Ekonomi ‘Kazanç tablosu’ katlanarak büyüyor

‘Kazanç tablosu’ katlanarak büyüyor

14.11.2011 - 02:30 | Son Güncellenme:

Çağdaş sanatın kalbinin attığı Contemporary İstanbul için geri sayım başladı. Türkiye’de sanat piyasasının hacmi iki yılda ikiye katlandı. Önceki yıl toplam 150 milyon dolarlık sanat eseri el değiştirirken, bu yıl hacim 300 milyon doları buldu

‘Kazanç tablosu’ katlanarak büyüyor

Kasım ayı uzun bir süredir çağdaş sanat fuarı Contemporary İstanbul ile özdeşleşmiş durumda. Fuar bu yıl, 24 - 27 Kasım tarihleri arasında Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı ve yanındaki İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek.
6. Contemporary İstanbul’a katılacak olan 90 çağdaş sanat galerisinin 42’si yabancı. Sayı, İstanbul’un sanatsal açıdan çekim merkezi haline geldiğini gösteriyor. Contemporary İstanbul’a, çağdaş Türk sanatının gelişimine katkıda bulunmayı, global koleksiyonerlere tanıtmayı, Türkiye’deki çağdaş sanatçıların ve bu sanatçılarla çalışan galerilerin dünyadaki sanat iletişim ağlarıyla bağlantı kurmalarını sağlamayı hedefliyor.
Fuarı ziyaret edenler, hem Türkiye’de hem de dünyada çağdaş sanat ortamındaki son trendleri takip etme şansını yakalıyor. Contemporary İstanbul’a bu yıl 22 ayrı ülkeden sanat galerileri katılacak. Uluslararası çağdaş sanat camiası tarafından da yakından takip edilen Contemporary İstanbul’da birçok önemli çağdaş sanat eseri ilk defa görülebilecek. Türkiye’den ve dünyadan 526 sanatçıya ait 3 bin çağdaş sanat eserinin görülebileceği fuarı binden fazla uluslararası koleksiyonerin ziyaret etmesi bekleniyor. Contemporary İstanbul’un Yönetim Kurulu Başkanı Ali Güreli sorularımı yanıtladı.

* Türkiye’deki sanat piyasasının hacmi nedir?

İki yıl önce 150 milyon dolar seviyesindeydi. Her geçen yıl koleksiyoner sayısı artıyor. Müzayedelere katılan yeni isimler, galeriler geliyor. Bunun içine yurtdışından gelen koleksiyonerleri de katmak lazım. Türk çağdaş sanatının dünyada bilinirliği artıyor. Tahminim sanat piyasasının büyüklüğünün son iki yılda 300 milyon dolara yaklaştığı yönünde.
En önemli oyuncular sanat galerileri ama hem müzayede evlerinin hem de düzenlenen müzayede sayısının artması da piyasayı büyütüyor. Ayrıca yurtdışına çıkan galeri ve sanatçıların da sayısı artıyor. Bunlarında yurtdışına yaptıkları satışlar var. Müzelerin yaptığı alımlar var sonra. İstanbul Modern başta olmak üzere, Türk çağdaş sanatından ciddi alımlar yapıyorlar. British Museum, Murat Morova’nın bir eserini satın aldı mesela. Çok önemli bir olaydır bu. Bütün bunlar rakamı büyütüyor.

* Koleksiyoner sayımız kaçtır acaba?

Siz gelmeden, fuara davet etmek için Türkiye’deki bine yakın sanat koleksiyonerine yazdığım özel mektupları imzalıyordum. Bakıyorum da bazı ailelerde 5-6 kişiye mektup yazmışım. İlk halkada bin kişi var. İkinci ve üçüncü halka da biner kişi. Ki bunlar genç kuşaklar, yeni ilgi duymaya başlayanlar... Bütün bunları koyduğunuzda 3 bin kişiden bahsediyoruz.

* Koleksiyoneri nasıl tanımlarsınız?

