Ekonomi Katrilyonluk vurgun

Katrilyonluk vurgun

27.05.1999 - 00:00 | Son Güncellenme:

Katrilyonluk vurgun

Katrilyonluk vurgun


İnterbank'ın şu andaki Yönetim Kurulu Başkanı Kadir Günay'ın verdiği bilgiye göre Cavit Çağlar'ın resmi belgelere göre bankaya 600 trilyon lira borcu var. Hazine'nin raporuna göre Çağlar'ın gayri resmi yollardan hesaplarına aktardığı 176 trilyon ile Devletin bankayı kurtarmak için aktardığı 300 trilyon da eklendiğinde ortaya çıkan zarar 1 katrilyonu aşıyor

Cavit Çağlar'ın eski bankası İnterbank'tan "usülsüz olarak" kullandığı kaynağın ve devletin bankayı kurtarmak için yaptığı harcamanın toplamı 1 katrilyon 76 trilyon lirayı buluyor. Bu miktar, 1999 yılında gerçekleşmesi beklenen 10.3 katrilyon liralık bütçe açığının onda birinden fazla.
Nergis Grubu'nun sahibi Cavit Çağlar'ın eski bankası İnterbank'a olan şahsi borcu 600 trilyon lira. Çağlar bu borcu ödemediği için hakkında icra takibi yürütülüyor. Milliyet'in ele geçirdiği Hazine'nin İnterbank hakkındaki gizli raporuna göre Çağlar'ın Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) bankaya el koymasından önceki bir yıl içinde şirketlerine aktardığı kaynak ise 176 trilyon lira.

300 trilyon aktarıldı

8 Ocak 1999'da İnterbank'ın yönetimi devir alan TMSF bankayı kurtarabilmek için 300 trilyon liralık kaynak aktarımında bulundu. İnterbank Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kadir Günay (Merkez Bankası eski Başkan Yardımcısı), İnterbank'a bugüne kadar aktarılan kaynağın 300 trilyon lira olduğunu açıkladı.
Günay, bankanın TMSF'ye devredilmesinden sonra ilk aşamada 70 trilyon liralık destek verildiğini belirtirken, 300 trilyonluk para girişinin 100 trilyon lirasının da sermayeye eklendiğini söyledi.
Bankanın gördüğü zararın sadece para ile ölçülemeyeceğini belirten Günay, bu tür olaylarda manevi zararın boyutlarının da çok önemli olduğunu vurguladı.
Bankanın Çağlar'dan bütün alacaklarının, haciz davaları yoluyla tahsil edileceğini söyleyen İnterbank Yönetim Kurulu Başkanı Günay, bankacılık sektöründe bankaların yara almaması için, en ufak bir şüphe doğar doğmaz önlem alınması gerektiğini söyledi.

Cavit Çağlar dün Milliyet'te 'İnterbank soygunu' manşetiyle yayınlanan Hazine'nin gizli belgesinde bazı unsurların yanlış olarak kamuoyuna aktarıldığını iddia etti. İşte Cavit Çağlar'ın 'raporda yok' dediği unsurlar, işte raporun orjinalinden kendisine yanıt:
1-İnterbank'ın Grubumuz yönetiminde bulunduğu sırada 'Tabela Şirketlerine', defteri bile olmayan şirketlere kredi verildiği suçlaması asılsızdır ve raporda böyle bir kısım yoktur.

1- Raporun 'Olaylar' adlı bölümünün F bendi:
'Banka kayıtlarından anlaşılmaktadır ki tabela şirketi olarak kurulmuş şirketlere TTK'nun ticaret şirketlerinin kredi kullanımı hükümlerine aykırı olarak kredi kullandırılmıştır.'

2- Nergis Grubu tarafından kullanıldığı ileri sürülen kredilerin gerçek miktarı 176 trilyon lira değil sadece 20 trilyon liradır.

2- Raporun Şişli Cumhuriyet Savcılığı'na Başbakan Yardımcısı Hikmet Uluğbay'ın imzasıyla iletilen kısmının 2'inci sayfasının a bendi:
'Nergis Grubu firmalarına 1 milyon 124 bin 701 Alman Markı, 136 milyon 178 bin 402 ABD Doları tutarında döviz kredisi ile 73.2 trilyon lira tutarında doğrudan kredi kullandırılmıştır. Bu rakam 176 trilyon liraya tekabül ediyor.'

