Ekonomi PKK’ya karşı üçlü mekanizma istihbaratın ötesine geçecek

PKK’ya karşı üçlü mekanizma istihbaratın ötesine geçecek

28.06.2010 - 01:20 | Son Güncellenme:

Başbakan Erdoğan G20 toplantıları sonunda Türkiye’ye dönmeden önceki basın toplantısında Obama ile yaptığı görüşmenin içeriğini anlattı. PKK terörü konusunda ABD, Türkiye ve Irak’ın üçlü mekanizmasının istihbaratın ötesine geçecek çalışmalar yapacağını belirtti

PKK’ya karşı üçlü mekanizma istihbaratın ötesine geçecek

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD ve Irak ile PKK’ya yönelik mücadelede koordinasyonu sağlayan üçlü mekanizmanın istihbarat paylaşımından öte işlevlerinin olması için çalışmaların yürütüldüğünü söyledi.
G20 zirvesinin ardından düzenlediği basın toplantısında ABD Başkanı Barack Obama ile yaptıkları görüşmenin içeriği hakkında bilgi veren Erdoğan, “PKK ile ilgili aramızda üçlü mekanizma var. İstihbarat paylaşımında başlamış süreç devam ediyor, sıkıntı söz konusu değil. Üçlü mekanizmanın istihbarat paylaşımından öte bazı işlevlerinin olması gerekiyor. Şu anda artık bu işlevin devreye sokulması müzakere ediliyor. Öyle zannediyorum ki üçlü mekanizmanın bu konuda attığı adımlar daha farklı bir uygulama alanı bulacaktır. Bunun çalışmaları yapılıyor. İlgili arkadaşlarım, başta Terörle Mücadele Yüksek Kurulu Başkanı, İçişleri Bakanı takibi içerisindeler. En kısa zamanda netice almanın gayreti içerisindeyiz” dedi.
Irak merkezi hükümetinin Kuzey Irak’ta egemenliği olmadığını belirten Erdoğan, “Bölücü terör örgütü burada belli bölgeyi adeta konuşlanmış, yönetiyor... Ya merkezi yönetim görevini yerine getirmiyor, ya da yerel yönetim getirmiyor, getirmesi lazım” dedi ve üçlü mekanizmanın bu konuyu da ele almakta olduğunu belirtti.

Attığımız imzanın arkasındayız
Erdoğan, İran’ın nükleer programıyla ilgili Brezilya ile birlikte imzaladıkları Tahran Deklarasyonu’nun arkasında olduklarını, müzakere sürecinin devam etmesini beklediklerini söyledi. Erdoğan, “Türkiye ve Brezilya attığı imzanın arkasında durmak durumundadır. Haftalarca, aylarca çalışarak bu adım atılmıştır. İran’ın masadan kalkmamasını ve bu sürecin de sözleşme çerçevesinde devamını özellikle bekliyoruz” dedi.
Erdoğan, ABD’nin de nükleer program konusunda müzakere sürecinin devam ettirilmesine yönelik yaklaşımını sürdürdüğünü belirtirken, “Biz de aynı şekilde devam ettireceğiz. Bu süreç içerisinde ne gibi gelişmeler olur kısa süre içerisinde göreceğiz. İran’ın uluslararası Atom enerjisi kurumuna yazdığı mektup çerçevesinde cevap söz konusu. (AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Catherine) Ashton ve (İran’ın nükleer başmüzakerecisi Said) Celili arasında görüşme söz konusu. Dışişleri bakanım, İran dışişleri bakanıyla bunu takip ediyor” dedi.

