Haberin Devamı

Haklarımızı bilmeliyiz

Kamuoyunda yasa çıkar çıkmaz her şey değişecek, adeta sihirli bir el değecek şeklinde algı oluşmuştu. Galiba yasada eksikler var.

- Çok çarpıcı bir örnek vermek istiyorum. Yani her şey yasa ile kural koymakla bitmiyor. 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 13. maddesinde hemşeri hukuku gereği, bir kentte yaşayan insanın 3 hakkı olduğunu söylüyor. Katılım hakkı, bilgilenme hakkı ve yararlanma hakkı. Peki bu haklar var da sonucu ne? Bu haklar buraya yazıldı da insanımız ne elde etti? Gündelik yaşamda kullanılabildi mi? Bırakın kullanmayı, kimsenin bundan haberi bile yok. Olsa da insanımızın bundan yararlanmasını sağlayacak mekanizma mevcut değil. Dolayısıyla yasa şarttır ancak önemli olan bunun kullanılabilir, uygulanabilir olmasıdır.

Haberin Devamı

İzmir, uygulamada ilk 5’e giriyor.

- Öncelikli kentlerden biri, İzmir... Daha birkaç gün önce Sayın Bakan Bayraktar’ın, “İzmir kentsel dönüşüm noktasında çok zor durumda. İstanbul’da bazı dönüşümler yapıldı ancak oran olarak İzmir’deki durum çok geride. Aciliyet gerektiriyor” sözleri yansıdı basına. Merkezi idarenin bu kararlılığını İzmirliler olarak çok iyi değerlendirmeliyiz. İzmir’in artık bu konuda kaybedecek tek bir dakikası yoktur. Öncelikle merkezi idare-belediyeler-özel sektör üzerine düşeni yapacak, ancak İzmirliler de kentine sahip çıkacak.

Ege-Koop, ‘Güven‘ demektir

Ege-Koop’un yıllardır kentsel dönüşüm uyguladığını kaydeden Aslan, “Kurum olarak İzmir’in kentsel dönüşümüne talibiz” dedi

Ege Koop, kentsel dönüşümde ne ölçüde yer alacak?

- Biz kentsel dönüşüm uygulamalarının her aşamasında yer almak istiyoruz ve çalışmalarımızı da bu yönde sürdürüyoruz. Ege-Koop, ülke çapında kentsel dönüşüme taliptir. 30. yılımızı kutlamaya iki yıl gibi kısa bir süre kaldı. Geçen süre içerisinde hemen herkesin itirazsız kabul edeceği gibi en şaibeli en riskli bir sektörde faaliyet gösterip 26 bin konut yaptık, 100 binlerce insanımızın yuva sahibi olmasını sağladık. Bunu yaparken bir tek istismar yaşatmadık, yaşamadık. Ciddi araştırma kuruluşları tarafından Ege-Koop’a yönelik yapılan anket çalışmalarında başta şahsım olmak üzere tüm Ege-Koop ailesini mutlu eden sonuçlar ortaya çıkmıştır. Ege-Koop’a duyulan güven yüzde 80’leri bulmaktadır. Bu değerli markayı şu veya bu şekilde duymuş kişilerin oranı da yine yüzde 90 seviyesindedir.

Sizin için ‘güven’, ne anlam ifade ediyor?

- Belki de yaşamımı endekslediğim tek kelimedir bu... “Güven”, Ege-Koop’un düsturudur, yol haritasının şifresidir. Eğer halkın gönlünde bu olguyu inşa edemezseniz sonuç fiyasko olur. Attığınız her adım güven üzerineyse, o zaman hangi mesleği yaparsanız yapın işinizde başarılı olursunuz. Ege-Koop, kentsel dönüşüm çalışmalarına yabancı bir kuruluş değil. 1984 yılından bu yana biz zaten dönüşüm yapıyoruz. Şimdi yeni bir yasa var ve biz buna göre yeniden organize oldu. Her bakımdan hazırız. Bize duyulan güven ve bugüne kadar ki deneyimlerimiz önümüzü çok daha net görmemizi sağlıyor.

