Ekonomi SATMIYORUM

SATMIYORUM

10.04.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

SATMIYORUM

SATMIYORUM


Finasbank'ın satıldığı söylentilerinden rahatsız olan Hüsnü Özyeğin, "Finansbank en karlı çalışan bankalardan birisi. Çok hızlı büyüyor. Söylentilerde buradan çıkıyor" dedi.


       Finansbank Yönetim Kurulu Başkanı ve Fiba grubunun patronu Hüsnü Özyeğin, Finansbank'ın 400 milyon dolara İngiliz bankası HSCB'ye satıldığı söylentilerinden rahatsız. 1987 yılında profesyonel bankacılıktan, patronluğa geçerek kendi bankasını kuran Özyeğin daha sonra finans sektöründe büyüdü. Grubun sahip olduğu finans kuruluşlarının yanısıra bugün İsviçre, Fransa, Hollanda, Fransa, Rusya, Romanya'da bankaları bulunuyor.
       Fiba Holding geçtiğimiz aylarda da Türk Sakura Bank'ı bünyesine kattı. Gıda ve finans sektörünün grubun stratejik alanları olduğunu söyleyen Özyeğin, "Finansbank, karlı çalışan, herhangi bir kredi sorunu olmayan bankadır. Sanıyorum söylentilerde buradan çıkıyor" şeklinde konuşuyor. Finans ve gıda sektöründeki şirketlerinin birbirinin tamamladığını söyleyen Özyeğin'le stratejilerini ve güncel gelişmeleri konuştuk.

       Finansbank'ı 400 milyon dolara HSCB'ye sattığınız, görüşmeleri sizin götürdüğünüz söyleniyor. Bankayı sattınız mı?

       HSCB'yle bırakın konuşup anlaşamamak, hiç konuşmadık. Bankayı satmayı kesinlikle düşünmüyoruz. Benim iki çocuğum var ve onları çok seviyorum. Finansbank'ta üçüncü çocuğum. Finansbank'ı bir anlamda ben doğurdum çünkü. Bu nedenle düşünmüyorum satmayı. HSBC veya başka bir yabancı gruptan böyle bir teklif gelmedi. Niye satayım ki bankamı? Çok karlı çalışan, herhangi bir kredi sorunu olmayan banka Finansbank. 12 yıl içinde 60 yıllık bankaların yarısına ulaştık büyüklük bakımından. Sanıyorum söylentilerde buradan çıkıyor. 8 Mayıs'ta internet bankacılığına başlıyoruz. Teknolojiye ciddi yatırımlar yapıyoruz.

       Türk Sakura Bank'ı da ticari amaçla, ileride satmak için aldığınız söyleniyor. Sakura'yı niye aldınız, büyütecek misiniz, yoksa yatırım bankası olarak kalacak mı?

       Türk Sakura Bank'ı yatırım bankası olarak geliştirmeyi düşünüyoruz. Çünkü, Finansbank kurumsal, ticari ve bireysel bir banka oldu artık. Finans İnvest'te yapamadığımız şeyleri Türk Sakura Bank'ta yapacağız. Şube sayısını 5'e yükseltmeyi düşünüyoruz.

       Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu üyeleri atandı. Kurulla birlikte bankacılık sisteminde beklediğiniz değişikler neler?

       Üst Kurul, yeni Bankalar Kanunu'nu uygulayacak. Politikadan arındırılmış bir kurum olacak. Dolayısıyla bankacılık sektörüne çağdaş ve Avrupai bir denetim mekanizmasının geleceğini düşünüyorum. Rekabet Kurumu, Sermaye Piyasası Kurulu'nda (SPK) olduğu gibi başbakan ve bakanlar değiştikçe, kurulun yöneticileri değiştirilemeyecek. En önemli özelliği budur kurulun. Kurul, sisteme istikrar kazandıracak, sistemle ilgili politikalara istikrar kazandıracak.

       Bankacılık yapmak zorlaşacacak mı?

       Sanmıyorum. Bankacılığın belli kuralları var dünyada. Türkiye'de de bankalar konusunda söz sahibi olan tek kurum, üst kurul olacak artık. Dolayısıyla bu Kurul aynı zamanda uluslararası normları uygulayacak. Mesela ilk uygulayacağı normlardan birisi konsolide bazda denetim olacak. Bizde hala konsolide bazda denetim yok. Konsolide bazda denetim, bir bankanın tüm iştirakleri ile konsolide bir bilançosunun çıkarılıp risklerinin konsolide olarak denetlenmesi demektir. Avrupalılar bunu istiyorlar. Ziyaretlerimizde sizde bu iş ne zaman başlayacak diye soruyorlardı. Birtakım uluslararası anlaşmalarda banka otoritelerinin, kamu otoritelerinin uluslararası denetim yapma zorunluluğu var. Aslında bu uluslararası denetim bizde de başladığı zaman Türk bankaları dışarıda daha rahat hareket edebilecek. Daha rahat banka kurabilecek.