Haberin Devamı

‘İsrail’den üç isteğimiz var’
Erdoğan, Obama ile görüşmesinde Gazze’ye yardım götüren gemilere İsrail’in müdahalesi konusunda da görüştüklerini, hukuk çerçevesinde Türkiye’nin sonuna kadar ne gerekiyorsa yaptığını ve yapmaya devam edeceğini ilettiklerini belirtti. Erdoğan, “Konunun uluslararası sularda cereyan etmesi, uluslararası hukukun çiğnendiği anlamına geliyor, kimsenin bundan şüphesi yok. Kimse İsrail’e bir saldırı, tecavüz ifadesini kullanamaz. Bunların hepsi önyargılı veya art niyetli tipler olabilir. Ülke bile diyemiyorum, çünkü ülke halklarnının bunu kabul etmesi mümkün değil. İkincisi sivil toplum kuruluşlarının insani yardımıdır. Gemilerde bir tane silah bulunabilseydi İsrail’in dünyayı ayağa kaldıracağını siz de tahmin edersiniz. Ama bulunamamıştır” dedi.
Türkiye’nin İsrail’e karşı belgelerle mücadele edeceğini belirten Erdoğan, “Bizim şahitlerimiz sipariş olmayacak. Sıradan bir olay yok. Bütün bunlara karşı herkesin kendisine bir çeki düzen vermesi lazım. dünya barışına katkı sağlayacaksak... Sadece barış için çalışıyoruz. Şova merakımız yok” dedi.
Erdoğan, ABD’nin yanı sıra G20’de görüştüğü liderlerle Gazze’ye yardım gemilerinde İsrail’in saldırısı sonucu yaşamını yitirenlerle ilgili adli tıp raporlarını paylaştıklarını belirtirken, “Uluslararası mahkemelerde bunlar paylaşılacak. Burada sekiz türk vatandaşı, bir tane de Türk orijinli Amerikan vatandaşı var. Furkan Doğan Amerikan vatandaşıdır. Bizler Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak, ABD de ABD devleti olarak herhalde vatandaşının hakkını uluslarararası bazda arayacaktır” diye konuştu.
Erdoğan, İsrail’den üç taleplerinin olduğunu yineleyerek, bunların Türkiye’den özür dilenmesi, Türkiye halkından özür dilenmesi ve Gazze’ye uygulanan ablukanın kaldırılması olduğunu hatırlattı. Erdoğan, “Aksi takdirde geleceğe yönelik bu işin süreci olumlu etkilemesi mümkün değil. Olumlu süreç isteniyorsa bu adım atılmalı. Filistin’de iki devletli yapı istiyorsak bu olmazsa olmaz bir şart konumuna gelmiştir” diye konuştu.
Erdoğan ayrıca 7 temmuz’da İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun ABD’ye yapacağı ziyaretin olumlu neticelere yol açmasını temenni ettiğini de ekledi.

Haberin Devamı

‘Türkiye İsrail’e dava açacak’
Başbakan Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin AB’ye katılım hayalinden vazgeçmediğini ve “Batı karşıtı” olmadığını, İsrail konusunda da bu ülkenin 4 koşulu yerine getirmesi gerektiğini söyledi. Başbakan Erdoğan, Toronto Star gazetesine verdiği röportajda dün yaptığı basın toplantısındaki üç şartın dışında tazminat maddesini de sayarak, İsrail ile ilişkilerdeki gerginliğin bu ülke 4 koşulu karşılayana kadar süreceğini ifade ederek, bu koşulları şöyle sıraladı:
“Saldırıdan dolayı özür dilemesi, hayatını kaybeden 9 kişinin ailesine tazminat ödemesi, olaya ilişkin uluslararası bir soruşturmayı kabul etmesi, Gazze’ye uyguladığı ambargoyu kaldırması.” İsrail’in ambargonun yumuşatılacağı açıklamasının hatırlatılması üzerine “Bu açıklamaları duyduk, ama hiç bir adım atılmadı. Geçmişte de benzer açıklamalar yapılmıştı” diyen Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin, saldırının mağdurları adına İsrail’e dava açmayı planladığını kaydetti.
Erdoğan, yardım gemisindekilerin İsrail’den Türkiye’ye gönderilmesi konusundaki çabalarından dolayı ABD Başkanı Barack Obama’yı arayarak teşekkür ettiğini belirterek, “Başkan Obama’ya, müdahalesinden dolayı minnettarım. Eğer bu çok hızlı tepki olmasaydı, işler daha problemli hale gelebilirdi” dedi.