Ayda iki-üç, senede 30-40 resim alan insanlara koleksiyoner demek mümkün.

En pahalısı Deutsche Bank’ta

* Birkaç çok değerli özel koleksiyon söyleyebilir misiniz bana?

Türkiye’den de sanatçıların içinde yer aldığı Deutsche Bank koleksiyonunda yer almak çok kıymetli bir olaydır. Amerika’da çok büyük koleksiyonlar var. Bir Paul Getty var mesela. Bizde Turkcell koleksiyonu önemlidir mesela.

* Deutsche Bank’ın koleksiyonunun parasal değeri nedir?

Orda böyle 15 tane Picasso, 20 tane Matisse, paha biçilmez eserler var yani.

* Bunların arasına girmiş Türk sanatçılar var mı?

Var. Deutsche Bank 2006’da ana sponsorumuzdu. Deutsche Bank’ın seçicisi geldi. İnci Eviner satın aldı gitti. Bildiğim kadarıyla birkaç Türk ressam daha koleksiyonlarına girdi. Son zamanlarda çağdaş sanatçılardan Yaşam Şaşmazer’in bazı heykelleri önemli koleksiyonlara girmiştir. Bedri Baykam’ın önemli işleri var dünyada çeşitli koleksiyonlarda. Taner Ceylan, Hüseyin Çağlayan çok önemli koleksiyonlara girdiler. Çok örnek var yani.

* Peki, dünyada özel koleksiyonlar içinde en değerlisi hangisidir acaba?

Ölçmek zor ama sanırım bir numara yine Deutsche Bank’tır. Üç yıl önce yanılmıyorsam 5 milyar euro gibi bir değeri vardı.

Roman Abramovich'in ‘Garaj’ı dolup taşıyor

* Sanat piyasasında Rusların ciddi bir alıcı kitlesi olarak ortaya çıktıkları söyleniyor. Bir zamanlar lüks markalar alırlardı, markanın da görünmesinden hoşlanırlardı. Sanatta nasıl alıyorlar acaba?

Roman Abramovich’in kurduğu, eşinin yönettiği bir sanat vakfı var. İsmi Garaj. Eski bir Moskova garajını belediye kendisine verdi, onlar da böyle bir merkeze döndürdüler. Garaj’ın direktörüne “Rusya’da koleksiyonerler nasıl alım yaparlar?” diye sordum. Orada bir koleksiyoner ayda ortalama 40 - 50, yılda 500 resim alırmış.
Verdiği bilgiye göre alım şekli ilginç! Rus sanat yatırımcısı bir sanatçının atölyesine girip, içeride kaç tane, ne var, ne yoksa... İşte 30 resim var, 8 tanesi bitmemiş. Hepsini alıyormuş, ‘Bitmemişleri de bir an önce tamamlayın’ diyormuş. Yeni Rus zengini böyle alım yapıyor. Bunlar olacak, her ülkede oldu. Ama onların çocukları daha bilinçli alım yapacak.

Yeni alıcı Güney Kore’den gelecek!

* Yurtdışı için başka ne tür çalışmalarınız var?

Geçen hafta Güney Kore’deydim. Önümüzdeki yıl orada Türk çağdaş sanatının tanıtılması amaçlı önemli bir sergi yapacağız. Buradan 20 sanatçıyı götürmek istiyoruz. Bunun planlaması için Kore’de çeşitli mekânları gezdim. Çok iyi bir mekân buldum.
Haziran başı gibi bir sergi yapacağız. Güney Kore’deki koleksiyonerlerle ilgili bilgi almaya çalışıyorum. Nasıl alım yapıyorlar? Hangi değerde satın alma yapıyorlar? Nasıl resim seviyorlar? Aldığım bilgilere göre Güney Koreli koleksiyoner artık Kore çağdaş sanatına doymuş, yabancı sanata yönelmek istiyor.
Dünyadaki çağdaş sanata yatırım yapan sermaye daha çok Amerika, Avrupa, Uzak Doğu’da toplanmıştır. Avrupa ekonomisi sıkıntılı, biliyoruz. Amerika sermayesi eh işte. Güney Kore’yi durup dururken seçmedik. Yeni alıcı kitle Güney Kore’den gelecek.

