Ege Üç basamak mı atlayalım 17 basamak mı?

Üç basamak mı atlayalım 17 basamak mı?

22.03.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Üç basamak mı atlayalım 17 basamak mı

Araştırma, ekonomik büyüklük açısından 117'nci sırada bulunan İzmir'in dünyanın en büyük 100 şehri arasına girme şansını az bir farkla kaçırdıÇını gösteriyor.Tahminler, 2020 yılına kadar İzmir'in yılda ortalama yüzde 4.9 büyüyerek ve sadece üç basamak atlayarak 114'üncü sıraya yerleşeceÇi yönünde. Kentin ekonomik büyüklüÇü ise 2020 yılında, satın alma gücü paritesine göre, daha açık bir deyişle kayıt içi ve kayıt dışı tüm ekonomik verilerin katılacaÇı bir hesapla 62 milyar doları bulacak. Araştırmaya göre, yine de 2020 yılında İzmir'in dünyanın en zengin ilk 100 şehri arasına girmesi mümkün. Ancak önümüzdeki 13 yılda 17 basamak birden yükselebilmek için yıllık ortalama büyüme hızının yüzde 5.9 olması gerek. Ben, yılda yüzde 4.9 yerine yüzde 5.9 ortalama büyüme hızını yakalamanın İzmir için mümkün olacaÇını düşünüyorum.Hele, EXPO 2015 gibi dev projelerin ev sahipliÇi üstlenilebilirse bu hedefi tutturmak işten bile olmaz.Ama bunu başarabilmenin en önemli şartı didişme yerine sinerji yaratmaktan geçiyor. * * *Alın size İnciraltı. EXPO 2015'in İnciraltı'nda yapılması düşüncesi gündeme geldiÇi anda neyin ne olduÇu bilinmeden ortalık ayaÇa kalktı. İzmir'in geleceÇini şekillendirecek nazım imar planı oylanarak kabul edildi ama sonrası meçhul. Yılbaşında askıya çıkıp itirazlar alınacak deniyordu. Mart sonu geldi, hala bir haber yok. Kim bilir hangi kurulda takılıp kaldı.İzmir, gelecek 10-15 yılda dünya liginde sallana sallana sadece üç basamak çıkmaya razıysa sorun yok. Tabii bu tercihin, 2020 yılında başkaları alıp başını giderken, İzmir'in hala bugünkü durumunu korumaya çalışan bir kent olma anlamına geleceÇini unutmamak gerek. Dahası, gelecek göçler ve artan nüfusla çok daha büyük sorunların kapıya dayanacaÇını düşünüp şöyle bir yutkunmak gerek. * * *Milliyet'in yaptırdıÇı araştırma gelecek 20 yılda 15 milyon kişinin daha göç edeceÇini gösteriyor. Bu göçten mutlaka İzmir de payını alacaktır. Şehir geleceÇe bu gerçekler göz önüne alınarak hazırlanmak zorunda. İzmir'i üç basamak yerine 17 basamak yukarı taşıyarak dünyanın en güçlü 100 şehrinden biri yapmak İzmirlilerin ve İzmir'i yönetenlerin elinde. Ama önce mevcut potansiyeli deÇerlendirip sinerji yaratmak ve hızlanmak gerek Unutmayalım, günümüz "bbüyük balık, küçük balıÇı yutar deÇil, hızlı balık yavaş balıÇı yer" devri. Aralarında Türkiye'nin de bulunduÇu çok sayıda ülkede 80 bin çalışanıyla Price Water House (PWC) dünyanın en büyük denetim ve danışmanlık şirketlerinden birisi. Geniş veri toplama aÇlarına sahip PWC zaman zaman dünya ve ülke ekonomilerine ışık tutacak önemli araştırmalar yayınlar. Bunun sonuncusu geçen hafta yayımlandı. Ekonomik açıdan dünyanın en büyük şehirleri ve bu şehirlerin 2020 yılında ne durumda olacaÇını inceleyen araştırma basında geniş yer buldu. Basının ilgisi doÇal olarak İstanbul'a yoÇunlaşsa da araştırmada İzmir ve geleceÇi için önemli öngörüler