Haberin Devamı

Herkesin gözü maçtaydı!
ABD Başkanı Barack Obama ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yapacağı görüşmenin 45 dakika rötarla başlamasına neden olan Dünya Kupası, G20 zirvesine dün de damgasını vurdu. Dün liderlerin de gazetecilerin de 90 dakika için ilgisini dağıtan, aynı zamanda şu ana kadar kupadaki en heyecanlı maç olarak dikkat çeken Almanya-İngiltere karşılaşmasıydı. Liderler toplantıya ara verdi.

Haberin Devamı

PKK’ya karşı üçlü mekanizma istihbaratın ötesine geçecek

Önceki gün ABD - Gana karşılaşmasını İngiltere Başbakanı David Cameron’la birlikte izleyen Barack Obama’nın maç keyfi zaman zaman kesildi. Obama ile Erdoğan görüşmesi bu maçın ardından yapıldı.

Haberin Devamı

PKK’ya karşı üçlü mekanizma istihbaratın ötesine geçecek

PKK’ya karşı üçlü mekanizma istihbaratın ötesine geçecek



G20’ye ev sahipliği için aday

Türkiye 2013’te yapılacak G20 zirvesine ev sahipliği yapmak için aday oldu. Rakibi Rusya.

Bütçe açığını üç yıl yarı yarıya kısacaklar
G20 liderleri 2013 yılına kadar bütçe açıklarını yarı yarıya azaltma konusunda uzlaşırken, bunu ekonomik büyümeye zarar vermeden yapacaklarını da sonuç bildirgesine ekledi. Almanya Başbakanı Angela Merkel, alınan bu kararın beklentisinden daha iyi bir sonuç olduğunu belirterek, “Bu bir başarı” dedi. G20 sonuç bildirisinde her ülkenin bütçe açığını gelecek üç yıl içinde ne hızda ve miktarda kısacağına kendisinin karar vereceği de belirtildi. Bunun sebebi olarak da her ülkenin farklı hızda ekonomik toparlanma yaşaması gösterildi.
Metinde, “Senkronize bir şekilde mali düzeltme yapılırsa bazı büyük ekonomilerdeki toparlanmanın bundan olumsuz etkilenme riski var. Benzer şekilde, mali konsolidasyon önlemlerini geciktirmenin güveni sarsma ve büyümeyi olumsuz etkileme tehlikesi de mevcut” ifadesi yer aldı.
Bankacılık sistemine ilişkin kararda ise ince ayar yapıldı. Bankaların riskli davranışları yakından denetlenecek ancak bu kredi tedarik edilmesini, piyasanın fonlanmasını engellemeyecek. Özellikle Almanya, bankalara küresel çapta vergi uygulaması fikrini destekliyordu. Ama Almanya’nın bu girişimi destek görmedi. Ancak Almanya, Fransa ve İngiltere gibi ülkeler kendi inisiyatifleriyle bankacılık sistemine vergi uygulamasına başlayacaklarını açıkladı.

İŞ DÜNYASINA YÖN VEREN İSİMLERİN BULUŞTUĞU B20’DE “TÜRKİYE” KONUŞULDU
Şahenk: Yenilenmiş bir IMF, global ekonominin gözetim adresi olabilir

G20 kapsamında düzenlenen ve işadamlarının katıldığı B20’ye ilişkin izlenimlerini almak için Toronto’da Doğuş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk ile bir araya geldik.
Şahenk ile otelin hemen dışında, sokakta görüşüyoruz. Az ilerimizde demir perdenin ardından protestocuların sloganları geliyor. Özel kıyafetler, gaz maskeleri ve kalkanlarla donanmış polisler hemen yanımızda gardını almış bekliyor.
Savaş alanını andıran bu görüntüye aldırmadan konuşan Şahenk, küresel finans sisteminin düzenlenmesi ve denetlenmesi için adresi IMF olarak gösterdi. Ancak, bunun sağlıklı yürütülebilmesi için IMF’nin de kendini yeniden yapılandırması ve temsil özelliğini kendi içinde çeşitlendirmesi gerektiğini, Türkiye’nin sesinin daha fazla duyulmasının önemli olduğunu söyledi.
Şahenk, IMF’nin gelişmekte olan ülkelere karşı tavrının gelişmiş ülkelerde de aynı olması gerektiğini vurguladı.

