Ekonomi ‘Bankalar tarımın farkına vardı’

‘Bankalar tarımın farkına vardı’

26.07.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:

Şekerbank Genel Müdür Yardımcısı Halit Yıldız, bankaların tarımdaki büyümeyi dikkate alarak sektörün finanse edilmesine daha fazla ağırlık verdiğini söyledi

‘Bankalar tarımın farkına vardı’

Günümüzde doğal kaynakların verimli kullanımının giderek daha da önem kazandığını belirten Şekerbank Genel Müdür Yardımcısı Halit Yıldız, “Tarım sektörünün tüm değer zinciri ve tarımın finansmanı, her geçen gün daha önemli bir konu haline geldi” dedi.
Tarım sektörünün Türkiye ekonomisinin yaklaşık yüzde 9’unu, istihdamın da yüzde 24’ünü oluşturduğunu belirten Yıldız, şöyle konuştu:
“2012 yılı içerisinde, tarımın hem genel ekonomiye, hem de istihdama katkısı artış göstermiştir. Tarım sektöründeki bu büyüme memnuniyet verici bir durumdur.
Ülkemiz, dünyanın 7. büyük tarım ekonomisine sahiptir ve son beş yıla bakıldığında en büyük istihdam artışı tarımda gerçekleşmiştir.
2012 yılına baktığımızda Türkiye ekonomisi yüzde 2,2 büyürken tarımsal büyümenin yüzde 3,5 olduğu ve tarımsal GSYİH’nin 62,5 milyar dolara ulaştığı görülmektedir. Hızla değişen ve her geçen gün gelişen üretim teknikleri ile birim alandan tarımsal mekanizasyonun sağladığı avantajları da kullanarak daha fazla verim alabilme çabasında olan tarımın finansman ihtiyacının farkında olan bankalar, tarımı daha çok tanımaya, tarımın finansmanında daha fazla rol almaya devam etmektedirler.”

Önümüzdeki yıllarda tarımda ne olur?

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, miras hukukumuzdan kaynaklı tarım arazilerinin bölünerek daha küçük alanlarda tarım yapılmasını önlemek için mevcut parçalı araziler arasında kalan ve sınırlar nedeni ile işlenemeyen, toplamda bakıldığında da ciddi arazi büyüklüğüne ulaşan, üretimden düşmüş alanları tarıma kazandırmak maksatlı Türk tarımı için oldukça önemli iki proje yürütüyor.
Bunlardan birisi ile tarım arazilerinin parçalanarak küçülmesi engellenirken, diğeri ile de arazi toplulaştırması ile birim alana düşen maliyetin azaltılması ve birim alanda elde edilen gelirin artırılması hedefleniyor. Ülkemizde kişi başına düşen ortalama arazi miktarının 60 ile 80 dönümü işaret ettiği ve bunların yine 5 ile 7 parçadan oluştuğu biliniyor.

Haberin Devamı

Lisanlı depoculuk için yeni ürün

Lisanslı depoculuk gelişecek mi?

Lisanslı depoculuk konusunda Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın yetkilendirdiği kuruşlar sistemde aktif rol için gereken yatırımları gerçekleştiriyorlar.
Bu alanda tarımın finansman ihtiyacını göz önünde bulunduran Şekerbank, üreticinin alın terini korumak ve de ürününü değerinde satmasını sağlamak üzere yeni bir ürün tasarlıyor.

Tarımdaki hedefiniz nedir?

Şekerbank, kuruluş misyonu tarım olan ve 60 yıl önce Anadolu’daki binlerce üreticinin küçük birikimleriyle kurulmuş bir banka. Hem müşterilerimiz ve çalışanlarımız hem de şube ağımız ile yerele yakın, ‘Anadolu Bankacılığı’nı gerçek anlamda uygulayan bir bankayız. Sayılı büyük kredi yerine ihtiyacı olan binlerce kişiye ulaşmak istiyoruz.

Haberin Devamı

Krediler 5 yılda üç kat büyüdü

2000’li yılların başında çiftçilerin finansman ihtiyaçlarının Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri aracılığıyla karşılandığına dikkat çeken Vakıfbank Genel Müdür Yardımcısı Osman Demren, “Üretim ve tüketim trendlerinde meydana gelen değişiklikler ve talepler, tarım bankacılığı konusunda da değişimleri ve büyüme trendine bağlı olarak tarım bankacılığı alanında bir yoğunlaşmayı beraberinde getirdi” dedi.
Sektörde, halihazırda tarıma yönelik çeşitli bankacılık ürünleri bulunmakla birlikte tarım bankacılığının gelişen bir pazar olduğu söyleyen Demren, “Tarım bankacılığında yeni çalışmaya başlayan veya atılım yapan bankalarla birlikte, uygulamadaki devlet politikaları da sektörün gelişimine önemli katkı sağlamaktadır. Yine son yıllardaki çeşitli tarımsal hibe programları ile yurtdışı kaynaklı krediler tarım sektörünün finansmanında önemli kaynaklar olarak göze çarpmaktadır” şeklinde konuştu.

