Ekonomi Eczacıbaşı’nda sürprizlere hazır olun!

Eczacıbaşı’nda sürprizlere hazır olun!

30.03.2008 - 00:34 | Son Güncellenme:

Eczacıbaşı, geçtiğimiz dönemde Villeroy & Boch ve Engers markalarını satın almıştı. Bu markaların her ikisi de alanlarında tanınmış dünya markaları...

Eczacıbaşı’nda  sürprizlere hazır olun

Eczacıbaşı, geçtiğimiz dönemde Villeroy & Boch ve Engers markalarını satın almıştı. Bu markaların her ikisi de alanlarında tanınmış dünya markaları... Geçen perşembe günü yeni bir satın alma haberi geldi. Eczacıbaşı İlaç Sanayi, nükleer tıp alanında faaliyet gösteren Monrol Nükleer Ürünler’in yüzde 50’sini satın almak üzere anlaşma imzaladı.
Bu açıklamadan kısa bir süre önce görüştüğümüz Eczacıbaşı Topluluğu CEO’su Dr.  Erdal Karamercan, “İlaçta özelikle yüksek teknoloji ile üretilen bioteknoloji ürünleriyle, Ar-Ge faaliyetlerinin olağanüstü hızladığı alanlara yoğunlaşıp büyümemizi sürdüreceğiz” demişti. Dolayısıyla bu satın almaya şaşırmadım. Ancak grubun satın almaları bununla sınırlı kalmayacak, yeni sürprizlere hazır olmak gerekiyor. Karamercan’ın açıklamaları, bir - iki yeni satın almanın daha olabileceğini düşündürüyor:
“Küresel lider olma hedefiyle yola çıktık. Küreselleşmenin tek bir markayla gerçekleşmesi güç olacağı ve zaman alacağı için stratejimiz, yine ülkelerinde ya da global çerçevede küreselleşmiş markaların bünyemize katılması yönündedir. (...) Yeni bir marka için görüşmelerimiz var. Tahmin ediyorum bir iki ay içinde sonuçlanır.”
Grupta başka yeni işler de var. ‘Evde bakım’ hizmetleri gelişiyor. Hemodiyaliz merkezlerinin sayısı artarken, diyalizin evde yapılmasını sağlayan periton diyalizin yaygınlaşmasına da ağırlık veriliyor. Bir başka yenilik, hastaneden çıkan ancak evde bakımı da hekim tarafından uygun görülmeyen hastalar için bir çeşit ‘ara bakım’ zinciri kurmak... Bunlardan ilki, şu sıralarda faaliyete  hazırlanıyor.
Manisa’da  temizlik kağıdı tesisleri projesi var. Finansta  yatırımlar olacak. Grubun gayrimenkul alanında üç önemli projesi var. En büyüğü Kartal’da olacak, hazırlıkları yapılıyor.

