Kriz, işvereni kalbinden vurdu

Türk Kalp Vakfı Başkanı Çetin Yıldırımakın, ekonomik krizin etkisiyle kalbinden şikayet ederek muayene ve tedavi olmak üzere başvuranların sayısında artış olduğunu söyledi. Yıldırımakın, “Krizden sonra vakfımıza muayene ve tedavi için başvuranların sayısı neredeyse iki kat arttı. Daha önce ortalama 100’ün üzerinde olan günlük başvuru sayısı krizden sonra 315 kişiyle rekor kırdı” dedi. Hasta sayısı içinde işyeri sahiplerinin yüzde 35’i bulduğunu belirten Yıldırımakın, bu sayının artmasından endişe duyduklarını belirtti.

Kriz, kalpleri yordu
Yıldırımakın, son 50 yılın en kötü piyasa koşullarında yaşam savaşı veren işadamlarının yoğun stres altında kaldıklarına dikkat çekti. Son aylarda piyasada artan gerilime paralel olarak, işyeri sahibi hasta sayısında artış olmasını, krizin kalp üzerindeki olumsuz etkisi olarak yorumlanması gerektiğinin belirten Çetin Yıldırımakın, iş dünyasının kalbini riske atmamayı öğrenmesi gerektiğini ifade etti.

İşçi de risk altında
Türkiye’de işsiz sayısının 3 milyona dayandığını vurgulayan Yıldırımakın, işverenin işçisinin maaşını çıkarma mücadelesi, işçinin de işini sürdürebilme endişesinin yarattığı stresin kalbi vurduğunu söyledi. Yıldırımakın önümüzdeki günlerde bu stresin kalp krizi vakalarında artışa sebep olmasından endişe duyduklarını dile getirdi.
Dünya’da ve Türkiye’de ölümlerin yüzde 50’sinin kalp ve damar hastalıklarından kaynaklandığını belirten Yıldırımakın, “Türk Kalp Vakfı Teşhis ve Tedavi Merkezi’ne başvuran iş insanlarına uzman doktorlarımız aracılığıyla gereken tüm bilgileri veriyoruz, teşhis ve tedavisini yapıyoruz, doktorlarımız tarafından kontrolümüze alıyoruz. Bunların başında da stres yönetimi geliyor. Bu ortamda stresle baş etmeyi öğrenmek, işçiyi de işvereni de iyi kalpli yapacaktır” dedi.

Psikoloji bozuldu
Türk Kalp Vakfı’nda Uzman Psikolog olarak görev yapan Alanur Özalp da ekonomik krizin insanın psikolojisini bozduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi:
“Krizde insanların kendine olan güveni sarsılıyor. İştahı, uykusu, rüyaları bozuluyor. Öfke ve stres artıyor. İş ve iş yaşamında ilişkiler, dostluklar, evlilikler bozuluyor. Boşanmalar artıyor, krizden çocuklar da olumsuz etkileniyor. Çocukların okuldaki ilişkileri, ders performansları bozuluyor. Trafik ve ev kazaları artıyor, kiracı, ev sahibi ve komşular arasındaki ilişkiler bozuluyor. Mutsuzluk, yorgunluk, psikolojik ve fiziksel rahatsızlıklar artıyor.”