‘Teşvikler artıyor’

Demren şunları söyledi:
“Yaklaşık olarak 24 milyon hektar tarım arazisinde üretim yapan ülkemiz, tarımsal üretimde Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise 7’nci büyük tarım ekonomisine sahiptir. Teşvik sistemleri sayesinde tarım, sektör açısından yatırım yapılabilecek cazip alanların başında geliyor. 0Tarımın bankacılık ile gelişerek daha da büyüyeceğini düşünüyoruz.”

Haberin Devamı

‘İstikrarlı büyüyeceğiz’

Tarım için ne yapacaksınız?

Vakıfbank şu anda BDDK verilerine göre ziraat ve balıkçılık olarak izlenen tarımsal kredilerde ilk 3 banka içerisinde yer alıyor ve ana hedefimiz, tarımsal kredilendirme kapasitesini geliştirerek Türkiye tarımsal kredi pazarında, istikrarlı bir şekilde büyümek.
Banka olarak tarımın her kolunda var olmak gibi genel bir hedefimiz de var. Bu hedefimiz içerisinde bitkisel hayvansal tarım, iyi tarım uygulamaları, sözleşmeli tarım uygulamaları gibi yeni gelişen tarım uygulamaları da bulunuyor.

‘Ürün odaklı tarım bankasıyız’

Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Nafiz Karadere, şekerpancarı, tütün, çay ve süt gibi alt sektörlerdeki tedarikçi ve firmalara kaynak sağladıklarını söyledi

Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Nafiz Karadere, sektör odaklı finansman modelleri ile her sektörün kendi döngüsüne, iş akışına uygun modellerle çalışma olanağı verdiklerini söyledi.
Bu finansman modellerini oluştururken üretici ve firmalarla görüşmeler yaptıklarını belirten Karadere, şartlara en uygun kaynağı vermeye çaba gösterdiklerini kaydetti.
Nafiz Karadere, “Tarım Sektör Stratejimiz kapsamında önem verdiğimiz konuların başında “Tedarikçi Finansmanı Modeli” geliyor. Bugün ülkemizde tarımsal sanayide faaliyet gösteren firmalar, temel faaliyetleri olan, kaliteli ve standartları yüksek gıda üretimine yoğunlaşmak yerine, kendilerine hammadde sağlayan tedarikçilerinin finansmanını üstlenmekle uğraşıyorlar.
Garanti, ülkemizin değişik iklim ve bölgesel koşullarını, tarımın alt sektörlerine göre farklılık gösteren finansman ve nakit akışlarını dikkate alarak ana firmaların kefaleti/garantisi ile tedarikçilerin finansmanına yönelik modeller geliştirmekte ve firmaların finansman yükünü üstleniyor.
Bu model çerçevesinde ana firma ile üretici arasında imzalanacak sözleşme ile çiftçi tarafında alım garantisi sağlanmakta, firma tarafında da finansman sorunu çözülerek, doğmuş veya doğmamış alacak üzerinden ortaya çıkacak ürün bedelleri ile kredinin tahsilatı sağlanıyor” dedi.

Haberin Devamı

İlk ‘Takas Kart’ sütçüye

Haberin Devamı

Nafiz Karadere tarım sektörüne yaklaşımlarını şöyle anlattı:
“Bu hedefimiz çerçevesinde de sektörde tarımsal değer zinciri içerisinde yer alan tüm aktörlerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere dönem dönem yeni ürün geliştirme çalışmalarımız oluyor. Örneğin son dönemde özellikle süt üreticisi, birlik ve süt sanayicisi arasındaki alışverişin otomasyonunu sağlamak üzere “Takas Kart” ürünümüzü geliştirdik ve ilk uygulamasını Tire Süt Kooperatifi işbirliği ile başlattık. Takaskart sayesinde süt üreticileri, toplama tesislerine getirdiği sütü, mobil POS cihazı aracılığıyla anında kayda geçiriyor. Üreticiler, hangi gün, hangi saatte, kooperatife kaç litre süt verdiğini kolaylıkla ve düzenli takip edebiliyor. Takas Kart uygulamamızın yayılması amacıyla görüşmelerimiz devam ediyor.”

