Bekonun Himalaya operasyonu

"Zirveye doğru yola çıktık. Evereste tırmanırken çeşitli yüksekliklerde kamp yaparsınız. Biz 2005e kadar o kampları yapmayacağız" diyen Beko Elektronikin yeni Genel Müdürü Ali Sümerval, 3 bin kişilik Beko ekibiyle yola çıktı bile.Bekoyu çokuluslu bir duruma getirmeyi planladıklarını belirten Sümerval, zirve için Çin ve Hindistana büyük önem verdiklerini söyledi. Bir ekip Çinde incelemelere başladı, haziranda da bir başka ekip Hindistana gidiyor. Beko bu ülkelerde ya tek başına ya da yerel ortaklarla birlikte harekete geçmeye hazırlanıyor. Koç Grubunun genç yöneticilerinden Sümerval ile iddialarını, nasıl bir yönetici olduğunu, hayallerini, anılarını konuştuk. Hindistan, Çin, Pakistan ve Nepal topraklarına yayılan Himalaya dünyanın en yüksek sıradağı. Tibetlilerin Dünyanın Ana Tanrıçası dediği Everest de bu sıradağın en yüksek tepesi. Bu coğrafya ile Beko Elektroniki buluşturan ise zirve maratonu. Bekoda nasıl bir strateji ugulayacaksınız? Tercih ettiğim strateji proaktif. Beko zirveye doğru yola çıkmış vaziyette. Bu sene ilk adım. Evereste tırmanırken çeşitli yüksekliklerde kamp yaparsınız ya biz o kampları yapmayacağız. Bu sene bir yüksekliğe çıkacağız. 2005e kadar böyle çıkacağız. Yorulacağız. Soğuktan gözlerimizden yaş gelecek. Keşke evimizde sıcak yatağımızda olsaydık diyeceğimiz zamanlar da olacak ama ben ve arkadaşlarım yani 3 bin kişilik Beko ekibi bunu yapmaya inandık. 2005te ne olacak? 2005 sonunda Avrupanın en büyük üreticisi olmayı planlıyoruz. Bu yıl ilk üçe gireceğiz. İlk hamlemiz bu sene. Üretimizi 2.2 milyondan 4 milyona çıkarmak. Bu bizi Avrupanın ilk üç üreticisi arasına sokacak. Sonraki tırmanışlar daha dik daha sarp. 100 metreyi 9.9 saniyede koşmuyorsanız final koşamazsınız. Bu sene bu dereceyi yapıp final koşacağız. Sonra tempoyu aynen devam ettireceğiz. Değişik antremanlar var. 2005 sonuna kadar hareket tarzımız en ufak detaylarına kadar hazır. Üç ana ürün grubumuz var. Televizyon, televizyon dışı ürünler ve IT. Rakamsal olarak bakarsanız bu seneki hedefimizi 520 milyon dolar. 2005teki hedefimiz ise 1 milyar dolar. Bugün televizyon dışı ürünlerin ciroya oranı yüzde 15 -20. Bunun yüzde 35 olmasını istiyoruz. Hangi pazarlara ağırlık verilecek? Batı Avrupa bizim için önemli ama Çin ve Hindistan gibi pazarlara büyük önem veriyoruz. Bu pazarlarda olmanın temel şartı ya tek başınıza ya da birileriyle ortak hareket etmeniz. Her iki alternatifi de araştırıyoruz. Hindistana Çin kadar önem veriyorum. Hindistan, Uzakdoğu için iyi bir zıplama taşı. Bu ülkelerde şirket mi satın alacaksınız? İlla şirket almayabiliriz, ortalıklar kurabiliriz. Birlikte işler yapabiliriz. Bu pazarların içinde olmadığınız takdirde bu pazarları dışarıdan yönetemezsiniz. 10 senelik perspektife baktığınız zaman Beko, değişik ülkelerde üretim tesisleri, satış operasyonları, pazarlama ofisleri olan, multinational bir şirket olacak. Uluslarüstü derken bünyesinde değişik ülkelerden kişilerin çalıştığı bir şirket olmayı hayal ediyorum. Bunun için altyapı çalışmalarını yapıyoruz. Bir ekibimiz şu anda Çinde araştırma yapıyor. Üreticileri, tasarımcıları, satış şirketlerini ziyaret ediyor. Topladıkları bilgileri değerlendireceğiz. Haziran ayı içinde de Hindistanı çalışmaya başlayacağız. Her iki ülkenin raporuyla yol haritamız ortaya çıkacak. Hedefte başka hangi ülkeler var? Hayalim Kore ve Japonyaya televizyon satmak. Onlarla uluslarası platformda rekabet ediyorsam onların ülkesinde de ederim. Böyle bir tezim var. Hayal etmiyorsanız, kalben inanmıyorsanız 1-0 yenik başlarsınız. Ve dağ tırmanılmaz bir dağ olarak görünür gözünüze. Bizim hayalimiz var ve 1-0 önde başlıyoruz. Amacımız Kuzey Amerikayı da denemek. Krizin size etkisi ne oldu? Siparişten teslimata olan süre 45 gün ise, hedefimiz bir haftaya indirmek. Ekibim ve ben çok heyecanlıyız. Krizin başladığı günlerden bu güne yaklaşık işe bin kişi aldık. Biz günde 16 bin TV üretiyoruz. 