Türkiye övgü topladı
Şahenk, toplantıdaki gözlemlerine dayanarak G20 ülkeleri arasında bir ayrışma olmadığını, tam tersine ekonomik durgunluğu aşma konusunda ülkelerin büyük bir beraberlik içinde olduğunu söyledi. Doğru politikaları uygulayan ve önlemleri alan ülkelerin ismi ne olursa olsun takdir topladığını söyleyen Şahenk, Türkiye’nin bu ülkeler arasında yer aldığını, birçok bakan ve iş adamının konuşmalarında Türkiye’yi örnek gösterdiğini belirtti. Şahenk, “Türkiye’nin bilhassa finans sektöründe yaptığı değişim çok konuşuldu. Finans sektöründeki regülasyonun önemli, ama denetimin çok daha önemli olduğu konuşuldu. Keşke Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurmuu (BDDK) başkanımız da burada olsaydı ve bu güzel söylemleri kendisi de duysaydı” dedi.
Şahenk, kendi konuşmasında Türkiye’nin geldiği noktadan geri dönmeyeceğini, yapılan değişikliklerin kalıcı olduğunu söylediğini aktarırken, bundan sonra Türkiye için fırsatların çevre ülkelerde olduğunu da vurguladı. Şahenk, “Türkiye bölgesinde bundan sonra örnek bir memleket olarak, yatırımcısını buralara taşıyarak, daha fazla bölgesel güce sahip kurumlara sahip olabilir” dedi.
Garanti Bankası’nın ortağı General Electric’in (GE) elindeki banka hisselerini satış sürecinin devam ettiğini belirten Şahenk, “Orada bizim diyebileceğimiz hiçbir şey yok. Biz işimize devam ediyoruz. Bankamıza inanıyoruz, geleceğine inanmaya devam ediyoruz” dedi

Dinçer: Krizden hızlı çıkış katılımcıların ilgisini çekti
B20 toplantısının Türkiye’den gelen diğer katılımcısı Sabancı Holding Perakende Grup Başkanı Haluk Dinçer’di. Dinçer de toplantıda Türkiye’nin 2002 sonrası yaşadığı ekonomik gelişme ve 2008 krizinden görece hızlı ve güçlü çıkmasının tüm katılımcıların dikkatini çektiğini söyledi. Dinçer, “Beklenen ekonomik büyümenin yanı sıra kamu borç stoku ve bütçe açığı rasyolarında Türkiye’nin performansı takdir topladı” dedi.
İş dünyasından temsilcilerin küresel ekonomiyle ilgili genel olarak iyimser beklentileri olduğunu belirten Dinçer, büyümede gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki dengesizliğin özellikle rahatsızlık yarattığını söyledi. Dinçer, G20’ye de damgasını vuran bütçe açığının kısılması ya da kamu harcamalarının artırılması tartışmasında iş dünyasının her ikisinin de eş zamanlı uygulanmasına destek verdiğini belirtirken, “Bu sonuçta düşük büyüme oranlarına razı olduklarını gösteriyor” dedi.
Bankalardan vergi alınması önerisine iş dünyasının net olarak ve tamamen karşı olduğunu aktaran Dinçer, “Hükümetlerin finansal düzenlemeler konusunda hızlı hareket etmesi ve yıl sonundan önce Basel 3 kurallarında mutabakat sağlanması istendi” dedi. Dinçer, sürdürülebilir büyüme için iş dünyasının reçetesinin dış ticaret, girişimcilik ve inovasyonun hükümetler tarafından desteklenmesi olduğunu, serbest ticarete yönelik Doha görüşmelerinni bir an önce tamamlanması çağrısı yapıldığını da belirtti.