Ekonomi Porland perakendede ‘fabrİka’lar açacak

Porland perakendede ‘fabrİka’lar açacak

03.08.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:

Porland Porselen Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Pamukçu, şu anda 18 mağazaya ulaştıklarını söyleyerek, "Mağazacılıkta yeni bir konseptimiz var. 1500 metrekare büyüklüğünde dev mağazalar açıyoruz. Konseptin adını da Porland Fabrika koyduk" dedi

Porland perakendede ‘fabrİka’lar açacak

Süleyman Pamukçu tarafından 1992 yılında kuruyan Porland Porselen, mağazacılığa yeni bir konsept getirdi: Fabrika... Hem ev hem de gastronomi tüketicisine yönelik binlerce ürünün sergilendiği mağazalar bin 500 metrekare büyüklüğe sahip. Porland Fabrika mağazalarında, aynı tabaktan bin adet satın alan işletme sahibi ile evde kullanım için bir adet ürün alan tüketicinin aynı fiyatı ödüyor.
Bu konseptin çok başarılı olduğunu söyleyen Süleyman Pamukçu, "Şu anda iki Fabrika mağazamız var. Kısa süre içinde üçüncüsünü açacağız. Bu mağazalarımızda geniş bir ürün yelpazesi sunuyoruz" dedi.
Hedeflerinin Porland Fabrika mağazalarının sayısını 10’a çıkarmak olduğunu belirten Pamukçu, şöyle devam etti:
"Bu konseptle yurtdışına da açılmak istiyoruz. Öncelikli hedefimiz İngiltere. Bu amaçla da üretim kapasitemizi artırıyoruz. Bilecik'teki fabrikamızda yaptığımız yeni yatırımlarla yıllık 45 milyon adetlik üretim kapasitemizi 70 milyon adete çıkaracağız. Eylül ya da ekim sonu üç fabrika sayısına ulaşmayı planlıyoruz."

20. yılını kutluyor
Bu yıl kuruluşlarının 20. yılını kutladıklarını kaydeden Pamukçu, "Çalışan sayımız 1500 kişiye ulaştı. Toplamda 18 mağazaya ulaştık. Üretimimizin yüzde 65’ini ihraç ediyoruz" diye konuştu.

Haberin Devamı

‘Alumilite adlı yeni bir ürün kategorisine giriyoruz’

Yeni yatırımlarla birlikte bugün 300 dönümlük bir alanda faaliyet gösterdiklerini ifade eden Pamukçu, şu bilgileri verdi: "Ekim ayında hizmete girecek yeni yatırımlarla üretim kapasitemiz 70 milyon adede çıkacak. Ayrıca Alumilite adlı yeni bir ürün kategorisine giriyoruz. Bu ürünün özelliği sert porselenden üretiliyor olması. Kremsi bir renk. Yani sert porselenlere özgü yüzey dayanıklılığı ve yumuşak porselenlere özgü kremsi rengin aynı bünyede hayat buldu. İki yıldır Ar-Ge çalışmalarını yapıyorduk. Şimdi tamamen Porland reçetesi ile üretiyoruz. İtalya'ya satışına başladık. Bu ülkeyi pilot ülke olarak seçtik. Hedefimiz İngiltere ve Avusturya pazarlarına Alumilite ürün grubunu ihraç etmek. Porland Porselen üretiminin yüzde 65 ini ihraç ediyor. İngiltere’de yüzde 7 pazar payımız var. Aynı zamanda 14 yıldır IKEA’nın ana tedarikçisiyiz. Tesco ile görüşmelerimiz sürüyor. Anlaşırsak Tesco’ya da ürün vermeye başlayacağız."

Haberin Devamı


2014 yılında halka açılacak
2014 yılında halka açılmayı planladıklarını söyleyen Süleyman Pamukçu, "Bu yönde hazırlıklarımız devam ediyor. Halka açıldıktan sonra gündemimize cam üretimi ve otelcilik gibi yeni yatırımları alacağız" dedi.
Pamukçu, Porland Porselen'in logosunda neden 'balerin' olduğunu da şöyle anlattı: "Logomuz balerin çünkü bale disiplin, estetik, çağdaşlık ve güzellik demek. Bunlar aynı zamanda porselenin de özellikleri... Ben kişisel anlamda bale sanatını çok severim. Bu nedenle balerin logosunu uygun gördük. Bale bana yaşam sevinci veriyor. Aynı zamanda Tan Sağtürk Bale Okulları’nın da yıllardır yıl sonu gösterilerinin ana sponsoruyuz."