21 bine çıkacağız. Senede yaklaşık 6 milyon TV eder. Bateri çaldı olmadı, korodan atıldı Sanatsal yeteneğiniz var mı? Keşke olsaydı. Şarkı söylemeye başladığım zaman genelde beni sustururlar. Bir anımı anlatayım. İlkokul 2. sınıfta koro seçmeleri yapılıyordu. Hasbel kader koroya girdim. Fehime adında bir müzik öğretmenimiz vardı. Koroda sesimden hemen beni buldu ve sen artık gelme dedi. İnatla bütün koro çalışmalarına gittim. İstanbul Radyosuna gittik. Gruplar halinde prova yaparken öğretmen bizi durdurdu. Gruplara birer kere daha şarkı söyletti. Bizim gruba bir daha söyletti. Sonra benim de bulunduğum arkadaki sıraya tekrar ettirdi ve Fehime hanım sesimden beni cımbızlayarak buldu. Korodan beni yine çıkardı ve onlar şarkı söylerken ben kenarda oturdum. Çok üzüldüm ama ağlamadım. Okuduğum lisenin ünlü bir müzik grubu vardı. Baterist mezun olunca ben bateri çalmaya soyundum. Grubun yöneticisi beni dinledi ve o sene yarışmaya katılmaktan vazgeçti. Bu sene biz katılmasak daha iyi olur dedi. Ve de katılmadık. Koçun iki Cimbomlu yöneticisinden biri Sümerval ile birlikte, Koç Grubunda Galatasaraylı yönetici sayısı ikiye çıkmış oldu. Migros Genel Müdürü Ömer Bozer gibi fanatik Galatasaray taraftarı olan Sümerval, takımın maçlarını kaçırmıyor Nasıl bir yöneticisiniz? Ben her zaman bardağı dolu gören bir insanım. Proaktif bir yöneticiyim. Ekibimin her şeyiyle ilgileniyorum. Dinleyen bir yönetici olmaya çalışıyorum. Ben çalışan bir aileden geliyorum. Babam devlet memuruydu. Annemin emekli olduğu yıl lise son sınıftaydım. Yani hep okuldan eve anahtarla gelip girdim. İyi bir öğrenciydim. İlk, orta, liseyi Bakırköyde Özel Çavuşoğlu Lisesinde okudum. Marmara Üniversitesinde uluslararası ekonomi okudum. Üniversiteden sonra sekiz ay İngiltereye gittim. Askerden sonra da Bekoya girdim. Çalışırken, İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesinden yüksek lisans aldım. Teksasta 18 aylık bir eğitimden sonra Bekoya geri döndüm. 1994te Ardemde pazarlama müdürü, 1997de genel müdür yardımcısı oldum. 1998de Beko Ticarete geldim. 2001 Martında Beko Elektronike genel müdür yardımcısı olarak döndüm. Bir yıl sonra da genel müdür oldum. 38 değişik makarna pişiriyor Çalışan bir aileden geldiğinize göre yemek yapmayı da öğrenmişsinizdir? Bu konuda çok iddialıyım. İnanılmaz lezzette makarna pişiririm. Çok çeşitli, iddialı makarna sosları yaparım. Arkadaşlarım evimize bazen sırf makarna yemeye gelirler. Makarna günlerimiz vardır. 38 değişik versiyonda makarna yapabilirim. Çocuk filmlerinin gözde müşterisi Hobileriniz var mı? İki tane kızım var. Ailece zaman geçirmekten çok mutlu oluruz. Yaşları ne olursa olsun çocuklarımızı bırakıp bir yere gitmedik. Bütün çocuk filmlerini sinemalarda defalarca seyrederiz. En sevdiğiniz hangisi oldu? En sevdiğim Monsters (Canavarlar) adlı film oldu. İnanılmaz bir film. Çocuk filmi ama yaratıcı diyebilirim. Üç kere sinemada, defalarca DVDden izledim. Toplam 19 kere izlemişimdir. Benim sinema kapısında bekleme gibi bir hakkım yok. Kız babası olmanın ayrı tadı var. Hayata başka bir pencereden bakmanızı sağlıyor. Evde üç tane bayan var. Saç yapımı, bakım, makyaj malzemeleri. Bu ortamın içinde olmak enterasan ve keyifli.