Ekonomi Memura dolar bazında yüzde 5 zam

Memura dolar bazında yüzde 5 zam

15.10.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

Memura dolar bazında yüzde 5 zam

Memura dolar bazında yüzde 5 zam

Bugüne kadar sadece hedefleri ve temel büyüklükleri açıklanan ve 15 - 17 Ekim tarihlerinde ayrıntıları açıklanması beklenen 1998 bütçesi ve 3 yıllık orta vadeli istikrar programını Milliyet ele geçirdi. 1998 bütçesi ile sıkı bir bütçe uygulamasına geçen hükümet, memurlar maaşlarına dolar bazında yüzde 5, yani 766 milyon dolar zam hedefliyor.

HÜKÜMETİN 2000 yılında Avrupa Birliği standartlarına ulaşmak için 9 ayrı reform programladığı belirlenirken; 1998 bütçesiyle memurlara dolar bazında yüzde 5 zam öngörülüyor.
Yüksek Planlama Kurulu'nda son şekli verilen 1998 bütçesi ve 3 yıllık orta vadeli mali programa göre, 1997 bütçesine ilişkin en son veriler şöyle:
Refahyol Hükümeti, 1997 bütçesinde 1 katrilyon 797 trilyon liralık gideri göstermedi. Bunun sonucunda başta personel giderleri olmak üzere diğer bütün gider kalemlerinde 300 - 400 trilyon liralık açıklar ortaya çıktı. Refahyol'un gelir hedefi de 828 trilyon lira şaşınca bütçe açığı 2 katrilyon 625 trilyon lira oldu.
Uygulanacak program için belirlenen hedefler şöyle özetleniyor:
1998 için yüzde 3 olarak belirlenen büyüme hedefi, 1999 ve 2000 yıllarında, yıllık yüzde 4.4 olarak gerçekleşecek. Yıllık ortalama enflasyon hedefleri 1998'de yüzde 66, 1999'da yüzde 35, 2000 yılında yüzde 10 olacak. Yılsonu enflasyon hedefleri ise, sırasıyla yüzde 50, 20 ve 3.
Programda öngörülen reformlar ise, şöyle sıralanıyor:
Bütçe disiplininin sağlanması; vergi, sosyal güvenlik, mahalli idare gelirleri, devlet yönetiminin yeniden yapılandırılması, özelleştirme, mali sektör, eğitim ve sağlık reformları.

Yüzde 50 enflasyon, faiz ödemeleri dışında 1.9 katrilyon liralık fazla vermesi hedeflenen 1998 yılı bütçesinde memur maaşları için ayrılan ödenek 766 milyon dolar artırıldı. Böylece ödenek dolar bazında yüzde 5 artışla 14 milyar 582 milyon dolara ulaştı. Bu yıl memurlara ayrılan ödenek ise, 13 milyar 816 milyon dolar olmuştu.
Bu rakamlar ve memurlar için 1997 yılında 2.1 katrilyon lira olarak kesinleşmesi beklenen ödenek ile yıl ortalaması 150 bin lira olması beklenen dolar kuru dikkate alındığında Türk lirası bazında yüzde 66 zam anlamına geliyor. Eğer hükümet, önümüzdeki yılki ortalama yıllık yüzde 64'lük enflasyon hedefini tutturabilirse, memurlar enflasyon oranında zam almış olacak.
Bütçede yatırımlarda en büyük ağırlık eğitime ve enerji sektörüne veriliyor. Yatırımların yüzde 41'i eğitime, yüzde 6'ı sağlığa, yüzde 8'i enerjiye, yüzde 14'ü tarıma yapılacak.

Ancak bütçenin büyük bölümü yine borç ve faizlere gidecek. 1997 sonu itibariyle 34 milyar dolara ulaşan iç borçlar ile 80 milyar dolara vuran dış borçlar ve faiz ödemeleri için ayrılan pay yüzde 40 olacak.
Bütçede, 1998 yılında devletin bütçe dışı amaçlarla borçlanmasına sınır getiriliyor. Kamu kuruluşlarının hesaplarının Ziraat Bankası'nda tutulmasının sürdürüleceği vurgulanırken; diğer ilkeler şöyle sıralanıyor:
. Yeterli ödeneği olmadan kamulaştırma yapılamayacak,
. Kamu kesiminde taşıt savurganlığı önlenecek,
. Sosyal güvenlik kuruluşlarının bütçeye getirdiği yük azaltılacak,
. Yüksek öğretim kurumlarının kendi kaynaklarını yaratmalarına imkan sağlanacak,
. Dış proje kredilerinde Hazine garantisine sınırlama getirilecek,
. Yeterli ödeneği bulunmayan yatırımlara başlanmayacak,
. Ödeneklerin kullanımı harcama planına bağlanacak, kurumların hizmetlerini planlamaları sağlanacak.
Bütçenin gelir hedefinin tutturulması için vergi gelirlerinin artırılması öngörülüyor. Bu amaçla tek vergi numarası yaygınlaştırılarak, kayıt dışı ekonominin azaltılması, vergi kaçıranlara karşı özel yoklama ve inceleme tekniklerinin denenmesi planlanıyor.

Programda, mevcut durumun sürmesi halinde Türkiye'nin nereye gideceğine ilişkin bir senaryo da yer alıyor. Buna göre, hükümet ekonomide hiçbir düzenlemeye gitmez, mevcut durum sürerse 2000 yılında, Avrupa Birliği'nde yüzde 3 olan bütçe açığı yüzde 16'ya ulaşacak, Türkiye gerileme sürecine girecek ve yüzde 2.1 küçülecek, enflasyon yüzde 121'e ulaşacak, rantiyelerin kazancı daha da artarak yüzde 37 reel kazanca ulaşacak, cari işlemler açığı 15 milyar dolara ulaşacak, dolar kuru 1 milyon 100 bin lirayı bulacak.
Bunların sonucunda, yatırımlar duracak, işsizlik artacak, gelir dağılımı daha da bozulacak, ahlaki değerler daha da aşınacak, geleceğe olan inanç tamamen kaybolacak ve sosyal barış bozulacak. Yani Türkiye 1994 yılından daha ağır bir kriz yaşayacak.
1996 yılında, Türkiye'nin dünyanın en yüksek enflasyon oranına sahip olan Kongo ve Venezüella'yı geçerek, enflasyon şampiyonu olduğuna dikkat çekilen raporda Türkiye'nin, gelir dağılımı adaletinde dünyanın en kötü ülkesi olan Meksika'yı yakaladığı vurgulanıyor.