Eşle çalışmak ilişkileri çetrefilleştiriyor

* Contemporary’nin tüm altyapı çalışmalarını eşiniz Rabia Güreli yürütüyor? Zor mu eşle çalışmak?

Çok zor. Ama zorlaştıran daha çok ikinci halkada yer alan ilişkiler. Sıkıntısı olan bana söylemek yerine eşime söylüyor, bana iletmesi için! Çetrefilli diyaloglar gelişiyor normalde olmayan. Fuarcılık eşimin profesyonel işi biliyorsunuz, İkon Fuarcılık’ın başında Rabia. Rabia çok detaycıdır. Fuarcılık da detay işidir, onun detaycılığı sayesinde bu kadar zor bir organizasyonun üstesinden 6 yıldır sıfır hatayla geliyoruz.

* Bu yıl ön izlemeye her isteyen giremeyecekmiş...Davetiyesiz kimseyi almayacakmışsınız. Davetiyesiz çok mu gelen oluyor da böyle karar aldınız?

Hem de çok! Hiçbir şekilde ön izlemeye davet etmediğimiz, davetiye göndermediğimiz magazin figürleri geliyor. Gereksiz bir kalabalık oluyor, basın da haliyle onları izliyor. Hedef şaşıyor, ilgilisi eserler hakkında bilgilenemiyor. Galeriler de, biz de rahatsısız bu durumdan. Bunu engellemek istiyoruz. 23 Kasım günü saat 16.00 - 19.00 arasında 3 saat süreyle fuar ön izleme için sadece davetlilere ve koleksiyonlara özel olarak açılacak. Sonrasında zaten bütün kamuoyuna açılıyor. Kokteyl, açılış partisi başlıyor.

* Özel bölümde hangi ülkeler olacak bu yıl?

2009’da Contemporary İstanbul sırasında bölge ülkelerini mercek altına aldığımız ‘Yeni Ufuklar’ adı altında bir bölüm başlattık. Geçtiğimiz yıl İran’dan çağdaş sanata yer verdiğimiz bölümde bu yıl konuğumuz Körfez ülkeleri (Bahreyn, Kuveyt, Katar, Suudi Arabistan, Abu Dabi, Dubai) olarak belirledik. Bu ülkelerden altı sanat galerisi var bu yıl fuarda.

Eser sayısına değİl değerİne bakılmalı

* Türkiye’deki koleksiyonerlerin en sık yaptıkları hata nedir?

Bir yaklaşım sıkıntısı var bazı koleksiyonerlerimizde. 2 bin adet sanat eserim, diğerinin 2 bin 500 sanat eseri var şeklinde konuşmalar duyuyorum. Koleksiyonerliğin adetle bir ilgisi yok. Yani çok adet satın almış olabilirsiniz ama değeri nedir? Gerçekte doğru bir alım mı yapmışsınız? Gerçekten alınması gerekeni mi almışsınız? Çok şüpheli. Bu konuda deneyimli ve bilgili üç kişiyle konuşmadan, danışmanlık hizmeti almadan satın alma yapılmamalı.

Fuarda 80 Milyon TL değerinde 3 bin eser sergilenecek

‘Kazanç tablosu’ katlanarak büyüyor


Komet, “Burada tam karşımda duruyordu” 2011, tuval üzerine yağlıboya 180x180 cm

Haberin Devamı

‘Kazanç tablosu’ katlanarak büyüyor


Ruben Grigorian, “Search”, 2010, tuval üzerine yağlıboya 80x55 cm


‘Kazanç tablosu’ katlanarak büyüyor


Murat Morova, “İsimsiz”, 2011, tuval üzerine karışık teknik, 140x110 cm


‘Kazanç tablosu’ katlanarak büyüyor


Katayoun Karami, “Resurrected“ 2009, 24X30 cm