Ekonomi Babacan: Türkiye ile Arap ülkeleri arasında potansiyel çok büyük

Babacan: Türkiye ile Arap ülkeleri arasında potansiyel çok büyük

17.06.2010 - 12:05 | Son Güncellenme:

.

Babacan: Türkiye ile Arap ülkeleri arasında potansiyel çok büyük

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye ile Arap ülkeleri arasındaki ilişkilerin potansiyelinin çok büyük olduğunu belirterek, "Zemin hazır, bütün malzemeler hazır, herşey hazır.

Geriye siyasi irade kalıyor" dedi.

Babacan, Arap Bankalar Birliği, Türkiye Bankalar Birliği (TBB), Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ile Merkez Bankası işbirliğiyle düzenlenen "Krizden Mali İstikrara" konulu Uluslararası Arap Bankacılık Zirvesinde, hem bir Avrupa, Asya, Karadeniz, Akdeniz, hem de Hazar, Orta Doğu, Balkanlar ve Kafkaslar ülkesi olan Türkiye’nin pek çok uluslararası kuruluşa üye olduğunu ve pek çok uluslararası kuruluşun da kurucusu pozisyonunda bulunduğunu söyledi.

Bir yandan kendi içinde demokrasisini ilerletirken bir yandan da AB müzakere sürecini sürdüren Türkiye’nin güçlü kültürel ve tarihi bağları olan bölge ülkeleriyle de bağlarını güçlendirme yönünde yoğun çaba harcadığını ifade eden Babacan, şöyle konuştu: "Türkiye ile Arap ülkeleri arasındaki ilişkilerin potansiyeli çok büyük.

Zemin hazır, bütün malzemeler hazır, herşey hazır. Geriye siyasi irade kalıyor.

Halkımız zaten bunu istiyor. Türk halkıyla Arap ülkelerinin halkları zaten bunu istiyorlar. Ara ara yaşanan kopukluklardan sonra bir yeniden buluşma coşkusu şu anda halklarımızda, toplumlarımızda yaşanıyor. Zihinlerdeki bariyerleri kaldırdığınız, işi doğal akışına bıraktığınız zatan zaten olması gereken bu."

Haberin Devamı

-"DURUŞUMUZ, BAZILARININ OYUNUNU BOZUYOR"-

Türkiye’nin dış politikasında Orta Doğu ve Arap ülkeleriyle ilişkilerinin önemli yer tuttuğuna dikkati çeken Babacan, Irak’ta, Lübnan’da, İran’da, İsrail-Filistin sorununda yapılan çalışmalara değinerek şöyle devam etti: "Bizim dış politikada çizgimiz çok açık, çok net. Her yerde, her konuda belli ilkelerle hareket ediyoruz. Konudan konuya ilkelerimizi değiştirmiyoruz.

Hep uluslararası hukuk diyoruz, insan hakları diyoruz, insanı baz alan bir politika diyoruz. Kadınların çocukların zorluk çektiği, problem yaşadığı hiçbir bölgede gerçek anlamda huzur, barış olamaz diyoruz. Bizim bu duruşumuz bazılarının işine gelmiyor. Bazılarının oyununu bozuyor. O çifte standart maalesef Orta Doğu’da, bizim bölgemizde çok uygulanan bir gerçek. Bugün bakıyorsunuz demokrasi, temel hak ve özgürlükler diyen bazı batı ülkeleri Orta Doğu meselelerinde kendi içteki standartlarını, ilkelerini bir yana bırakıyorlar, farklı şeyler söylüyorlar. Biz buna ’hayır’ diyoruz, ’olmaz’ diyoruz. ’Eğer standardınız varsa, ilkeniz varsa bu tek olacak, bir olacak’ diyoruz. ’Kendi ülkenizin insanı için istediğinizi, Orta Doğu’da, Arap ülkelerinde, Filistin’de zorluk çeken insanlar için de istemelisiniz’ diyoruz. Batıda insan hakları derken, Gazze’de, Batı Şeria’da başka ilkelerle hareket edenlere ’yanlış yapıyorsunuz’ diyoruz.

Türkiye’nin bu açık duruşu hem çok takdir ediliyor, ama oyunu bozulanlar da biraz feryat ediyorlar. ’Türkiye de nereden çıktı’ diyorlar. ’Kendi içine kapalıyken, doğuya, güneye sırtını dönmüşken, Orta Doğu’yla ilgilenmezken Türkiye daha iyiydi, niye oralara gidip bizim oyunumuzu bozuyor, işleri karıştırıyor Türkiye’ diyorlar. Varsın desinler." Bakan Babacan, Türkiye’nin bu bölgedeki rolünün çok doğal bir rol olduğunu ve bunun sadece tarihi kültürel bağlardan değil, insanlık görevi olduğunu vurguladı.