Ekonomi Melih Çelet: Hayalim Desa’yı dünyada Gucci gibi bir marka yapmak

Melih Çelet: Hayalim Desa’yı dünyada Gucci gibi bir marka yapmak

03.01.2010 - 12:05 | Son Güncellenme:

.

Melih Çelet: Hayalim Desa’yı dünyada Gucci gibi bir marka yapmak

Desa Yönetim Kurulu Başkanı Melih Çelet, dünya markalarına yönelik üretim yapan Desa’nın, küresel kriz nedeniyle ihracat pazarlarında 2009 yılında önemli bir gerileme olacağını hesaplayarak, bütçe yaptığını belirterek, “2008 sonu itibariyle 33 milyon dolar olan ihracatımızın 2009 sonunda 18 milyon dolar civarına düşeceğini öngördük. Ancak bu olumsuz tahminimize rağmen ihracatımızdaki düşme beklediğimiz kadar olmadı ve 2009 ihracatımız 25 milyon dolarla kapandı. 2010 ihracatımız için hedeflediğimiz rakam 44 milyon dolar. Eğer bu hedefe ulaşırsak Desa 38 yıllık tarihinde en yüksek ihracatı gerçekleştirmiş olacak” dedi.
Melih Çelet, “Yakın bir gelecekte Londra’nın yanı sıra dünya moda merkezleri New York, Tokyo, Paris’te mağazalar açmak ve Desa’yı Gucci gibi bir dünya markası haline getirmek en büyük hayalim” diye konuştu.
Desa’nın ihracat pazarları ve gelecek hedefleri konusunda ANKA’ya bilgi veren Melih Çelet, Desa’nın başta İtalya ve İngiltere olmak üzere dış pazarlara ihracat yaptığını, Desa’nın dünyaca ünlü Prada için üretim yapmasının yanı sıra, Türkiye’de Samsonite ve DKNY Jeans’in da temsilcisi olduğunu aktararak, “DESA olarak sistemli ve programlı bir yapımız var. Birlikte çalıştığımız iş ortaklarımız konusunda da seçici davranıyoruz. O nedenle hangi gün, hangi ay, kime ve ne kadar ürün yapacağımız bugünden bellidir. İhracatla ilgili çalışmalar uzun vadeli ve güçlü bir altyapı çalışması ile yürütülüyor. Bu nedenle 44 milyon dolarlık ihracat hedefini tutturacağımıza eminiz” dedi.

Haberin Devamı

“HEDEFİMİZ DÜNYANIN MODA MERKEZLERİNDE OLMAK”
Desa’nın yurtdışına yönelik hedeflerini anlatan Çelet şöyle konuştu:
“Şu anda Londra’daki ilk AVM konumunda olan Westfield AVM’de bir Desa mağazamız var. Londra’da 2010 yılında bir ya da iki mağaza daha açmayı düşünüyoruz. Londra deneyimini iyice yaşadıktan sonra, dünyanın başka noktalarında da mağazalar planlıyoruz. Ancak öncelikle odaklandığımız Londra’da iyice deneyim oluşturalım istiyoruz. Çünkü yeterince hazırlanmadan gidersek risk faktörü çok yükseliyor. Londra mağazası bize şunu öğretti ki, Türkiye’de servis kalitesi çok yüksek ve bizim satış danışmanlarımız gerçekten çok iyi ve cansiperane çalışıyorlar. Londra’da bu performansı yakalamak, satış danışmanlarının motivasyonu Türkiye düzeyine yükseltmek biraz daha zaman alacak.”

Haberin Devamı

“KOMŞU ÜLKELERE DE ODAKLANACAĞIZ”
Desa’nın şu anda en büyük pazarının Prada faktörü nedeniyle İtalya olduğunu ve bu ülkeyi İngiltere’nin takip ettiğini belirten Melih Çelet, Türkiye’nin komşu ülkelerle ilişkileri geliştirmeye yönelik dış politikasına uygun olarak Suriye pazarına da girmeyi düşündüklerini söyledi. Çelet şöyle devam etti:
“Bugüne kadar bakmadığımız komşu ülke faktörü üzerinde bu yıl biraz daha yoğunlaşacağız. Komşu ülkelere yönelik izlenen dış politikayla beraber, denenmesi gereken bir unsur olarak komşu ülke pazarlarında nasıl yer alabiliriz konusuna daha fazla zaman ayıracağız. Küresel stresin getirdiği yıkımların ardından, bu krizden pek etkilenmeyen Afrika pazarları belki önem kazanabilir. Desa, Afrika’ya çok mal satabilir mi bu aşamada tabiî ki bu bizim için soru işareti. Ancak Azerbaycan, Suriye gelişen bir pazar olabilir bizim için. Akdeniz ülkesi olma avantajıyla bu bölgede bir rol oynayabiliriz.”