‘Modern sulamaya kredi vereceğiz’

Türkiye ekonomisinin en önemli bileşenlerinden birinin tarım sektörü olduğunu kaydeden Akbank Genel Müdür Yardımcısı Bülent Oğuz, “3 milyon çiftçiyi barındıran sektör, gıda maddesi ihtiyacını karşılaması, sanayi sektörüne hammadde sağlaması, sanayi ürünlerine talep yaratması ve ihracata katkısı ile ülke kalkınmasında kritik bir rol oynuyor.
Ayrıca modern sulama, organik tarım ve modern tarım tekniklerinin zirai alanda kullanılmaya başlaması ile de sektör gün geçtikçe genişliyor ve daha da önem kazanıyor” dedi.

Sezonluk nakit ihtiyacı
Akbank’ın tarım sektörünün ihtiyaçlarını, sezonluk nakit akışlarını gözönünde bulundurarak bankacılık ve sigorta ürünleri hazırladığını bildiren Oğuz, “Üreticilerin tohum, gübre, ilaç, sulama ve işçilik maliyetlerinin karşılanmasına yönelik “Ürün Ön Finansman Kredisi”ni sunuyoruz. Bunu yaparken de ürün hasat dönemine bağlı olarak geri ödemesiz dönem avantajı ile vade sonunda ana para ve faiz ödeme imkanı sağlıyoruz” diye konuştu.

Traktör kredisi
Oğuz, Akbank’ın tarıma yönelik hizmetlerine ilişkin şöyle konuştu:
“Sera kurulumu ve mevcut seralarının bakımı ya da genişletilmesi için “Sera Kredisi”ni, hisseli arazi ve yeni tarla alımları için ise “Bahçe/Tarla Kredisi”ni 60 aya kadar vade imkanı ile sunuyoruz.
0 km ve ikinci el traktör alımları için “Traktör Kredisi”, yine 0 km ve ikinci el hafif ticari araç ihtiyaçları için “Hafif Ticari Araç Kredisi” ile uygun koşullarda finansman desteğimiz mevcut. Bankamızın anlaşmalı olduğu markalardan müşterilerimizin yapacakları alımlarda ise cazip faiz oranları sunuyoruz. 0 km için traktör ve hafif ticari araçlarda 60 aya kadar, ikinci elde ise 36 aya kadar vade imkanı var.”

TMO İle anlaşma

Toprak Mahsülleri Ofisi (TMO) ile yapılan Makbuz Senedine Dayalı Kredi anlaşması ile üreticiler için önemli bir finansman imkanı sağladıklarını ifade eden Bülent Oğuz, “TMO’ya ürün teslim eden üreticiler, bu ürünler için düzenlenecek olan “Makbuz Senedi Karşılığında TMO Kredisi” kullanabiliyor. Ayrıca TMO’nun hesaplarına yaptığı ürün ödemelerini Bankamızın TMO kartı ile ATM’lerimizden kolayca çekebiliyorlar.
TARSİM Tarım Sigortası’nı şubelerimizden yaptıranlar ürünlerini fırtına, hortum, yangın, deprem, heyelan, sel ve su baskını gibi doğal risklere karşı da koruyabiliyorlar” şeklinde konuştu.

‘Tarım bankacılığı gelişecek’

Tarımsal faaliyetlerin geçimlik tarımdan ekonomik, modern tarıma doğru geçmekte olduğu, tarımsal üretim ve kaliteli tarım ürünlerinin tedariğinin her geçen gün daha fazla önem kazandığını vurgulayan Denizbank Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Sun, “Özellikle tarımda modernizasyonun sağlanması, küçük tarımsal işletmelerin büyük, verimli çalışan tarımsal işletmeler haline dönüştürülmesi ve tarım sanayi entegrasyonunun sağlanması için sektöre daha fazla yatırım yapılması gerekiyor. Bu da beraberinde daha fazla finansman ihtiyacı yaratıyor. Bu ihtiyaçlar paralelinde önümüzdeki dönemde tarım bankacılığının daha da gelişeceğini öngörüyoruz” dedi.
Denizbank’ın üretici ve tarımsal işletmelere, sektörün ihtiyaçlarına özel hazırlanmış tarımsal işletme ve tarımsal yatırım kredileri ile hizmet verdiğini söyleyen Sun, “Sadece tarımsal ve hayvansal üretime değil tarımsal sanayiye de en uygun koşullarda finansman sağlıyoruz. Daha verimli ve ekonomik üretim yapabilmek için tarımda modernizasyon ve işletme ölçeklerinin büyütülmesi gerektiğine inanıyoruz. Tarım kredileri alanındaki liderliğimizi korumayı ve tarımın finansmanından daha büyük pay almayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.