Haberin Devamı

Şu anda bulunduğunuz sektörlerin iş hacmi içindeki ağırlığı nedir?
2007 yılı itibariyle ciromuz 3.2 milyar dolar. Bunun içinde en büyük pay, yüzde 36 ile Yapı Ürünleri Grubu’na ait. Arkasından yüzde 25 pay ile İlaç Grubu geliyor. (Şunu unutmamak gerekiyor. Biz İlaç Grubumuzun eşdeğer ilaç bölümünün yüzde 75’ini geçtiğimiz yıl Zentiva’ya devrettik.) Tüketim Ürünleri Grubunun payı yüzde 19’dur. Geriye kalan yüzde 20’nin içinde finans, bilişim, gayrimenkul, kaynak teknolojileri, E-Kart, sigorta acenteliği gibi faaliyetler var.
Bu ağırlıklar bu şekilde mi gidecek? Yoksa gayrimenkul gibi alanlarda ağırlık artacak mı?
2006’da durum farklıydı. İlaç Grubu ön plandaydı ve Yapı Ürünleri Grubu ikinci önemli gruptu. Yapılar kendi içinde dinamik. Son birkaç senedir stratejik olarak iş geliştirme alanlarımızı tespite yönelik çalışmalarımız var. Olası yeni iş dallarındaki gelişmeler incelenerek ve yeni iş alanlarının neler olabileceği tespit edilerek stratejik kararlar devreye alınıyor. Dolayısıyla, statik değil, her an değişmeye hazır bir yapı söz konusu.
Peki yeni bir proje, sektör planı var mı?
Eczacıbaşı Topluluğu olarak, değerlerimize uymayan, yetkinliklerimiz ve birikimimizle uyuşmayan sektörler ilgi alanımıza girmez. Dolayısıyla büyümesine katkıda bulunacağımız, sürdürülebilir bir karlılığı sağlayabileceğimiz ve topluluğumuzun değerini artıracak sektörler ilgi alanımızı oluşturur.
Böyle baktığımızda öncelik, doğal olarak,mevcut iş alanlarındaki yatırımlara ağırlık vermekten geçiyor. Son dönemdeki atılımları da aynı çerçevede değerlendirmek mümkün. Jenerik ilaç ürünleri sektöründe lokal üretici olarak büyümenin zor olacağını gördük. Eşdeğer ilaç bölümünün yüzde 75’inin, bu alanda uluslararası rekabet gücüne sahip Zentiva’ya devrine karar verdik. Bu, jenerik ilaç sektöründeki yapılanmanın uluslararası boyuta açılmasını sağlayan bir atılım oldu.
Önümüzdeki dönemde, özellikle yüksek teknoloji ile üretilen ve Türkiye’de üretimi olmayan yeni ve orjinal, örneğin, kemoterapi, onkoloji, nefroloji, hematoloji, dermatoloji gibi alanlardaki bioteknoloji ürünleriyle, Ar-Ge faaliyetlerinin olağanüstü hızla sürdüğü sektörlere yoğunlaşarak büyüyeceğiz.
ABD’de ürettirdiğimiz vitamin ve beslenme ürünlerini de Eczacıbaşı markasıyla çok yakında piyasaya veriyoruz. Mineral desteği ve antioksidan desteği içeren ürünler bunlar. 2-3 senedir üzerinde çalışıyoruz. Sağlıkta farklı alanlarında yatırımlarımız devam edecek. Hemodiyaliz merkezlerimiz var. Adedini artıracağız. Aynı zamanda evde diyaliz örgütlemesine doğru yol alacağız. Bunun ilk adımını periton diyalizi ile attık. Kişiye büyük bir özgürlük veriyor, yaşam kalitelerini artırıyor.
Kaç adet var, nasıl kuruluyor?
Şu anda 10’unu bizim açtığımız, 12’sini de satın aldığımız toplam 22 hemodiyaliz merkezimiz var. Yarı hastane tipi merkezler bunlar. Hastalar gelir ve kendi özel ortamlarında cihazlara bağlanırlar. Yaklaşık 4 saat süren bir seanstır. Böbrek çalışmadığı için sürekli tekrarlanan tatsız bir prosestir.
Periton diyalizi ise evde kurduğumuz bir sistem. Hasta akşam evinde sisteme bağlanıyor, sonra gidip yeniden çalışabiliyor. Yaşam kalitesi de artırılabiliyor. Sistemi biz kuruyoruz. Evin steril bir yapıya kavuşması için alt yapıyı anlatıp kurguluyoruz. Maliyeti, normal hemodiyalizden daha düşük. Hasta sosyal güvenlik kurumu güvencesi altındaysa ödemeyi sosyal güvenlik kurumu yapıyor. Dolayısıyla hasta devlete daha ucuza mal olur.
Bir de evde bakım işiniz var...
Evde hizmet, insanların yaşam kalitesini artıran bir unsur. Evde sağlık hizmetlerini geliştiriyoruz. 2007’de yaklaşık 100 bin hastaya hizmet verdik. Bazı yenilikleri hayata geçirmek üzereyiz. O da hastaneyle ev arasındaki bakım. Yani, hastanın artık hastanede kalmak durumunda olmadığı, ancak evde bakımının da güç olduğu durumda, hastane ile ev arasında bir bakım projesi konumlandırıyoruz. Hasta evindeki kadar rahat, yine doktor ve hemşire bakımı altında.
Bu proje yılın ilk yarısında hayata geçecek. Koşuyolu’nda bir merkez aldık, tamamlamak üzereyiz, genişleyecek.
Evde bakım sistemi işimizden, açık söyleyeyim henüz kar etmiyoruz. Fakat o kadar iyi bir geri bildirim alıyoruz ki, bunun büyük ihtiyaç olduğunu görüyoruz.