vardı. Yer, Bostanlı şehir hatları vapur iskelesi. Tarih 19 Mart Pazartesi. Saat 17.25. Alsancak-Pasaport seferini yapacak vapurun kalkmasına beş dakika var. Yolcular adımlarını hızlandırmış gişelere gidiyor. Ama birden alışılmadık bir şey oluyor. Gelen yolcuların içeriye geçmesine izin verilmiyor. Gerekçe, "içeride televizyon ya da film çekimi var" gibi bir şey. Gerçekten de bir gelin, damat ve de halay ekibi eşliÇinde içeride bir çekim yapılıyor. Kapıda kalan yolcular, "Vapur bekleyecek mi?" diye sorduklarında "Evet" cevabını alırlar. Ama çekim bitip sonunda içeri geçtiklerinde arkasında köpükler bırakarak uzaklaşan vapura şaşkın şaşkın bakıp kalırlar. Yolculardan bazıları kaderine razı gelmez. İşletme MüdürlüÇü'nden hesap sorar. İçlerinden bir hanım, "Bu vapuru yakalamak için taksi tutup geldim. ÇocuÇumu kreşten alacaktım" diye dövünür. Ama yetkili bıkkın bir şekilde, "İzinli çekim. Sabahtan beri hep aynı şikayetler. Ne yapayım, özel vapur mu kaldırayım. Gidin şikayet dilekçesi verin" der.Böyle bir olaya her türlü yorum yapılabilir. Ama bence en önemlisi insana saygı. Faşist yönetimlerin mantıÇıyla insana deÇer vermeyen, "ben yaptım, oldu" mantıÇıyla kamunun gücünü toplumun üzerinde gören, oturdukları koltukların insanlara emir vermek için deÇil, hizmet etmek için var olduÇunu unutan kafalar, hala 50 yıl önceki Türkiye'de yaşadıklarını sanıyorlarsa başları dertte demektir. 17.30 vapuru kaçınca Zili çalan ofisinin kapısını açtıÇında büyük harflerle 'MALİYE', sonra da sesini alçaltıp kelimeleri adeta yutarak 'Haber'den geliyoruz diyen biri bayan iki kişiyle karşılaşmış avukat arkadaşım.Bayan, elindeki iri puntolarla 'Maliye', küçücük puntolarla da 'Haber' yazan tabloit bir gazeteyi uzatmış.Gazetenin birinci sayfası kocaman kocaman, "avukat, doktor ve mühendislere vergi incelemesi başlıyor" , "matrahını az gösteren mükellef mercek altına alınıyor" gibi Maliye ile başının derde girmesini istemeyenlerin gözünü korkutan başlıklarla dolu imiş."İhtiyacım yok, bu işlere muhasebecimiz bakıyor" demesine raÇmen bayan ısrarla; "Alın inceleyin, sizin de bilmeniz gerekir" diye diretmiş. "O zaman kalsın, sonra bakarım" dediÇi anda da hemen önüne 5 YTL tutarında küçüçük bir fiş uzatılmış. Zamanı dar olan arkadaşım, "40 sayfa gazete 30 kuruş, kaliteli pırıl pırıl kaÇıtlara basılı dergiler 3 YTL, ne olduÇu belli olmayan gazete 5 YTL olur mu?" diye söylenerek parayı verip göndermiş ziyaretçileri.Sonra boş bir anında gazeteyi incelemiş. Vergiyle ilgili oradan, buradan çeşitli haberler toparlanmış. Bir ilkokul çocuÇunun bile yapmayacaÇı şekilde yarıdan başlayan cümlelerle en ufak bir editoryal bir işleme tabi tutulmadan "haber" diye basılıp gazete görüntüsünde bir şey çıkarılmış.Malum vergi ayı. Anlaşılan "Maliye" demenin bile iyi kazandıracaÇını düşünen birileri, "Nasıl olsa herkesin bir açıÇı vardır, korkar alır" diyerek tahsilata çıkmış. Ne diyelim, ekmek dünyası. Kimileri ekmeÇini taştan çıkarır. Kimileri de "korku" satmaktan...Nasıl olsa ortada yasal olmayan bir durum yok! stursen@milliyet.com.tr Kimileri 'korku' satar