Dışarıdan kaynak sağlıyor

Gökhan Sun, örtü altı tarımı, süt hayvancılığı ve meyvecilik alanlarında büyük potansiyel olduğunu söyledi. Sun, “Tarım Plus hizmet paketimizle yatırımcılara rehberlik eden bir bankacılık hizmeti sunuyoruz.
Avrupa Birliği Kırsal Kalkınma (IPARD) Fonları ve Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı (KKYDP) kapsamında hibe almaya hak kazanan projeleri de finanse ediyoruz.
Üreticilerimize ihtiyaç duydukları finansmanı sağlarken tarımsal faaliyetlerine ve gelir elde etme periyodlarına yani hasadına göre geri ödeme takvimini belirleyebiliyoruz” dedi.

Bankalar arasındaki rekabet çiftçiye yarıyor

İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Suat İnce, sektörün tarıma olan ilgisinin rekabeti artırdığını, bunun da çiftçilerin finansal hizmetlere ulaşma imkanlarını artırdığını söyledi

Önümüzdeki dönemde tarıma yönelik ilginin artmasına paralel olarak, devlet tarafından sağlanan sübvansiyonların ve destekleme bedeli ödemelerinin özel bankalar aracılığıyla da gerçekleştirilebilir olması halinde tarım sektörünün gelişiminde özel bankaların daha da etkin bir rol oynayabileceğini belirten İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Suat İnce, İş Bankası’nın 2012 yılı başında kurduğu ‘Sektörel İhtisas Bankacılığı Birimi’ ile tarım sektörüne yönelik faaliyetlerinin daha farklı bir bakış ile ele alındığını söyledi.
İnce, “Böylelikle, mevcut ürünlerimizin üreticilere ulaştırılması ve sektörün değişen ihtiyaçlarına uygun yeni ürünlerin çıkartılması suretiyle, sektörün finansmanında önemli olduğunu düşündüğümüz konumumuzun güçlendirilmesini hedefliyoruz” dedi.

Hasata uygun kredi
İnce İş Bankası’nın tarıma verdiği önemi şöyle anlattı:
“Üreticilerimizin hasat dönemleriyle uyumlu olacak geri ödeme seçenekleri ile uygun vade ve faiz oranları sağlanarak çok çeşitli alanlarda finansman çözümleri sunuyoruz. Traktör, Tarım Ekipman, Tarımsal İşletmeler Kredisi / Hasat Kredisi, Pick-Up Türü Arazi Taşıtı Kredisi, TMO Makbuz Senedi’ne Dayalı Kredi, Besiciliğe ve Süt Hayvancılığına yönelik krediler, Seracılık İşletme ve Yatırım Kredileri, Tarımsal Arazi Kredisi, İmece Kart Kredisi ürünlerimiz bulunuyor..”

‘Sözleşmeli üretim ile üretici rahatlar’

Tarımın dikkatinizi çeken sorunları nedir?

Tarım sektörü yapısındaki iklim değişiklikleri, maliyetlerin yüksekliği, tarım arazilerinin parçalanmasından dolayı finansal kaynaklara daha kolay ve düşük maliyetli erişim ihtiyacı içinde.
Önerilebilecek hususların başında ise ‘sözleşmeli üretim’ uygulamaları geliyor. Genel anlamda ‘değer zinciri finansmanı’ modeli kapsamında yer alan ‘sözleşmeli üretim’ yöntemiyle üretim yapan üretici doğrudan finansmana erişim sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda sözleşmede taahhüt ettiği nitelikte ürünü üreterek teslim ettiğinde önceden belirlenmiş olan fiyattan kolaylıkla pazarlama imkanı da bulur.