Yönetmeliğinin hazırlanması için uzun bir uğraş verdik. Bakanlık hazırladı. Bu tür hizmet vermek isteyenler tescil belgesi almak zorunda, ilk belgeyi de biz aldık. Bu tip hizmet veren kurumlar giderek artıyor ve bu da bizi sevindiriyor. Henüz sosyal güvenlik kapsamında değil, ancak uğraşılarımız devam ediyor.
Yapı Ürünleri Grubu’nu açalım biraz...
Banyoda dünyada en ön planda yer alma vizyonumuz var. Küresel ağımızı  sürekli güçlendiriyoruz. Küresel lider olma hedefiyle yola çıktık ve banyoda büyük aşamalar kaydettik. Vitra artık dünyada tanınmış bir marka. Küreselleşme tek bir markayla güç olacağı ve zaman alacağı için, stratejimiz küresel markaların bünyemize katılması yönünde.
Bu stratejiyle, 2006’da Almanya’nın dördüncü büyük karo üreticisi Engers’i, ardından da kendi alanında tereddütsüz dünyanın en tanınmış markası Villeroy & Boch karo bölümünün çoğunluğunu aldık. Bu atılımlarla Avrupa’nın en önde gelen seramik üreticileri içinde yer aldık.
Marka değerimizi daha yukarı taşımak için dünyanın en önde gelen tasarımcılarıyla işbirliğine başladık. Ross Lovegrove’la anlaşma yaptık. Bizim alanımızda başkasıyla çalışması yok. Vitra için tasarladığı ürünlerle sayısız ödüller kazandık.  İstanbul Koleksiyonu ile, Time Dergisi onu son yüzyılın en önemli tasarımcıları arasında gösterdi.
Vitra, tasarımda dünyada kendinden söz etiriyor. Bir Türk markası artık ‘dünya markası’ haline geldi. İnanın Vitra’nın ardında bir Türk firması olduğunu bildiklerini bile sanmıyorum. Çünkü tamamen küresel bir marka oldu.
Villeroy & Boch’un  tüm fabrikalarını mı muhafaza ediyorsunuz?
Avrupa’da üç üretim merkezi var, üçünü de muhafaza ediyoruz. Tuzla ve Bozüyük’te de Villeroy & Boch’a üretim yapıyoruz.
Değer zincirinin A’sından Z’sine kadar tamamına hakimiz. Seramikte Avrupa’nın en büyük hammadde ihracatçılarından biriyiz. Kendi teknolojimizi geliştiriyoruz. Patentli teknolojilerimiz ve üretim metotlarımız var. Buna tasarım ve kalite ekleniyor. Bunu da yeterli görmediğimiz ve büyümemize ivme kazandırmak  için portföyümüze daha büyük markalar katarak büyümemizi devam ettirmeyi hedefliyoruz.
Gündemde yeni bir marka var mı?
Yeni bir marka için görüşmeler var ama şu anda açıklayamıyoruz. Önümüzdeki birkaç ay içinde görüşmeleri sonuçlandıracağımızı düşünüyorum. Aslına bakarsanız, ilginç bir tablo. Türk sermayesinin globalleşme yolunda önemli adımlar atabileceğini ispat ediyoruz.
Gayrimenkul alanında da önemli yatırımlarınız oldu...
Kanyon büyük bir projeydi. Başarıyla tamamlandı. Hemen yanımızda eski Eczacıbaşı Holding binası yıkılarak yenileniyor, ofis binası yapıyoruz.
İki tane de büyük projemiz var. Zekeriyaköy-Uskumruköy’de 30 dönüm arazimiz var. Orada özgün, farklılık getiren bir proje araştırması içindeyiz. Mimari kuruluşlarla çalışıyoruz. Bu yıl inşaata başlanacak.
Bizi en çok heyecanlandıran proje, Kartal kentsel dönüşüm projesidir.  Dünya çapında bir proje. Belediye Başkanımız Kadir Topbaş’la dünyanın en ünlü mimarlarından biri olan Zaha Hadid ortak basın toplantısıyla açıkladılar.
Bu proje İstanbul için gurur kaynağı. Orası çok özellikli bir mahalle. Ulaşım sorunu halledilmiş mükemmel bir proje. Orada İstanbullulara layık, çağdaş, dünya çapında bir projenin geliştirilmesi aşamasındayız. 300 dönüm arazimiz var. Kanyon gibi simge projeler bütünü üzerinde çalışıyoruz. Büyük bir yatırım ama tabi çıkacak imar durumuna göre gelişecek. İmar nelere izin verecek, vermeyecek önemli. Zaha Hadid’in çizdiği proje, dalgalar halinde giden, binaların yuvarlak şekilde ve hiçbirinin diğerine engel olmadığı, otopark görüntülerinin iç alanlarda toparlandığı organik bir proje. İç avlular oluşturuyor.
Arsanız nasıl bir konumda?
Denize yakın tarafında. Orada 30 katlı sert görünümlü bina yapmak değil, estetiği vermek önemli. Biz o estetik değerlere önem veriyoruz.
Örneğin Kanyon’u daha az maliyetle yapabilirdik. Kanyon’da da her şey yuvarlaktır, köşe yoktur, düz duvar yoktur. Eğlence merkezindeki yukarıya doğru genişleyen ‘çanak’  bölümü çok zordur.  Dünyada çok az denenmiştir. Maliyet olarak çok yüksek. Ancak bizim için önemli olan estetik bir yapıydı.

