23.04.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:
Kadir Çetinkaya
Yaklaşık on yıl önce, bir milyon üyesi, 350’nin üzerinde oda ve borsanın bağlı olduğu yapısıyla iş dünyasının en büyük temsilcisi Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin öncülüğünde kurulan VOB, kentte yarattığı katma değerle Türkiye’de İzmir’in simge kurumu olmayı başardı.
Ancak zaman zaman gündeme gelen VOB’un İstanbul’a taşınması konusunda, son zamanlarda yükselen sesler kentte yeniden “VOB İzmir’indir, İzmir’de kalmalı” mücadelesi başlattı. Bu mücadelenin öncülüğünü ise İzmir Ticaret Borsası Başkanı ve VOB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli yapıyor.
“İzmir’de uluslararası bir marka yaratmak zor. Bu kurumun ne kadar büyük emek ve risklerle kurulduğunu bizler iyi biliyoruz. VOB’un İstanbul’a taşınması herşeyden önce İzmir’in yeniden gücünü birleştirip, risk alarak büyük oluşumların içine girmesini engeller. Ayrıca EXPO adaylığımız sözkonusuyken finans dünyasındaki en güçlü markamızı kaybetmenin nedenini kim açıklayabilir” diyor. Kestelli, VOB konusundaki mücadelesini Milliyet Ege Bölge Temsilcisi Hamdi Türkmen, Yayın Koordinatörü Dilek Gappi, Yazı İşleri Müdürleri Uğur İşven ve İbrahim Akbulut’a anlattı.
VOB’un İstanbul’a taşınılmasını önlemek için çabalar çözüm getirecek mi?
Önce şunu söylemeliyim. VOB gitmedi, bu konuda kesin alınmış bir karar yok. Kaldı ki, biz İzmirliler’in de büyük kararlılığı var.
Bir yılda 18 trilyon ödedik
Ancak İstanbul’un finans merkezi olması yolunda VOB’un taşınması için Ankara diretiyor görünüyor...
Evet, İstanbul finans merkezi olsun. Ama VOB’un taşınması şart değil ki? Gerekirse İstanbul’da bir şube açarız. İzmir’de zaten bu büyüklükte kaç kurum var...
Peki özetle VOB neden İzmir’de kalmalı?
Kurulduğu dönemde kimse risk alamazken İzmirliler risk aldılar. O dönemde İMKB zorla ortak edilmiş. Sonra biz kurduk, burada İzmir’in emeği, inancı var. VOB bunun üzerine büyüdü, daha da çok büyüyecek. Anlaştığımız yeni yazılım şirketiyle çalışmalarımız bitmek üzere. Dünyaya örnek bir yazılım olacak. Yalnızca geçen yıl İMKB’ye yazılım ve katılım payı olarak 14 trilyon ödemişiz. 4 milyon TL de STK alıyor. Kamuya toplam bir yılda 18 trilyon ödemişiz. Geriye kalan 6 trilyonluk hacmin de zaten yüzde 18’i İMKB’nin. Durum böyleyken neyin peşindeler? Verilmeyen tüm izinlere rağmen ilk yıla göre 150 kat büyüdük. Ayrıca EXPO’ya adayız. Bu adaylık sürecinde, İzmir madem bu kadar güçlü kurumlarını neden İstanbul’a götürüyorsunuz diye sormazlar mı..
“Birleştirip satacaklar”
Opsiyonlar ne zaman başlayacak?
Biz hazırız ama izin verilmiyor. Eylül ayında pamuk lisansımız da faaliyete geçecek. Sonuçta biz diyoruz ki, müzakereye açığız. Bizi burada bıraksınlar, paraysa para verelim. Ama kurum olarak İzmir’den VOB’un gitmesi hoş birşey değil. Emekler hiçe sayılıyor. İzmir’e birilerinin sahip çıkması lazım. VOB’un buradan gitmemesi için mücadelemiz devam edecek. Duruşumuz gayet açık ve net.
Peki neden bu kadar ısrar?
Kamulaştırıp özelleştirecekler ve bir değer yaratacaklar. Nihai hedef bu. Çünkü son 15 yıla bakıldığında VOB gibi bir proje yok. İMKB ve VOB’u birleştirip daha güçlü bir şekilde satacaklar. İMKB’nin kendisi o kadar değerli değil.
VOB’un İzmir’e kazancı nedir?
Türkiye’nin en çok vergi ödeyen 3 kentinden biri İzmir. VOB her sene bu vergide büyük katkı sağlıyor. Çalışanları var, binası var. Simge bir bina yaptırmayı düşünüyoruz mesela. Yarattığı ekonomik hareket çok büyük. Yıllık 440 milyar İzmir’de dönüyor. İşlem hacminde İMKB’yi geçtiğimiz günler oluyor. Yani VOB’u kaybetmek, sadece VOB’u kaybetmek olmuyor, daha çok yatırım beklerken elindeki değerlerin alınmaya kalkışılması kabul edilemez. Ayrıca EXPO’ya adayız. Bu adaylıkta sormazlar mı; üye olan İzmir’den niye İstanbul’a götürüyorsunuz diye?
Gittiğimiz tüm finansal konferanslarda VOB’un başarı öyküsü ile birlikte İzmir’i, güzelliklerini, gücünü anlatıyoruz. Türkiye’de bu anlaşılmadı ama dünyada VOB dikkat çekiyor.
Bu arada siz, göğüs kanseri gibi ağır bir hastalığı yeni atlattınız, şimdi bu mücedele ağır gelmiyor mu?
İnanır mısınız, hastalıkla mücadele ederken hiç umutsuzluğa kapılmadım. Ama şimdi bu kadar emekten sonra yapılanlar eğer başka şekilde sonuçlanırsa diye düşünmek kanserden bile üzücü geliyor.