Danışmanlıkta ‘akla ilk gelen’ olmak istiyor

Türk Ekonomi Bankası’nın (TEB) çiftçinin, tarım üreticisinin elindeki finansal kaynağı doğru kullanması için uzman kadro ile ücretsiz rehberlik ettiğini belirten TEB Genel Müdür Yardımcısı Turgut Boz, “Çaylar TEB’den” adı verdiğimiz etkinlikle köylerde üreticinin ayağına giderek onlarla bir araya gelerek sorunlara yönelik çözümler üretmek için fikir alışverişinde bulunuyoruz” dedi.
Sektörün genelini ele alarak bugününe ve yarınına yararlı olacak çalışmalar yaptıklarını belirten Boz, “Sektör ihtiyaçlarının belirlenmesi ve sorunlara yönelik çözüm önerileri oluşturulması sürecinde sektörün paydaşları ile bir araya gelerek ilerliyoruz. İzmir ve Konya’da düzenlediğimiz TEB KOBİ Akademi Tarım Buluşmaları, Tarım Sektörü Gelecek Stratejileri Konferansı ve bu konferansın sonuçlarından derlediğimiz ‘Tarım Sektörü Gelecek Stratejisi Konferansı Sonuç Raporu’ bu çalışmalarımıza örnek olarak gösterebiliriz” diye konuştu.

‘Büyüme olacak’
Turgut Boz, “Diğer yandan, tarım ve gıda sektöründeki son gelişmeler, tarım sektöründe öne çıkan üretim biçimleri, tarımsal desteklerden, sektöre ait güncel gelişme ve haberleri içeren videoları TEB KOBİ TV’de Tarım Sektörü başlığı altında derledik ve başta üreticiler olmak üzere tarım sektörünün tüm taraflarının hizmetine sunduk.
Sonuç olarak, Türkiye’de tarım sektörünün çok yüksek bir potansiyele sahip olduğunu ve son yıllarda yakalamış olduğu büyüme trendini artırarak devam ettireceğini öngörüyoruz. Bu öngörümüzden yola çıkarak Tarım Bankacılığı organizasyonumuzu her geçen gün daha da büyütüyor, çiftçilerimize vermiş olduğumuz kendilerine özel hizmetlerin kalitesini daha da artırıyoruz” diye konuştu.

‘İşbirliklerini geliştiriyoruz’

Tarım sektörü için ne yapacaksınız?

Hizmetlerimizi şekillendirirken tarımın kuzeyden güneye, doğudan batıya gösterdiği coğrafi farklılıkları göz önünde bulunduruyoruz.
Yaptığımız analiz ve çalışmalar ile Türkiye’nin farklı bölgelerindeki potansiyelleri değerlendiriyor ve üreticilerimizin farklılaşan yöresel ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Bölgesel olarak belirlediğimiz stratejiler ile kooperatifler, ziraat odaları, üretici birlikleri, gibi tarımsal kurumlar ile iş birliklerimizi geliştiriyoruz.

‘Bilinçli çiftçi artacak’

Yapı Kredi Perakende Bankacılık Pazarlama Grup Direktörü Mehmet Cemalcılar, “Çiftçimiz teknolojiye her geçen gün daha fazla adapte oluyor ve teknolojik gelişimler tarımsal üretimin kalite ve miktarının artırılmasını sağlıyor. Ülkemizdeki üretim miktar ve kalitesinin artmasını ve tarımın ülkemiz GSMH içerisindeki payının daha da artmasını bekliyoruz” dedi.
Cemalcılar, özel bankaların tarımın finansmanındaki payının her geçen gün artmasını ve diğer bankaların da bu alana girmesini beklediğini söyledi.
Mehmet Cemalcılar, Yapı Kredi’nin sektöre yaklaşımını ise şöyle açıkladı:
“Yapı Kredi olarak ana hedefimiz tarım sektörüne sağladığımız finansal desteği artırmak, böylece çiftçilerimizi ve tarım sektörünü en iyi şekilde desteklemek. Bu doğrultuda yeni ürün ve hizmetlerimizi, tarımı destekleyen oda, birlik, kooperatiflerin de bulunduğu kurum ve kuruluşların ihtiyaçlarını yakından takip ederek geliştiriyor, böylece bu kurumlara özel hizmetler sunuyoruz. Bu kuruluşlarla ihtiyaçları tespit edebilmemiz adına da, önerilerini dinlediğimiz bir iletişim içindeyiz. Ülkemizde düzenlenen tarımsal fuar ve organizasyonları yakından takip ediyoruz. Geçtiğimiz yıl olduğu gibi 2013 yılında da çeşitli illerimizde düzenlenen uluslararası ve ulusal tarım fuarlarında aktif bir şekilde yer alıyoruz. Yaz aylarında da ekiplerimizle birlikte il ve ilçelerimizde düzenlenen yerel tarım festivallerine katılıyoruz.”

‘Ekilebilir tarım arazisi az’

Sektörün sorunları nedir?

