Ege Ters laleden ders çıkarmak

Ters laleden ders çıkarmak

13.02.2008 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Ters laleden ders çıkarmak

"Bu dünya babası Sultan Süleyman'a kalmamıştı"; edebiyle tarih sayfalarına çekilişini yadırgayan bile olmadı. Divan edebiyatına düşkün olanlar, Yahyâ Kemâl'in Selim'i; "Bir beyti bir de câmii mâ'mûru var" diye övdüğünü bilir. Beyiti hatırlatalım ve camiye geçelim: "Biz bülbüli muhrık demi şekvâyı firâkız/Âteş kesilir geçse sabâ gülşenimizden..."* * *Edirne'deki "Selimiye Camii Müezzinler Mahfili"nin, kuzeydoğu yönüne rastlayan köşesindeki mermer ayağında, bir küçük ters lâle motifi bulunur. Ters olanı dahil olmak üzere, Selimiye çinilerinde 101 ayrı lâle motifi kullanılmıştır. "Ters lâle", ziyaretçilerin bugün bile en çok merak ettikleri ayrıntılardan biridir ve farklı söylenceleri olma özelliğini sürdürmektedir. Bazılarına göre, caminin yapımında çalışan kör bir ustanın marifetidir. Bazıları Allah ve lâle sözcüklerinde aynı harflerin bulunması sebebiyle bu çiçeğe mistik bir anlam yükler. Ayrıca eski harflerle yazılmış lâle sözcüğü, tersten okunduğunda Osmanlının kutsal alâmeti olan hilal seslendirilmektedir. Bir başka sıradan yakıştırmada, Mimar Sinan'ın o günlerde hastalanan ve ölen torunu Fatma vitrine çıkartılır. Sözde ters lâle, Sinan'ın torunuyla ilgilendiği ve canının çok sıkkın olduğu günlerde beceriksiz bir kalfanın elinden çıkmıştır... Araştırırken, "Ters lâle aslında, caminin yapılmasından çok sonra, Lâle Devri ve savurganlık günlerinin ülkeyi kötüye götürdüğünü anlatmak üzere kondurulmuştur. Yani; 'Padişahım bu gidiş iyi değil' denmek istenmiştir" iddiasına da rastladık, "Daha sonraları ters lâle figürü, usulü dairesinde hoşnutsuzluk ifade etmek adına bir geleneğe dönüştü. Çini ustaları, ahalinin gizli yakınmalarını, yapılan cami ve imarethanelerde ters lâleler resmederek makama iletmede aracılık yaptılar. Ters lâle, biraz da 'arzı hal'dir" diyenlere de...* * *Ama bilinen, yaygın ve asıl itibar edilen rivayete göre, "Caminin yapılacağı alandaki bütün mülkler satın alınır. Yalnız tam orta yerde bir lâle bahçesi kalmıştır. Buranın sahibi yaşlı bir kadındır ve bahçesini satmaya yanaşmamaktadır. Ne Mimar Sinan ne de Sultan Selim, ellerindeki ölçüsüz, tartışmasız ve 3 kıtaya damgasını vurmuş emsalsiz gücü (hattâ hilâfetin buyurgan otoritesini bile) bu kadını zorlamak, ikna etmek ve nihayet ezmek için kullanmayı akıllarından bile geçirmemişlerdir. Bunlar yerine bir cami yapılırken "gönül kırmamak" esasına sadık kalmışlardır. Sinan'ın "seni ve lâlelerini sonsuza kadar burada yaşatacağım" vaadiyle sonunda tamamlanır kamulaştırma. Bugün bile Selimiye'nin çinileri bahçeyi, "ters lâle" ise sahibinin inatçılığını sembolize etmektedir. Hal böyle olunca... Toplumsal uzlaşmaya katkıda bulunmak için, ben de İzmir'den sesleniyorum; yeni anayasanın kapağına, bir "ters lâle" motifi işlenmesini teklif ediyorum! Anlayana... ege@milliyet.com.tr Tarihçiler, "Osmanlı pâdişâhlarının on birincisi ve İslâm halifelerinin yetmiş altıncısı" diye başlıyor Sultan II. Selim'i anlatmaya... Nâmı diğer "Sarı Selim." Kânûni gibi bir efsanenin asıl adı Roxelanna olan Hürrem Haseki Sultan'dan olma evlâdı. Sultan Süleyman Han Zigetvar Kalesi önlerinde vefât edince, o sırada Kütahya Sancakbeyliği'nde bulunan Şehzâde Selim, 1566'da tahta çıktı. Endişe etmeyin, ortaokul kitaplarındaki beylik anlatımlara dönüp "devrin önemli olayları"ndan filân bahsetmeyeceğim. Meraklısı, "Volga Nehri ile Don Nehirlerinin birbirlerine en çok yaklaştıkları noktada bir kanal açma girişimi, Kıbrıs ve Tunus'un fethi, Cülûs bahşişinin ilmiye sınıfına da verilmesi âdetini getirmesi, Ayasofya Câmii'nin, yaptırdığı istinâd duvarlarıyla günümüze ulaşmasını sağlaması, Mekkei mükerremenin su yollarının tâmiri, Mescidi Harâm'ın mermer kubbelerle tezyini ve nihayet Edirne'deki Selimiye Camii'ni yaptırması" gibi satırbaşlarını zaten hatırlar. İşin tuhaf tarafına bakınız ki, uzuna yakın orta boylu, açık alınlı, elâ gözlü ve sarışın, ayrıca avcılık ve yay çekmede de fevkalâde mahâretli olmasına rağmen, ataları ve torunları gibi ona da, "yüzde 47'lik bir seçmen desteği" nasip olmadı. Tebaasının tek ve mutlak hakimi olarak yıkıldı gitti...