Haberin Devamı

Eczacıbaşı’nda işe başladı, CEO’su oldu
Erdal Karamercan, 1973’te Boğaziçi Üniversitesi’nden mezun oldu. 1977’de ABD’de University of Virginia’da kimya mühendisliği yüksek lisansı ve doktorasını tamamlayarak Eczacıbaşı planlama bölümünde işe başladı. Sonra sırasıyla İntema,  Artema, Eczacıbaşı Holding Dış Ticaret, EKOM Eczacıbaşı Dış Ticaret gibi grup şirketlerinde müdürlük düzeyinde çalıştı. İpek Kağıt Genel Müdürlüğü, İlaç ve Tüketim Ürünleri Grup Koordinatörlüğü görevlerinde bulundu. 2003 yılında, topluluğun CEO’luğu görevini üstlendi.

Haberin Devamı

Rakamlarla Eczacıbaşı
-  Çalışan sayısı 9.300
-  2007 cirosu 3.2 milyar dolar
-  Yurtdışı gelirleri 710 milyon dolar
-  2008 organik büyüme hedefi yüzde 10-15
-  2007 yatırımları 280 milyon dolar
-  2008 - 2010 yatırım hedefi 800 milyon dolar
-  4 yıllık yatırım portföyü 1.1 milyar dolar
-  9 sektörde faaliyet gösteriyor:
İlaç, sağlık hizmetleri, yapı ürünleri, tüketim ürünleri, finans, bilişim, gayrimenkul, kaynak teknolojileri, sigorta