Kayıt dışı üretim halen çok fazla; tarım alanlarının kayıt altına alınması için Bakanlığın çalışmalarının devam ettiğini biliyoruz. Üretici başına düşen ekilebilir arazi miktarları da Avrupa’yla karşılaştırdığımızda çok düşük kalıyor.
Arazilerin küçük parseller halinde ve dağınık şekilde olması üretimde verimlilik, kalite ve mekanizasyon sorunlarını da beraberinde getiriyor. Çiftçilerimiz finans kaynağına ulaşmada da oldukça sıkıntı çekiyorlar.
Çiftçilerimizin bu konudaki sıkıntılarını gidermek için tarım sektörünün yoğunlukta olduğu alanlarda şube ağımızı geliştirmeye ve hizmetlerimizi yaptığımız köy ziyaretleriyle çiftçilerimizin ayağına götürerek sona erdirmeye çalışıyoruz.

Organik ürünlere talep hızla artıyor

Organikte en çok ilgiyi yaş meyve ve sebzenin gördüğünü belirten ORGÜDER Başkanı Ayhan Sümerli, bunları beyaz et ve kırmızı etin takip ettiğini söyledi

Doğal yaşam trendinin yaygınlaştığı günümüzde gıdada da organiğe yöneliş var. Organik tarım, hormon, genetiği değiştirilmiş organizma, sentetik gübre gibi doğal olmayan şeylerin kullanımını reddeden bir tarım yöntemi. Dünyada bugün, 160 ülkede 37 milyon hektar alanda 1.6 milyon çiftçi organik tarım yapıyor. Dünyadaki ticaret hacmi 60 milyar dolara yaklaşmış durumda. Türkiye ise organik tarımla 1980’lerde tanıştı. Kısa sürede bu alanda hızla ilerleyen Türkiye’de, organik tarım üretimi her geçen gün artıyor.
Organik Ürün Üreticileri ve Sanayicileri Derneği (ORGÜDER) Başkanı Ayhan Sümerli, organik tarımın her yıl iki haneli büyüdüğünü belirterek, 2012 yılında bir önceki yıla göre yüzde 17 oranında artış gösterdiğini kaydetti. Organik tarımın her geçen gün popüler hale geldiğini ve tüketicinin ilgisini çektiğini dile getiren Sümerli, “Organik ürün perakendesinde iç pazarın büyüklüğü 320 milyon TL’ye ulaştı. 130 milyon dolar düzeyinde de ihracat var. Toplamda 500 milyon TL’lik bir sektör” dedi.

‘Tüketİcİye ulaşmakta zorluk çekİyoruz’

İzmir Kuşadası’nda yaşayan kadın girişimci Gürsel Tonbul, organik tarımla başladığı işini markalaşmaya kadar götüren bir isim. Kuşadası Davutlar’da organik tarımda çoklu üretim yapıyor. Üretimini ise çiftliğinde, mağazada ve restoranda tüketicilere ulaştırıyor. Mamülü ürüne dönüştürerek ‘Yerlim’ markasını yaratmış.
Organik tarımın henüz emekleme aşamasında olduğunu aktaran Tonbul, şunları söyledi: “Tüketiciye ulaşmakta sıkıntı çekiyoruz. Bu da aradaki tedarik halkalarının eksikliğinden kaynaklanıyor. Büyükşehirlerde organik hal kurulsa ve bütün organik üreticileri ürünlerini oraya getirse daha iyi olacak.”

‘KALİTELİ BESLENMEK PAHALI BESLENMEK DEĞİL’

Doğal ve organik tarımın üretim ve ticareti yanında Türkiye’de gelişmesine öncülük yapan isimler de var. Tarım ürünleri üreten bir aileden gelen Türkan Koçak Tiryakioğlu bunlardan biri. Tam bir organik ürün gönüllüsü olan Tiryakioğlu, 2005’de Ekobahçe’yi kurmuş. Ama işin çok da ticaret tarafında değil. Bilgi ve bilincin artırılması için çalışıyor.
Tiryakioğlu, organik ürünler ve doğal yaşam konusunda insanların bilincinin arttığını vurguluyor. Tiryakioğlu, şu mesajı veriyor: “İnsanlar eczanede ilaca verdikleri paraya acımıyorlar. Ama ilaç niyetine yedikleri gıdalara dikkat etmiyorlar. Kaliteli beslenmek kesinlikle pahalı beslenmek değil.”