3- Tahvil yoluyla yurtdışından kredi alınmış olmasının grubumuzla hiçbir ilgisi yoktur. Bankanın grubumuz yönetiminde bulunduğu sırada yurtdışından kaynak aktarımı söz konusu olmamıştır.

3- Raporun 2 sayfasının b bendi:
'Banka'ca (İnterbank) muhtelif tarihlerde alınan toplam 287.7 milyon dolarlık ABD Hazine tahvilleri teminat gösterilmek suretiyle yurtdışından Nergis Grubu'na dahil çeşitli firmalara kredi sağlanmıştır.'

'Sorumlular mutlaka cezalandırılacak'

İnterbank Genel Müdür Yardımcısı ve Ankara Bölge Koordinatörü Dr. Niyazi Erdoğan, Bankalar Yasası ve ticaret yasalarının açık olduğunu belirterek, İnterbank olayında sorumlular hakkında, gerekli yasal işlemin yapılacağını söyledi. Banka ile ilgili olarak adı geçen konuda İnterbank'ın da her banka gibi hassasiyet gösterdiğini anlatan Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Kişi, kurum ayrımı gözetmeksizin, bankaya olan borçlar hakkında takibe geçmek zorunluluğu vardır. Neticede bankalar, tasarruf sahiplerinin, tasarruflarını kullanıp, zamanında ödeyen kurumlardır. Zamanında ödenmeyen paralar için, her firmaya uygulanan prosedür, adı geçen grup için de uygulanmaktadır.''
Erdoğan, Bankalar Yasası ile ilgili olarak da hükümetin Bankalar Yasası'nı zamanında çıkaracağına inandığını, bunun gerçekleşmemesi halinde, sistemin zorlanacağını ifade ederek, şunları söyledi:
"Çünkü tasarruf sahiplerinin, bu konuda bir takım rahatsızlıkları olur. Bu rahatsızlıklar, sistemi rahatsız edecektir. 1980 ve 1994 yıllarında görüldü ki bu tür olumsuzluklar karşısında, tasarruf sahiplerinin tepkisi açıktır. Böyle bir sorunun yaşanacağına inanmıyorum.''

Kavi: Halkın değerlerine el konuldu
Hüsamettin Kavi, İstanbul Sanayi Odası Başkanı: "Sistemin kendi kendini denetlemesine izin verilmiyor. Buna izin verilmezse daha çok bankada sıkıntı yaşayacağız. Bunun gibi olaylar devam edecek. Bu olay, devlet güvencesiyle halkın değerlerine el konulmasıdır. Haksız rekabettir. Siyasetçiler durumu bilmelerine karşın birşey yapmıyor. Bu tesadüf değil. Mevduata güvence verilmesi ne işin ekonomik yönü ne bankacılık yönü ne de sosyal adaletle bağdaşıyor. Eğer mevduata güven verecekseniz, bu güvenceyle birlikte faizin sınırını da tarif etmeniz gerekir."

Bahçıvan: Hukuk harekete geçmeli
Erdal Bahçıvan, Bahçıvan Gıda Yönetim Kurulu Başkanı: "Milliyet'in bu haberinin bazı insanlara karşı hukukun harekete geçirilmesini sağlamasını umuyoruz. Bir takım insanlar dokunulmaz, bir takım insanlar dokunulur. Bu sözden bankacılığı kastediyorum. 10 milyon liralık çekini ödeyemeyen kişiye yapılan cezai uygulama neyse, bu suç için de aynısı yapılmalı. Aksi takdirde kimsenin itibarını ayakta tutamazsınız."

Sarıgülle: Şirket değil, istikbal kurtarıyorlar
Turan Sarıgülle: "İnterbank'tan aktarılan kaynakla dünya kadar istihdam yaratılırdı. Bu olayı tasvip etmiyorum. Sanayici olarak üzüntümü ifade etmek istiyorum. Bazıları banka yoluyla şirket kurtarayım derken, istikbal kurtarıyor. Bu tasvip etmediğim bir gelişme. Devlete sırtını dayayarak para kazanmak bu ülkede en kolay şey. Bankalar Kanunu bir an önce çıkarılmalı."