Haberin Devamı

Değerleriyle değerlenen bir grubuz, her işe girmeyiz
Tüketim grubuyla ilgili yeni gelişme var mı?
Var tabii. Özellikle kağıt ürünlerinde pazarda yüzde 50 payla liderliğimizi sürdürüyoruz. Avrupa’da en kaliteli temizlik kağıdı üretiminin Türkiye’de olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Dünyanın en büyük temizlik kağıdı üreticilerinden olan Georgia Pacific’le ortağız. İpek Kağıt’ın Yalova’daki tesisleri 100 bin ton kapasiteye ulaştı. 1987’de Genel Müdürü olduğumda, kapasitemiz 10 bin tondu.
Bugün ise, kapasitemizi 160 bin tona çıkartmak için Manisa OSB’de arazi satın aldık. Birkaç ay içinde yatırımın ilk aşamasını başlatıyoruz. Projemizin ilk aşamasında kurulacak fabrikayla ilgili açıklamayı önümüzdeki günlerde yapmayı planlıyoruz. Halen, Avrupa’nın tek çatı altındaki en büyük üretim tesisleri arasındayız. Bu da bizi onurlandıran bir konu.
Tüketim ürünleri grubunda 3 yıl için 200 milyon dolarlık bir yatırım portföyümüz var. Yalova’dan Manisa’ya uzanıyoruz, ama tabii Yalova’daki evimizi de kapatmıyoruz.
Gebze OSB’de Maratem temizlik ve kişisel bakım ürünleri ile ilgili yeni bir fabrika kurduk. Bu yatırımın kapasite ve kapsamını önümüzdeki dönem artırarak devam etmemiz söz konusu.
Alman Werner & Mertz GmbH ile anlaşmanız neyi kapsıyor?
Temizlik ürünlerinde oteller, iş yerleri, tatil köyleri gibi ev dışı kullanım alanlarına hızla odaklanıyoruz.
Öte yandan, Frosch markasıyla bilinen Alman Werner & Mertz GmbH ile yakın zamanda bir anlaşma yaptık ve onların ürünlerini raflara verdik. Frosch temizlik ürünleri, Erdal ayakkabı bakım ürünleri, Emsal de ahşap bakım ürünlerini oluşturuyor. Hepsi de doğaya saygılı ürünler. Seçtiğimiz tüm alanlara bakarsanız  çağdaş, kaliteli ve sağlıklı yaşamı ön plana alan yatırımlar yapıyoruz.
Kurucumuz Dr. Nejat Eczacıbaşı’ndan gelen, bugün de Bülent ve Faruk Eczacıbaşı tarafından benimsenerek sürdürülen değerlerimiz, bizim için her şeyden öncelikli. Topluluğumuza katmayı öngördüğümüz adaylarda ilk aradığımız unsur, bu değerlere uygun olup olmadığıdır.
Girdiğimiz tüm iş alanlarımız, yatırımlarımız ve stratejilerimiz, bu değerler çerçevesinde belirlenir. Bizim girdiğimiz alanlarda başarılı olmamızın temel unsuru Eczacıbaşı markasıdır. 65 yıllık bir topluluğuz. Türk sanayi çok büyük iniş çıkışlardan geçti ama biz hiç bir zaman aşırı ölçüde olumsuz  etkilenmedik.
Kimi zaman bize ‘çok mu muhafazakarsınız?’ denildi ancak son birkaç yılımızı izleyenler bizim hiç de muhafazakar olmadığımızı,  büyük atılımlar yapabildiğimizi ama tüm bunların altında da değerlerine sadakatı ön planda tutan grup olduğumuzu görür.

Haberin Devamı

Finansta yeni yatırıma hazırlanıyor
Finans alanında neler yapacaksınız?
Eczacıbaşı Menkul Değerler yüzde 100 Eczacıbaşı kuruluşu. Eczacıbaşı-UBP ise, İsviçreli Union Bancaire Privee ile yüzde 50-50 ortaklıkla kurduğumuz özel portföy yönetim şirketidir. Finansta yapılacak çok iş olduğuna inanıyoruz. Önümüzdeki dönem varlığımızı artırarak devam edeceğiz. Yeni birtakım girişimlerimiz olabilir. Ancak bu girişimlerin içinde perakende bankacılığı olmadığı net. Finans sektöründe birçok alan  var. Bunların içinde analiz yapıyoruz. Hangisine gireceğimizin kararını verme aşamasındayız. Biz EMDAŞ’la bankası olmayan portföy şirketleri içinde lider durumdayız. Yeni bir finansal hizmet için çalışmalarımız sürüyor ama buna bankacılık demiyelim çünkü bankacılık deyince alan daralıyor.

Eczacıbaşı’nın gündemi
-  Yapı Ürünleri Grubu’nda  küresel marka satın alınması (Yeni bir marka için görüşmeler sürüyor)
-  İlaç Grubu’nda yüksek teknolojili, Türkiye’de üretimi olmayan yeni ve orijinal bioteknoloji ürünleriene yoğunlaşmak
-  Temizlik kağıdı alanında Manisa’da yatırım
-  Hastane - ev arası dönem için yeni sağlık zinciri
-  Finansta perakende bankacılık dışında yeni bir alana girilmesi
-  Eski holding binasının yerine ofis bloku
-  Zekeriyaköy ’de 30 dönüm araziye özgün bir proje
-  Kartal’da 300 dönümlük arazi üzerinde simge niteliğinde bir proje
-  Hemodiyaliz merkezlerinin artırılması
-  Evde diyaliz sisteminin yaygınlaştırılması
-  ABD’de ürettirilen vitamin ve beslenme ürünlerinin piyasaya sunumu

Eczacıbaşı’nda  sürprizlere hazır olun