‘Kırmızı et’te en büyük sorun yem

Türkiye’de kırmızı et son dönemde hep fiyat tartışmalarıyla gündeme geldi.
Ulusal Kırmızı Et Konseyi Başkanı Ahmet Yücesan, sektörün yıllık büyüklüğünün 17 milyon TL olduğunu belirterek, “Son dönemde hayvancılığa ayrılan destekler ve krediler artış gösterdi. Kurulan entegre et ve süt işletmelerinin sayısı arttı” dedi.
Yücesan, “2012 yılında büyükbaş hayvan sayısı bir önceki yıla göre yüzde 12.3 artarken küçük baş hayvan sayısı ise yüzde 10.7 arttı. Toplam kırmızı et üretimi, 2012 yılı itibariyle toplam 915 bin 700 ton oldu. 2013 yılının birinci döneminde ise toplam kırmızı et üretimi 208 bin 597 ton olarak gerçekleşti” diye konuştu.

Hedef ihracat yapmak
Türkiye’de kişi başına yıllık kırmızı et tüketiminin 12 kg olduğu bilgisini veren Yücesan, kırmızı ette Türkiye’de kırmızı et üretiminin iç tüketimi karşılaması yanında gelecekte ihracat yapar hale gelmek istediklerini kaydetti. Fiyatlara da değinen Ahmet Yücesan, şunları söyledi: “Kırmızı et fiyatlarının belirlenmesinde en önemli etken yem girdisi maliyetleri. Maliyetin yüzde 70’ini yem girdileri oluşturuyor. Besicilikte canlı besi hayvanını ve yemi dışarıdan alanın rekabeti mümkün değil.”

Çİftçİlere mobİl hİzmet

Turkcell Bireysel Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Burak Sevilengül, 3 yıl önce Turkcell Çiftçi Paketi’ni çıkardıklarını belirterek, “1 milyon abonesi olan paketimiz, hayvancılık ve zirai alanda faaliyet gösterenlerin teknolojik yeniliklere ne kadar açık olduğunu gösteriyor. Paketimiz tarımsal faaliyet gösteren Turkcell’lilerin faydalanması için özel olarak hazırlanmış, mobil bilgilendirme ve eğitim uygulamaları, avantajlı tarife, sektöre özel indirimler ve marka anlaşmalarından oluşan bir paket” diyor.

İlk 500’de atağa kalktı

İSO’nun en büyük sanayi kuruluşları sıralamasına 1999 yılında 462. sıradan giriş yapan Küçükbay A.Ş., 13 yılda sıçrama yaparak 110. sıraya yükseldi. 150 milyon dolar ihracat hacmine sahip olduklarını söyleyen Küçükbay A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Küçükbay, “İSO 500’de ilk 100 içinde yer almaya bir adım daha yaklaştık. Üretime ve istihdama yapılan yatırımın ülkemizin geleceğine yatırım olduğuna inanıyoruz” dedi.

Beyaz et 567 milyon $ ihracatla ‘kanat’landı

Türkiye’nin dünyada piliç eti üretiminde sekizinci sıraya yerleştiğini söyleyen BESD-BİR Başkanı Dr. Sait Koca, “50 ülkeye ihracat yapıyoruz. İhracat hacmi 567 milyon doları buldu” dedi

Beyaz et sektörü sürekli büyürken, ihracatını da hızlı artırıyor. Yoğun bir istihdam sağlayan sektörde 600 bin kişi istihdam edilirken, geçimini sağlayan insan sayısı ise 2.4 milyona çıkıyor. Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği Derneği (BESD-BİR) Başkanı Dr. Sait Koca, 2012 yılında toplamda 1 milyon 830 bin tonluk kanatlı eti üretimi gerçekleştiği bilgisini paylaşarak, “Bunun 1 milyon 707 bin tonu piliç eti, 43 bin tonu hindi eti. 2001 yılında 10.2 kg olan kişi başına beyaz et tüketimi, 2012 yılında 20.5 kg’a çıktı. 50 ülkeye 567 milyon dolarlık ihracat yapıyoruz. Sektör, 2013 yılında da büyümesini sürdürecek ” dedi.

Fiyatlar en düşük seviyede
Beyaz et fiyatlarına da değinen Sait Koca,”Beyaz et fiyatları, tarihinin en alt seviyesinde bulunuyor. Bu Ramazan ayındaki beyaz et fiyatı geçtiğimiz Mayıs ayı fiyatının yüzde 5 altında. Geçen yıl Ramazan ayındaki fiyatın dahi altında olan bu fiyat, bu yıl hammadde ve diğer girdilerdeki yüksek fiyat artışına rağmen, Ramazan ayında tüketicilerimizin kaliteli ve güvenli beyaz ete ulaşmalarını sağlamak amacıyla tarihinin en düşük fiyatı ile piyasaya sürülüyor” diye konuştu.
Koca, sorunları da, “Yemde dışa bağımlılık ve yüksek yem maliyeti, kümes ihtiyacı, desteklerin yetersizliği, yüksek girdi maliyetleri, ihracat teşviklerinin düşük olması” şeklinde sıraladı.

