Krizde çocuklara bağış arttı...

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF-United Nations Children’s Fund) Küresel Başkan Yardımcısı Hilde F. Johnson, krizin 100 milyon insanı daha yoksullukla boğuşmak zorunda bıraktığını belirterek, “Günümüzde toplam 1 milyar insanın yoksulluğundan söz ediyoruz” dedi.
IMF-Dünya Bankası Yıllık Toplantıları kapsamında İstanbul’da bulunan ve AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Johnson, UNICEF’in gelir kaynaklarının üç ana başlıktan oluştuğunu söyledi.
Birinci gelir kaynaklarının, hükümetlerin gönüllü ve yapmakla yükümlü olduğu katkılar olduğunu anlatan Johnson, diğer gelir kaynaklarının ise özel sektörden sosyal sorumluluk projeleri kapsamında elde ettikleri gelirler ve kişilerden topladıkları bağışlar olduğunu ifade etti.
UNICEF’in yıllık ortalama toplam gelirinin 3,6 milyar dolar olduğunu dile getiren Johnson, toplam gelirlerinin üçte ikisinin devlet kaynaklı, üçte birinin ise özel sektörden ve kişilerden aldıkları bağışlar olduğunu belirtti. Johnson, krizde gelirlerinde çok fazla düşme olmadığını vurgulayarak, “Krizde, özel sektörden elde ettiğimiz gelirlerde düşüş oldu ama hükümetlerden elde ettiğimiz gelirlerde önemli bir düşüş olmadığı gibi, kişilerden aldığımız bağışlarda ise artış oldu” diye konuştu.
Çocukların krize tahammülü olmadığını dile getiren Johnson, krizde insanların çocuklara daha çok yardım yapmak istediklerini söyledi. Hilde F. Johnson, UNICEF’in ortalama olarak en çok ABD, Norveç, İsveç ve Hollanda’dan yardım aldıklarını belirterek, en çok yardım yaptıkları yerin ise Afrika ülkeleri olduğunu kaydetti. Johnson, “Toplamda 160 ülkeye yardımcı oluyoruz ama kaynaklarımızın yüzde 50’sinden fazlasını Afrika ülkelerine gönderiyoruz” diye konuştu.

“KRİZ, TAHMİNİMİZDEN DAHA FAZLA İNSANI ETKİLEDİ”
Bağışları, genellikle nakit olarak aldıklarını anlatan Johnson, ayni yardım almaları için bu yardımın, özel anlaşmalarla formüle edilmesi gerektiğini bildirdi.
Ekonomik gücü iyi durumda olan ülkelerin, diğer ülkelere göre çocuk hakları konusunda daha iyi durumda olduğunu anlatan Johnson, “Türkiye de bu konuda çok önemli adımlar atmış ve iyi bir noktaya gelmiş bir ülke. Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni ilk onaylayan ülkelerden birisi, çocuk haklarıyla ilgili ek protokolleri de onaylayan ülkelerden birisi. Bunlar çok büyük adımlar. Evet, hali hazırda Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde bazı çekinceler var ama bunların da zamanla kalkacağını biliyoruz” şeklinde konuştu.
Krizin çocuklar üzerindeki etkisini de değerlendiren Johnson, şunları kaydetti:
“Krizle birlikte açlık ve hastalıklar arttı ve daha çok çocuk okuldan ayrılarak çalışır hale geldi. Kriz, tahminimizden daha fazla ülkede daha fazla insanı etkiledi. Aynı akım, şu anda bir çok ülkede devam etmekte. Kriz, 100 milyon insanı daha yoksullukla boğuşmak zorunda bıraktı. Günümüzde toplamda 1 milyar insanın yoksulluğundan söz ediyoruz. Bangladeş’te örneğin; çocukların okullarından ayrılmaya ve çalışmaya daha fazla zorlandıkları bilgisi geliyor bize.
Türkiye’den de bir örnek vermek istiyorum. Dünya Bankası’yla yaptığımız araştırmaya göre krizde, şehirde yaşayan ailelerin dörtte üçü yiyeceklerinden kesiyor. Bu, çocukların yiyeceklerinden kesmek anlamına da geliyor.” Johnson, krizde en büyük darbeyi en yoksul olan kişilerin aldığını belirterek, hükümetlerin ve kişilerin, yardımlarını kesmemelerini istedi.