İngilizce öğretmenliğinden sanayicİliğe...

Süleyman Pamukçu aslen İngilizce öğretmeni... İçindeki girişimcilik ruhu nedeniyle öğretmenliği bırakan Pamukçu, önce züccaciye dükkanı açarak perakendeye adım atmış. Pamukçu, girişim öyküsünü şöyle anlatıyor:
"Girişimcilik para kazanmak için değil, yapmam gereken bir şeydi. Öyle hissediyordum. Bir işi sevgiyle yaptığınızda para sonrasından geliyor. Ben iş hayatıma Siirt’te açtığım züccaciye dükkanıyla başladım. Bardaktan kaşığa, porselenden tencereye masa üstü malzemeler satıyordum. Aynı zamanda içecek bayiliği yaptım."
Şansın herkesin önüne geldiğini söyleyen Pamukçu, şöyle devam ediyor: "Zaten hayat da böyle değil mi? Benim de şansım 1983’te promosyon işleri yapmaya başlayınca geldi. Logolu bardak promosyonu faaliyetine başladım. 3 milyon adet bardak gibi hacimlere ulaşınca İstanbul’a taşınmak durumunda kaldım."
Pamukçu, "Turizm sektörü de hareketlenmeye başlamıştı. Otellerin logolu bardak ve porselen ihtiyacı giderek artıyordu. Doğru zamanda doğru işe girmiş bulunduk. Zamanla iyice öğrendik.Bu faaliyetleri İmge adlı şirketimizle yürütüyorduk. İmge oğlumun da adı. Şirket ve oğlumun doğumu aynı yıla denk geliyor" dedi.

Üretime adım attı
Bardakları o dönem İstanbul Porselen’den temin ettiklerini kaydeden Pamukçu, kendisini sanayiciliğe götüren süreci şöyle anlatıyor: "Bir süre sonra bu şirket kapandı. Çalışanların teşviğiyle üretime karar verdik. Makinalara talip olduk. 1992’de üretime başladık. Daha sonra Bilecik’te 100 dönümlük bir araziye fabrika kurduk."

Haberin Devamı

Kim Market’ten ramazana özel üç mağaza sahura kadar açık

Haberin Devamı

Kim Market Genel Müdürü Hamit Akçay Ramazan ayıyla birlikte örnek bir uygulamayı da devreye soktuklarını belirterek, “Özel olarak seçtiğimiz 3 mağazayı Ramazan ayında nöbetçi mağaza olarak görevlendirdik. İstanbul Fındıkzade ve Üsküdar ile İzmit merkez mağazamız sahur süresince hizmet veriyor. Alışverişe fırsat bulamayanlara büyük kolaylık sağlıyor” dedi.
Bu arada Kim Marketler Zinciri, İstanbul Esenler ve Küçükköy’de 2 Kim Pratik ve Halkalı’da 2 süper market açılışı yaptı. Mağaza sayısını 65’e çıkardı. Kim Marketler Zinciri Yönetim Kurulu Başkanı Erol Ersan, “Temmuzda altı mağaza açtık. 150’den fazla kişiye istihdam sağladık" dedi. Perakendede ilk beşe girmeyi hedeflediklerini belirten Ersan, "Artık yereller global perakendecilerle rekabet edebilecek güce ulaştı. Oyunun kuralları değişmeye başladı. Köşemize çekilmek yerine kazandığımız her kuruşu yatırıma harcayacağız” diye konuştu.
Ortaklık teklifi
Ulusal marka olma yolunda olduklarını belirten Ersan, “Yurt dışındaki fırsatları gündeme aldık. Irak’la başladığımız yatırımlara farklı ülkelerle devam edeceğiz. Görüşmelerimiz devam ediyor. Ortaklık ve satın alma teklifleri alıyoruz. Fırsat görürsek satın alma yapabiliriz” dedi.

Haberin Devamı

TAKI AKSESUVAR

Sarı pırlanta modası
Doğada milyonda bir bulunması sebebiyle paha biçilemez olan sarı (fancy) pırlanta, son dönemde en revaçta olan değerli taşların başını çekiyor. Janna Diamond, bu yaz güneşin yansımalarını üzerinde taşımak isteyen kadınlara sarı pırlanta ile süslediği takılarını öneriyor.

