Resmen açıklandı! Çalışmalar başladı...

Pakdemirli, burada yaptığı konuşmada, tarımda daha fazla teknolojinin ve verimliliğin kullanılması gerektiğini söyledi.

Çiftçinin en büyük girdi maliyetlerinden birinin mazot olduğuna dikkati çeken Pakdemirli, "Mazotla ilgili taleplerin ardı arkası kesilmiyor. Dünya bu kadar elektrikli araçları konuşurken, 'neden elektrikli traktör olmasın' dedim. Hemen büyük üreticileri çağırdım ve bu elektrikli traktör konusuna, aslında Türkiye’de de çok büyük bir sanayimiz olmasına rağmen, çok da hazır olmadığımızı gördüm. Bu konuda şimdi prototip çalışmalarına başladık. Bunlara da devam ediyoruz." diye konuştu.

Pakdemirli, tarımda tohumun çok önemli olduğunu vurgulayarak, Türkiye'nin sertifikalı tohum yeterliliğinde dünyada 11. sırada olduğunu kaydetti.

Zirveye katılan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'ye (solda) hediye sunuldu.

Başarının anahtarının sulama olduğuna işaret eden Pakdemirli, şöyle konuştu:

"Dünyada yeni konuşulan bir şeyden bahsedeceğim; yer altı barajları. Sulama ile ilgili baraj yaptığınız zaman, o işin kamulaştırması var, çevresel etki değerlendirmesi var, birçok konu var. Hakikaten işler de çok uzayabiliyor. Ama bir şekilde eğer yağmur sularını bir yerden besleyip, yer altında biriktirip, onu da bir şekilde ufak bentler yaparak çekmenin bir yolunu bulabiliyorsanız, bu yer altı barajlarının çok büyük katkısı var. Doğaya da tahribatı yok. Özellikle de barajı yaptığınız da barajda çok ciddi bir buharlaşma problemi oluyor ama burada buharlaşma problemi de olmuyor. Hiçbir şekilde de doğaya zarar vermemiş oluyorsunuz. Bu konu, dünyada Avustralya dahil olmak üzere birçok ülkenin daha yeni yeni duymaya başladığı bir konu. Türkiye'de de az da olsa örnekleri olan bir konu. Bu konu üzerinde çalışmaya devam ediyoruz."

"SUDAN, AFRİKA'YA AÇILAN KAPI OLARAK, ORAYI SEÇTİK"

Dünyada birçok büyük ülkenin Sudan'da tarım için toprak kiraladığını anlatan Pakdemirli, şunları kaydetti:

"Büyük ülkelerin hepsi mutlaka tarımla ilgili ev ödevlerini çalışırken sadece dönüp kendi sınırları içerisinde ‘ben ne yapabilirim'e değil ufka da dönüp, ‘ben bu sınırların dışında ne yapabilirim'e mutlaka bakıyorlar. Bizim de ev ödevimizde, Sudan, bize en yakın milletler olduğu için Afrika’ya açılan kapı olarak, orayı seçtik. Türkiye’nin toplam ekilebilir alanının yüzde 10’u kadar bir alanı Sudan bize tahsis etti. Biz de önümüzdeki günlerde yerli Türk yatırımcılarımızla beraber burada üretim olanaklarını arıyor olacağız."

"500 MİLYON TL CİVARINDA DÖNÜŞÜYORUZ"

Aktif Bank Genel Müdürü Serdar Sümer, "2019'da gerçekleşecek sukuk ihraç hacmimizi 500 milyon TL civarında düşünüyoruz. SPK'dan nihai onay alma aşamasındayız." dedi.

Zirvede düzenlenen "Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri Kapsamında Yenilenebilir Enerji Projeleri Finansmanında İslami Finans Araçlarının Kullanımı" başlıklı panelde konuşan Sümer, İslami finansmanda günümüzde arayış içinde olunan tüm faktörlerin bulunabildiğini söyledi.

Aktif Bank Genel Müdürü Serdar Sümer, zirvede düzenlenen "Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri Kapsamında Yenilenebilir Enerji Projeleri Finansmanında İslami Finans Araçlarının Kullanımı" başlıklı panelde konuşma yaptı.

Sümer, yatırımcılar için varlığa dayalı finansmanın çok önemli olduğunu aktararak, "İslami finansman varlığa dayılı bir finansman. İslami finansmanın tabiatı etik, dolayısıyla finanse ettiğiniz uygulama yatırımcının sosyal etki, şeffaflık, sürdürülebilirlik gibi hedeflerine uygun. Ayrıca, İslami finansmana baktığınızda finansal kapsayıcılık da çok önemli bir faktör." şeklinde konuştu.

"ENERJİ PROJELERİNİN FİNANSMANI ÜZERİNDE ÇALIŞIYORUZ"

Türkiye'de gerçekleştirilen ilk sukuk ihraçlarına değinen Sümer, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Güneş enerjisi odaklanabileceğimiz önemli bir alan. Yeşil enerji projelerini sukuk ile finanse edebiliriz. Bu mükemmel bir uyum olur. Aktif Bank olarak biz bir yıldan beri enerji projelerinin finansmanı üzerinde çalışıyoruz. Yaklaşık 30 projeye finansman sağladık. Bu projelerin kapasitesi yaklaşık 250 megavat civarında. Şimdi ikinci aşamaya geçmek istiyoruz.

Çünkü bu projelerin finansmanını zaten temin ettik fakat kapasitemizi artırmak istiyoruz ve bunu da gelecek yıl planladığımız yeşil sukuku ihraç etmek suretiyle düşünüyoruz. Yine yenilikçi bir yapıya sahip olacak. 2019'da gerçekleşecek sukuk ihraç hacmimizi 500 milyon TL civarında düşünüyoruz. SPK'dan nihai onay alma aşamasındayız. Bu 500 milyon biyokütle, güneş ve yeşil enerji projelerine yöneltilecek."