Muhtarlarımız başımızın tacı

Kentsel dönüşümde muhtarlara önem verdiğinizi biliyoruz. Muhtarlar, bu konunun neresindedir?

- Ege-Koop olarak muhtarlık müessesesini çok önemsiyoruz. Çünkü toplum yaşamı içinde büyük yer tutuyorlar. Muhtarlarımız demokrasinin eklemlerini oluşturmaktadır. Muhtarlar, “demokrasi alfabesinin” ilk harfidir. .

“Ben olsam, kentsel dönüşüme Alsancak’tan başlardım” dediniz. Bu çok idialı bir hedef değil mi?

- Altını çizerek vurguluyorum, kentsel dönüşüm sadece bir takım çevrelerin varoş diye tabir ettiği gecekondu bölgelerini kapsamıyor. Kapsamamalıdır. Kenti bütünüyle dönüştürmeniz gerekiyor. İşin doğrusu budur. Alsancak’ın, Güzelyalı’nın, Hatay’ın dönüşüme uğraması lazım ki, kent de vatandaş da nefes alabilsin. Merkezde yapacağınız 3-4 tane kentsel dönüşümle ilgili proje Alsancak’ta her şeyi değiştirir.

Büyükşehir Başkanlığı’na aday olacak mısınız?

- Kesinlikle günlük siyasetin içinde değilim. Benim siyasete ilgim var; doğrudur. Ancak bu tamamen “Kente ve insana hizmet odaklıdır” bir ilgi. Suyunu içtiğim, ekmeğini yediğim, havasını soluduğum, insanlarından sevgi ve dostluk gördüğüm İzmir’e hizmet aşkım var, borcum var. Eğer politikaya ilgi duyuyorsam işte bu borcumu ödeyebilmek içindir. Sevdalısı olduğum İzmir için bilgimi, birikimimi, tüm enerjimi kullanmaya hazırım.

Var mısınız, yok musunuz?

- Benim için aslolan İzmir’dir, İzmirlilerdir. İzmir’in kaybedeceği tek bir dakikası kalmamıştır. Benim İzmir vizyonum, kentimi tüm dünyanın incisi haline getirebilmeyi içeriyor. Zaman artık konuşma, boş vaatlerde bulunma, kısır çekişmeler içerisinde kaybolma zamanı değildir. Dolayısıyla önümüzdeki süreçte İzmir’i yönetmeye aday her anlayış, çok ama çok iyi sorgulanmalı, İzmirliler, yaşam kalitesi yüksek, çok daha modern ve gelişmiş bir kent için ortaya atılan vaatlere değil; projelere, ortaya konan vizyona bakmalı, tercihini buna göre yapmalıdır. Siyaseten bu kenti yönetmek için halkımızdan işaret alırsak, elimizi taşın altına koymaktan asla çekinmeyiz.

Siyasiler, kenti unutmamalı

Siyasiler için düşünceleriniz?

- Siyasileri genellikle eleştiririz. Belki de en önemli yanlışı burada yaparız. Çünkü siyasetçiler, temsil ettikleri kentin büyüyüp gelişmesini, büyük aşamalar kat etmesini, yaşayanlarının da mutlu, huzurlu olmasını isterler. Siyasiler, seçildikleri kenti, onları seçen insanları unutmamalı. Değişim ve yenilenme yolunda, ilgili bakanlıklardaki işlerin yakın takipçisi olmalılar, kentin dinamizmini, enerjisini genel idare üzerinde baskı unsuru olarak kullanmalılar. İzmir’in 26 milletvekili var. Hangi siyasi partiden olurlarsa olsunlar İzmirlinin yanında, onların istekleri ve beklentileri yönünde yaşamlarını tanzim etmek zorundalar. Hizmet üretmenin, İzmir’e hizmet borcumuzu nasıl öderizin peşinde olmalılar. Sonuçta bizi bu noktalara taşıyan kent İzmir’dir, İzmirlilerdir.