Minikler için...
Jival, hayatın ışıltıları çocuklar için rengârenk bir koleksiyon hazırladı. Yeni doğan bebekler ve her yaştan çocuklar için tasarlanmış, çocukların renkli dünyalarına ait figürlerin bulunduğu ürünler, parlak ve renkleriyle dikkat çekiyor.

Afrika sıcağı
Tasarımlarında Kuzey Afrika’nın sıcağını ve Nil Nehri’nin mavisini batının dinamizmi ile sentezleyen Mimar Elif Barut, içindeki yaratıcılığı ve heyecanı yansıttığı takılarıyla gimora.com'da. Nili Silver markasıyla faaliyet gösteren Barut, özel tasarını tüm kadınlara ulaştırmayı amaçlıyor.

Denizaltı koleksiyonu
Asgold Gifty Pırlanta’ nın yeni takı koleksiyonu ahtapot, balık, yunus, deniz yıldızı ve deniz atı motiflerinden oluşuyor. Yazın enerjisiyle hazırlanmış Asgold Gifty Pırlanta’nın bu modelleri Atasay mağazaları ve Asgold satış noktalarında sunuluyor.

Kadınlara özel inci
Loja’s, saf güzelliğin simgesi inci ile pırlanta parlaklığının yansıdığı markaziti bir araya getirerek özel bir seri hazırladı. ‘Her kadın nadide bir incidir’ temasıyla hazırlanan koleksiyonda çiçek motifleri kullanılmış.

‘İhtiyacımı işe dönüştürmeye karar verdim’

Monist, Türkiye’nin önde gelen finans kuruluşlarında yönetici olarak görev yapan µ’in, çalışan kadınların gardrobunda fark ettiği eksikliği gidermek fikriyle Aralık 2011’de kurulmuş bir e-ticaret sitesi. Monist'in mevcut online alışveriş sitelerinden çok farklı olduğunu söyleyen Türker, "Kendi tasarımcısının yarattığı modelleri, kaliteli kumaş ve aksesuarlarla bütünleyerek mevcut mağazacılık markalarına alternatif olarak sunan bir marka olarak ortaya çıktı. Diğer indirim siteleri gibi değil, indirim yapmıyor ve sadece kendi markasını tüketici ile buluşturuyor" dedi. Monist'in dört farklı grupta, her biri tasarım olan, ipek ve pamuğun en kaliteli halinin kullanıldığı ürünleri satışa çıkardığını belirten Türker, "Tasarımlarımızda kullanılabilirlik birinci öncelik. Kadınların yaka açıklığı, boy uzunluğu, düğme aralığı gibi en sancılı konularını çözüyoruz" diye konuştu.

Moda kartları var
Ürünlerin kirlenme riskine karşı organze kılıflarda, Monist askılarında teslim edildiğini ifade eden Türker, şöyle devam etti: "Ayrıca yine kadınların sıkıntı duyduğu, ürünü giyerken makyaj bulaşma riskini, kutu içerisinde teslim edilen tülbent başlıklar ile çözüyoruz. Her bir ürünü nasıl kullanması gerektiğiyle ilgili moda kartları ise, saç şeklinden makyaja, ayakkabı çantadan çoraba kadar kadınlara yol gösteriyor." Monist'u kurma fikrinin kendi ihtiyacından doğduğunu anlatan Türker, "17 yıl kurumsal hayatın içinde, koyu renk takımlarla ipek ve şifon gömlek kullanıyordum. İstediğim ürünleri bulamayınca bu ihtiyacı işe dönüştürmeye karar verdim. Önce tüketici olarak nasıl bir hizmet ve ürün kalitesi beklediğimi düşündüm. Yaşadığım sıkıntıları tek tek çalıştım ve çözümlerini denedim. Sonrasında çok keyifli bir süreç başladı" dedi.

Ruhun maddeye dönüşmesi
Uzun vadedeki hedeflerinin Monist’i dünya üzerinde de tanınan bir Türk markası yapmak olduğunu ifade eden Sibel Türker, "O yüzden hem evrensel anlamı olmasına hem de fonetik açıdan kolay söylenebilen bir marka seçtik. Monist, ruhun maddeye dönüşmesi anlamına geliyor. Biz de ruhumuzda hissettiklerimizi ürünlerimize yansıtıyoruz. Ayrıca mon ve ist olarak bölerseniz “Benim İstanbul'um” anlamına geliyor. Bu açılardan anlamları da çok hoşumuza gitti" dedi.

