Ekonomi ‘Devşirme değil, gerçek marka üretmeliyiz’

‘Devşirme değil, gerçek marka üretmeliyiz’

09.03.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:

Türkiye’den çıkan bir modelin ve markanın dünyada başarılı olduğunu görmek istediğini söyleyen Karsan Murahhas Azası Jan Nahum, “Kendi markamızı üretmemiz gerek. Ama devşirme değil” dedi

‘Devşirme değil, gerçek marka üretmeliyiz’

Kıraça Holding Yönetim Kurulu üyesi ve Karsan Murahhas Azası Jan Nahum, Türkiye’nin sürekli gelişimler yaşayan ve iddialı olmaya çalışan bir otomotiv sektörü bulunduğunu belirterek, “Türkiye’den çıkan bir modelin ve markanın dünyada başarılı olduğunu görmek istiyorum. Onu görene kadar da misyonumun bittiğini düşünmüyorum” dedi.
Sektörün bugünlere gelene kadar seri üretime başlanması, ihracat, mükemmeliyet merkezi haline gelinmesi gibi süreçler yaşadığını, şimdiki aşamada da kendi markasını çıkarması gerektiğini belirten Nahum, “Ama devşirme değil. Kendi markamızı üretmek için ‘Biz zaten yerliyiz’ demek yetmiyor. Marka deyince bizim yarattığımız bir şey olmalı. Başkasının platformunun üzerine bir gövde yapmak değil” diye konuştu.

‘Kişisel vizyon yetmez!’
Sektördeki herkesin, marka yaratmanın kolay olmadığını bildiğini vurgulayan Nahum, “Göz boyama markasının peşinde değilim. Elbette günümüzde herkes, herkesten parça ve motor alabiliyor. Zahmetli de olsa, 1 milyon adet satmasa da, Türkiye’nin kendi yarattığı bir fikri ortaya atması gerektiğini düşünüyorum” ifadesini kullandı.
Bu tip bir çalışmanın, Türkiye’nin otomotiv sektörünün geleceği açısından önem taşıdığını, temellerinin güçlendirilmesi anlamına geleceğini de söyleyen Nahum, şöyle devam etti:
“Böyle bir markanın 2020’ler, 2030’lara doğru temellerin atılmış olması lazım. Onun üzerine de geleceğin inşa edilmesi gerekir. Bu tip konuları konuşurken herkes kendi açısından değerlendirebilir. Ben belli bir yaştaysam, ‘Bundan 20 yıl sonra zaten bir ayağım çukurda olacak’ dememeli. Vizyon burada bitmemeli, daha uzağı görebilmeli. Çünkü Türkiye bitmiyor! Peki 2035’te, 2045’te Türkiye’nin otomotiv endüstrisi ne olacak? Temelini şimdi atmazsak, bunun zahmetini çekmezsek, sonuca ulaşamayız.
Zamanında Anadol’un zahmeti çekilmese, İnönü’de ilk dizel motorun sancıları yaşanmasa, Ford Otosan bugün Ford dünyasının sayılı motor üretim ve geliştirme merkezi olamazdı? Bizim bu yerli araç zahmetini ve sefaletini çekmemizin de tam zamanıdır. 20 yıl sonra ‘Hay Allah, şu üretici bize artık platform vermiyor ki. Ne yapsak?’ diyebiliriz.
Ben Karsan’da bunun zahmetini çekiyorum şu an. Sadece zahmetini çekmeyip, keşke sonuçlarını da görebilsem. O zaman rahat edeceğim.”

Haberin Devamı

ANADOL İÇİN PROJELER YAPMIŞTI
Anadol’un mimarlarından olan babası Bernar Nahum’un teşvikiyle Ford Otosan’a giren Jan Nahum, 1970’li yıllarda çeşitli Anadol modelleri üzerinde çalışmalar yaptı. Tasarım ödülü de alan “Çağdaş” projesinin yaratıcısı olarak bilinen Nahum, bu araçta ağabeyi Klod Nahum’un geliştirdiği tamamen yerli Wankel motorun kullanılmasını öngörüyordu. Ancak araç, çeşitli nedenlerle üretime giremeyince, yerli motor da rafa kalktı. Nahum, Tofaş’ta Doblo ve Minicargo projelerinin Türkiye’ye getirilmesi için uğraş veren, bir dönem şirkette CEO’luk yapan Nahum, Fiat’ın İtalya’daki merkezinde de görev yaptı.

‘V1 yaşıyor ve tekmeliyor’
New York’un taksi ihalesi için hazırlanan, ancak ihale kaybedilmesine rağmen çalışmaları süren Karsan V1’in gecikmeyle de olsa seri üretim aşamasına getirileceğini belirten Jan Nahum, “Deyim yerindeyse V1 yaşıyor ve doğum öncesi karında tekme atıyor” ifadesini kullandı.
Bağımsız ve yeni bir platform geliştirdiklerini, bu platformun değişik pazarlara yönelik farklı versiyonları için çalıştıklarını belirten Karsan Murahhas Azası Nahum, “Aracın farklı versiyonlarını geliştiri, testlerini tamamlayabilmek için uğraşıyoruz. Sonuçta Amerika gibi belirli bir pazarı hedeflemediğimiz için, tüm pazarlara uyabilecek seçenekler ve versiyonlar üzerinde çalışılıyor” dedi. Sağdan direksiyonlu, taksi, binek, elektrikli, benzinli, dizel gibi versiyonların aynı anda hazır olması gerektiğini hatırlatan Nahum, “Tasarımı da güncelleştiriyoruz. Bunlar tamamlandıktan sonra kritik karar aşamasına geleceğiz. Seri üretime başlamamız bir yıl gecikecek. En iyi ihtimalle 2015 ocak ayında olabilir” diye konuştu.
Pazar alternatiflerine çalıştıklarını belirten Nahum, “İngiltere’ye de hazırlanıyoruz. Nereye gitsek, rakiplerimiz peşimizde. Onlar köklü ve büyük firmalar, esnek olabiliyorlar. Biz biraz geriden geliyoruz. Londra’da taksi müşterisi ve şoför çok seçici. Dolayısıyla doğru aracla gitmeliyiz” dedi.