       Parekende ve finansta nereye gidiyorsunuz?

       Dünyada gelişmeyen kurumlar yaşamıyorlar. Eskisine nazaran sektörler çok daha dinamik. Türkiye pazarı her konuda serbest rekabete açılmış durumda. İsteyen yabancı banka Türkiye'de faaliyet gösterebilir, isteyen parekende grubu gelip rekabet yapabilir bizimle. Liberal ekonominin uygulandığı ülkelerde gelişme alternatif değil zOrunluluk artık. Dünyaya bakıyoruz, gıda perekendeciliğinde süpermarketçilik yapanların aynı zamanda indirimli mağazalar zinciri, hipermarketler açtığını görüyoruz. Bizde yapıyoruz. Bunların hepsini yapmazsanız, yerinizi muhafaza edemezsiniz. Dolayısıyla gerilersiniz, işte o zaman kurumunuzu da satmanız gerekir.

       Grup olarak önümüzdeki 5 yıllık süreçte perspektifiniz nedir? Çalışanlarınıza verdiğiniz hedefler rakamsal bazda hangi büyüklüklere karşılık geliyor?

       Bunu söylemek çok zor, çünkü bende bilmiyorum. 13 yıl önce geldiğim bu noktayı, söyleseniz bile hayal edemezdim. 13 yıl önce birgün sahibi olacağım bir grupta; 8 bin 500 kişinin çalışacağını, grubumun 10 ülkede faaliyet göstereceğini, yanımda 26 milletten insan çalışacağına inanmazdım. Perakende sektöründe bu yıl GİMA, Marks&Spencer ve Endi mağazacılık olarak 500 milyon dolarlık bir ciroya ulaşmayı düşünüyoruz. Bizim parakendecilik ciromuz 1997 yılında 78 milyon dolardı. Marks&Spencer'ın satışlarından çok memnunuz, önümüzdeki yıl cironun 100 milyon dolara ulaşmasını bekliyoruz.

       Parekende şirketlerinin esas faaliyet karlılığı çok yüksek değil. Diğer faaliyet gelirleri yüksekti bugüne kadar. Faizlerin düştüğü bir ortamda eski karlılıkları yakalayabilecek misiniz?

       Söylediklerinizde haklısınız. Bundan sonra Türkiye'de parekendecilikte marjların artması gerekecek. Zaten kar marjları ABD'de 19 - 20 seviyelerindedir. Bizde 15 - 16 civarında. Rekabet olmasına rağmen kar marjları iki üç puan yukarı gidecek. Bunu herkes yapacak.

Gima'da ciro kaybı 800 milyar

       Geçtiğimiz hafta Mecidiyeköy iki katlı Gima mağazasının fırınında mazot ikmali sırasında çıkan yangında hasarın 1.5 milyon doların üzerinde olduğunu söyleyen Özyeğin, Gima'nın Commercial Union'a sigortalı olduğunu kaydetti. İki ay içinde mağazayı yeniden faaliyet gösterecek duruma getireceklerini belirten Özyeğin, bu sürede doğacak ciro kaybının 800 milyar lira olacağını söyledi. Geçen yıl 230 milyon dolar ciro elde eden Gima, bu yıl 350 milyon dolar ciro hedefliyor.

Banka birleşmeleri sinerji yaratmaz

       "Türkiyede bankaların birleşmesinin zorlukları var. ABD'ya baktığınızda birleşenlerin genelde farklı coğrafik alanlarda faaliyet gösteren bankalar olduğunu görürsünüz. Türkiye'de malesef her banka aynı işi yapıyor. Dolayısıyla farklı ihtisas bankaları da yok. Fondaki bankaların şubelerinin bulunduğu yerler hep aynı alanlar. Bu nedenle birleşmelerden ciddi bir sinerji çıkmaz ortaya. Dışarıda bankalar masraflarını kısmak için birleşiyorlar. Türkiye'de koşullar değişti, reel faizler azalıyor. Bu da masrafların kısılmasını zorunlu hale getiriyor. Gelir gider dengesini başka türlü kurmak gerekiyor artık. Bu nedenle üç - beş yıl içinde zoraki evlilikler gündeme gelebilir. Bankacı olmayan banka sahipleri, bankacılığı stratejik alan olarak görmeyen grupların bankalarını satmaları gündeme gelebilir. Belki bazı bankalar yabancılara satılabilir veya birleşebilirler.