“PRADA’NIN TÜRKİYE’Yİ SEÇMESİ ÖNEMLİ”
Melih Çelet, Prada ile ilişkilerini değerlendirirken “Bugün Prada İstanbul’u, Türkiye’yi önemli merkezlerinden biri olarak seçip yatırım yapıyorsa bu çok keyif verici bir gelişme ve bu Türkiye’nin başarısı tabi ki. Ayrıca Desa olarak bizim için büyük bir mutluluk ve karşılıklı ciddi bir sinerji yaratıyoruz. Prada hiç kuşku yok ki dünyanın başka bölgelerinde de üretim yaptırıyor. Prada ya da başka bir global marka için üretilen her ürün bu markaların global kültürü ve knowhow’ına uygun olarak üretiliyor. Bu ürün Türkiye’de üretildi dendiği zaman da artık buna herkesin alışması ve Türkiye’nin bu durumu hak ettiğini görmesi lazım” dedi.
Çelet, Desa’nın satışlarında yurtiçi ve ihracat dengesi hakkında bilgi verirken, uzun bir dönem üretimin yüzde 65’inin yurtiçine yönelik satışlar oluşturduğunu, ancak son yıllarda ihracatın payının arttığını belirterek, “2009 kapanışı yüzde 60’ın biraz altında iç piyasa, yüzde 40’ın biraz üstünde de ihracat şeklinde olacak. 2010 için hedefimiz ihracat ve yurtiçi satışları yüzde 50-50 dengeye getirmek ve sağlıklı olan da bu denge” diye konuştu.

Haberin Devamı

“YENİ MAĞAZALAR AÇIYORUZ”
Desa’nın Türkiye’de önemli bir pazar payına sahip olduğunu aktaran Melih Çelet, yeni mağazalarla ilgili şu bilgileri verdi:
“Bugün 62 mağaza ile 21 şehirde 70 milyonun hizmetindeyiz. 6 da franchise mağazamız var. Şubat 2010’da Ankara Kent Park’ta iki mağaza açacağız. Biri Desa, biri Samsonite olacak. Yine Şubat ayında İstanbul’da Ataköy Konakları’nda üç mağaza açacağız. Biri DKNY Jeans, bir Desa, diğeri de Samsonite olarak hizmete girecek. Ataköy konakları bu markalarla çok farklı bir moda merkezi olacak.”
Melih Çelet, City’s Nişantaşı’nda büyük beklentilerle açtıkları DKNY Jeans mağazasını Şubat 2010 itibariyle kapatacaklarını da söyledi.

Haberin Devamı

“DERİ CEKETİ 250 GRAMA KADAR DÜŞÜRDÜK”
Dünyada deri giyiminde ve kürk süette daha hafif ürüne doğru gidiş olduğuna dikkat çeken Melih Çelet bu konuda şunları söyledi:
“Belki küresel ısınmadan dolayı, çok ağır kış koşulları olsa dahi ortalama sıcaklık artışı söz konusu. Ayrıca deride estetik de değişiyor. İnsanlar artık taşınması zor hantal şeyler istemiyor. Deri gerektiğinde en soğukta da en sıcakta da giyilebilir bir ürün. Hem kendinizi koruduğunuz hem de kendinizi farklı hissettiren bir ürün. İçi dışından pahalı emtialar da deriden yapılıyor. Deri zarafetin, şıklığın ve lüksün simgesi. Geliştirdiğimiz yeni teknolojiler sayesinde deri ürünleri artık çok hafifledi. Bu sayede deri 12 ay giyilir bir emtia haline geldi. Bugün Desa’da blazer ceketler 250?275 grama kadar indi. Eline yumak gibi alıp cebine koyacak kadar ince zarif bir ürün haline getirdik.”

Haberin Devamı

“2010 YAZ KREASYONU İÇİN TER LEKESİ TUTMAYAN YENİ DERİ MODELLER HAZIRLIYORUZ”
Deri ürünlerini 12 ay giyilen bir ürün kategorisi haline getirmeye yönelik teknolojide önemli gelişmeler sağlandığını belirten Melih Çelet, “Yazın deriyi insanlar niye giymesin, terletmedikten sonra. Şimdi yeni terbiye teknolojisi ile artık deride ter lekesi de kalmıyor. Bugün beyaz ve bej renkli derileri, nubuk ve süet derileri kir tutmayacak bir teknoloji ile işliyoruz. Deri giyenlerde en büyük yakınma hemen toz oluyor ve ter lekesi kalıyor şeklinde idi. Kuru temizleme ise hem masraflı ve hem de yüzde 100 netice vermiyor. Bu yüzden özellikle açık renk derileri giymekten insanlar çekiniyordu. Yaz aylarına yönelik olarak beyaz, bej, konyak renklerinde çok özel modeller geliştiriyoruz. Ter lekesi bırakmayan, toz tutmayan bu yeni ürünler 2010 yaz kreasyonlarında yer alacak” dedi.