Haberin Devamı

‘Renault’da fizibilite sürüyor karar uzun zaman alabilir’

Haberin Devamı

Dacia’nın yeni hafif ticari aracı Dokker’ın farklı versiyonunu geliştirip üretmek amacıyla Renault ile imzalanan niyet mektubu sonrası fizibilitenin sürdüğünü söyleyen Karsan Murahhas Azası Nahum, bunun üç ay sonra tamamlanacağını, kesin kararın yıl sonundan önce alınmasını beklediğini kaydetti.
Karsan’ın Renault ile işbirliği için uzun süredir girişimlerde bulunduğunu belirten Nahum, “2000’li yılların başında Renault’nun bir ticari aracının Türkiye’de üretimi için uğraşılmış. Renault’nun arayışlarının içinde adaylardan biri bizdik. Önce Kangoo’nun üretimi için çalışılmış. Ardından Master modeli için girişimde bulunulmuş” dedi.
Son 7-8 yılda 3 kez fizibilite yapıldığını, öncekilerin pazar koşulları yüzünden gerçekleşemediğini anlatan Nahum, “Sonuncusu da benzer bir deneme. Kesin gözüyle bakmak yanlış olur. Fizibilite ve mühendislik çalışmaları birlikte yürüyor. Hepsinin 3-4 ayda bitmesi gerekiyor” ifadesini kullandı.
Karar sürecinin zaman alabileceğini, Renault’nun aracın satılacağı pazarlara ve rakip projelere de bakacağını hatırlatan Nahum, “Pazar potansiyeline ve ekonomik avantajlarına bakılacak. Olmuyorsa, projede bir sıkıntı var demektir. Yıl sonunu bulmaması gerekir kararın diye düşünüyorum” dedi.

Haberin Devamı

‘Hexagon’da tekne bile geliştiriyoruz’

Kıraça Holding bünyesindeki Hexagon Studio’nun son iki yılda 230 kişinin çalıştığı iddialı bir şirkete dönüştüğünü anlatan Nahum, “Çok isabetli karar vermişiz şirketi kurmakla. Bir yandan şirketlerimizin işlerini yetiştirmeye çalışırken, diğer yandan dışarıya çözümler üretiyoruz” dedi.
Kara taşıtlarının yanı sıra Sirena Marine için de tekne tasarımları yaptıklarını söyleyen Nahum, “Avrupa’daki en büyük 10 mühendislik ve tasarım stüdyolarından biri olmak amacındaydık. Artık şu an da iddialılardan biriyiz. Dünyada bile hem kara hem de deniz taşıtları tasarlayıp geliştiren çok az stüdyo var” ifadesini kullandı.

‘Devşirme değil, gerçek marka üretmeliyiz’

Milliyet’in sorularını yanıtlayan Nahum, kendisini Türkiye’de otomotiv sektörünün geleceğine adadığını, kafasındakileri
yapmadan emekli olmak istemediğini söylüyor.

Haberin Devamı

Lüks sınıfa ikinci marka hazır

İpek Kıraç’ın başında bulunduğu Sirena Marine’in bir yandan Azimut’a yaptığı üretimin sürdüğünü, diğer yandan da kendi markalarını yarattığını söyleyen Jan Nahum, şunları söyledi:
“Yarattığımız Azuree markası, kendi sınıfında çok başarılı oldu. Avrupa ülkelerinin yanı sıra Avusturalya, Rusya, Hong Kong’a kadar gitti. Daha büyük boyutlarda ve lüks sınıfta da şimdi Euphoria diye bir markamız var. Euphoria 54, ünlü tekne tasarımcısı German Frere tarafından çizildi. Önümüzdeki yıl iki tane yeni model daha çıkacak.”

‘Devşirme değil, gerçek marka üretmeliyiz’

‘Otobüste İtalyanlara mühendislik satıyoruz’

Karsan Murahhas Azası Jan Nahum, İtalyan BreadaMenarinibus lisansıyla yaptıkları otobüs üretiminin, son dönemde yükselişe geçtiğinin altını çizerken, artık bu firmaya da mühendislik ve araç gövdesi ihraç etmeye başladıklarını söyledi.
Otobüs işine hızlı girebilmek için lisanslı üretimi seçtiklerini anlatan Nahum, “Ancak lisans almamıza rağmen otobüsleri baştan tasarladık. Şu an İtalyan firmaya mühendislik ve bunun yanında yerli üretim parçalar ihraç etmeye başladık. Artık bizim ürettiğimiz otobüsler için de teklifler almaya başladılar” dedi.
Karsan’daki hattın, kapasite ve teknolojiyi İtalyanların da kullandığını belirten Nahum, “Onlara Avrupa’da rekabetçilik sağladık. Bunu hem maliyet ve teknoloji, hem de büyük miktarlarda üretebilme kapasitesi açısından yaptık” diye konuştu.