"YOKSULLUĞUN AZALTILMASI ÇOK ÖNEMLİ"

Limak Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir, çevreye ya da ekonomiye kattıkları değerin, iş camiasındaki kârlarını da güçlendireceğini belirterek, "Yoksulluğun azaltılması da çok önemli. Bunu yapmanın yolu yatırımları doğru şekilde planlamak ve bütüncül görüşü göz önünde bulundurmak." dedi.

Zirvede düzenlenen "Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri: Ekosistemlerin Oluşturulmasını Hızlandırmanın Zamanı mı?" başlıklı panele katılan Limak Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir konuşma yaptı.

Zirvede düzenlenen "Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri: Ekosistemlerin Oluşturulmasını Hızlandırmanın Zamanı mı?" başlıklı panelde konuşan Özdemir, dünyanın, özellikle gelişmekte olan ülkelerin çok daha fazla inşa ve altyapıya ihtiyaç duyduğunu söyledi.

Afetlere karşı daha dirençli ve çevre dostu olunması gerektiğine dikkati çeken Özdemir, "Yoksulluğun azaltılması da çok önemli. Bunu yapmanın yolu yatırımları doğru şekilde planlamak ve bütüncül görüşü göz önünde bulundurmak. Ekonomik, sosyal ve çevresel hedefleri ve endişeleri harmanlayıp bir plan sunabilmek. Bizim özel sektör olarak bir adım geri atma lüksümüz yok. Bizim herkesi dinlememiz lazım. İnsanların ihtiyaçlarını ve endişelerini göz önünde bulundurmamız lazım." diye konuştu.

Özdemir, çevreye ya da ekonomiye kattıkları değerin iş camiasındaki kârlarını da güçlendireceğini vurgulayarak, yatırımların, birçok probleme yardım sunacak şekilde yönlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi.

"TİCARET BARİYERLERİ FİKİRLER İÇİN HENÜZ İŞLEMİYOR"

Panelde konuşan Makine İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Kutlu Karavelioğlu da TİM-TEB Girişim Evlerine start-up programı ile başladıklarını belirterek, Ar-Ge, tasarım, inovasyon, girişimcilik gibi bütün programları ve okulları yaygınlaştıracaklarını söyledi.

Zirvede düzenlenen "Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri: Ekosistemlerin Oluşturulmasını Hızlandırmanın Zamanı mı?" başlıklı panele katılan Makine İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Kutlu Karavelioğlu konuşma yaptı.

Girişimcilerin bir araya gelerek kurdukları ağların çok kıymetli olduğunu aktaran Karavelioğlu, "Ekosistem küreselleşiyor; ticaret bariyerleri fikirler için henüz işlemiyor. Bu paradoksal bir durum olsa da açık kaynaklar küresel teknolojik rekabetin dışında kalabildi. Farklı düşünenlerin rekabet tanımı da bizimkinden farklı olabiliyor. Bu farklılığı görüp ortaya çıkaran yine farklı kişiler." şeklinde konuştu.

Zirvede düzenlenen "Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri: Ekosistemlerin Oluşturulmasını Hızlandırmanın Zamanı mı?" başlıklı panele Limak Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir (sağda) ile Makine İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Kutlu Karavelioğlu da (ortada) katıldı.

YAPAY ZEKA-DİJİTAL DÖNÜŞÜM

Türk Telekom Üst Yöneticisi (CEO) Paul Doany, "Birçok şirket risk almak istemiyor. Ne yapıyorsa biraz daha iyi yapmak istiyor. Bu yüzden yapay zeka ya da dijital dönüşüm, bir şirkete dahil olursa şirketi daha verimli kılabilir." dedi.

Doany, zirvede yaptığı konuşmada, yeni şeyler yapan şirketlerin gelecekleri olma ihtimalinin daha yüksek olduğunu belirterek, "Ama bir yandan risk de alıyorlar. Birçok şirket risk almak istemiyor. Ne yapıyorsa biraz daha iyi yapmak istiyor. Bu yüzden yapay zeka ya da dijital dönüşüm, bir şirkete dahil olursa şirketi daha verimli kılabilir." diye konuştu.

Sermaye harcamalarının yüksek olduğu bir ortamda tehlikeli durumlar oluşacağını aktaran Doany, şunları kaydetti:

"Yanlış yere yatırım yaparsanız bu bir sıkıntı. Ayrıca düzenleyici kuruluşların anlaması çok önemli. Sırtınızda bu sermaye harcamaları yükü varken fiyatlandırma ve rekabet nasıl işleyecek? Bir yandan ağır düzenlemelere tabisiniz, bir de teknoloji çok hızla değişiyor. Kısa süre önce Almanya'da 5G ihale kuralı açıklandı. Bence tamamen felaket bu... Sektörün büyük bir kısmı da böyle düşünüyor. Çünkü bu israf olmuş birçok yatırımı da beraberinde getirecek."

"5G'NİN AYAK SESLERİ DE DUYULMAYA BAŞLADI"

Paul Doany, hem sabit hatlar hem de 4,5G teknolojisiyle sermaye harcamalarının yükseldiğine işaret ederek, "Bir yandan 5G'nin ayak sesleri de duyulmaya başladı. Son derece de pahalı olacak. Öte yandan lisans en büyük risklerimizden birisi." diye konuştu.

Getirmeye çalıştıkları çözümlere değinen Doany, "Bir operatör yatırımın büyük kısmını yapar, diğerleri de ufak katkılarda bulunur. Bu da mükerrer uygulamaları azaltır ama yine de sağlıklı bir rekabete müsaade eder." dedi.