RAKAMLARLA BEYAZ ET

* Türkiye’de 600 bin kişiye doğrudan istihdam sağlıyor
* Dünyada beyaz et üretiminde Türkiye, dünyadaki payını artırdı
* 2012’de 1 milyon 830 bin tonluk kanatlı eti üretimi gerçekleşti
* 2013’te 1 milyon 905 bin ton kanatlı eti üretimiyle yüzde 5-6 oranında büyüme bekleniyor
* Türkiye’de 2012’de kişi başına yıllık beyaz et tüketimi 20.5 kg’a çıktı

Çiftçi Kulübü’yle kalkınmaya katkı

Vodafone Türkiye, Çiftçi Kulübü’yle Türk tarımına katkı sağlıyor. Kulüple çiftçilerin mobil teknolojiler sayesinde bilinçlendirilmesi ve bu yolla tarımsal ve kırsal kalkınmaya katkıda bulunulması hedefleniyor. Vodafone’un program kapsamında sunduğu hizmetler, tarife ve kampanyalarla sınırlı kalmıyor. Çiftçilerin hayatına çok daha geniş bir ölçekte temas edilmesi hedefleniyor. Marka ortaklıkları ile sağlanan hizmetlerden kırsal alanda su kullanımı ve tarımsal verimlilik hakkında bilinçlendirme çalışmalarına uzanan çözümler sunuluyor.

100 bin tonluk depolama alanı

Türkiye’nin en eski borsalarından biri olan Bandırma Ticaret Borsası, 1940 yılından beri Bandırma’nın ekonomik ve sosyal yaşamına önemli katkılar sağlıyor. Bandırma Ticaret Borsası Başkanı Halit Sezgin, geçen yıl gerçekleştirdikleri yüksek işlem hacmi ile Türkiye genelindeki 113 borsa arasında 9’uncu sırada yer aldıklarını belirterek, “100 bin tonla en çok depolama kapasitesine sahip borsalardan biriyiz” dedi.
Güney Marmara’da oluşturulan güç birliğinde de yer alıyorlar.

Tarımın yükünü taşıyor

SİF İş Makinaları, JCB markalı tarım ürünlerini tarımsal işletmelerle buluşturuyor. JCB Fastrac, JCB mini, JCB Teletruk traktörleri ile çiftçilere hizmet sunuyor. JCB Fastrac 2000 ve 3000 modellerinde traktör ön ve arka tekerlekleri eşit büyüklükte ve traktörün arkasında bir platform var. Bu platforma değişik tarım makinaları bindirilebiliyor. Teleskobik yükleyiciler, JCB markasının dünyada en güçlü olduğu ürün gruplarından biri.

Sütte fiyata ‘kalite’ gelsin!

Türkiye’de çiğ süt üretimindeki artış istikrarlı şekilde devam ediyor. Türkiye en çok süt üreten ülkeler arasında sekizinci sırada bulunuyor. Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR) Başkanı Murat Yörük, Türkiye’de son on yılda süt üretiminin her yıl giderek arttığını belirterek, “Süt üretimi geçen yıl 17.4 milyon ton oldu. Bu miktarın yüzde 91.82’sini inek sütü, yüzde 5.79’unu koyun sütü, yüzde 2.12’sini keçi sütü ve yüzde 0.27’sini ise manda sütü oluşturuyor” dedi.
Süt sektöründe çiğ süt üretiminde istikrarlı bir büyümenin devam ettiğini de dile getiren Yörük, ama çiğ sütü ürüne dönüştürmek, bunları içme sütü ya da süt ürünleri olarak tüketiciye ulaştırabilme, iç ve dış pazarlarda pazarlayabilmenin önemli olduğunu kaydetti. Yörük, yıllık kişi başı içme sütü tüketiminin 26-27 litre olduğunu da söyleyerek, şöyle konuştu: “En önemli sorun kaliteli, sürekli hammadde temini ve kayıt dışılık. Halen daha süt miktar olarak, kalitesine bakmadan fiyatlandırılıyor. İhalelerde hala daha süt içeriğine bakmaksızın tek bir fiyattan alınıp satılıyor. Fiyat yanında sütte istikrar da çok önemli.”