Ege Sakız'da, zeytin aÇaçları esintisinde...

Sakız'da, zeytin aÇaçları esintisinde...

20.07.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Sakızda, zeytin aÇaçları esintisinde...

Sakız Adası'ndayız. Mikis Theodorakis Amfitiyatrosu'n-daki "Mikis Theodorakis Popüler Müzik Orkestrası" konserini dinliyoruz. Birkaç gün önce karşı kıyıda uçuşan notalar şimdi de bu yanda. Serin bir rüzgara karşı oturuyoruz ama her şey öyle sıcak ki... Adada, Theodorakis Kültür ve Barış Günleri'nin bu yıl üçüncüsü düzenlendi. Konser bu etkinliklerin bir parçası niteliÇinde. Biz de İzmir Ticaret Odası'nın Türk-Yunan ilişkilerini geliştirmek amacıyla düzenlediÇi faaliyetler kapsamında Ege Adaları Ticareti Toplantıları organizasyonuyla Sakız'a geldik. İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş, sabah saatlerinde Sakız ValiliÇi'ndeki konuşmasında, "Gece kalabilirdik ama bunu istemedim. Günübirlik geldik. Çünkü bir şeyi ispatlamak istiyordum, o da ne kadar yakın olduÇumuzdu. Avrupa BirliÇi ülkeleri kendi aralarında nasıl sorunsuz gidip geliyorlarsa biz de aramızda öyle sorunsuz gidip geleceÇiz" demişti. Sakız'la Çeşme'nin ne kadar yakın olduÇunu gerçekten de ancak yola çıkınca anlıyor insan. Arada 45 dakika olduÇunu biliyorsunuz da feribota binip, daha sohbetiniz bitmeden adım atınca adaya, daha da anlıyorsunuz mesafeyi... Hele sokaklarında gezinirken... Türkler gelmiş diye koşup geliveren teyzelerle amcalar bir de Türkçe konuşmaya başlayınca bocalıyorsunuz adeta! Gelip sarılıveriyorlar boynunuza. Karşıyaka'daki arkadaşını, Çeşme'deki esnaf komşusunu sorup selam yolluyorlar. Zeytin aÇaçlarının esintisinde Yunan ezgilerine dalıp gittik... Bizi anımsatan, onları anımsatan kardeş melodilere... Mavi beyaz bir ada Sakız. Güney kesimini kaplayan sakız aÇaçları adaya adını vermiş. Yılda 300 ton üretilen ve adaya büyük bir gelir kaynaÇı olan sakız, likör, diş macunu ve reçel yapımında kullanılıyor. Sadece adada yetişen aÇaçlardan sakız elde edilebiliyor. İşte o yüzden adeta kutsal.AÇacı adadan dışarıya çıkarmanın büyük cezası var. Sakız'da Cenevizlilerin etkisi de göze çarpıyor. Sakız, 1346 yılında Cenevizlilerin eline geçmiş. O dönemlerde korsanlardan kaçmak için düşünülen mimari, OrtaçaÇ izlerini taşıyor. Adeta zaman tünelinde yolculuk gibi. Özellikle de Mesta...Sakız'a geldiÇimizde bir konuşma yapan İTO Başkanı Demirtaş, sözlerini, sanatçı Mikis Teodarakis'in Efes konserinde yaptıÇı, "İki halk yaÇmur taneleri kadar birbirine benziyor. Hepimiz biliyoruz ki karanlık güçler ayrı kalmamızı istemekteler. Ancak bizleri müziÇin yanı sıra ortak ideal ve yararlar da birleştiriyor. Bütün bunlara ancak barış dostluk ve işbirliÇi bize sunabilir. Halklarımızı yakınlaştırmak için Türk ve Yunan el ele, kalp kalbe başlattıÇımız bu gayrete sonuna kadar devam edeceÇiz. Mutluluk, hürriyet ve her şeyin başında barış diliyoruz" cümlesiyle tamamlamıştı.Sakız'da, Sakızlı Theodorakis'in bu sözlerini daha iyi anlıyor insan. İki halk da yaÇmur taneleri kadar birbirlerine benziyor. Eleni'nin dükkanında veresiye alışveriş bile yapabiliyor bir Türk.Garson Niko sanki bizim Mehmet'in ikizi. Bu kadar yakınken birbirimize bu kadar uzak olmayı anlayamıyor insan. Dönüş yolunda daha çok gidip gelmeli diye düşünüyor bir de... Karşı kıyıya, öte yana Çeşme'ye, Alaçatı'ya gidip gelir gibi. Gitmeli, gelmeli!.. bsen@milliyet.com.tr Daha çok gidip gelmeli