Üyelik zorunlu değİl
Monist'te ürünleri görmek için herhangi bir üyelik zorunluluğu olmadığını belirten Sibel Türker, "Dileyen herkes siteyi gezebilir. Sadece alışveriş yapılacağı zaman üyelik gerekiyor" diye konuştu.
Sayısal hedefler konusunda çok agresif olmadıklarını söyleyen Türker, "Ancak genel olarak baktığımızda yıl sonunda 8 aylık bir geçmişimiz olacak. Böyle bir süreç için 50 bin üye ve 250 bin TL ciro hedefi makul bir beklenti olur sanırım" dedi.

Tasarımcı Mete Mordağ’dan dört yenilikçi tasarım!

Tasarımcı Mete Mordağ, Rendy, Holdy, Dropy ve Twister isimlerindeki 4 yeni ürünü Arzum ailesine kattı. Rendy, ayarlanabilir kanatları sayesinde farklı kaplara takılarak kullanılabiliyor. İnce - kalın doğrama ve rende bıçak alternatifleriyle hem doğrama hem de rendeleme yapılabiliyor. Holdy ütü altlığı ve askılığı ise sıcak ütü kullanımını kolaylaştırıyor. Dropy ise demliklerin alt kısmında biriken su damlacıklarına karşı çözüm üretiyor. Twister da, limonata, meyve suyu, ayran gibi belli bir süre sonra çökelti oluşturan içeceklerin servis edilmeden önce basit bir mekanizma sayesinde karıştırılmasını sağlıyor.

Neon’lar eşliğinde teknoloji

Kağıt, çanta, aksesuar ve kişisel ürünler tasarlayıp üreten İsveç şirketi Ordning&Reda yeni koleksiyonundaki ürünleri meyankökü şekerinden ilham alarak tasarladı. Yeni Neon serisinde dizüstü bilgisayar, iPad ve akıllı telefon kılıfları yer alıyor.Marka, 10 yıldır müdavimi olan Moris Eskinazi tarafından 2010 yılında Türkiye’ye getirildi. Eskinazi, beş yıl içinde ve subfranchise olarak Ankara, Bursa, Antalya ve İzmir’de beş mağaza açmayı hedefliyor. 1982 yılında Stockholm'de kurulan şirket bugün dünya çapında 15 ülkede faaliyet gösteriyor.

Eggy Yumurta’dan iPhone çıktı!

TSE belgeli yumurta markası Eggy, Temmuz - Eylül döneminde kutuların içindeki kazı kazanlarla üye olan katılımcılar arasında yapacağı çekilişle bir kişiye IPhone 4 veriyor.
Eggy markasının sahibi Baranoklar Gıda, sektöre 1973 yılında 500 adet yumurta civcivi ile adım atmış. Firma 1984 yılında sektördeki teknolojik gelişmeler neticesinde salma kümeslerden kafesli kümeslere geçmiş. Baranoklar Gıda bugün toplam 145 bin metrekare açık 9 bin metrekare kapalı alanda faaliyet gösteriyor.

Hijyenik ve ışıltılı

Henkel markası tarafından üretilen Pril, bulaşıkların pırıl pırıl olmasında hanımlara yardımcı oluyor.
Pril ile hanımlar, iftar sofralarını inatçı lekelerden korkmadan gönül rahatlığı ile hazırlıyor. Güçlü formülü ile Pril 3’lü Güç, en zorlu lekeleri kolaylıkla çıkartırken yanmış yağları, yemek kalıntılarını ve kokularını da tava, tencere ve tabaklardan kolayca söküp atıyor. Ekstra bir ürün kullanmaya gerek kalmadan mükemmel temizlik sunuyor. Pril 3’lü Güç %50’ye kadar daha yoğun özel geliştirilmiş formülü ile Türkiye’nin en iyisi olmaya devam ediyor.

Haftanın perakendeci tweet’leri

Murat Sönmez Zafer Plaza AVM
Aynı objenin aynı dönemde ticari reklam tasarımlarında defalarca kullanımı. Stok imajlarla nereye kadar?

Zeynep Özçoban Park Bravo
Sabahattin: Açık ara İstanbul'un bana göre en keyifli mekanı...

Seda Çetin Modanisa.com
Doktorum bile dalga geçiyor benimle:) "Normalde 10 gün sonra gel diyeceğim ama ben senden randevu alayım, ne zaman gelirsin" diyor:)

Fatih Akbacakoğlu Ayakkabı Dünyası
Hayat güzel, yaşamak güzel, gülmek çok güzel:)